30 09 2025
Akut miyeloid lösemi (AML), kemik iliğinde anormal miyeloid hücrelerin hızla çoğalmasıyla karakterize edilen agresif bir kan ve kemik iliği kanseridir. Erken teşhis ve tedavi, AML hastaları için prognozu önemli ölçüde iyileştirebilir. Bu makalede, AML'nin nasıl teşhis edildiğini, kullanılan testleri ve sürecin önemini ayrıntılı olarak inceleyeceğiz.
AML'nin teşhis sürecine geçmeden önce, bu hastalığın şüphesini uyandıran yaygın belirti ve semptomları anlamak önemlidir. AML belirtileri genellikle non-spesifiktir ve diğer hastalıklara benzeyebilir, bu da erken teşhisi zorlaştırır. Bununla birlikte, aşağıdaki belirtilerden herhangi birinin ortaya çıkması durumunda bir doktora başvurmak önemlidir:
Bu belirtilerden herhangi birini yaşıyorsanız, derhal bir doktora başvurmanız önemlidir. Doktorunuz, durumunuzu değerlendirecek ve gerekli testleri yaparak teşhis koyacaktır.
AML teşhisi, genellikle bir dizi test ve prosedürü içerir. Bu testler, kan hücrelerini incelemek, kemik iliğini değerlendirmek ve lösemik hücrelerin özelliklerini belirlemek için kullanılır. AML teşhis sürecinin ana adımları şunlardır:
Doktorunuz, belirtilerinizi ve tıbbi öykünüzü değerlendirmek için bir fizik muayene yapacaktır. Ailenizde lösemi veya diğer kan hastalıkları olup olmadığını soracaktır. Ayrıca, daha önce herhangi bir kemoterapi veya radyasyon tedavisi alıp almadığınızı da öğrenmek isteyecektir.
Kan testleri, AML teşhisinde önemli bir rol oynar. Bu testler, kan hücrelerinin sayısını ve özelliklerini değerlendirmek için kullanılır. Yaygın olarak kullanılan kan testleri şunlardır:
Kemik iliği aspirasyonu ve biyopsisi, AML teşhisinde altın standarttır. Bu prosedürler, kemik iliğinden örnekler alınarak incelenmesini içerir. Kemik iliği, kan hücrelerinin üretildiği süngerimsi dokudur. AML'li hastalarda, kemik iliği anormal miyeloid hücrelerle doludur.
Kemik İliği Aspirasyonu: Kemik iliği aspirasyonu sırasında, bir iğne kemiğe (genellikle kalça kemiği) yerleştirilir ve sıvı bir kemik iliği örneği çekilir. Bu örnek, hücrelerin sayısı, türü ve görünümü açısından incelenir. Ayrıca, genetik testler için de kullanılabilir.
Kemik İliği Biyopsisi: Kemik iliği biyopsisi sırasında, daha büyük bir iğne kullanılarak kemik iliğinden küçük bir doku örneği alınır. Bu örnek, kemik iliğinin yapısını ve hücrelerin düzenlenmesini değerlendirmek için incelenir. Biyopsi, aspirasyon ile birlikte yapıldığında daha kapsamlı bir değerlendirme sağlar.
Kemik iliği aspirasyonu ve biyopsisi genellikle lokal anestezi altında yapılır ve hafif bir rahatsızlık hissi olabilir. Prosedürden sonra birkaç gün boyunca ağrı veya hassasiyet hissedebilirsiniz.
Sitogenetik analiz, lösemik hücrelerin kromozomlarını inceleyen bir testtir. Kromozomlar, genetik bilgiyi taşıyan yapılardır. AML'li hastalarda, kromozomlarda anormallikler (translokasyonlar, delesyonlar, inversiyonlar) sık görülür. Bu anormallikler, AML'nin türünü ve prognozunu belirlemeye yardımcı olabilir.
Sitogenetik analiz, kemik iliği veya kan örneğinden elde edilen hücreler üzerinde yapılır. Hücreler, özel bir işlemden geçirildikten sonra mikroskop altında incelenir. Kromozomlardaki anormallikler tespit edilir ve raporlanır.
FISH, sitogenetik analize benzer bir testtir, ancak daha hassas ve hızlıdır. FISH, belirli genetik bölgeleri veya kromozomları hedefleyen floresan etiketli DNA probları kullanır. Bu problar, hedef bölgelere bağlanır ve mikroskop altında görülebilir hale gelir. FISH, kromozomlardaki küçük anormallikleri veya gen delesyonlarını tespit etmede özellikle yararlıdır.
FISH, sitogenetik analiz ile birlikte kullanılabilir ve daha ayrıntılı bir genetik değerlendirme sağlar.
Moleküler testler, lösemik hücrelerin DNA veya RNA'sında mutasyonları tespit etmek için kullanılır. Mutasyonlar, genlerdeki kalıcı değişikliklerdir. AML'li hastalarda, çeşitli genlerde mutasyonlar görülebilir. Bu mutasyonlar, AML'nin türünü, prognozunu ve tedaviye yanıtını etkileyebilir.
Yaygın olarak kullanılan moleküler testler şunlardır:
Moleküler testler, AML'nin sınıflandırılmasında ve tedavi planının belirlenmesinde önemli bir rol oynar.
İmmünofenotipleme, lösemik hücrelerin yüzeyindeki proteinleri (antijenleri) tanımlayan bir testtir. Bu test, hücrelerin hangi tür beyaz kan hücresinden (miyeloid, lenfoid) kaynaklandığını belirlemeye yardımcı olur. İmmünofenotipleme, AML'nin sınıflandırılmasında ve diğer lösemi türlerinden ayırt edilmesinde önemlidir.
İmmünofenotipleme, genellikle akış sitometrisi adı verilen bir teknik kullanılarak yapılır. Bu teknikte, hücreler floresan etiketli antikorlarla işaretlenir. Antikorlar, hücre yüzeyindeki belirli antijenlere bağlanır. Daha sonra, hücreler bir akış sitometresinden geçirilir ve antijenlerin varlığı ve miktarı ölçülür.
Lomber ponksiyon, beyin ve omuriliği çevreleyen sıvıyı (beyin omurilik sıvısı veya BOS) incelemek için yapılan bir işlemdir. AML'li hastalarda, lösemik hücreler nadiren BOS'a yayılabilir. Lomber ponksiyon, BOS'ta lösemik hücrelerin varlığını tespit etmeye yardımcı olabilir. Bu test, özellikle merkezi sinir sistemine yayılma riski yüksek olan AML türlerinde önemlidir.
Lomber ponksiyon sırasında, hasta yan yatar pozisyonda durur ve doktor bel bölgesine ince bir iğne yerleştirir. BOS örneği çekilir ve laboratuvara gönderilir. Lomber ponksiyon genellikle lokal anestezi altında yapılır ve hafif bir baş ağrısı veya sırt ağrısı hissedilebilir.
AML tanısı konulduktan sonra, doktorunuz hastalığın evresini ve risk grubunu belirleyecektir. Bu bilgiler, tedavi planını belirlemede önemlidir.
AML'de evreleme, diğer kanser türlerinde olduğu gibi kullanılmaz. Bunun yerine, AML tanısı konulduğunda tüm hastalar aynı evrede kabul edilir. Ancak, hastalığın alt türü, genetik anormallikler ve tedaviye yanıt gibi faktörler, prognozu etkileyebilir.
AML'li hastalar, risk gruplarına ayrılır. Risk grupları, hastalığın prognozunu ve tedaviye yanıtını tahmin etmeye yardımcı olur. Risk grupları genellikle genetik anormalliklere, hastanın yaşına ve genel sağlık durumuna göre belirlenir.
AML tanısı ve risk grubu belirlendikten sonra, doktorunuz sizin için en uygun tedavi planını oluşturacaktır. AML tedavisi genellikle kemoterapi, hedefe yönelik tedavi ve kemik iliği transplantasyonunu içerir.
Kemoterapi, kanser hücrelerini öldürmek için kullanılan ilaçlardır. AML tedavisinde, genellikle iki aşamalı kemoterapi kullanılır:
Hedefe yönelik tedavi, kanser hücrelerinin büyümesini ve yayılmasını sağlayan belirli molekülleri hedef alan ilaçlardır. AML tedavisinde, FLT3 inhibitörleri (örn. midostaurin) ve IDH inhibitörleri (örn. enasidenib, ivosidenib) gibi hedefe yönelik ilaçlar kullanılabilir. Bu ilaçlar, belirli genetik mutasyonları olan hastalarda etkilidir.
Kemik iliği transplantasyonu, hasarlı veya hastalıklı kemik iliğini sağlıklı kemik iliği ile değiştirmek için yapılan bir işlemdir. AML tedavisinde, kemik iliği transplantasyonu, özellikle yüksek riskli hastalarda veya kemoterapiye yanıt vermeyen hastalarda düşünülebilir.
Kemik iliği transplantasyonu iki türde olabilir:
Akut miyeloid lösemi (AML) teşhisi, çeşitli test ve prosedürleri içeren karmaşık bir süreçtir. Erken teşhis ve tedavi, AML hastaları için prognozu önemli ölçüde iyileştirebilir. Bu makalede, AML teşhis sürecinin ana adımlarını ve kullanılan testleri ayrıntılı olarak inceledik. Belirtileri fark etmek, doktora başvurmak ve gerekli testleri yaptırmak, AML ile mücadelede önemli adımlardır. Unutmayın, erken teşhis hayat kurtarır.
Endoskopi Nasıl Yapılır?
06 11 2025 Devamını oku »
Kan Kanseri Ve İlik Kanseri Aynı şey mi?
06 11 2025 Devamını oku »
Endoskopi İşlemi İçin Hangi Doktora Gidilmelidir?
06 11 2025 Devamını oku »
Endoskopi Riskli Bir İşlem midir?
06 11 2025 Devamını oku »
İlik kanserinin son evresinde neler olur?
06 11 2025 Devamını oku »
İlik kanseri kaç yaşında olur?
06 11 2025 Devamını oku »
Endoskopi Çeşitleri Nelerdir?
06 11 2025 Devamını oku »
Kemik İliği Kanseri Kanda Çıkar Mı?
06 11 2025 Devamını oku »
Kemik İliği Kanseri Nasıl Belli Olur?
06 11 2025 Devamını oku »