27 09 2025
Doğuştan kalp hastalıkları (DKH), bebeklerin doğumda sahip olduğu ve kalbin yapısında veya işlevinde anormalliklere neden olan hastalıklardır. Bu hastalıklar, bebeklerin ve çocukların sağlığını önemli ölçüde etkileyebilir. Erken tanı ve uygun tedavi yöntemleri ile birçok DKH'li çocuğun sağlıklı bir yaşam sürmesi mümkündür. Bu blog yazısında, DKH'nin ne olduğunu, nedenlerini, belirtilerini, tanı yöntemlerini ve cerrahi tedavi seçeneklerini detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.
Doğuştan kalp hastalıkları (Konjenital Kalp Hastalıkları olarak da bilinir), kalbin yapısında veya büyük damarlarda doğumdan itibaren var olan anormalliklerdir. Bu anormallikler, kalbin normal kan akışını bozarak çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir. DKH, hafif bir sorundan yaşamı tehdit eden ciddi bir duruma kadar değişebilir. DKH'nin görülme sıklığı yaklaşık olarak her 1000 doğumda 8-10 bebekte bir şeklindedir.
DKH, çeşitli şekillerde sınıflandırılabilir. En yaygın sınıflandırma yöntemlerinden biri, siyanotik (morarma ile seyreden) ve asiyanotik (morarma olmadan seyreden) olarak ayrılmasıdır. Siyanotik DKH'lerde, oksijenlenmemiş kan sistemik dolaşıma karıştığı için bebekte morarma (siyanoz) görülür. Asiyanotik DKH'lerde ise genellikle kalpteki bir delik veya darlık nedeniyle kan akışı normalden farklıdır, ancak morarma belirgin değildir.
DKH'nin kesin nedeni çoğu zaman bilinmemektedir. Ancak, genetik faktörler, çevresel faktörler ve annenin hamilelik sırasında geçirdiği bazı hastalıklar DKH riskini artırabilir.
Bazı genetik sendromlar (Down sendromu, Turner sendromu, DiGeorge sendromu gibi) DKH riskini artırır. Ayrıca, ailesinde DKH öyküsü olan bireylerde DKH görülme olasılığı daha yüksektir. Tek gen mutasyonları da DKH'ye neden olabilir.
Annenin hamilelik sırasında maruz kaldığı bazı çevresel faktörler DKH riskini artırabilir. Bunlar arasında:
Annenin hamilelik sırasında geçirdiği bazı enfeksiyonlar (kızamıkçık gibi) DKH riskini artırabilir. Ayrıca, annenin diyabet veya lupus gibi kronik hastalıkları da DKH riskini artırabilir.
DKH'nin belirtileri, hastalığın türüne ve şiddetine göre değişir. Bazı bebeklerde belirtiler doğumdan hemen sonra ortaya çıkarken, bazılarında ise belirtiler daha sonraki aylarda veya yıllarda ortaya çıkabilir.
DKH'nin tanısı, fizik muayene, EKG, ekokardiyografi, göğüs röntgeni ve kardiyak kateterizasyon gibi çeşitli yöntemlerle konulabilir.
Doktor, bebeği veya çocuğu dinleyerek kalp üfürümü gibi anormal sesleri tespit edebilir. Ayrıca, morarma, hızlı nefes alma, şişlik gibi belirtileri de değerlendirir.
EKG, kalbin elektriksel aktivitesini ölçen bir testtir. Kalp ritmini ve kalp kasının hasar görüp görmediğini gösterir.
Ekokardiyografi, kalbin ultrasonografisidir. Kalbin yapısını, işlevini ve kan akışını ayrıntılı olarak gösterir. DKH'nin tanısında en sık kullanılan yöntemlerden biridir. Fetal ekokardiyografi ile anne karnındaki bebeğin kalbi de incelenebilir.
Göğüs röntgeni, kalbin boyutunu ve akciğerlerde sıvı birikimini gösterir. Ayrıca, diğer organların durumunu da değerlendirmeye yardımcı olur.
Kardiyak kateterizasyon, kalbe bir kateter (ince bir tüp) yerleştirilerek kalbin içindeki basınçların ölçüldüğü ve kan örneklerinin alındığı bir işlemdir. Ayrıca, anjiyografi ile kalp damarları da görüntülenebilir. Kardiyak kateterizasyon, DKH'nin tanısında ve tedavisinde (örneğin, balon valvüloplasti veya stent yerleştirme) kullanılabilir.
DKH'nin cerrahi tedavisi, hastalığın türüne ve şiddetine göre değişir. Bazı DKH'ler cerrahi olarak tamamen düzeltilebilirken, bazıları ise sadece palyatif (semptomları hafifletmeye yönelik) cerrahi işlemlerle tedavi edilebilir.
Açık kalp cerrahisi, göğüs kemiğinin (sternum) kesilerek kalbe doğrudan erişildiği bir cerrahi yöntemdir. Bu yöntem, karmaşık DKH'lerin tedavisinde sıklıkla kullanılır. Açık kalp cerrahisi sırasında, kalp akciğer makinesi (kalp-akciğer pompası) kullanılarak kan dolaşımı ve solunum geçici olarak sağlanır.
Kapalı kalp cerrahisi, küçük kesilerle veya kateterler aracılığıyla yapılan cerrahi işlemlerdir. Bu yöntem, açık kalp cerrahisine göre daha az invazivdir ve iyileşme süresi daha kısadır.
Hibrit cerrahi, hem açık kalp cerrahisi hem de kapalı kalp cerrahisi tekniklerinin bir arada kullanıldığı bir yöntemdir. Bu yöntem, bazı karmaşık DKH'lerin tedavisinde kullanılabilir.
Kalp nakli, diğer tedavi yöntemlerinin başarısız olduğu ve kalbin işlevini yerine getiremediği durumlarda uygulanan bir yöntemdir. Kalp nakli, genellikle son çare olarak düşünülür.
DKH cerrahisi sonrası, hastaların yoğun bakımda ve ardından serviste yakın takibi gereklidir. Cerrahi sonrası bakım, hastanın iyileşme sürecini hızlandırmak ve komplikasyonları önlemek için önemlidir.
Cerrahi sonrası ilk birkaç gün yoğun bakımda geçirilir. Bu süre zarfında, hastanın kalp ritmi, kan basıncı, solunumu ve diğer vital bulguları yakından takip edilir. Ağrı kontrolü sağlanır ve enfeksiyon riskini azaltmak için önlemler alınır.
Yoğun bakımdan çıktıktan sonra, hasta servise alınır. Serviste, hastanın genel durumu değerlendirilir, yara bakımı yapılır ve ilaçları düzenli olarak verilir. Fizyoterapi ve rehabilitasyon programları başlatılabilir.
Hastanın taburcu olduktan sonra evde de dikkatli bir şekilde bakılması gerekir. Doktorun önerdiği ilaçlar düzenli olarak kullanılmalı, yara bakımı yapılmalı ve enfeksiyon belirtileri takip edilmelidir. Ayrıca, düzenli kontroller için doktora başvurulmalıdır.
DKH'li çocukların cerrahi tedaviden sonra da uzun dönem takibi önemlidir. Bu takip, kalbin durumunu izlemek, olası komplikasyonları erken teşhis etmek ve gerekli tedavileri uygulamak için yapılır.
DKH'li çocuklar, düzenli olarak kardiyolog tarafından takip edilmelidir. Bu takipte, EKG, ekokardiyografi ve diğer tanı yöntemleri kullanılarak kalbin durumu değerlendirilir. Ayrıca, hastanın genel sağlığı ve büyüme gelişimi de izlenir.
DKH'li çocukların sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemesi önemlidir. Bu, dengeli beslenme, düzenli egzersiz ve sigara gibi zararlı alışkanlıklardan uzak durmayı içerir.
DKH'li çocukların çoğu, doktorun önerdiği şekilde egzersiz yapabilir ve sporla uğraşabilir. Ancak, bazı DKH türlerinde ağır egzersizlerden kaçınmak gerekebilir.
DKH'li çocukların aşıları düzenli olarak yapılması önemlidir. Aşılar, enfeksiyonlara karşı korunmaya yardımcı olur ve sağlık sorunlarını önler.
DKH'li çocukların diş sağlığına dikkat etmesi önemlidir. Diş enfeksiyonları, kalbe zarar verebilir. Bu nedenle, düzenli diş kontrolleri ve iyi bir ağız hijyeni sağlanmalıdır.
Bazı DKH'li çocukların, diş tedavisi veya cerrahi işlemler öncesinde endokardit profilaksisi (antibiyotik kullanımı) alması gerekebilir. Endokardit, kalbin iç yüzeyinin iltihaplanmasıdır ve ciddi bir enfeksiyondur.
Doğuştan kalp hastalıkları, bebeklerin ve çocukların sağlığını tehdit eden önemli bir sorundur. Ancak, erken tanı ve uygun tedavi yöntemleri ile birçok DKH'li çocuğun sağlıklı bir yaşam sürmesi mümkündür. Bu blog yazısında, DKH'nin ne olduğunu, nedenlerini, belirtilerini, tanı yöntemlerini ve cerrahi tedavi seçeneklerini detaylı bir şekilde inceledik. Unutmayın, DKH ile ilgili herhangi bir şüpheniz varsa, mutlaka bir uzmana danışın.
Çocuklarda Kalp Üfürümleri: Nedenleri, Belirtileri ve Tedavi Yaklaşımları
06 11 2025 Devamını oku »
Ani Solunum Yetmezliği: Nedenleri, Belirtileri ve Yoğun Bakım Yönetimi
06 11 2025 Devamını oku »
İnsan Kalbinin Anatomisi ve Kardiyovasküler Hastalıklarla İlişkisi
06 11 2025 Devamını oku »
İntensive Care Unit (ICU): Inside the Critical Care Environment
06 11 2025 Devamını oku »
Uyku Kalitenizi Artırmanın Bilimsel Yolları: Fizyolojik Temeller ve Pratik İpuçları
06 11 2025 Devamını oku »
Klinik Nörofizyoloji ile Tanısı Konulan Sık Görülen Hastalıklar
06 11 2025 Devamını oku »
Doğum Sonrası Yoğun Bakım: Annenin Sağlığı İçin Kritik Önlemler
06 11 2025 Devamını oku »
Akciğer Kanserinde Yeni Nesil Tedaviler: Hedefe Yönelik Terapiler ve İmmünoterapi
06 11 2025 Devamını oku »
Güneşin Zararlı Etkilerinden Korunma Yolları: Cildinizi Yaz Aylarında Nasıl Güvende Tutarsınız?
06 11 2025 Devamını oku »