Yoğun Bakım Ünitelerinde Sık Karşılaşılan Acil Durumlar ve Yönetim Yaklaşımları

16 10 2025

Yoğun Bakım Ünitelerinde Sık Karşılaşılan Acil Durumlar ve Yönetim Yaklaşımları
Anesteziyoloji ve ReanimasyonNörolojiGenel Yoğun BakımGöğüs HastalıklarıKardiyoloji

Yoğun Bakım Ünitelerinde Sık Karşılaşılan Acil Durumlar ve Yönetim Yaklaşımları

Yoğun Bakım Ünitelerinde Sık Karşılaşılan Acil Durumlar ve Yönetim Yaklaşımları

Yoğun bakım üniteleri (YBÜ), kritik durumdaki hastaların sürekli izlendiği ve ileri düzeyde tedavi uygulandığı özel ortamlardır. Bu ünitelerde, hastaların hayati fonksiyonları yakından takip edilir ve ani gelişen acil durumlara hızlı ve etkili bir şekilde müdahale edilmesi hayati önem taşır. Bu blog yazısında, YBÜ'lerde sık karşılaşılan acil durumlar ve bu durumlara yönelik yönetim yaklaşımları detaylı bir şekilde ele alınacaktır.

1. Kardiyovasküler Acil Durumlar

Kardiyovasküler sistem, YBÜ hastalarında en sık etkilenen sistemlerden biridir. Kalp yetmezliği, aritmi, miyokard enfarktüsü ve hipotansiyon gibi durumlar, hızlı ve doğru müdahale gerektiren acil durumlar arasındadır.

1.1. Akut Kalp Yetmezliği

Akut kalp yetmezliği, kalbin vücudun ihtiyaçlarını karşılayacak kadar kan pompalayamaması durumudur. YBÜ'de, genellikle dekompanse kronik kalp yetmezliği, akut miyokard enfarktüsü veya şiddetli aritmiler sonucu gelişir.

1.1.1. Klinik Bulgular

  • Dispne (nefes darlığı)
  • Ortopne (yatarken nefes darlığı)
  • Paroksismal noktürnal dispne (gece gelen nefes darlığı)
  • Taşikardi (kalp hızının artması)
  • Gallop ritmi (üçüncü bir kalp sesi)
  • Pulmoner ödem (akciğerlerde sıvı birikmesi)
  • Periferik ödem (bacaklarda şişlik)

1.1.2. Yönetim Yaklaşımları

  1. Oksijen tedavisi: Hipoksiyi düzeltmek için oksijen maskesi veya non-invaziv ventilasyon (NIV) uygulanır. Şiddetli durumlarda endotrakeal entübasyon ve mekanik ventilasyon gerekebilir.
  2. Diüretikler: Sıvı yükünü azaltmak ve pulmoner ödemi gidermek için furosemid gibi diüretikler kullanılır.
  3. Vazodilatörler: Preload ve afterload'u azaltarak kalbin iş yükünü hafifletmek için nitrogliserin veya nitroprussid gibi vazodilatörler kullanılabilir.
  4. İnotroplar: Kalp kasılmasını güçlendirmek ve kardiyak output'u artırmak için dobutamin veya milrinon gibi inotroplar kullanılabilir. Bu ilaçlar dikkatli kullanılmalıdır, çünkü aritmi riskini artırabilirler.
  5. Morfin: Anksiyeteyi azaltmak ve vazodilatasyona neden olmak için morfin kullanılabilir. Ancak solunum depresyonuna neden olabileceği unutulmamalıdır.
  6. Mekanik destek: Şiddetli durumlarda intra-aortik balon pompası (IABP) veya ventriküler destek cihazları (VAD) gibi mekanik destek yöntemleri düşünülebilir.

1.2. Aritmiler

Aritmiler, kalbin normal ritminden sapması durumudur. YBÜ'de hem bradiaritmi (kalp hızının yavaşlaması) hem de taşiaritmi (kalp hızının hızlanması) sıkça görülür.

1.2.1. Bradiaritmiler

Sinüs bradikardisi, atriyoventriküler (AV) blok ve sinoatriyal (SA) blok gibi bradiaritmiler, YBÜ hastalarında ilaçlar (beta blokerler, kalsiyum kanal blokerleri), elektrolit dengesizlikleri (hiperkalemi), hipotiroidizm veya altta yatan kalp hastalığı nedeniyle ortaya çıkabilir.

1.2.1.1. Yönetim Yaklaşımları
  • İlaçların kesilmesi veya dozunun azaltılması: Bradiaritmiye neden olan ilaçlar mümkünse kesilir veya dozları azaltılır.
  • Atropin: Sempatik sinir sistemini uyararak kalp hızını artırmak için atropin kullanılabilir.
  • Transkutanöz veya transvenöz pacemaker: Atropin'e yanıt alınamayan veya hemodinamik olarak stabil olmayan hastalarda geçici pacemaker uygulaması gerekebilir.
  • Kalp pili (permanent pacemaker): Altta yatan nedenin düzeltilemediği veya tekrarlayan bradiaritmi atakları olan hastalarda kalıcı kalp pili takılması düşünülebilir.

1.2.2. Taşiaritmiler

Sinüs taşikardisi, atriyal fibrilasyon, atriyal flutter, supraventriküler taşikardi (SVT) ve ventriküler taşikardi (VT) gibi taşiaritmiler, YBÜ hastalarında sıkça karşılaşılan durumlardır. Hipovolemi, hipoksi, anemi, enfeksiyon, elektrolit dengesizlikleri ve miyokard enfarktüsü gibi çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilirler.

1.2.2.1. Yönetim Yaklaşımları
  • Temel nedenin tedavisi: Taşikardiye neden olan altta yatan durum (hipovolemi, hipoksi, anemi, enfeksiyon vb.) tedavi edilmelidir.
  • Vagal manevralar: SVT'yi sonlandırmak için karotis masajı veya Valsalva manevrası gibi vagal manevralar denenebilir.
  • İlaç tedavisi:
    • Adenozin: SVT'yi sonlandırmak için adenozin kullanılabilir.
    • Beta blokerler: Atriyal fibrilasyon ve atriyal flutter'da ventrikül hızını kontrol etmek için metoprolol veya esmolol gibi beta blokerler kullanılabilir.
    • Kalsiyum kanal blokerleri: Atriyal fibrilasyon ve atriyal flutter'da ventrikül hızını kontrol etmek için diltiazem veya verapamil gibi kalsiyum kanal blokerleri kullanılabilir.
    • Amiodaron: Ventriküler taşikardi ve diğer kompleks aritmilerin tedavisinde amiodaron kullanılabilir.
  • Kardiyoversiyon: Hemodinamik olarak stabil olmayan veya ilaç tedavisine yanıt vermeyen taşiaritmilerde kardiyoversiyon (elektrik şoku) uygulanabilir.
  • Ablasyon: Tekrarlayan veya ilaç tedavisine dirençli aritmilerde ablasyon (kateter yoluyla aritmiye neden olan odağın yakılması) düşünülebilir.

1.3. Akut Miyokard Enfarktüsü (AMI)

Akut miyokard enfarktüsü (AMI), koroner arterlerin tıkanması sonucu kalp kasının bir bölgesinin kanlanamaması ve hasar görmesi durumudur. YBÜ'de, AMI genellikle kritik hastalığı olan veya cerrahi geçiren hastalarda ortaya çıkar ve mortalite oranını artırır.

1.3.1. Klinik Bulgular

  • Göğüs ağrısı (tipik olarak baskı, sıkışma veya yanma şeklinde)
  • Sol kola, çeneye veya sırta yayılan ağrı
  • Nefes darlığı
  • Terleme
  • Bulantı ve kusma
  • Halsizlik
  • Bayılma

1.3.2. Yönetim Yaklaşımları

  1. Oksijen tedavisi: Hipoksiyi düzeltmek için oksijen maskesi veya nazal kanül uygulanır.
  2. Ağrı kesiciler: Ağrıyı kontrol altına almak için morfin veya fentanil gibi opioid analjezikler kullanılabilir.
  3. Aspirin: Trombosit agregasyonunu inhibe etmek için aspirin çiğnetilir.
  4. Nitratlar: Koroner vazodilatasyon sağlayarak göğüs ağrısını azaltmak için nitrogliserin uygulanabilir.
  5. Antikoagülanlar: Trombozu önlemek için heparin veya enoksaparin gibi antikoagülanlar kullanılır.
  6. Beta blokerler: Kalp hızını ve kan basıncını düşürerek miyokardiyal oksijen tüketimini azaltmak için metoprolol veya bisoprolol gibi beta blokerler kullanılabilir.
  7. ACE inhibitörleri: Kalp yetmezliği gelişmesini önlemek ve ventrikül remodelingini azaltmak için kaptopril veya enalapril gibi ACE inhibitörleri kullanılabilir.
  8. Reperfüzyon tedavisi:
    • Primer perkütan koroner girişim (PCI): Tıkanmış koroner arterin balon anjiyoplasti ve stent yerleştirme ile açılması işlemidir.
    • Fibrinolitik tedavi: Tıkanmış koroner arteri eritmek için streptokinaz veya alteplaz gibi fibrinolitik ilaçlar kullanılır. PCI'ya ulaşım süresi uzunsa fibrinolitik tedavi düşünülebilir.

1.4. Hipotansiyon ve Şok

Hipotansiyon (düşük tansiyon) ve şok, YBÜ'de sık karşılaşılan ve organ hasarına yol açabilen ciddi durumlardır. Hipovolemik şok, kardiyojenik şok, septik şok ve anafilaktik şok gibi farklı şok türleri vardır.

1.4.1. Klinik Bulgular

  • Düşük kan basıncı (sistolik kan basıncı < 90 mmHg veya ortalama arter basıncı < 65 mmHg)
  • Taşikardi
  • Hızlı ve yüzeysel solunum
  • Soğuk ve nemli cilt
  • Bilinç bulanıklığı veya bilinç kaybı
  • Oligüri (az idrar çıkarma)

1.4.2. Yönetim Yaklaşımları

  1. Temel nedenin tedavisi: Şoka neden olan altta yatan durum (hipovolemi, enfeksiyon, kalp yetmezliği vb.) tedavi edilmelidir.
  2. Sıvı resüsitasyonu: Hipovolemik şokta intravasküler volümü artırmak için kristaloid sıvılar (serum fizyolojik, Ringer laktat) veya kolloid sıvılar (albumin) kullanılabilir.
  3. Vazopressörler: Kan basıncını yükseltmek için norepinefrin, dopamin veya vazopressin gibi vazopressörler kullanılabilir. Vazopressörler dikkatli kullanılmalıdır, çünkü doku perfüzyonunu bozabilirler.
  4. İnotroplar: Kardiyojenik şokta kalp kasılmasını güçlendirmek ve kardiyak output'u artırmak için dobutamin veya milrinon gibi inotroplar kullanılabilir.
  5. Antibiyotikler: Septik şokta enfeksiyonu kontrol altına almak için geniş spektrumlu antibiyotikler kullanılmalıdır.
  6. Kortikosteroidler: Septik şokta adrenal yetmezlik şüphesi varsa hidrokortizon gibi kortikosteroidler kullanılabilir.
  7. Epinefrin: Anafilaktik şokta bronkodilatasyon sağlamak ve kan basıncını yükseltmek için epinefrin uygulanır.
  8. Oksijen tedavisi ve mekanik ventilasyon: Hipoksiyi düzeltmek ve solunum yetmezliğini tedavi etmek için oksijen tedavisi ve mekanik ventilasyon gerekebilir.

2. Solunum Sistemi Acil Durumları

Solunum sistemi, YBÜ hastalarında sıkça etkilenen bir diğer sistemdir. Akut solunum yetmezliği, akut respiratuar distres sendromu (ARDS), pnömoni ve bronkospazm gibi durumlar, hızlı müdahale gerektiren solunum sistemi acil durumları arasındadır.

2.1. Akut Solunum Yetmezliği

Akut solunum yetmezliği, akciğerlerin yeterli oksijen alıp karbondioksiti atamaması durumudur. YBÜ'de, pnömoni, ARDS, kalp yetmezliği, pulmoner emboli veya nöromüsküler hastalıklar gibi çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilir.

2.1.1. Klinik Bulgular

  • Dispne (nefes darlığı)
  • Taşipne (hızlı solunum)
  • Hipoksemi (kanda oksijen seviyesinin düşmesi)
  • Hiperkapni (kanda karbondioksit seviyesinin yükselmesi)
  • Siyanoz (ciltte morarma)
  • Yardımcı solunum kaslarının kullanımı
  • Bilinç bulanıklığı veya bilinç kaybı

2.1.2. Yönetim Yaklaşımları

  1. Oksijen tedavisi: Hipoksiyi düzeltmek için oksijen maskesi, nazal kanül veya non-invaziv ventilasyon (NIV) uygulanır.
  2. Mekanik ventilasyon: Non-invaziv ventilasyonun yetersiz kaldığı veya kontrendike olduğu durumlarda endotrakeal entübasyon ve mekanik ventilasyon uygulanır.
  3. Temel nedenin tedavisi: Solunum yetmezliğine neden olan altta yatan durum (pnömoni, ARDS, kalp yetmezliği vb.) tedavi edilmelidir.
  4. Bronkodilatörler: Bronkospazmı gidermek için salbutamol veya ipratropium bromide gibi bronkodilatörler kullanılabilir.
  5. Kortikosteroidler: Hava yolu inflamasyonunu azaltmak için metilprednizolon veya deksametazon gibi kortikosteroidler kullanılabilir.
  6. Diüretikler: Pulmoner ödemi gidermek için furosemid gibi diüretikler kullanılabilir.
  7. Nöromüsküler blokerler: Mekanik ventilasyonu kolaylaştırmak ve hastanın ventilatöre uyumunu artırmak için rokuronyum veya vekuronyum gibi nöromüsküler blokerler kullanılabilir.

2.2. Akut Respiratuar Distres Sendromu (ARDS)

Akut respiratuar distres sendromu (ARDS), akciğerlerde yaygın inflamasyon ve sıvı birikimi ile karakterize edilen ciddi bir solunum yetmezliği durumudur. Sepsis, pnömoni, travma, aspirasyon veya pankreatit gibi çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilir.

2.2.1. Klinik Bulgular

  • Şiddetli dispne (nefes darlığı)
  • Hipoksemi (kanda oksijen seviyesinin düşmesi)
  • Bilateral akciğer infiltrasyonları (akciğer grafisinde her iki akciğerde yaygın opasiteler)
  • Pulmoner ödem
  • Azalan akciğer kompliyansı (akciğerlerin genişleme yeteneğinin azalması)

2.2.2. Yönetim Yaklaşımları

  1. Mekanik ventilasyon: Düşük tidal volüm (6 ml/kg ideal vücut ağırlığı) ve yüksek PEEP (pozitif ekspirasyon sonu basıncı) stratejileri ile mekanik ventilasyon uygulanır.
  2. Prone pozisyonu: Hastayı yüzüstü (prone) pozisyonuna getirmek, akciğer perfüzyonunu ve oksijenasyonu artırabilir.
  3. Nöromüsküler blokerler: Mekanik ventilasyonu kolaylaştırmak ve hastanın ventilatöre uyumunu artırmak için rokuronyum veya vekuronyum gibi nöromüsküler blokerler kullanılabilir.
  4. Sıvı yönetimi: Aşırı sıvı yüklenmesinden kaçınılmalı ve diüretikler ile sıvı dengesi sağlanmalıdır.
  5. Kortikosteroidler: ARDS'nin erken döneminde kortikosteroidlerin kullanımı tartışmalıdır, ancak bazı çalışmalarda faydalı olduğu gösterilmiştir.
  6. Pulmoner vazodilatörler: İnhale nitrik oksit veya prostasiklin gibi pulmoner vazodilatörler, pulmoner hipertansiyonu azaltarak oksijenasyonu iyileştirebilir.
  7. Ekstrakorporeal membran oksijenasyonu (ECMO): Şiddetli ARDS'de, mekanik ventilasyon ve diğer tedavilere yanıt alınamayan durumlarda ECMO düşünülebilir.

2.3. Pnömoni

Pnömoni, akciğer dokusunun enfeksiyonudur. YBÜ hastalarında, ventilatör ilişkili pnömoni (VAP) veya aspirasyon pnömonisi gibi pnömoni türleri sıkça görülür.

2.3.1. Klinik Bulgular

  • Öksürük
  • Bal gamı çıkarma
  • Ateş
  • Titreme
  • Dispne (nefes darlığı)
  • Göğüs ağrısı
  • Akciğerlerde raller veya ronkuslar
  • Lökositoz (kanda beyaz küre sayısının artması)
  • Akciğer grafisinde infiltrasyon

2.3.2. Yönetim Yaklaşımları

  1. Antibiyotikler: Pnömoniye neden olan mikroorganizmaya yönelik uygun antibiyotikler başlanmalıdır. Antibiyotik seçimi, kültür sonuçlarına ve antibiyogramlara göre yapılmalıdır.
  2. Oksijen tedavisi: Hipoksiyi düzeltmek için oksijen maskesi veya nazal kanül uygulanır.
  3. Mekanik ventilasyon: Şiddetli solunum yetmezliği durumunda endotrakeal entübasyon ve mekanik ventilasyon gerekebilir.
  4. Bronkodilatörler: Bronkospazmı gidermek için salbutamol veya ipratropium bromide gibi bronkodilatörler kullanılabilir.
  5. Bal gamı temizlenmesi: Bal gamı temizlemek için postural drenaj, perküsyon ve vibrasyon teknikleri kullanılabilir.
  6. Sıvı dengesi: Sıvı dengesi sağlanmalı ve dehidratasyondan kaçınılmalıdır.
  7. Ventilatör ilişkili pnömoni (VAP) önleme stratejileri:
    • Yatak başının 30-45 derece yükseltilmesi
    • Sık oral hijyen uygulamaları
    • Subglottik sekresyonların aspirasyonu
    • Sedasyonun azaltılması ve erken mobilizasyon
    • Uygun endotrakeal tüp seçimi

2.4. Bronkospazm

Bronkospazm, bronşların daralması sonucu hava akımının kısıtlanması durumudur. Astım, kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) veya alerjik reaksiyonlar gibi nedenlerle ortaya çıkabilir.

2.4.1. Klinik Bulgular

  • Hırıltılı solunum
  • Dispne (nefes darlığı)
  • Öksürük
  • Göğüste sıkışma hissi
  • Taşipne (hızlı solunum)
  • Yardımcı solunum kaslarının kullanımı
  • Hipoksemi (kanda oksijen seviyesinin düşmesi)
  • Hiperkapni (kanda karbondioksit seviyesinin yükselmesi)

2.4.2. Yönetim Yaklaşımları

  1. Bronkodilatörler:
    • Beta-2 agonistler: Salbutamol veya terbutalin gibi kısa etkili beta-2 agonistler bronşları hızla genişletir.
    • Antikolinerjikler: İpratropium bromide gibi antikolinerjikler bronşları genişletir ve mukus sekresyonunu azaltır.
    • MgSo4 (Magnezyum Sülfat): Şiddetli bronkospazmda intravenöz magnezyum sülfat bronşları gevşetebilir.
  2. Kortikosteroidler: Hava yolu inflamasyonunu azaltmak için metilprednizolon veya deksametazon gibi kortikosteroidler kullanılabilir.
  3. Oksijen tedavisi: Hipoksiyi düzeltmek için oksijen maskesi veya nazal kanül uygulanır.
  4. Mekanik ventilasyon: Şiddetli solunum yetmezliği durumunda endotrakeal entübasyon ve mekanik ventilasyon gerekebilir.
  5. Temel nedenin tedavisi: Bronkospazma neden olan altta yatan durum (astım, KOAH, alerjik reaksiyon vb.) tedavi edilmelidir.

3. Nörolojik Acil Durumlar

Nörolojik acil durumlar, YBÜ hastalarında önemli morbidite ve mortalite nedenidir. İnme, status epileptikus, kafa travması ve artmış intrakraniyal basınç (İKB) gibi durumlar, hızlı ve etkili müdahale gerektiren nörolojik acil durumlar arasındadır.

3.1. İnme (Stroke)

İnme, beyne giden kan akımının kesilmesi veya azalması sonucu beyin dokusunun hasar görmesi durumudur. İskemik inme (beyin damarının tıkanması) ve hemorajik inme (beyin kanaması) olmak üzere iki ana türü vardır.

3.1.1. Klinik Bulgular

  • Ani başlayan yüz, kol veya bacakta güçsüzlük veya uyuşukluk (genellikle vücudun bir tarafında)
  • Konuşma güçlüğü veya anlamama
  • Görme bozukluğu
  • Denge kaybı
  • Şiddetli baş ağrısı (özellikle hemorajik inmede)

3.1.2. Yönetim Yaklaşımları

  1. Hızlı tanı ve değerlendirme: İnme şüphesi olan hastalarda hızlı bir şekilde nörolojik muayene ve görüntüleme (BT veya MR) yapılmalıdır.
  2. İskemik inme tedavisi:
    • Reperfüzyon tedavisi:
      • İntravenöz tromboliz: Semptomların başlamasından itibaren ilk 4.5 saat içinde alteplaz gibi trombolitik ilaçlar kullanılarak beyin damarındaki tıkanıklık giderilmeye çalışılır.
      • Mekanik trombektomi: Büyük damar tıkanıklıklarında kateter yoluyla pıhtının çıkarılması işlemidir. Semptomların başlamasından itibaren ilk 6-24 saat içinde yapılabilir.
    • Antiplatelet tedavi: Aspirin veya klopidogrel gibi antiplatelet ilaçlar, yeni pıhtı oluşumunu engellemeye yardımcı olur.
    • Kan basıncı kontrolü: Yüksek kan basıncı dikkatli bir şekilde düşürülmelidir.
  3. Hemorajik inme tedavisi:
    • Kan basıncı kontrolü: Yüksek kan basıncı hızlı bir şekilde düşürülmelidir.
    • Koagülasyon bozukluklarının düzeltilmesi: Warfarin veya heparin gibi antikoagülan ilaçların etkileri antagonize edilmelidir.
    • Cerrahi tedavi: Beyin kanamasının büyüklüğüne ve yerine göre cerrahi müdahale gerekebilir.
  4. Destekleyici tedavi:
    • Oksijen tedavisi
    • Sıvı dengesi
    • Kan şekeri kontrolü
    • Ateşin düşürülmesi

3.2. Status Epileptikus

Status epileptikus, 5 dakikadan uzun süren veya aralıksız tekrarlayan nöbetlerdir. Beyin hasarına ve ölümcül sonuçlara yol açabilir.

3.2.1. Klinik Bulgular

  • Uzun süren veya tekrarlayan tonik-klonik nöbetler
  • Bilinç kaybı
  • Kasılmalar
  • Solunum yetmezliği
  • Aritmi

3.2.2. Yönetim Yaklaşımları

  1. Hızlı müdahale: Nöbetleri durdurmak için hızlı bir şekilde ilaç tedavisi başlanmalıdır.
  2. Hava yolu güvenliği: Gerekirse entübasyon ve mekanik ventilasyon uygulanır.
  3. İlaç tedavisi:
    • Benzodiazepinler: Lorazepam veya diazepam gibi benzodiazepinler ilk basamak tedavidir.
    • Antiepileptikler: Fenitoin, valproik asit veya levetirasetam gibi antiepileptikler benzodiazepinlere yanıt alınamazsa kullanılır.
    • Refrakter status epileptikus: Propofol, tiopental veya midazolam gibi anestezik ilaçlarla nöbetler kontrol altına alınmaya çalışılır.
  4. Temel nedenin tedavisi: Status epileptikusa neden olan altta yatan durum (elektrolit dengesizlikleri, enfeksiyon, ilaç intoksikasyonu vb.) tedavi edilmelidir.
  5. Monitorizasyon: EEG (elektroensefalografi) ile beyin aktivitesi sürekli olarak izlenmelidir.

3.3. Kafa Travması

Kafa travması, kafatasına fiziksel bir darbe sonucu oluşan beyin hasarıdır. Hafif, orta ve şiddetli olmak üzere farklı derecelerde olabilir.

3.3.1. Klinik Bulgular

  • Bilinç kaybı
  • Baş ağrısı
  • Bulantı ve kusma
  • Konfüzyon
  • Hafıza kaybı
  • Nöbetler
  • Pupil anizokorisi (pupillerin farklı büyüklükte olması)
  • Fokal nörolojik defisitler (güçsüzlük, konuşma bozukluğu vb.)

3.3.2. Yönetim Yaklaşımları

  1. Hava yolu güvenliği: Gerekirse entübasyon ve mekanik ventilasyon uygulanır.
  2. Kan basıncı kontrolü: Hipotansiyondan kaçınılmalı ve kan basıncı optimal seviyede tutulmalıdır.
  3. İntrakraniyal basınç (İKB) kontrolü: İKB'yi düşürmek için aşağıdaki yöntemler kullanılabilir:
    • Yatak başının 30 derece yükseltilmesi
    • Hiperventilasyon (PaCO2'yi 30-35 mmHg arasında tutmak)
    • Mannitol veya hipertonik salin
    • Sedasyon ve analjezi
    • Barbitürat koması (refrakter durumlarda)
    • Cerrahi dekompresyon (kemik flebinin çıkarılması)
  4. Nöbet profilaksisi: Fenitoin veya levetirasetam gibi antiepileptik ilaçlar ile nöbetlerin önlenmesi sağlanabilir.
  5. Sıvı dengesi: Aşırı sıvı yüklenmesinden kaçınılmalı ve sıvı dengesi sağlanmalıdır.
  6. Monitorizasyon: İKB, serebral perfüzyon basıncı (SPB) ve diğer vital parametreler sürekli olarak izlenmelidir.

3.4. Artmış İntrakraniyal Basınç (İKB)

Artmış intrakraniyal basınç (İKB), kafatası içindeki basıncın normalin üzerine çıkması durumudur. Kafa travması, beyin tümörleri, kanamalar veya enfeksiyonlar gibi çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilir.

3.4.1. Klinik Bulgular

  • Baş ağrısı
  • Bulantı ve kusma
  • Bilinç bulanıklığı
  • Papilödem (optik sinir başında şişlik)
  • Pupil anizokorisi (pupillerin farklı büyüklükte olması)
  • Cushing refleksi (bradikardi, hipertansiyon ve düzensiz solunum)

3.4.2. Yönetim Yaklaşımları

  1. Yatak başının 30 derece yükseltilmesi: Venöz dönüşü kolaylaştırarak İKB'yi düşürür.
  2. Sedasyon ve analjezi: Propofol veya fentanil gibi ilaçlarla hastanın sakinleştirilmesi ve ağrısının giderilmesi İKB'yi düşürür.
  3. Hiperventilasyon: PaCO2'yi 30-35 mmHg arasında tutmak serebral vazokonstriksiyona neden olarak İKB'yi düşürür. Ancak aşırı hiperventilasyondan kaçınılmalıdır.
  4. Osmotik diüretikler: Mannitol veya hipertonik salin, serebral ödemi azaltarak İKB'yi düşürür.
  5. Ventrikülostomi: Beyin ventriküllerine bir kateter yerleştirilerek serebrospinal sıvı (BOS) drenajı sağlanır.
  6. Barbitürat koması: Refrakter durumlarda pentobarbital gibi barbitüratlar ile beyin metabolizması yavaşlatılarak İKB düşürülmeye çalışılır.
  7. Cerrahi dekompresyon: Kemik flebinin çıkarılması (kraniotomi) ile beyne daha fazla alan sağlanarak İKB düşürülür.

4. Metabolik ve Endokrinolojik Acil Durumlar

Metabolik ve endokrinolojik acil durumlar, YBÜ hastalarında mortalite ve morbiditeyi artırabilir. Diyabetik ketoasidoz (DKA), hiperglisemik hiperosmolar durum (HHD), adrenal kriz ve tirotoksik kriz gibi durumlar, hızlı müdahale gerektiren metabolik ve endokrinolojik acil durumlar arasındadır.

4.1. Diyabetik Ketoasidoz (DKA)

Diyabetik ketoasidoz (DKA), insülin eksikliği sonucu ortaya çıkan ve hiperglisemi, ketonemi ve metabolik asidoz ile karakterize olan ciddi bir komplikasyondur. Genellikle tip 1 diyabetli hastalarda görülür.

4.1.1. Klinik Bulgular

  • Hiperglisemi (kan şekeri > 250 mg/dL)
  • Ketonemi (kanda keton cisimciklerinin artması)
  • Metabolik asidoz (pH < 7.3, bikarbonat < 15 mEq/L)
  • Poliüri (sık idrara çıkma)
  • Polidipsi (çok su içme)
  • Bulantı ve kusma
  • Karın ağrısı
  • Aseton kokusu (meyvemsi nefes kokusu)
  • Kussmaul solunumu (derin ve hızlı solunum)
  • Bilinç bulanıklığı veya bilinç kaybı

4.1.2. Yönetim Yaklaşımları

  1. Sıvı resüsitasyonu: Dehidratasyonu düzeltmek için serum fizyolojik (SF) solüsyonu ile sıvı replasmanı yapılır.
  2. İnsülin tedavisi: Hiperglisemiyi düzeltmek için düşük dozda intravenöz insülin infüzyonu başlanır.
  3. Elektrolit replasmanı: Hipokalemiyi önlemek için potasyum replasmanı yapılır.
  4. Metabolik asidozun düzeltilmesi: pH < 7.0 ise bikarbonat tedavisi düşünülebilir.
  5. Temel nedenin tedavisi: DKA'yı tetikleyen altta yatan durum (enfeksiyon, insülin eksikliği vb.) tedavi edilmelidir.
  6. Monitorizasyon: Kan şekeri, elektrolitler, arteriyel kan gazları ve diğer vital parametreler sık sık izlenmelidir.

4.2. Hiperglisemik Hiperosmolar Durum (HHD)

Hiperglisemik hiperosmolar durum (HHD), tip 2 diyabetli hastalarda görülen ve şiddetli hiperglisemi, hiperozmolarite ve dehidratasyon ile karakterize olan bir durumdur. Ketoasidoz genellikle yoktur veya hafiftir.

4.2.1. Klinik Bulgular

  • Şiddetli hiperglisemi (kan şekeri > 600 mg/dL)
  • Hiperozmolarite (serum osmolaritesi > 320 mOsm/kg)
  • Dehidratasyon
  • Poliüri (sık idrara çıkma)
  • Polidipsi (çok su

#yoğun bakım#acil durum#entübasyon#resüsitasyon#kritik hastalık

Diğer Blog Yazıları

Akılcı İlaç Kullanımı: Sağlığınızı Korurken Tasarruf Etmenin Yolları

Akılcı İlaç Kullanımı: Sağlığınızı Korurken Tasarruf Etmenin Yolları

06 11 2025 Devamını oku »
Üroloji Yoğun Bakım Hastalarında Sık Karşılaşılan Komplikasyonlar ve Yönetimi

Üroloji Yoğun Bakım Hastalarında Sık Karşılaşılan Komplikasyonlar ve Yönetimi

06 11 2025 Devamını oku »
Hematoloji Yoğun Bakımda Yaşam Mücadelesi: Kan Hastalıkları ve Kritik Bakım

Hematoloji Yoğun Bakımda Yaşam Mücadelesi: Kan Hastalıkları ve Kritik Bakım

06 11 2025 Devamını oku »
Romatoid Artrit ve Beslenme: Ağrıyı Azaltmak İçin Ne Yemeli, Nelerden Kaçınmalı?

Romatoid Artrit ve Beslenme: Ağrıyı Azaltmak İçin Ne Yemeli, Nelerden Kaçınmalı?

06 11 2025 Devamını oku »
Çocuklarda Kalp Üfürümleri: Nedenleri, Belirtileri ve Tedavi Yaklaşımları

Çocuklarda Kalp Üfürümleri: Nedenleri, Belirtileri ve Tedavi Yaklaşımları

06 11 2025 Devamını oku »
Ani Solunum Yetmezliği: Nedenleri, Belirtileri ve Yoğun Bakım Yönetimi

Ani Solunum Yetmezliği: Nedenleri, Belirtileri ve Yoğun Bakım Yönetimi

06 11 2025 Devamını oku »
İnsan Kalbinin Anatomisi ve Kardiyovasküler Hastalıklarla İlişkisi

İnsan Kalbinin Anatomisi ve Kardiyovasküler Hastalıklarla İlişkisi

06 11 2025 Devamını oku »
İntensive Care Unit (ICU): Inside the Critical Care Environment

İntensive Care Unit (ICU): Inside the Critical Care Environment

06 11 2025 Devamını oku »
Uyku Kalitenizi Artırmanın Bilimsel Yolları: Fizyolojik Temeller ve Pratik İpuçları

Uyku Kalitenizi Artırmanın Bilimsel Yolları: Fizyolojik Temeller ve Pratik İpuçları

06 11 2025 Devamını oku »