29 09 2025
Alerjik hastalıklar, çocukluk çağında giderek artan bir sağlık sorunudur. Bağışıklık sisteminin normalde zararsız olan maddelere (alerjenlere) karşı aşırı tepki vermesi sonucu ortaya çıkarlar. Bu aşırı tepki, çeşitli belirtilerle kendini gösterir ve çocuğun yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilir. Bu yazıda, çocuklarda sık görülen alerjik hastalıkları, belirtilerini, nedenlerini ve tedavi yöntemlerini ayrıntılı olarak inceleyeceğiz.
Alerji, bağışıklık sisteminin normalde zararsız olan maddelere (polen, ev tozu akarları, gıdalar, ilaçlar, böcek zehirleri vb.) karşı aşırı duyarlılık göstermesi durumudur. Bu maddelere alerjen denir. Alerjenle karşılaşıldığında, bağışıklık sistemi IgE adı verilen antikorlar üretir. Bu antikorlar, mast hücreleri adı verilen özel hücrelere bağlanır. Bir sonraki alerjenle karşılaşmada, alerjen mast hücrelerine bağlanır ve mast hücreleri histamin ve diğer kimyasalları salgılar. Bu kimyasallar, alerjik reaksiyon belirtilerine neden olur.
Alerjik hastalıklar, çocuklarda oldukça yaygındır. Özellikle gelişmiş ülkelerde görülme sıklığı artmaktadır. Çocukların yaklaşık %20-30'unda bir veya birden fazla alerjik hastalık bulunmaktadır. Bu oran, genetik yatkınlık, çevresel faktörler ve yaşam tarzı gibi çeşitli faktörlere bağlı olarak değişebilir.
Çocuklarda en sık görülen alerjik hastalıklar şunlardır:
Alerjik rinit, burun mukozasının alerjenlere (polen, ev tozu akarları, hayvan tüyü vb.) karşı aşırı duyarlılık göstermesi sonucu ortaya çıkan bir inflamatuar hastalıktır. Genellikle mevsimsel (polen alerjisi) veya yıl boyunca (ev tozu akarları, hayvan tüyü alerjisi) devam edebilir.
Alerjik rinitin temel nedeni, genetik yatkınlık ve çevresel faktörlerin etkileşimidir. Ailede alerjik hastalık öyküsü olan çocuklarda alerjik rinit gelişme riski daha yüksektir. Çevresel faktörler arasında polen, ev tozu akarları, hayvan tüyü, küf mantarları ve hava kirliliği sayılabilir.
Alerjik rinit tanısı, hastanın öyküsü, fizik muayenesi ve alerji testleri ile konulur. Alerji testleri, cilt testleri (prick test, intradermal test) veya kan testleri (IgE ölçümü) şeklinde olabilir. Cilt testleri, alerjenlerin cilde uygulanması ve reaksiyonun gözlemlenmesi prensibine dayanır. Kan testleri ise, alerjenlere karşı üretilen IgE antikorlarının miktarını ölçer.
Alerjik rinit tedavisinin temel amaçları, belirtileri kontrol altına almak ve yaşam kalitesini artırmaktır. Tedavi yöntemleri şunlardır:
Astım, hava yollarının kronik inflamasyonu ve daralması sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. Hava yollarının daralması, nefes darlığı, öksürük, hırıltılı solunum ve göğüste sıkışma gibi belirtilere neden olur. Astım, genellikle alerjik bir zeminde gelişir, ancak alerjik olmayan astım türleri de mevcuttur.
Astımın nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, genetik yatkınlık ve çevresel faktörlerin etkileşimi sonucu ortaya çıktığı düşünülmektedir. Ailede astım öyküsü olan çocuklarda astım gelişme riski daha yüksektir. Çevresel faktörler arasında alerjenler (polen, ev tozu akarları, hayvan tüyü, küf mantarları), hava kirliliği, sigara dumanı, solunum yolu enfeksiyonları ve bazı ilaçlar sayılabilir.
Astım tanısı, hastanın öyküsü, fizik muayenesi ve solunum fonksiyon testleri ile konulur. Solunum fonksiyon testleri, akciğerlerin ne kadar iyi çalıştığını ölçer. Bu testler arasında spirometri, bronkodilatör reversibilite testi ve peak flow ölçümü bulunur. Spirometri, akciğerlerin ne kadar hava alabildiğini ve ne kadar hızlı soluyabildiğini ölçer. Bronkodilatör reversibilite testi, hava yollarını genişleten bir ilaç (bronkodilatör) verildikten sonra spirometri testinin tekrarlanmasıdır. Eğer bronkodilatör sonrası akciğer fonksiyonlarında düzelme olursa, astım tanısı desteklenir. Peak flow ölçümü, hastanın evde kendi kendine yapabileceği basit bir testtir. Bu test, hastanın ne kadar hızlı nefes verebildiğini ölçer.
Astım tedavisinin temel amaçları, belirtileri kontrol altına almak, atakları önlemek ve akciğer fonksiyonlarını korumaktır. Tedavi yöntemleri şunlardır:
Atopik dermatit (egzama), ciltte kaşıntılı, kızarık ve kuru lezyonlarla karakterize kronik bir inflamatuar cilt hastalığıdır. Genellikle bebeklik veya çocukluk çağında başlar ve zaman zaman alevlenmeler ve düzelmelerle seyreder. Atopik dermatit, genellikle alerjik bir zeminde gelişir, ancak alerjik olmayan atopik dermatit türleri de mevcuttur.
Atopik dermatitin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, genetik yatkınlık, cilt bariyerinin bozulması ve bağışıklık sisteminin aşırı tepki vermesi gibi faktörlerin etkileşimi sonucu ortaya çıktığı düşünülmektedir. Ailede atopik dermatit, alerjik rinit veya astım öyküsü olan çocuklarda atopik dermatit gelişme riski daha yüksektir. Cilt bariyerinin bozulması, cildin nemini kaybetmesine ve alerjenlerin ve irritanların cilde daha kolay girmesine neden olur. Bağışıklık sisteminin aşırı tepki vermesi, ciltte inflamasyona ve kaşıntıya neden olur.
Atopik dermatit tanısı, hastanın öyküsü, fizik muayenesi ve bazı durumlarda alerji testleri ile konulur. Tanı için genellikle Hanifin ve Rajka kriterleri kullanılır. Bu kriterler, hastanın öyküsünde kaşıntı, tipik lezyonların varlığı, kronik veya tekrarlayan seyir ve ailede atopik hastalık öyküsü gibi bulguları içerir. Alerji testleri, atopik dermatiti tetikleyen alerjenleri belirlemek için yapılabilir.
Atopik dermatit tedavisinin temel amaçları, kaşıntıyı azaltmak, ciltteki inflamasyonu kontrol altına almak, cilt bariyerini güçlendirmek ve enfeksiyonları önlemektir. Tedavi yöntemleri şunlardır:
Besin alerjisi, bağışıklık sisteminin belirli bir gıdaya karşı aşırı tepki vermesi durumudur. Bu aşırı tepki, ciltte döküntüler, kaşıntı, kurdeşen, karın ağrısı, kusma, ishal ve solunum güçlüğü gibi belirtilere neden olabilir. Besin alerjileri, çocuklarda daha sık görülür ve genellikle süt, yumurta, fıstık, ağaç yemişleri, soya, buğday, balık ve kabuklu deniz ürünleri gibi gıdalara karşı gelişir.
Besin alerjisi belirtileri, alerjik reaksiyonun şiddetine ve etkilenen organlara göre değişebilir. En sık görülen belirtiler şunlardır:
Besin alerjisinin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, genetik yatkınlık, bağışıklık sisteminin olgunlaşmaması ve çevresel faktörlerin etkileşimi sonucu ortaya çıktığı düşünülmektedir. Ailede besin alerjisi öyküsü olan çocuklarda besin alerjisi gelişme riski daha yüksektir. Bağırsak mikrobiyotasının dengesizliği ve D vitamini eksikliği de besin alerjisi riskini artırabilir.
Besin alerjisi tanısı, hastanın öyküsü, fizik muayenesi ve alerji testleri ile konulur. Alerji testleri, cilt testleri (prick test, intradermal test) veya kan testleri (IgE ölçümü) şeklinde olabilir. Besin yükleme testi, alerji testlerinin sonuçlarını doğrulamak ve alerjik reaksiyonun şiddetini belirlemek için yapılabilir. Bu test, alerjik olduğundan şüphelenilen gıdanın kontrollü bir ortamda verilmesi ve belirtilerin gözlemlenmesi prensibine dayanır.
Besin alerjisi tedavisinin temel amacı, alerjik reaksiyonları önlemek ve belirtileri kontrol altına almaktır. Tedavi yöntemleri şunlardır:
İlaç alerjisi, bağışıklık sisteminin belirli bir ilaca karşı aşırı tepki vermesi durumudur. Bu aşırı tepki, ciltte döküntüler, kaşıntı, kurdeşen, anjiyoödem (dudaklarda, dilde ve boğazda şişme) ve anafilaksi (şiddetli alerjik reaksiyon) gibi belirtilere neden olabilir. İlaç alerjileri, her yaşta görülebilir, ancak çocuklarda daha az sıklıkta görülür.
İlaç alerjisi belirtileri, alerjik reaksiyonun şiddetine ve etkilenen organlara göre değişebilir. En sık görülen belirtiler şunlardır:
İlaç alerjisinin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, genetik yatkınlık, ilacın yapısı ve bağışıklık sisteminin aşırı tepki vermesi gibi faktörlerin etkileşimi sonucu ortaya çıktığı düşünülmektedir. Bazı ilaçlar, alerjik reaksiyonlara neden olma olasılığı daha yüksektir. Örneğin, penisilin ve sefalosporin gibi antibiyotikler, nonsteroid antiinflamatuar ilaçlar (NSAID'ler) ve bazı anestezikler ilaç alerjisine daha sık neden olabilir.
İlaç alerjisi tanısı, hastanın öyküsü, fizik muayenesi ve alerji testleri ile konulur. Alerji testleri, cilt testleri (prick test, intradermal test) veya kan testleri (IgE ölçümü) şeklinde olabilir. İlaç yükleme testi, alerji testlerinin sonuçlarını doğrulamak ve alerjik reaksiyonun şiddetini belirlemek için yapılabilir. Bu test, alerjik olduğundan şüphelenilen ilacın kontrollü bir ortamda verilmesi ve belirtilerin gözlemlenmesi prensibine dayanır.
İlaç alerjisi tedavisinin temel amacı, alerjik reaksiyonları önlemek ve belirtileri kontrol altına almaktır. Tedavi yöntemleri şunlardır:
Böcek zehiri alerjisi, arı, eşek arısı veya diğer böceklerin sokması sonucu bağışıklık sisteminin aşırı tepki vermesi durumudur. Bu aşırı tepki, ciltte şişlik, kızarıklık, kaşıntı, kurdeşen, anjiyoödem (dudaklarda, dilde ve boğazda şişme) ve anafilaksi (şiddetli alerjik reaksiyon) gibi belirtilere neden olabilir. Böcek zehiri alerjileri, özellikle arı ve eşek arısı sokmalarına karşı gelişir.
Böcek zehiri alerjisi belirtileri, alerjik reaksiyonun şiddetine göre değişebilir. Normal bir reaksiyon, sokulan bölgede ağrı, kızarıklık ve şişlik ile karakterizedir. Ancak alerjik reaksiyon belirtileri şunları içerebilir:
Böcek zehiri alerjisinin nedeni, bağışıklık sisteminin böcek zehrindeki proteinlere karşı aşırı tepki vermesidir. İlk sokmada, bağışıklık sistemi böcek zehrine karşı IgE antikorları üretir. Bir sonraki sokmada, bu antikorlar böcek zehrine bağlanır ve mast hücrelerinden histamin ve diğer kimyasalların salınmasına neden olur. Bu kimyasallar, alerjik reaksiyon belirtilerine neden olur.
Böcek zehiri alerjisi tanısı, hastanın öyküsü, fizik muayenesi ve alerji testleri ile konulur. Alerji testleri, cilt testleri (prick test, intradermal test) veya kan testleri (IgE ölçümü) şeklinde olabilir. Cilt testleri, böcek zehrinin cilde uygulanması ve reaksiyonun gözlemlenmesi prensibine dayanır. Kan testleri ise, böcek zehrine karşı üretilen IgE antikorlarının miktarını ölçer.
Böcek zehiri alerjisi tedavisinin temel amacı, alerjik reaksiyonları önlemek ve belirtileri kontrol altına almaktır. Tedavi yöntemleri şunlardır:
Alerjik hastalıkların önlenmesi için alınabilecek bazı önlemler şunlardır:
Alerjik hastalıklar, çocukluk çağında sık görülen ve yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilen sağlık sorunlarıdır. Alerjik hastalıkların belirtileri, nedenleri ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi sahibi olmak, çocukların sağlığını korumak ve alerjik reaksiyonları yönetmek için önemlidir. Eğer çocuğunuzda alerjik bir hastalık şüphesi varsa, bir çocuk alerji uzmanına başvurmanız önerilir.
Hematoloji Yoğun Bakımda Yaşam Mücadelesi: Kan Hastalıkları ve Kritik Bakım
06 11 2025 Devamını oku »
Romatoid Artrit ve Beslenme: Ağrıyı Azaltmak İçin Ne Yemeli, Nelerden Kaçınmalı?
06 11 2025 Devamını oku »
Çocuklarda Kalp Üfürümleri: Nedenleri, Belirtileri ve Tedavi Yaklaşımları
06 11 2025 Devamını oku »
Ani Solunum Yetmezliği: Nedenleri, Belirtileri ve Yoğun Bakım Yönetimi
06 11 2025 Devamını oku »
İnsan Kalbinin Anatomisi ve Kardiyovasküler Hastalıklarla İlişkisi
06 11 2025 Devamını oku »
İntensive Care Unit (ICU): Inside the Critical Care Environment
06 11 2025 Devamını oku »
Uyku Kalitenizi Artırmanın Bilimsel Yolları: Fizyolojik Temeller ve Pratik İpuçları
06 11 2025 Devamını oku »
Klinik Nörofizyoloji ile Tanısı Konulan Sık Görülen Hastalıklar
06 11 2025 Devamını oku »
Doğum Sonrası Yoğun Bakım: Annenin Sağlığı İçin Kritik Önlemler
06 11 2025 Devamını oku »