25 10 2025
Genel cerrahi yoğun bakım üniteleri (YBÜ), karmaşık cerrahi girişimler geçirmiş veya ciddi komplikasyonlar geliştirmiş hastaların hayati fonksiyonlarının yakından izlendiği ve desteklendiği kritik öneme sahip bölümlerdir. Bu hastalarda morbidite ve mortalite oranları yüksek olduğundan, etkin hasta takibi ve yönetimi büyük önem taşır. Bu yazıda, genel cerrahi YBÜ'lerinde hasta takibinin kritik noktaları ve güncel yaklaşımları detaylı bir şekilde incelenecektir.
Genel cerrahi YBÜ'leri, diğer YBÜ'lere kıyasla kendine özgü hasta popülasyonuna sahiptir. Bu hastalar genellikle:
Bu hasta grubunun takibi, deneyimli bir ekip, gelişmiş monitorizasyon cihazları ve hızlı müdahale kapasitesi gerektirir.
Genel cerrahi YBÜ'lerinde hasta bakımında multidisipliner bir yaklaşım esastır. Ekipte şu uzmanlık alanlarından profesyoneller yer almalıdır:
Ekip üyeleri arasında düzenli iletişim ve işbirliği, hasta bakımının kalitesini artırır.
Genel cerrahi YBÜ'lerinde hastaların hayati fonksiyonları sürekli olarak monitorize edilmelidir. Bu monitorizasyon, aşağıdaki parametreleri içerir:
Kalp atış hızı (KAH), kan basıncı (KB), elektrokardiyografi (EKG) ve santral venöz basınç (SVB) gibi parametreler, kardiyovasküler sistemin durumunu değerlendirmek için kullanılır. Daha invaziv yöntemler arasında pulmoner arter kateterizasyonu (Swan-Ganz kateteri) ve arteriyel kateterizasyon yer alır. Bu yöntemler, kardiyak output (KO), sistemik vasküler direnç (SVR) ve pulmoner arter basıncı gibi daha ayrıntılı hemodinamik veriler sağlar. Özellikle şok tablosundaki hastalarda bu parametrelerin takibi kritik öneme sahiptir.
Solunum hızı (SH), oksijen satürasyonu (SpO2), parsiyel oksijen basıncı (PaO2), parsiyel karbondioksit basıncı (PaCO2) ve end-tidal CO2 (EtCO2) gibi parametreler, solunum sisteminin durumunu değerlendirmek için kullanılır. Mekanik ventilasyon uygulanan hastalarda, tidal volüm (TV), solunum frekansı (RF), tepe hava yolu basıncı (PAW) ve plato basıncı gibi ventilasyon parametreleri de yakından takip edilmelidir. ARDS gibi durumlarda, akciğer koruyucu ventilasyon stratejileri (düşük tidal volüm, yüksek PEEP) uygulanmalıdır.
Bilinç düzeyi, pupilla reaksiyonları ve motor fonksiyonlar, nörolojik durumun değerlendirilmesinde kullanılan temel parametrelerdir. Glasgow Koma Skalası (GKS), bilinç düzeyini objektif olarak değerlendirmek için yaygın olarak kullanılan bir araçtır. İntrakraniyal basınç (İKB) monitorizasyonu, kafa travması veya serebral ödemi olan hastalarda beyin perfüzyonunu sağlamak için önemlidir. Elektroensefalografi (EEG), nöbet aktivitesini veya serebral disfonksiyonu tespit etmek için kullanılabilir.
İdrar çıkışı, serum kreatinin ve kan üre azotu (BUN) düzeyleri, böbrek fonksiyonlarını değerlendirmek için kullanılır. Akut böbrek hasarı (ABH), sepsis, hipovolemi, nefrotoksik ilaçlar veya renal iskemi gibi nedenlerle ortaya çıkabilir. İdrar çıkışının takibi, sıvı dengesini değerlendirmek için önemlidir. Gerekli durumlarda, sürekli renal replasman tedavisi (CRRT) gibi diyaliz yöntemleri uygulanabilir.
Protrombin zamanı (PT), parsiyel tromboplastin zamanı (PTT), uluslararası normalleştirilmiş oran (INR) ve trombosit sayısı, koagülasyon sisteminin durumunu değerlendirmek için kullanılır. Koagülopati, sepsis, karaciğer yetmezliği, yaygın damar içi pıhtılaşma (DİK) veya antikoagülan ilaçların kullanımına bağlı olabilir. Tromboembolik olayları önlemek için düşük molekül ağırlıklı heparin (DMAH) veya diğer antikoagülan ilaçlar kullanılabilir.
Genel cerrahi YBÜ'lerinde enfeksiyonlar önemli bir morbidite ve mortalite nedenidir. Enfeksiyon kontrolü, el hijyeni, izolasyon önlemleri ve kateter ilişkili enfeksiyonların önlenmesi gibi uygulamaları içerir. Antibiyotik yönetimi, uygun antibiyotiklerin doğru dozda ve sürede kullanılmasını sağlar. Kültür sonuçlarına göre antibiyotik tedavisi ayarlanmalı ve gereksiz antibiyotik kullanımından kaçınılmalıdır.
Genel cerrahi YBÜ hastaları, hiperkatabolik ve hipermetabolik bir durumda olduklarından, yeterli beslenme desteği sağlanması önemlidir. Enteral beslenme (EN), mümkünse tercih edilen beslenme yoludur. EN'nin mümkün olmadığı durumlarda, parenteral beslenme (PN) uygulanabilir. Beslenme desteği, hastanın enerji, protein ve mikrobesin ihtiyaçlarını karşılamalıdır.
EN, sindirim sistemini kullanarak besinlerin verilmesidir. EN'nin avantajları şunlardır:
EN, nazogastrik tüp, nazojejunal tüp veya perkütan endoskopik gastrostomi (PEG) yoluyla verilebilir.
PN, sindirim sistemini kullanmadan besinlerin doğrudan damar yoluyla verilmesidir. PN, EN'nin mümkün olmadığı veya yetersiz kaldığı durumlarda uygulanır. PN'nin riskleri şunlardır:
PN, santral venöz kateter yoluyla verilir.
Beslenme ihtiyacı, hastanın yaşına, cinsiyetine, kilosuna, aktivite düzeyine ve hastalığının şiddetine göre değişir. Enerji ihtiyacı, Harris-Benedict denklemi veya indirekt kalorimetri ile belirlenebilir. Protein ihtiyacı, genellikle 1.2-2.0 g/kg/gün olarak hesaplanır.
Genel cerrahi YBÜ hastaları, ağrı ve anksiyete yaşayabilirler. Ağrı yönetimi ve sedasyon, hastaların konforunu sağlamak ve mekanik ventilasyonu tolere etmelerine yardımcı olmak için önemlidir. Ağrı yönetimi, farmakolojik (opioidler, nonsteroidal antiinflamatuar ilaçlar) ve nonfarmakolojik yöntemleri (pozisyon verme, masaj, müzik terapisi) içerebilir. Sedasyon, hastanın bilinç düzeyini azaltarak anksiyeteyi ve ajitasyonu kontrol altına alır.
Sedasyon düzeyini değerlendirmek için Ramsay Sedasyon Skalası veya RASS (Richmond Agitation-Sedation Scale) gibi sedasyon ölçekleri kullanılabilir. Hedef, hastanın konforunu sağlamak ve gereksiz sedasyondan kaçınmaktır.
Genel cerrahi YBÜ hastalarında sıvı ve elektrolit dengesi, dikkatli bir şekilde yönetilmelidir. Hipovolemi, hipervolemi, hiponatremi, hipernatremi, hipokalemi ve hiperkalemi gibi elektrolit bozuklukları, ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Sıvı ve elektrolit dengesinin yönetimi, hastanın sıvı ihtiyacının belirlenmesi, uygun sıvıların verilmesi ve elektrolit düzeylerinin düzenli olarak kontrol edilmesini içerir.
Sıvı ihtiyacı, hastanın yaşına, kilosuna, böbrek fonksiyonlarına ve sıvı kayıplarına göre değişir. Günlük sıvı ihtiyacı, genellikle 30-40 ml/kg olarak hesaplanır. Ateş, terleme, kusma, diyare ve cerrahi drenajlar gibi sıvı kayıpları, sıvı ihtiyacını artırır.
Sıvı resüsitasyonu için kristalloidler (serum fizyolojik, Ringer laktat) veya kolloidler (albumin, hidroksietil nişasta) kullanılabilir. Kristalloidler, daha ucuz ve daha yaygın olarak kullanılır. Kolloidler, daha yüksek onkotik basınçları nedeniyle intravasküler alanda daha uzun süre kalırlar. Ancak, kolloidlerin böbrek yetmezliği ve alerjik reaksiyonlar gibi yan etkileri olabilir.
Sodyum, potasyum, kalsiyum ve magnezyum gibi elektrolit düzeyleri, düzenli olarak kontrol edilmelidir. Elektrolit bozuklukları, uygun elektrolit solüsyonları veya ilaçlarla düzeltilmelidir.
Genel cerrahi YBÜ hastaları, derin ven trombozu (DVT) ve pulmoner emboli (PE) gibi tromboembolik olaylar için yüksek risk altındadır. Tromboemboli profilaksisi, farmakolojik (düşük molekül ağırlıklı heparin, fondaparinuks) ve nonfarmakolojik yöntemleri (mekanik kompresyon cihazları) içerir.
Düşük molekül ağırlıklı heparin (DMAH), en yaygın kullanılan farmakolojik profilaksi yöntemidir. DMAH, subkutan olarak günde bir veya iki kez uygulanır. DMAH'nin dozu, hastanın kilosuna ve böbrek fonksiyonlarına göre ayarlanmalıdır. Fondaparinuks, alternatif bir farmakolojik profilaksi yöntemidir. Fondaparinuks, subkutan olarak günde bir kez uygulanır.
Mekanik kompresyon cihazları (MKC), bacaklara uygulanan ve venöz dönüşü artıran cihazlardır. MKC, farmakolojik profilaksi ile birlikte kullanılabilir veya farmakolojik profilaksinin kontrendike olduğu durumlarda tek başına kullanılabilir.
Genel cerrahi YBÜ hastalarında erken mobilizasyon ve rehabilitasyon, kas güçsüzlüğünü, fonksiyonel kayıpları ve deliryumu önlemek için önemlidir. Mobilizasyon, yatakta pozisyon verme, oturma, ayağa kalkma ve yürüme gibi aktiviteleri içerir. Rehabilitasyon, solunum egzersizleri, kas güçlendirme egzersizleri ve fonksiyonel eğitim gibi uygulamaları içerir.
Mobilizasyon, hastanın hemodinamik stabilitesine ve solunum durumuna göre dikkatli bir şekilde planlanmalıdır. Mobilizasyon sırasında, hastanın kalp atış hızı, kan basıncı ve oksijen satürasyonu yakından takip edilmelidir. Mobilizasyon, hastanın toleransına göre kademeli olarak artırılmalıdır.
Deliryum, genel cerrahi YBÜ hastalarında sık görülen bir durumdur. Deliryum, dikkat, bilinç ve bilişsel fonksiyonlarda ani bir değişikliktir. Deliryum, YBÜ'de kalış süresini uzatır, mortaliteyi artırır ve uzun dönemde bilişsel bozukluklara neden olabilir. Deliryumun yönetimi, önleme, tanı ve tedavi stratejilerini içerir.
Deliryum tanısı, Confusion Assessment Method for the Intensive Care Unit (CAM-ICU) veya Intensive Care Delirium Screening Checklist (ICDSC) gibi deliryum tarama araçları kullanılarak konulabilir.
Deliryum tedavisi, altta yatan nedenin düzeltilmesi ve semptomatik tedaviyi içerir. Haloperidol, deliryum tedavisinde kullanılan bir antipsikotiktir. Ancak, haloperidolün yan etkileri arasında QT uzaması ve ekstrapiramidal semptomlar yer alır. Quetiapine ve risperidone gibi atipik antipsikotikler, deliryum tedavisinde alternatif olarak kullanılabilir.
Genel cerrahi YBÜ'lerinde hasta takibi ve yönetiminde sürekli olarak yeni yaklaşımlar ve teknolojiler geliştirilmektedir. Bu yaklaşımlar, hasta bakımının kalitesini artırmayı, komplikasyonları azaltmayı ve mortaliteyi düşürmeyi hedeflemektedir.
Tele-yoğun bakım, uzaktan monitorizasyon ve konsültasyon yoluyla YBÜ'lerde hasta bakımını destekleyen bir sistemdir. Tele-yoğun bakım, YBÜ uzmanlarının 24 saat boyunca hasta verilerini izlemesini ve YBÜ ekiplerine uzaktan destek sağlamasını mümkün kılar. Tele-yoğun bakımın faydaları arasında YBÜ'de kalış süresinin kısalması, mortalitenin azalması ve hasta bakımının kalitesinin artması yer alır.
Yapay zeka (YZ) ve makine öğrenimi (MO), YBÜ'lerde hasta takibi ve yönetiminde giderek daha fazla kullanılmaktadır. YZ ve MO algoritmaları, hasta verilerini analiz ederek riskleri tahmin edebilir, tedavi kararlarını destekleyebilir ve hasta bakımını kişiselleştirebilir. Örneğin, YZ algoritmaları, sepsis erken tanısı, akut böbrek hasarı riski tahmini ve mekanik ventilasyonun optimizasyonu gibi uygulamalarda kullanılabilir.
Giyilebilir sensörler, hastaların hayati fonksiyonlarını sürekli olarak izleyen ve kablosuz olarak veri ileten cihazlardır. Giyilebilir sensörler, kalp atış hızı, solunum hızı, oksijen satürasyonu, vücut sıcaklığı ve aktivite düzeyi gibi parametreleri ölçebilir. Giyilebilir sensörler, YBÜ hastalarının evde takibinde ve kronik hastalıkların yönetiminde kullanılabilir.
Minimal invaziv monitorizasyon yöntemleri, hastanın vücuduna minimal invaziv girişimlerle hayati fonksiyonları izlemeyi sağlar. Örneğin, transözofageal Doppler (TED), kardiyak output'u non-invaziv olarak ölçmek için kullanılabilir. PiCCO (Pulse Contour Cardiac Output), arteriyel kateter yoluyla kardiyak output, sistemik vasküler direnç ve sıvı durumunu değerlendirmek için kullanılabilir.
Genel cerrahi YBÜ'lerinde hasta takibi, multidisipliner bir yaklaşım, sürekli monitorizasyon ve hızlı müdahale kapasitesi gerektirir. Temel monitorizasyon yöntemleri, enfeksiyon kontrolü, beslenme desteği, ağrı yönetimi, sıvı ve elektrolit dengesinin yönetimi, tromboemboli profilaksisi, mobilizasyon ve rehabilitasyon, deliryum yönetimi, hasta bakımının temel unsurlarıdır. Yeni yaklaşımlar ve teknolojiler, hasta bakımının kalitesini artırmayı ve mortaliteyi düşürmeyi hedeflemektedir. Bu bilgilerin ışığında, genel cerrahi YBÜ'lerinde hasta bakımının sürekli olarak geliştirilmesi, hasta sonuçlarını iyileştirmek için kritik öneme sahiptir.
İntensive Care Unit (ICU): Inside the Critical Care Environment
06 11 2025 Devamını oku »
Uyku Kalitenizi Artırmanın Bilimsel Yolları: Fizyolojik Temeller ve Pratik İpuçları
06 11 2025 Devamını oku »
Klinik Nörofizyoloji ile Tanısı Konulan Sık Görülen Hastalıklar
06 11 2025 Devamını oku »
Doğum Sonrası Yoğun Bakım: Annenin Sağlığı İçin Kritik Önlemler
06 11 2025 Devamını oku »
Akciğer Kanserinde Yeni Nesil Tedaviler: Hedefe Yönelik Terapiler ve İmmünoterapi
06 11 2025 Devamını oku »
Güneşin Zararlı Etkilerinden Korunma Yolları: Cildinizi Yaz Aylarında Nasıl Güvende Tutarsınız?
06 11 2025 Devamını oku »
Kronik Ağrıyla Yaşamak: Algoloji Uzmanlarından Destek Almanın Önemi
06 11 2025 Devamını oku »
Nükleer Tıp ile Kanser Teşhisinde Erken Tanının Önemi ve Güncel Uygulamalar
06 11 2025 Devamını oku »
Genel Yoğun Bakım Ünitesinde Sık Karşılaşılan Sorunlar ve Çözüm Yaklaşımları
05 11 2025 Devamını oku »