18 10 2025
Akciğer kanseri, dünya genelinde ve ülkemizde en sık görülen ve en ölümcül kanser türlerinden biridir. Erken teşhis ve uygun tedavi yöntemleriyle yaşam süresi ve kalitesi önemli ölçüde artırılabilmektedir. Bu nedenle, akciğer kanserine yaklaşım, birçok uzmanlık alanının işbirliğini gerektiren multidisipliner bir yaklaşımı zorunlu kılmaktadır. Bu blog yazısında, göğüs cerrahisinin akciğer kanseri tedavisindeki rolünü, tanı yöntemlerini, tedavi seçeneklerini ve multidisipliner yaklaşımın önemini uzman görüşleriyle ele alacağız.
Akciğer kanseri, akciğer dokusunda anormal hücrelerin kontrolsüz bir şekilde büyümesiyle oluşan bir hastalıktır. Bu anormal hücreler, tümör adı verilen kitleler oluşturabilir ve zamanla akciğerin normal fonksiyonlarını bozabilir. Akciğer kanseri, başlıca iki ana türe ayrılır:
Akciğer kanseri gelişme riskini artıran birçok faktör bulunmaktadır. Bu faktörlerin başında sigara içimi gelmektedir. Diğer önemli risk faktörleri ise şunlardır:
Akciğer kanseri erken evrelerde genellikle belirti vermez. Belirtiler ortaya çıktığında ise genellikle kanser ilerlemiş demektir. En sık görülen belirtiler şunlardır:
Bu belirtilerden herhangi birini fark ederseniz, vakit kaybetmeden bir doktora başvurmanız önemlidir.
Akciğer kanseri tanısı, belirtiler, fizik muayene ve çeşitli tanı yöntemleri kullanılarak konulur. Tanı sürecinde kullanılan yöntemler şunlardır:
Görüntüleme yöntemleriyle şüpheli bir kitle tespit edildikten sonra, kesin tanı için biyopsi yapılması gerekir. Biyopsi, şüpheli dokudan örnek alınarak mikroskop altında incelenmesi işlemidir. Akciğer kanseri tanısında kullanılan biyopsi yöntemleri şunlardır:
Akciğer kanseri tanısı konulduktan sonra, kanserin evresinin belirlenmesi önemlidir. Evreleme, kanserin yaygınlığını, yani tümörün boyutunu, lenf bezlerine yayılımını ve uzak organlara metastaz yapıp yapmadığını belirleme işlemidir. Akciğer kanserinde en sık kullanılan evreleme sistemi TNM sistemidir. TNM sistemi şu faktörlere göre kanseri evrelendirir:
TNM sistemine göre akciğer kanseri evreleri şunlardır:
Kanserin evresi, tedavi seçeneklerini ve prognozu (hastalığın seyrini) belirlemede önemli bir rol oynar.
Akciğer kanseri tedavisi, kanserin türüne, evresine, hastanın genel sağlık durumuna ve diğer faktörlere bağlı olarak değişir. Tedavi seçenekleri arasında cerrahi, radyoterapi, kemoterapi, hedefe yönelik tedaviler ve immünoterapi yer almaktadır. Genellikle, birden fazla tedavi yönteminin kombinasyonu uygulanır (multimodal tedavi).
Cerrahi, akciğer kanseri tedavisinde önemli bir rol oynar, özellikle erken evrelerdeki (Evre I ve Evre II) KHDAK'da küratif (tamamen iyileştirici) bir seçenek olabilir. Cerrahi tedavinin amacı, tümörün ve çevresindeki lenf bezlerinin tamamen çıkarılmasıdır. Akciğer kanseri cerrahisinde kullanılan farklı yöntemler şunlardır:
Akciğerlerin her biri lob adı verilen bölümlerden oluşur. Sağ akciğerde üç, sol akciğerde ise iki lob bulunur. Lobektomi, tümörün bulunduğu lobun tamamen çıkarılması işlemidir. Bu, akciğer kanseri cerrahisinde en sık uygulanan yöntemdir ve genellikle Evre I ve Evre II akciğer kanserlerinde tercih edilir.
Pnömonektomi, tüm akciğerin çıkarılması işlemidir. Tümörün çok büyük olduğu veya akciğerin birden fazla lobunu etkilediği durumlarda uygulanır. Pnömonektomi, lobektomiye göre daha büyük bir cerrahi işlemdir ve komplikasyon riski daha yüksektir. Bu nedenle, pnömonektomi kararı dikkatlice değerlendirilmelidir.
Akciğer lobları, segment adı verilen daha küçük bölümlere ayrılır. Segmentektomi, tümörün bulunduğu segmentin çıkarılması işlemidir. Lobektomiye göre daha az akciğer dokusu çıkarılır ve bu nedenle akciğer fonksiyonları daha iyi korunur. Ancak, segmentektomi, tümörün tamamen çıkarılmasını sağlamak için dikkatli bir şekilde planlanmalı ve uygulanmalıdır. Genellikle küçük, erken evre tümörlerde tercih edilir.
Wedge rezeksiyon, tümörün etrafındaki küçük bir kama şeklinde dokunun çıkarılması işlemidir. Segmentektomiye göre daha az akciğer dokusu çıkarılır. Genellikle tanı amaçlı biyopsi almak için veya çok küçük, periferik (akciğerin dış kısmında yer alan) tümörlerin tedavisinde kullanılır. Wedge rezeksiyon, akciğer fonksiyonlarını en iyi koruyan cerrahi yöntemdir, ancak tümörün tamamen çıkarılmasını sağlamak her zaman mümkün olmayabilir.
Video-torakoskopik cerrahi (VATS), göğüs duvarında küçük kesiler açılarak, kamera ve cerrahi aletlerin yerleştirilmesiyle yapılan minimal invaziv bir cerrahi yöntemdir. VATS ile lobektomi, segmentektomi veya wedge rezeksiyon gibi işlemler yapılabilir. VATS'ın avantajları arasında daha az ağrı, daha kısa hastanede kalış süresi, daha hızlı iyileşme ve daha küçük yara izleri yer almaktadır. Ancak, VATS, her hasta için uygun olmayabilir ve cerrahın deneyimi önemlidir.
Robotik cerrahi, cerrahın ameliyatı robotik kollar aracılığıyla gerçekleştirdiği bir yöntemdir. Robotik cerrahi, VATS'a benzer şekilde minimal invaziv bir yöntemdir ve daha hassas hareketler yapılmasına olanak tanır. Robotik cerrahi ile lobektomi, segmentektomi veya wedge rezeksiyon gibi işlemler yapılabilir. Robotik cerrahinin VATS'a göre bazı avantajları arasında daha iyi görüntüleme, daha fazla hareket kabiliyeti ve daha kolay dikiş atma yer almaktadır. Ancak, robotik cerrahi daha pahalı bir yöntemdir ve cerrahın robotik cerrahi konusunda deneyimli olması önemlidir.
Radyoterapi, kanser hücrelerini öldürmek için yüksek enerjili ışınların kullanıldığı bir tedavi yöntemidir. Akciğer kanseri tedavisinde radyoterapi, tek başına veya cerrahi ve kemoterapi ile birlikte kullanılabilir. Radyoterapinin farklı türleri vardır:
Radyoterapinin yan etkileri arasında yorgunluk, cilt reaksiyonları, öksürük, nefes darlığı ve yemek borusu iltihabı (özofajit) yer alabilir.
Kemoterapi, kanser hücrelerini öldürmek veya büyümelerini yavaşlatmak için ilaçların kullanıldığı bir tedavi yöntemidir. Kemoterapi, genellikle damar yoluyla (intravenöz) veya ağız yoluyla (oral) verilir. Kemoterapi, akciğer kanseri tedavisinde tek başına veya cerrahi ve radyoterapi ile birlikte kullanılabilir. Kemoterapi, özellikle ilerlemiş evrelerdeki akciğer kanserlerinde (Evre III ve Evre IV) önemli bir rol oynar.
Kemoterapinin yan etkileri, kullanılan ilaçlara ve doza bağlı olarak değişir. En sık görülen yan etkiler arasında bulantı, kusma, saç dökülmesi, yorgunluk, enfeksiyon riski ve kan hücrelerinde azalma yer alır.
Hedefe yönelik tedaviler, kanser hücrelerinin büyümesini ve yayılmasını sağlayan belirli molekülleri hedef alan ilaçlardır. Bu ilaçlar, kanser hücrelerine daha özgüldür ve normal hücrelere daha az zarar verirler. Hedefe yönelik tedaviler, özellikle KHDAK'da kullanılan bir tedavi yöntemidir ve tümörün genetik özelliklerine göre seçilir. En sık kullanılan hedefe yönelik tedaviler şunlardır:
Hedefe yönelik tedavilerin yan etkileri, kullanılan ilaca bağlı olarak değişir. En sık görülen yan etkiler arasında cilt döküntüleri, ishal, yorgunluk ve karaciğer fonksiyonlarında bozulma yer alır.
İmmünoterapi, vücudun kendi bağışıklık sistemini kanser hücreleriyle savaşması için uyaran bir tedavi yöntemidir. İmmünoterapi ilaçları, bağışıklık sisteminin kanser hücrelerini tanımasını ve yok etmesini kolaylaştırır. İmmünoterapi, özellikle ilerlemiş evrelerdeki akciğer kanserlerinde (Evre III ve Evre IV) kullanılan bir tedavi yöntemidir. En sık kullanılan immünoterapi ilaçları şunlardır:
İmmünoterapinin yan etkileri, bağışıklık sisteminin aşırı uyarılmasına bağlı olarak ortaya çıkar. En sık görülen yan etkiler arasında yorgunluk, cilt döküntüleri, ishal, karaciğer iltihabı (hepatit), akciğer iltihabı (pnömoni) ve tiroid bezi iltihabı (tiroidit) yer alır.
Akciğer kanseri karmaşık bir hastalıktır ve tedavisi birçok uzmanlık alanının işbirliğini gerektirir. Multidisipliner yaklaşım, hastanın durumunun farklı uzmanlar tarafından değerlendirilmesi ve tedavi planının ortaklaşa belirlenmesi anlamına gelir. Akciğer kanseri tedavisinde yer alan başlıca uzmanlık alanları şunlardır:
Multidisipliner bir yaklaşım, hastanın durumunun daha kapsamlı bir şekilde değerlendirilmesini, en uygun tedavi seçeneklerinin belirlenmesini ve tedavi sürecinin daha iyi yönetilmesini sağlar. Bu da, hastanın yaşam süresini ve kalitesini artırmaya yardımcı olur.
Akciğer kanseri tedavisi tamamlandıktan sonra, hastalığın tekrarlama (nüks) riskini izlemek ve tedaviye bağlı yan etkileri yönetmek için düzenli takip önemlidir. Takip sürecinde, fizik muayene, görüntüleme yöntemleri (BT taraması, PET/BT taraması) ve kan testleri kullanılır. Takip sıklığı, kanserin evresine, tedaviye ve hastanın genel sağlık durumuna göre değişir. Takip sırasında herhangi bir nüks belirtisi tespit edilirse, erken dönemde tedaviye başlanması önemlidir.
Akciğer kanseri riskini azaltmak için alınabilecek en önemli önlem, sigara içmemektir. Sigara içenlerin sigarayı bırakması, akciğer kanseri riskini önemli ölçüde azaltır. Diğer korunma yöntemleri şunlardır:
Akciğer kanseri, ciddi bir sağlık sorunudur ancak erken teşhis ve uygun tedavi yöntemleriyle yaşam süresi ve kalitesi önemli ölçüde artırılabilmektedir. Akciğer kanseri tedavisinde göğüs cerrahisi önemli bir rol oynamakta ve multidisipliner bir yaklaşım, en iyi sonuçları elde etmek için gereklidir. Bu blog yazısında, akciğer kanserine multidisipliner yaklaşımın önemini, tanı yöntemlerini, tedavi seçeneklerini ve korunma yöntemlerini ele aldık. Unutmayın, erken teşhis hayat kurtarır. Belirtileri dikkate alın ve düzenli sağlık kontrollerinizi yaptırın.
Akılcı İlaç Kullanımı: Sağlığınızı Korurken Tasarruf Etmenin Yolları
06 11 2025 Devamını oku »
Üroloji Yoğun Bakım Hastalarında Sık Karşılaşılan Komplikasyonlar ve Yönetimi
06 11 2025 Devamını oku »
Hematoloji Yoğun Bakımda Yaşam Mücadelesi: Kan Hastalıkları ve Kritik Bakım
06 11 2025 Devamını oku »
Romatoid Artrit ve Beslenme: Ağrıyı Azaltmak İçin Ne Yemeli, Nelerden Kaçınmalı?
06 11 2025 Devamını oku »
Çocuklarda Kalp Üfürümleri: Nedenleri, Belirtileri ve Tedavi Yaklaşımları
06 11 2025 Devamını oku »
Ani Solunum Yetmezliği: Nedenleri, Belirtileri ve Yoğun Bakım Yönetimi
06 11 2025 Devamını oku »
İnsan Kalbinin Anatomisi ve Kardiyovasküler Hastalıklarla İlişkisi
06 11 2025 Devamını oku »
İntensive Care Unit (ICU): Inside the Critical Care Environment
06 11 2025 Devamını oku »
Uyku Kalitenizi Artırmanın Bilimsel Yolları: Fizyolojik Temeller ve Pratik İpuçları
06 11 2025 Devamını oku »