Yoğun BakımOnkolojiPalyatif Bakım
Onkoloji Yoğun Bakımda Yaşam Kalitesini Artırma Stratejileri
Onkoloji Yoğun Bakımda Yaşam Kalitesini Artırma Stratejileri
Onkoloji yoğun bakım üniteleri (YBÜ), kanser tanısı almış ve kritik durumda olan hastaların hayati fonksiyonlarını desteklemek, komplikasyonları yönetmek ve iyileşmelerine yardımcı olmak amacıyla tasarlanmış özel ortamlardır. Bu ünitelerde tedavi gören hastaların yaşam kalitesi, hem fiziksel hem de psikolojik olarak ciddi şekilde etkilenebilir. Bu nedenle, onkoloji YBÜ'lerinde yaşam kalitesini artırmaya yönelik stratejilerin geliştirilmesi ve uygulanması büyük önem taşır. Bu makalede, onkoloji yoğun bakım ortamında yaşam kalitesini artırmaya yönelik çeşitli yaklaşımlar detaylı bir şekilde incelenecektir.
1. Onkoloji Yoğun Bakım Ortamının Özellikleri ve Zorlukları
Onkoloji YBÜ'leri, diğer yoğun bakım ünitelerinden farklı özelliklere sahiptir. Kanser hastaları, hastalıklarının doğası, aldıkları tedaviler ve immün sistemlerinin zayıflaması nedeniyle enfeksiyonlara, organ yetmezliklerine ve diğer ciddi komplikasyonlara daha yatkındır. Bu durum, onkoloji YBÜ'lerinde tedavi gören hastaların bakımını daha karmaşık hale getirir.
1.1. Fiziksel Zorluklar
- Ağrı: Kanser hastalarının büyük bir kısmı, hastalıklarının evresi, uygulanan tedaviler ve komplikasyonlar nedeniyle şiddetli ağrı yaşarlar. Ağrı, hastaların yaşam kalitesini önemli ölçüde düşüren bir faktördür.
- Nefes Darlığı: Akciğer kanseri, plevral efüzyon, tümör basısı veya tedaviye bağlı akciğer hasarı gibi nedenlerle nefes darlığı sıkça görülür. Nefes darlığı, hastaların anksiyetesini artırır ve günlük aktivitelerini kısıtlar.
- Bulantı ve Kusma: Kemoterapi, radyoterapi ve diğer kanser tedavileri, bulantı ve kusmaya neden olabilir. Bu yan etkiler, hastaların beslenme durumunu olumsuz etkiler ve yaşam kalitesini düşürür.
- Yorgunluk: Kanser hastalarında yorgunluk, hastalığın kendisi, tedaviler ve psikolojik faktörler nedeniyle yaygın olarak görülür. Yorgunluk, hastaların fiziksel aktivitelerini, sosyal ilişkilerini ve genel yaşam kalitesini olumsuz etkiler.
- Enfeksiyonlar: İmmün sistemleri zayıflamış olan kanser hastaları, enfeksiyonlara karşı daha savunmasızdır. Enfeksiyonlar, hastaların durumunu daha da kötüleştirebilir ve yaşam kalitesini düşürebilir.
- Uyku Bozuklukları: Yoğun bakım ortamının gürültüsü, ışığı, sık sık yapılan tıbbi müdahaleler ve hastaların anksiyetesi, uyku bozukluklarına neden olabilir. Uyku bozuklukları, hastaların fiziksel ve psikolojik iyilik halini olumsuz etkiler.
1.2. Psikolojik Zorluklar
- Anksiyete ve Depresyon: Kanser tanısı, yoğun bakımda yatış ve belirsizlik, hastalarda anksiyete ve depresyona neden olabilir. Bu psikolojik sorunlar, hastaların yaşam kalitesini önemli ölçüde düşürür.
- Korku ve Umutsuzluk: Hastalar, hastalıklarının ilerlemesi, tedavi başarısızlığı ve ölüm korkusu gibi nedenlerle korku ve umutsuzluk hissedebilirler.
- Yalnızlık ve İzolasyon: Yoğun bakım ortamında ziyaretlerin kısıtlanması, hastaların sevdiklerinden uzak kalmasına ve yalnızlık hissetmesine neden olabilir.
- Deliryum: Yoğun bakım ortamında kullanılan ilaçlar, metabolik bozukluklar ve diğer faktörler, deliryuma neden olabilir. Deliryum, hastaların bilinç düzeyini, bilişsel fonksiyonlarını ve davranışlarını olumsuz etkiler.
- Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB): Yoğun bakımda yaşanan travmatik deneyimler, hastalarda TSSB'ye neden olabilir. TSSB, hastaların yaşam kalitesini uzun vadede olumsuz etkileyebilir.
2. Yaşam Kalitesini Değerlendirme Yöntemleri
Onkoloji YBÜ'lerinde yaşam kalitesini artırmaya yönelik stratejilerin etkinliğini değerlendirmek için uygun ölçüm araçlarının kullanılması önemlidir. Yaşam kalitesini değerlendirmek için çeşitli yöntemler bulunmaktadır. Bu yöntemler, hastaların fiziksel, psikolojik, sosyal ve spiritüel iyilik hallerini kapsamlı bir şekilde değerlendirmeyi amaçlar.
2.1. Genel Yaşam Kalitesi Ölçekleri
Genel yaşam kalitesi ölçekleri, hastaların genel sağlık durumunu ve yaşam kalitesini değerlendirmek için kullanılır. Bu ölçekler, farklı hastalık gruplarında kullanılabilir ve geniş bir yaşam kalitesi boyutunu kapsar.
- European Organisation for Research and Treatment of Cancer Quality of Life Questionnaire (EORTC QLQ-C30): Kanser hastalarında yaşam kalitesini değerlendirmek için yaygın olarak kullanılan bir ölçektir. Ölçek, fonksiyonel ölçekler (fiziksel, rol, duygusal, bilişsel ve sosyal fonksiyonlar), semptom ölçekleri (yorgunluk, ağrı, bulantı/kusma, iştahsızlık, uyku bozuklukları, kabızlık/ishal) ve genel sağlık/yaşam kalitesi ölçeğinden oluşur.
- Functional Assessment of Cancer Therapy-General (FACT-G): Kanser hastalarında yaşam kalitesini değerlendirmek için kullanılan bir diğer ölçektir. Ölçek, fiziksel iyilik hali, sosyal/ailevi iyilik hali, duygusal iyilik hali ve fonksiyonel iyilik hali olmak üzere dört alt ölçekten oluşur.
- Short Form-36 Health Survey (SF-36): Genel sağlık durumunu ve yaşam kalitesini değerlendirmek için kullanılan bir ölçektir. Ölçek, fiziksel fonksiyonlar, fiziksel role kısıtlılık, ağrı, genel sağlık, canlılık, sosyal fonksiyonlar, duygusal role kısıtlılık ve mental sağlık olmak üzere sekiz alt ölçekten oluşur.
2.2. Hastalığa Özgü Yaşam Kalitesi Ölçekleri
Hastalığa özgü yaşam kalitesi ölçekleri, belirli bir hastalık veya tedaviye bağlı olarak yaşam kalitesini değerlendirmek için kullanılır. Bu ölçekler, hastalığın veya tedavinin spesifik etkilerini daha ayrıntılı bir şekilde değerlendirme imkanı sunar.
- Lung Cancer Symptom Scale (LCSS): Akciğer kanseri hastalarında semptomları ve yaşam kalitesini değerlendirmek için kullanılan bir ölçektir.
- Prostate Cancer-Specific Quality of Life Instrument (PROSQOLI): Prostat kanseri hastalarında yaşam kalitesini değerlendirmek için kullanılan bir ölçektir.
- Breast Cancer Treatment Outcome Scale (BCTOS): Meme kanseri tedavisi gören kadınlarda yaşam kalitesini değerlendirmek için kullanılan bir ölçektir.
2.3. Semptom Değerlendirme Ölçekleri
Semptom değerlendirme ölçekleri, hastaların yaşadığı semptomların şiddetini ve sıklığını değerlendirmek için kullanılır. Bu ölçekler, ağrı, nefes darlığı, bulantı/kusma, yorgunluk ve uyku bozuklukları gibi semptomların yönetiminde rehberlik sağlar.
- Visual Analog Scale (VAS): Ağrı şiddetini değerlendirmek için kullanılan basit bir ölçektir. Hastalar, bir çizgi üzerinde ağrı şiddetini işaretlerler.
- Numeric Rating Scale (NRS): Ağrı şiddetini değerlendirmek için kullanılan bir diğer ölçektir. Hastalar, 0 ile 10 arasında bir sayı seçerek ağrı şiddetini belirtirler.
- Edmonton Symptom Assessment System (ESAS): Ağrı, yorgunluk, bulantı, depresyon, anksiyete, uyku bozuklukları, iştahsızlık, nefes darlığı ve genel iyilik hali gibi semptomları değerlendirmek için kullanılan bir ölçektir.
2.4. Gözlem ve Görüşmeler
Yaşam kalitesini değerlendirmede gözlem ve görüşmeler de önemli bir rol oynar. Sağlık profesyonelleri, hastaların davranışlarını, duygusal durumlarını ve sosyal etkileşimlerini gözlemleyerek yaşam kaliteleri hakkında bilgi edinebilirler. Hastalarla yapılan görüşmelerde ise, hastaların kendi deneyimlerini, beklentilerini ve ihtiyaçlarını ifade etmeleri sağlanır.
3. Yaşam Kalitesini Artırmaya Yönelik Stratejiler
Onkoloji YBÜ'lerinde yaşam kalitesini artırmaya yönelik stratejiler, hastaların fiziksel, psikolojik, sosyal ve spiritüel iyilik hallerini desteklemeyi amaçlar. Bu stratejiler, multidisipliner bir yaklaşımla uygulanmalı ve hastaların bireysel ihtiyaçlarına göre uyarlanmalıdır.
3.1. Ağrı Yönetimi
Ağrı, kanser hastalarında yaşam kalitesini en çok etkileyen faktörlerden biridir. Etkili ağrı yönetimi, hastaların konforunu artırır, uyku kalitesini iyileştirir, fiziksel aktivitelerini destekler ve psikolojik iyilik hallerini geliştirir.
- Farmakolojik Yaklaşımlar:
- Opioid Analjezikler: Morfin, fentanil, oksikodon gibi opioid analjezikler, şiddetli ağrıların tedavisinde kullanılır. Opioidlerin yan etkileri (kabızlık, bulantı, kusma, uyku hali, solunum depresyonu) yakından takip edilmeli ve uygun şekilde yönetilmelidir.
- Non-Opioid Analjezikler: Parasetamol, nonsteroidal antiinflamatuar ilaçlar (NSAID'ler) gibi non-opioid analjezikler, hafif ve orta şiddetli ağrıların tedavisinde kullanılır. NSAID'lerin gastrointestinal yan etkileri (ülser, kanama) ve renal yan etkileri (böbrek yetmezliği) göz önünde bulundurulmalıdır.
- Adjuvan Analjezikler: Antidepresanlar (amitriptilin, duloksetin), antikonvülzanlar (gabapentin, pregabalin), kortikosteroidler (deksametazon) gibi adjuvan analjezikler, nöropatik ağrı, kemik ağrısı ve inflamatuvar ağrı gibi spesifik ağrı türlerinin tedavisinde kullanılır.
- Non-Farmakolojik Yaklaşımlar:
- Fizik Tedavi: Egzersiz, masaj, sıcak/soğuk uygulamaları gibi fizik tedavi yöntemleri, kas ağrılarını, eklem ağrılarını ve lenfödemi hafifletmeye yardımcı olabilir.
- Transkutanöz Elektriksel Sinir Stimülasyonu (TENS): TENS, cilt üzerine yerleştirilen elektrotlar aracılığıyla elektrik akımı verilerek ağrıyı azaltmaya yardımcı olur.
- Akupunktur: Akupunktur, vücudun belirli noktalarına ince iğneler batırılarak ağrıyı azaltmaya yardımcı olur.
- Rehabilitasyon: Hastaların fiziksel fonksiyonlarını geri kazanmalarına ve günlük aktivitelerini yapabilmelerine yardımcı olur.
- Psikolojik Yaklaşımlar:
- Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): BDT, ağrıyla başa çıkma stratejilerini öğretir ve ağrının psikolojik etkilerini azaltmaya yardımcı olur.
- Gevşeme Teknikleri: Derin nefes alma, meditasyon, yoga gibi gevşeme teknikleri, ağrıyı azaltmaya ve stresi yönetmeye yardımcı olur.
- Hipnoz: Hipnoz, ağrıyı azaltmaya ve rahatlamayı sağlamaya yardımcı olur.
- Destek Grupları: Destek grupları, hastaların deneyimlerini paylaşmalarına, duygusal destek almalarına ve ağrıyla başa çıkma stratejilerini öğrenmelerine yardımcı olur.
3.2. Nefes Darlığı Yönetimi
Nefes darlığı, kanser hastalarında sıkça görülen ve yaşam kalitesini önemli ölçüde düşüren bir semptomdur. Etkili nefes darlığı yönetimi, hastaların anksiyetesini azaltır, uyku kalitesini iyileştirir ve günlük aktivitelerini yapabilmelerine yardımcı olur.
- Farmakolojik Yaklaşımlar:
- Opioidler: Opioidler, solunum merkezini baskılayarak nefes darlığını hafifletmeye yardımcı olabilir. Ancak, solunum depresyonu riski nedeniyle dikkatli kullanılmalıdır.
- Bronkodilatörler: Astım veya kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) olan hastalarda bronkodilatörler, hava yollarını genişleterek nefes darlığını azaltmaya yardımcı olabilir.
- Kortikosteroidler: İnflamatuvar nedenlere bağlı nefes darlığında kortikosteroidler, inflamasyonu azaltarak nefes darlığını hafifletmeye yardımcı olabilir.
- Oksijen Tedavisi: Oksijen tedavisi, hipoksemisi olan hastalarda kan oksijen seviyesini yükselterek nefes darlığını azaltmaya yardımcı olur.
- Non-Farmakolojik Yaklaşımlar:
- Pozisyon Verme: Hastaların dik pozisyonda oturması veya yatması, akciğerlerin daha iyi genişlemesini sağlayarak nefes darlığını azaltmaya yardımcı olabilir.
- Nefes Egzersizleri: Dudak büzerek nefes alma, diyafram nefesi gibi nefes egzersizleri, solunum kaslarını güçlendirerek nefes darlığını azaltmaya yardımcı olur.
- Soğuk Hava Akımı: Yüzün soğuk hava akımına maruz kalması, nefes darlığı hissini azaltmaya yardımcı olabilir.
- Anksiyete Yönetimi: Anksiyete, nefes darlığını şiddetlendirebilir. Anksiyeteyi yönetmek için gevşeme teknikleri, meditasyon veya psikoterapi uygulanabilir.
- Oksijen Konsantratörleri: Evde oksijen tedavisi ihtiyacı olan hastalar için taşınabilir oksijen konsantratörleri kullanılabilir.
- Solunum Rehabilitasyonu: Solunum rehabilitasyonu programları, hastalara nefes egzersizleri, enerji tasarrufu teknikleri ve diğer stratejiler öğreterek nefes darlığıyla başa çıkmalarına yardımcı olur.
3.3. Bulantı ve Kusma Yönetimi
Bulantı ve kusma, kemoterapi, radyoterapi ve diğer kanser tedavilerinin sık görülen yan etkileridir. Etkili bulantı ve kusma yönetimi, hastaların beslenme durumunu iyileştirir, dehidratasyonu önler ve yaşam kalitesini artırır.
- Farmakolojik Yaklaşımlar:
- Serotonin (5-HT3) Reseptör Antagonistleri: Ondansetron, granisetron, palonosetron gibi serotonin reseptör antagonistleri, kemoterapiye bağlı bulantı ve kusmanın tedavisinde etkilidir.
- Dopamin Reseptör Antagonistleri: Metoklopramid, proklorperazin gibi dopamin reseptör antagonistleri, bulantı ve kusmanın tedavisinde kullanılır. Ancak, ekstrapiramidal yan etkiler (distoni, akatizi, parkinsonizm) riski nedeniyle dikkatli kullanılmalıdır.
- Nörokinin-1 (NK1) Reseptör Antagonistleri: Aprepitant, fosaprepitant gibi nörokinin reseptör antagonistleri, kemoterapiye bağlı gecikmiş bulantı ve kusmanın tedavisinde etkilidir.
- Kortikosteroidler: Deksametazon gibi kortikosteroidler, bulantı ve kusmanın tedavisinde kullanılır.
- Benzodiazepinler: Lorazepam, alprazolam gibi benzodiazepinler, anksiyeteye bağlı bulantı ve kusmanın tedavisinde kullanılır.
- Non-Farmakolojik Yaklaşımlar:
- Beslenme Önerileri: Hastaların sık sık küçük öğünler yemesi, yağlı ve baharatlı gıdalardan kaçınması, zencefil tüketmesi bulantıyı azaltmaya yardımcı olabilir.
- Akupresur: P6 (Neiguan) noktasına akupresur uygulamak, bulantıyı azaltmaya yardımcı olabilir.
- Rahatlatıcı Teknikler: Derin nefes alma, meditasyon gibi rahatlatıcı teknikler, bulantıyı azaltmaya yardımcı olabilir.
- Hidrasyon: Hastaların yeterli sıvı alması, dehidratasyonu önlemeye ve bulantıyı azaltmaya yardımcı olur.
3.4. Yorgunluk Yönetimi
Yorgunluk, kanser hastalarında yaygın olarak görülen ve yaşam kalitesini önemli ölçüde düşüren bir semptomdur. Etkili yorgunluk yönetimi, hastaların enerji seviyelerini artırır, fiziksel aktivitelerini destekler ve psikolojik iyilik hallerini geliştirir.
- Farmakolojik Yaklaşımlar:
- Psikostimülanlar: Metilfenidat, modafinil gibi psikostimülanlar, yorgunluğu azaltmaya yardımcı olabilir. Ancak, yan etkileri (uykusuzluk, anksiyete, iştahsızlık) nedeniyle dikkatli kullanılmalıdır.
- Eritropoietin Uyarıcı Ajanlar (ESA): Anemiye bağlı yorgunlukta eritropoietin uyarıcı ajanlar, kırmızı kan hücresi üretimini artırarak yorgunluğu azaltmaya yardımcı olabilir.
- Non-Farmakolojik Yaklaşımlar:
- Egzersiz: Düzenli egzersiz, yorgunluğu azaltmaya ve enerji seviyesini artırmaya yardımcı olabilir. Hastaların, fiziksel durumlarına uygun egzersiz programları uygulamaları önemlidir.
- Beslenme Önerileri: Hastaların dengeli ve sağlıklı beslenmesi, yeterli protein, vitamin ve mineral alması yorgunluğu azaltmaya yardımcı olabilir.
- Uyku Hijyeni: Hastaların düzenli uyku saatleri belirlemesi, uyku öncesi rahatlatıcı aktiviteler yapması ve uyku ortamını uygun hale getirmesi uyku kalitesini iyileştirerek yorgunluğu azaltmaya yardımcı olabilir.
- Enerji Koruma Stratejileri: Hastaların aktivitelerini planlaması, dinlenme molaları vermesi ve enerji tasarrufu tekniklerini kullanması yorgunluğu azaltmaya yardımcı olabilir.
- Psikolojik Yaklaşımlar: Bilişsel davranışçı terapi (BDT), yorgunlukla başa çıkma stratejilerini öğretir ve yorgunluğun psikolojik etkilerini azaltmaya yardımcı olur.
3.5. Beslenme Desteği
Kanser hastalarında malnütrisyon sıkça görülür ve yaşam kalitesini olumsuz etkiler. Yeterli beslenme desteği, hastaların enerji seviyelerini artırır, immün sistemini güçlendirir, yara iyileşmesini hızlandırır ve yaşam kalitesini artırır.
- Beslenme Değerlendirmesi: Hastaların beslenme durumu düzenli olarak değerlendirilmelidir. Beslenme değerlendirmesinde, hastaların ağırlık kaybı, iştahsızlık, kas kaybı ve diğer beslenme sorunları belirlenir.
- Beslenme Danışmanlığı: Hastalara ve ailelerine, beslenme ihtiyaçları, besin takviyeleri ve beslenme sorunlarıyla başa çıkma stratejileri hakkında bilgi verilmelidir.
- Oral Beslenme Desteği: Hastaların yeterli kalori ve protein alması için oral beslenme takviyeleri kullanılabilir.
- Enteral Beslenme: Oral beslenmenin yetersiz olduğu durumlarda enteral beslenme (tüp ile beslenme) uygulanabilir. Enteral beslenme, nazogastrik tüp, gastrostomi tüpü veya jejunostomi tüpü aracılığıyla yapılabilir.
- Parenteral Beslenme: Enteral beslenmenin mümkün olmadığı durumlarda parenteral beslenme (damardan beslenme) uygulanabilir. Parenteral beslenme, santral venöz kateter aracılığıyla yapılır.
3.6. Psikososyal Destek
Kanser tanısı ve yoğun bakımda yatış, hastalarda anksiyete, depresyon, korku ve umutsuzluk gibi psikolojik sorunlara neden olabilir. Psikososyal destek, hastaların duygusal ihtiyaçlarını karşılar, stresle başa çıkmalarına yardımcı olur ve yaşam kalitelerini artırır.
- Psikoterapi: Bilişsel davranışçı terapi (BDT), destekleyici psikoterapi ve diğer psikoterapi yöntemleri, hastaların psikolojik sorunlarını çözmelerine yardımcı olabilir.
- Danışmanlık Hizmetleri: Hastalara ve ailelerine, kanser tanısı, tedavi seçenekleri, yan etkiler ve yaşamla ilgili diğer konularda danışmanlık hizmetleri sunulmalıdır.
- Destek Grupları: Destek grupları, hastaların deneyimlerini paylaşmalarına, duygusal destek almalarına ve başa çıkma stratejilerini öğrenmelerine yardımcı olur.
- Aile Desteği: Aileler, hastaların duygusal, sosyal ve fiziksel ihtiyaçlarını karşılamada önemli bir rol oynarlar. Ailelere, hastalarına nasıl destek olabilecekleri konusunda bilgi verilmelidir.
- Manevi Destek: Hastaların manevi ihtiyaçları karşılanmalı ve inançlarına uygun destek verilmelidir.
3.7. İletişim ve Karar Verme Sürecine Katılım
Hastalar, tedavi kararlarına katılmak, sağlık durumları hakkında bilgi almak ve endişelerini dile getirmek istemektedirler. Açık ve dürüst iletişim, hastaların güvenini artırır, anksiyetelerini azaltır ve yaşam kalitelerini iyileştirir.
- Hasta Merkezli İletişim: Sağlık profesyonelleri, hastalarla empati kurmalı, aktif dinlemeli ve hastaların sorularını yanıtlamalıdır.
- Tedavi Kararlarına Katılım: Hastalar, tedavi seçenekleri, riskler ve faydalar hakkında bilgilendirilmeli ve tedavi kararlarına katılmaları sağlanmalıdır.
- Advance Care Planning (ACP): Hastaların gelecekteki sağlık durumları hakkında tercihlerini belirlemelerine ve bu tercihleri sağlık profesyonelleri ve aileleriyle paylaşmalarına yardımcı olan bir süreçtir.
- Hasta Hakları: Hastaların hakları konusunda bilgilendirilmeleri ve bu hakları kullanmaları desteklenmelidir.
3.8. Yoğun Bakım Ortamının Düzenlenmesi
Yoğun bakım ortamının gürültüsü, ışığı ve diğer çevresel faktörler, hastaların uyku kalitesini, anksiyetesini ve deliryum riskini etkileyebilir. Yoğun bakım ortamının düzenlenmesi, hastaların konforunu artırır ve yaşam kalitelerini iyileştirir.
- Gürültü Kontrolü: Yoğun bakım ortamındaki gürültü seviyesi azaltılmalıdır. Gürültü kaynakları (alarm sesleri, telefon çalması, konuşmalar) kontrol edilmeli ve gürültü emici malzemeler kullanılmalıdır.
- Işık Kontrolü: Yoğun bakım ortamındaki ışık seviyesi ayarlanmalıdır. Gündüzleri doğal ışık sağlanmalı, geceleri ise ışık seviyesi azaltılmalıdır.
- Havalandırma: Yoğun bakım ortamının iyi havalandırılması sağlanmalıdır. Hava kalitesini iyileştirmek için hava temizleme cihazları kullanılabilir.
- Mahremiyet: Hastaların mahremiyeti korunmalıdır. Hastaların yatakları arasına paravanlar çekilmeli ve tıbbi müdahaleler sırasında hastaların üzerleri örtülmelidir.
- Kişisel Eşyalar: Hastaların kişisel eşyalarını (fotoğraflar, kitaplar, müzik çalarlar) yanlarında bulundurmaları teşvik edilmelidir.
3.9. Palyatif Bakım
Palyatif bakım, kanser hastalarının yaşam kalitesini artırmayı amaçlayan bir yaklaşımdır. Palyatif bakım, ağrı, nefes darlığı, bulantı/kusma, yorgunluk gibi semptomları yönetir, psikososyal destek sağlar, iletişim ve karar verme sürecine katılımı destekler ve manevi ihtiyaçları karşılar. Palyatif bakım, hastalığın her evresinde uygulanabilir ve tedaviye eş zamanlı olarak verilebilir.
3.10. Personel Eğitimi
Onkoloji YBÜ'lerinde çalışan sağlık profesyonellerinin, kanser hastalarının özel ihtiyaçları, yaşam kalitesi değerlendirme yöntemleri ve yaşam kalitesini artırmaya yönelik stratejiler konusunda eğitimli olmaları önemlidir. Personel eğitimi, hastaların bakım kalitesini artırır ve yaşam kalitelerini iyileştirir.
4. Sonuç
Onkoloji yoğun bakım ünitelerinde yaşam kalitesini artırmak, multidisipliner bir yaklaşım gerektiren karmaşık bir süreçtir. Etkili ağrı yönetimi, nefes darlığı yönetimi, bulantı/kusma yönetimi, yorgunluk yönetimi, beslenme desteği, psikososyal destek, iletişim ve karar verme sürecine katılım, yoğun bakım ortamının düzenlenmesi ve palyatif bakım gibi stratejiler, hastaların fiziksel, psikolojik, sosyal ve spiritüel iyilik hallerini destekleyerek yaşam kalitelerini artırabilir. Sağlık profesyonellerinin, hastaların bireysel ihtiyaçlarını dikkate alarak bu stratejileri uygulaması ve sürekli olarak yaşam kalitesini değerlendirmesi, onkoloji YBÜ'lerinde tedavi gören hastaların yaşam kalitesini önemli ölçüde iyileştirebilir.