04 10 2025
Gebelik, bir kadının hayatındaki en özel ve heyecan verici dönemlerden biridir. Ancak, bazı durumlarda gebelik süreci yüksek riskli olarak değerlendirilebilir. Bu gibi durumlarda, anne ve bebek sağlığını korumak için perinatoloji uzmanına başvurmak büyük önem taşır. Bu yazıda, gebelikte yüksek riskli durumları, perinatoloji uzmanının rolünü ve ne zaman başvurmanız gerektiğini ayrıntılı olarak inceleyeceğiz.
Perinatoloji, anne ve bebek sağlığı konusunda uzmanlaşmış bir tıp dalıdır. Perinatoloji uzmanları (aynı zamanda maternal-fetal tıp uzmanları olarak da bilinir), gebelik sırasında ortaya çıkabilecek komplikasyonları yönetme ve yüksek riskli gebelikleri takip etme konusunda özel eğitim almışlardır. Bu uzmanlar, hem annenin hem de bebeğin sağlığını optimize etmek için gerekli tıbbi müdahaleleri yaparlar.
Perinatoloji uzmanları, aşağıdaki konularda önemli roller üstlenirler:
Gebelikte yüksek riskli durumlar, anne veya bebek sağlığını olumsuz etkileyebilecek her türlü faktörü içerir. Bu faktörler, annenin tıbbi geçmişi, mevcut sağlık sorunları, gebelik sırasında gelişen komplikasyonlar veya bebeğin sağlığı ile ilgili sorunlar olabilir. İşte gebelikte yüksek riskli durumların bazı örnekleri:
Çok Genç Yaşta Gebelik: 18 yaşından küçük annelerin gebelikleri, genellikle daha yüksek risk taşır. Bu annelerde preeklampsi, erken doğum ve düşük doğum ağırlıklı bebek gibi komplikasyonlar daha sık görülür. Genç annelerin genellikle yeterli tıbbi bakıma erişimi daha sınırlı olabilir ve yaşam tarzları da gebelik sağlığını olumsuz etkileyebilir.
İleri Yaşta Gebelik: 35 yaş ve üzeri annelerin gebelikleri de yüksek riskli olarak kabul edilir. İleri yaşta gebeliklerde, düşük riski, kromozomal anormallik riski (Down sendromu gibi), preeklampsi, gestasyonel diyabet, plasenta previa ve sezaryen doğum oranları daha yüksektir. Ayrıca, ileri yaşta gebe kalmak, gebe kalma sürecini de zorlaştırabilir.
Diyabet: Gebelik öncesinde diyabeti olan veya gebelik sırasında gestasyonel diyabet gelişen annelerde, bebekte doğum kusurları, makrozomi (iri bebek), erken doğum ve ölü doğum riski artar. Ayrıca, annede preeklampsi ve doğum sonrası diyabet gelişme riski de yüksektir. Diyabetin gebelik öncesinde ve sırasında sıkı bir şekilde kontrol altında tutulması önemlidir.
Hipertansiyon: Gebelik öncesinde hipertansiyonu olan veya gebelik sırasında preeklampsi (gebelik zehirlenmesi) gelişen annelerde, erken doğum, plasenta dekolmanı, fetal büyüme kısıtlılığı ve ölü doğum riski artar. Preeklampsi, anne için de ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir (böbrek yetmezliği, karaciğer hasarı, nöbetler). Hipertansiyonun gebelik öncesinde ve sırasında ilaçlarla kontrol altında tutulması ve düzenli takip gereklidir.
Kalp Hastalıkları: Gebelik, kalp üzerindeki yükü artırır. Kalp hastalığı olan annelerde, kalp yetmezliği, aritmi ve tromboembolik olaylar (kan pıhtısı) riski artar. Kalp hastalığının türü ve şiddeti, gebelik riskini etkiler. Kalp hastalığı olan annelerin gebelik öncesinde kardiyolog ve perinatoloji uzmanı tarafından değerlendirilmesi ve gebelik boyunca yakın takibi önemlidir.
Otoimmün Hastalıklar: Lupus, romatoid artrit, multipl skleroz gibi otoimmün hastalıkları olan annelerde, düşük riski, erken doğum, preeklampsi ve fetal büyüme kısıtlılığı riski artar. Bu hastalıkların gebelik öncesinde ve sırasında ilaçlarla kontrol altında tutulması ve düzenli takip gereklidir.
Tiroid Hastalıkları: Gebelik öncesinde veya sırasında tiroid hormonlarının dengesizliği (hipotiroidi veya hipertiroidi), düşük riski, erken doğum, preeklampsi ve fetal nörolojik gelişim sorunlarına yol açabilir. Tiroid hormonlarının gebelik öncesinde ve sırasında düzenli olarak kontrol edilmesi ve gerektiğinde ilaçlarla tedavi edilmesi önemlidir.
Astım: Kontrolsüz astım, anne ve bebek için risk oluşturabilir. Kontrolsüz astım, fetal oksijenlenmeyi azaltabilir ve erken doğum, düşük doğum ağırlıklı bebek gibi komplikasyonlara yol açabilir. Astımın gebelik öncesinde ve sırasında ilaçlarla kontrol altında tutulması önemlidir.
Epilepsi: Epilepsi ilaçları, bebekte doğum kusurlarına yol açabilir. Ancak, nöbet geçirmek de anne ve bebek için risklidir. Epilepsi ilacının türü ve dozu, gebelik öncesinde ve sırasında perinatoloji uzmanı ve nörolog tarafından değerlendirilmelidir. Folik asit takviyesi, doğum kusurları riskini azaltmaya yardımcı olabilir.
Kronik Böbrek Hastalığı: Kronik böbrek hastalığı olan annelerde, preeklampsi, erken doğum, fetal büyüme kısıtlılığı ve ölü doğum riski artar. Böbrek fonksiyonlarının gebelik öncesinde ve sırasında düzenli olarak takip edilmesi ve gerektiğinde tedavi edilmesi önemlidir.
Erken Doğum: Daha önce erken doğum yapmış olan annelerde, tekrar erken doğum yapma riski artar. Erken doğum riskini azaltmak için progesteron tedavisi, serklaj (rahim ağzı dikişi) gibi önlemler alınabilir. Ayrıca, annenin yaşam tarzı ve beslenmesine dikkat etmesi önemlidir.
Preeklampsi: Daha önce preeklampsi geçirmiş olan annelerde, tekrar preeklampsi geliştirme riski artar. Düşük doz aspirin tedavisi, preeklampsi riskini azaltmaya yardımcı olabilir. Ayrıca, annenin kan basıncının düzenli olarak takip edilmesi ve sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemesi önemlidir.
Tekrarlayan Düşükler: Ardışık olarak iki veya daha fazla düşük yapmış olan annelerde, altta yatan nedenlerin araştırılması ve tedavi edilmesi önemlidir. Genetik faktörler, hormonal sorunlar, otoimmün hastalıklar ve rahim anomalileri, tekrarlayan düşüklere neden olabilir.
Ölü Doğum: Daha önce ölü doğum yapmış olan annelerde, tekrar ölü doğum yapma riski artar. Altta yatan nedenlerin araştırılması ve tedavi edilmesi önemlidir. Ayrıca, annenin gebelik boyunca yakın takibi ve fetal iyilik halinin değerlendirilmesi önemlidir.
Doğum Kusurlu Bebek: Daha önce doğum kusurlu bir bebek dünyaya getirmiş olan annelerde, tekrar doğum kusurlu bir bebek dünyaya getirme riski artar. Gebelik öncesinde genetik danışmanlık alınması ve gerekli tarama testlerinin yapılması önemlidir. Folik asit takviyesi, nöral tüp defektleri riskini azaltmaya yardımcı olabilir.
Plasenta Previa: Plasentanın rahim ağzını kapatması durumudur. Plasenta previa, kanamaya neden olabilir ve erken doğum riskini artırır. Tanı konulduktan sonra, annenin aktivitesi kısıtlanmalı ve kanama durumunda acil tıbbi müdahale gerekebilir.
Plasenta Dekolmanı: Plasentanın rahim duvarından erken ayrılması durumudur. Plasenta dekolmanı, şiddetli karın ağrısı, kanama ve fetal distrese neden olabilir. Acil doğum gerekebilir.
Gestasyonel Diyabet: Gebelik sırasında gelişen diyabettir. Gestasyonel diyabet, bebekte makrozomi (iri bebek), hipoglisemi (düşük kan şekeri) ve solunum problemleri riskini artırır. Annede preeklampsi ve doğum sonrası diyabet gelişme riski de yüksektir. Beslenme düzenlemesi ve egzersizle kontrol altına alınamazsa, insülin tedavisi gerekebilir.
Preeklampsi (Gebelik Zehirlenmesi): Gebelikte yüksek tansiyon ve proteinüri (idrarda protein) ile karakterize bir durumdur. Preeklampsi, anne ve bebek için ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Tedavisi, doğumdur. Gebelik haftasına göre, doğum zamanlaması ve yöntemi belirlenir.
Erken Membran Rüptürü (Suların Erken Gelmesi): Amniyon kesesinin erken yırtılması durumudur. Erken membran rüptürü, enfeksiyon riskini artırır ve erken doğum riskini yükseltir. Gebelik haftasına göre, doğumun başlatılması veya gebeliğin devam ettirilmesi kararı verilir.
Polihidramnios/Oligohidramnios: Amniyon sıvısının normalden fazla (polihidramnios) veya az (oligohidramnios) olması durumudur. Polihidramnios, fetal anormallikler, diyabet veya çoğul gebeliklerle ilişkili olabilir. Oligohidramnios, fetal böbrek sorunları, plasenta yetmezliği veya membran rüptürü ile ilişkili olabilir. Her iki durumda da, fetal iyilik halinin yakından takip edilmesi ve altta yatan nedenin tedavi edilmesi önemlidir.
Fetal Büyüme Kısıtlılığı (Fetal Gelişim Geriliği): Bebeğin beklenen büyüme hızına ulaşamaması durumudur. Fetal büyüme kısıtlılığı, plasenta yetmezliği, anne sağlığı sorunları veya fetal anormalliklerle ilişkili olabilir. Fetal iyilik halinin yakından takip edilmesi ve erken doğum gerekebilir.
Fetal Anormallikler: Bebeğin organlarında veya sistemlerinde yapısal veya fonksiyonel anormallikler olması durumudur. Fetal anormallikler, ultrasonografi ve diğer tanı testleri ile tespit edilebilir. Bazı anormallikler doğumdan sonra cerrahi müdahale gerektirebilir. Ciddi anormalliklerde, gebeliğin sonlandırılması da bir seçenek olabilir.
Kromozomal Anormallikler: Bebeğin kromozomlarında sayısal veya yapısal anormallikler olması durumudur. Down sendromu (trizomi 21), en sık görülen kromozomal anormalliktir. Kromozomal anormallikler, doğum öncesi tarama testleri (ikili test, üçlü test, dörtlü test, NIPT) ve tanı testleri (amniyosentez, koryon villus örneklemesi) ile tespit edilebilir.
Çoğul Gebelikler (İkiz, Üçüz vb.): Çoğul gebelikler, erken doğum, preeklampsi, gestasyonel diyabet, plasenta previa ve fetal büyüme kısıtlılığı gibi komplikasyonlar açısından daha yüksek risk taşır. Çoğul gebeliklerin perinatoloji uzmanı tarafından takip edilmesi önemlidir.
Rh Uyuşmazlığı: Annenin Rh negatif ve bebeğin Rh pozitif olduğu durumlarda ortaya çıkar. Annenin vücudu, bebeğin kan hücrelerine karşı antikor üretebilir. Bu antikorlar, bebeğin kan hücrelerini yıkabilir ve anemiye yol açabilir. Rh uyuşmazlığını önlemek için, anneye Rh immünglobulin (anti-D) enjeksiyonu yapılır.
Aşağıdaki durumlardan herhangi biri söz konusu ise, bir perinatoloji uzmanına başvurmanız önerilir:
Perinatoloji uzmanı ile ilk görüşmede, aşağıdaki konular ele alınır:
Perinatoloji uzmanları, gebelik sırasında ortaya çıkabilecek sorunları teşhis etmek için çeşitli tanı testleri yapabilirler. Bu testler, anne ve bebek sağlığını değerlendirmek ve uygun tedavi planını oluşturmak için önemlidir. İşte perinatoloji uzmanlarının sıkça kullandığı bazı tanı testleri:
Ultrasonografi, ses dalgaları kullanarak bebeğin ve annenin iç organlarının görüntülerini oluşturur. Gebelik takibinde kullanılan en yaygın ve güvenli yöntemlerden biridir. Farklı ultrasonografi türleri vardır:
Amniyosentez, rahim içinden amniyon sıvısı örneği alınması işlemidir. Genellikle gebeliğin 15-20. haftaları arasında yapılır. Amniyon sıvısı, bebeğin hücrelerini içerir ve bu hücreler genetik analiz için kullanılabilir. Amniyosentez, kromozomal anormallikleri (Down sendromu gibi), genetik hastalıkları ve nöral tüp defektlerini (spina bifida gibi) teşhis etmek için kullanılır. Amniyosentez, düşük riski taşıyan bir işlemdir (yaklaşık %0.5-1 oranında).
Koryon villus örneklemesi, plasentadan küçük bir doku örneği alınması işlemidir. Genellikle gebeliğin 10-13. haftaları arasında yapılır. Koryon villusları, bebeğin genetik materyalini içerir ve bu materyal genetik analiz için kullanılabilir. CVS, amniyosenteze benzer şekilde kromozomal anormallikleri ve genetik hastalıkları teşhis etmek için kullanılır. CVS, amniyosenteze göre daha erken dönemde yapılabilir, ancak düşük riski biraz daha yüksektir (yaklaşık %1-2 oranında).
Kordosentez, bebeğin göbek kordonundan kan örneği alınması işlemidir. Genellikle gebeliğin 18. haftasından sonra yapılır. Kordosentez, fetal anemi, fetal enfeksiyonlar, trombositopeni ve bazı genetik hastalıkları teşhis etmek için kullanılır. Ayrıca, fetal kan transfüzyonu da kordosentez yoluyla yapılabilir. Kordosentez, diğer tanı testlerine göre daha yüksek risk taşır (yaklaşık %1-3 oranında düşük riski).
Fetal ekokardiyografi, bebeğin kalbinin ultrason ile incelenmesidir. Genellikle gebeliğin 18-24. haftaları arasında yapılır. Fetal ekokardiyografi, doğumsal kalp hastalıklarını teşhis etmek için kullanılır. Ailede kalp hastalığı öyküsü olan veya fetal ultrasonografide kalp anomalisi şüphesi olan gebelerde özellikle önemlidir.
Non-stres test, bebeğin kalp atış hızının ve hareketlerinin izlenmesidir. Genellikle gebeliğin son trimesterinde (28. haftadan sonra) yapılır. NST, bebeğin iyilik halini değerlendirmek için kullanılır. NST sırasında, anneye bir kemer takılır ve bu kemer üzerindeki sensörler bebeğin kalp atış hızını ve hareketlerini kaydeder. NST, bebeğin yeterli oksijen alıp almadığını ve streste olup olmadığını gösterir.
Biyofiziksel profil, NST ve fetal ultrasonografinin bir kombinasyonudur. BPP, bebeğin iyilik halini daha kapsamlı bir şekilde değerlendirmek için kullanılır. BPP sırasında, bebeğin kalp atış hızı, hareketleri, solunum hareketleri, kas tonusu ve amniyon sıvısı miktarı değerlendirilir. BPP, fetal distres şüphesi olan veya yüksek riskli gebeliklerde sıklıkla kullanılır.
Gebelikte yüksek riskli durumlar, anne ve bebek sağlığını olumsuz etkileyebilecek çeşitli faktörleri içerir. Bu gibi durumlarda, perinatoloji uzmanına başvurmak, anne ve bebek sağlığını korumak için hayati öneme sahiptir. Perinatoloji uzmanları, yüksek riskli gebeliklerin yönetimi, doğum öncesi tanı testleri, fetal anormalliklerin tespiti ve yönetimi, çoğul gebeliklerin takibi, anne sağlığı sorunlarının gebelik üzerindeki etkilerinin yönetimi, erken doğum riskinin değerlendirilmesi ve önlenmesi gibi konularda uzmanlaşmışlardır. Gebelikte yüksek riskli bir durumla karşı karşıya olduğunuzu düşünüyorsanız, vakit kaybetmeden bir perinatoloji uzmanına başvurmanız önerilir.
İnsan Kalbinin Anatomisi ve Kardiyovasküler Hastalıklarla İlişkisi
06 11 2025 Devamını oku »
İntensive Care Unit (ICU): Inside the Critical Care Environment
06 11 2025 Devamını oku »
Uyku Kalitenizi Artırmanın Bilimsel Yolları: Fizyolojik Temeller ve Pratik İpuçları
06 11 2025 Devamını oku »
Klinik Nörofizyoloji ile Tanısı Konulan Sık Görülen Hastalıklar
06 11 2025 Devamını oku »
Doğum Sonrası Yoğun Bakım: Annenin Sağlığı İçin Kritik Önlemler
06 11 2025 Devamını oku »
Akciğer Kanserinde Yeni Nesil Tedaviler: Hedefe Yönelik Terapiler ve İmmünoterapi
06 11 2025 Devamını oku »
Güneşin Zararlı Etkilerinden Korunma Yolları: Cildinizi Yaz Aylarında Nasıl Güvende Tutarsınız?
06 11 2025 Devamını oku »
Kronik Ağrıyla Yaşamak: Algoloji Uzmanlarından Destek Almanın Önemi
06 11 2025 Devamını oku »
Nükleer Tıp ile Kanser Teşhisinde Erken Tanının Önemi ve Güncel Uygulamalar
06 11 2025 Devamını oku »