Papilödem belirtileri nelerdir?

14 10 2025

Papilödem belirtileri nelerdir?
NörolojiGöz HastalıklarıBeyin ve Sinir Cerrahisi

Papilödem Belirtileri Nelerdir?

Papilödem Belirtileri Nelerdir? Kapsamlı Bir Rehber

Papilödem, optik sinir başının şişmesi olarak tanımlanan ve genellikle kafa içi basıncının artmasıyla ilişkili bir durumdur. Bu yazıda, papilödemin belirtilerini, nedenlerini, teşhis yöntemlerini ve tedavi seçeneklerini ayrıntılı bir şekilde inceleyeceğiz. Amaç, okuyucuları bu konuda bilgilendirmek ve olası riskleri en aza indirmektir.

Papilödem Nedir?

Papilödem, gözün arkasındaki optik sinir başının şişmesidir. Optik sinir, gözden beyne görsel bilgileri taşıyan sinirdir. Normalde optik sinir başı keskin sınırlara sahipken, papilödemde bu sınırlar bulanıklaşır ve optik disk kabarık bir görünüm alır. Papilödem genellikle kafa içi basıncının artması sonucu ortaya çıkar, ancak bazı durumlarda inflamasyon veya tümörler gibi diğer faktörler de rol oynayabilir.

Optik Sinir ve Görme Süreci

Görmenin gerçekleşmesi için ışık, kornea ve lensten geçerek retinaya ulaşır. Retina, ışığı elektrik sinyallerine dönüştüren ve bu sinyalleri optik sinir aracılığıyla beyne gönderen bir tabakadır. Beyin, bu sinyalleri işleyerek görsel algıyı oluşturur. Optik sinirin sağlıklı olması, net ve doğru bir görme için hayati öneme sahiptir. Optik sinir hasar gördüğünde, görme problemleri ortaya çıkabilir.

Papilödemin Nedenleri

Papilödemin en sık nedeni kafa içi basıncının artmasıdır. Kafa içi basıncının artmasına yol açabilecek birçok faktör bulunmaktadır:

  • İntrakranial Tümörler: Beyin tümörleri, kafa içi basıncını artırarak papilödeme neden olabilir.
  • İdiyopatik İntrakranial Hipertansiyon (IIH): Nedenleri tam olarak bilinmeyen bu durumda, kafa içi basıncı artar ve papilödem gelişir. Genellikle obez kadınlarda daha sık görülür.
  • Menenjit: Beyin zarlarının iltihaplanması (menenjit), kafa içi basıncını artırabilir.
  • Subaraknoid Kanama: Beyin zarları arasındaki boşlukta kanama olması, kafa içi basıncını yükseltebilir.
  • Beyin Absesi: Beyinde irin dolu bir boşluk oluşması, kafa içi basıncını artırarak papilödeme neden olabilir.
  • Venöz Sinüs Trombozu: Beyindeki venöz sinüslerde kan pıhtısı oluşması, kafa içi basıncını artırabilir.
  • Hidrosefali: Beyinde serebrospinal sıvının (BOS) birikmesi, kafa içi basıncını artırarak papilödeme neden olabilir.
  • İlaçlar: Bazı ilaçlar (örneğin, tetrasiklinler, A vitamini) kafa içi basıncını artırarak papilödeme yol açabilir.

İdiyopatik İntrakranial Hipertansiyon (IIH)

İdiyopatik İntrakranial Hipertansiyon (IIH), nedenleri tam olarak bilinmeyen ancak kafa içi basıncının arttığı bir durumdur. Genellikle genç, obez kadınlarda görülür. IIH’nin belirtileri arasında baş ağrısı, görme problemleri (bulanık görme, çift görme, görme kaybı), tinnitus (kulak çınlaması) ve bulantı yer alır. IIH tanısı, nörolojik muayene, göz muayenesi, beyin görüntüleme (MR veya BT) ve lomber ponksiyon (belden sıvı alma) ile konulur.

Papilödem Belirtileri

Papilödemin belirtileri, kafa içi basıncının artış hızına ve şiddetine bağlı olarak değişebilir. Başlangıçta belirtiler hafif olabilir ve fark edilmeyebilir. Ancak, durum ilerledikçe belirtiler şiddetlenir ve görme kaybına kadar gidebilir. Papilödemin en yaygın belirtileri şunlardır:

  • Baş Ağrısı: Özellikle sabahları şiddetli olan ve öksürme, hapşırma veya ıkınma ile artan baş ağrıları.
  • Geçici Görme Bulanıklığı: Kısa süreli bulanık görme atakları, genellikle birkaç saniye sürer ve kendiliğinden düzelir.
  • Çift Görme (Diplopi): Özellikle göz hareketleriyle tetiklenen çift görme.
  • Görme Alanı Kaybı: Özellikle periferik (çevresel) görme alanında kayıplar.
  • Göz Ağrısı: Göz hareketleriyle artan göz ağrısı.
  • Bulantı ve Kusma: Kafa içi basıncının artmasına bağlı olarak ortaya çıkan bulantı ve kusma.
  • Tinnitus (Kulak Çınlaması): Nabızla senkronize olan veya sürekli kulak çınlaması.
  • Fotopsi (Işık Çakmaları): Görsel alanda ani ışık çakmaları veya parlamalar.
  • Retrobulbar Ağrı: Gözün arkasında hissedilen ağrı.

Baş Ağrısı

Papilödemin en sık görülen belirtilerinden biri baş ağrısıdır. Bu baş ağrısı genellikle sabahları daha şiddetlidir ve gün içinde hafifleyebilir. Öksürme, hapşırma veya ıkınma gibi aktiviteler baş ağrısını daha da kötüleştirebilir. Baş ağrısı genellikle zonklayıcı veya basınçlı bir şekilde tarif edilir ve bazen bulantı ve kusma ile birlikte görülebilir. Baş ağrısının şiddeti ve sıklığı, kafa içi basıncının yüksekliğine bağlı olarak değişir.

Geçici Görme Bulanıklığı

Geçici görme bulanıklığı, papilödemin erken belirtilerinden biridir. Bu bulanıklık atakları genellikle kısa sürer (birkaç saniye) ve kendiliğinden düzelir. Bulanıklık genellikle her iki gözde de görülür, ancak bir gözde daha belirgin olabilir. Bulanıklık atakları, pozisyon değişikliği veya fiziksel aktivite ile tetiklenebilir. Bu ataklar, optik sinir başındaki şişliğin geçici olarak görme fonksiyonunu etkilemesinden kaynaklanır.

Çift Görme (Diplopi)

Çift görme (diplopi), papilödemin daha ileri evrelerinde görülebilen bir belirtidir. Çift görme, göz kaslarının koordinasyonundaki bozukluklardan kaynaklanır. Kafa içi basıncının artması, göz kaslarını kontrol eden sinirlere baskı yaparak çift görmeye neden olabilir. Çift görme, özellikle yana bakarken veya yukarı-aşağı bakarken daha belirgin olabilir.

Görme Alanı Kaybı

Görme alanı kaybı, papilödemin ilerlemiş evrelerinde görülen ciddi bir belirtidir. Görme alanı kaybı, genellikle periferik (çevresel) görme alanında başlar ve zamanla merkezi görme alanına doğru ilerleyebilir. Görme alanı kaybı, optik sinir hasarının bir sonucudur. Erken teşhis ve tedavi edilmezse, görme alanı kaybı kalıcı olabilir.

Göz Ağrısı

Göz ağrısı, papilödemin daha az görülen bir belirtisidir. Göz ağrısı genellikle göz hareketleriyle artar ve gözün arkasında (retrobulbar) hissedilebilir. Göz ağrısı, optik sinir başındaki şişliğin ve inflamasyonun bir sonucu olabilir.

Bulantı ve Kusma

Bulantı ve kusma, kafa içi basıncının artmasına bağlı olarak ortaya çıkan belirtilerdir. Bulantı ve kusma, özellikle baş ağrısıyla birlikte görülürse, kafa içi basıncının arttığının bir işareti olabilir. Bulantı ve kusma, beyin sapındaki kusma merkezinin uyarılmasından kaynaklanır.

Tinnitus (Kulak Çınlaması)

Tinnitus (kulak çınlaması), papilödemle ilişkili olabilen bir diğer belirtidir. Tinnitus, nabızla senkronize olan veya sürekli bir çınlama sesi olarak tarif edilebilir. Tinnitus, kafa içi basıncının artmasının iç kulaktaki kan damarlarına baskı yapmasından kaynaklanabilir.

Fotopsi (Işık Çakmaları)

Fotopsi (ışık çakmaları), görsel alanda ani ışık çakmaları veya parlamalar olarak tarif edilir. Fotopsi, retinadaki sinir hücrelerinin uyarılmasından kaynaklanır. Kafa içi basıncının artması, retinaya baskı yaparak fotopsiye neden olabilir.

Retrobulbar Ağrı

Retrobulbar ağrı, gözün arkasında hissedilen ağrıdır. Bu ağrı genellikle göz hareketleriyle artar ve optik sinir başındaki inflamasyon veya şişlikten kaynaklanabilir. Retrobulbar ağrı, optik nevrit gibi diğer optik sinir hastalıklarında da görülebilir.

Papilödemin Teşhisi

Papilödemin teşhisi, göz muayenesi, nörolojik muayene ve görüntüleme yöntemleri ile konulur.

  • Göz Muayenesi: Göz doktoru (oftalmolog) tarafından yapılan göz muayenesi, papilödemin teşhisinde en önemli adımdır. Göz muayenesinde, oftalmoskop adı verilen bir cihaz kullanılarak optik sinir başı incelenir. Papilödemde, optik sinir başı şişmiş, sınırları bulanık ve kabarık bir görünüm alır.
  • Nörolojik Muayene: Nörolog tarafından yapılan nörolojik muayene, kafa içi basıncını artırabilecek diğer nörolojik sorunları tespit etmeye yardımcı olur. Nörolojik muayenede, bilinç düzeyi, zihinsel fonksiyonlar, kranial sinirler, motor fonksiyonlar, duyusal fonksiyonlar ve refleksler değerlendirilir.
  • Görüntüleme Yöntemleri: Beyin görüntüleme yöntemleri (MR veya BT), kafa içi basıncını artırabilecek tümörler, kanamalar, enfeksiyonlar veya diğer yapısal anormallikleri tespit etmeye yardımcı olur.
  • Lomber Ponksiyon (Belden Sıvı Alma): Lomber ponksiyon, omurilik sıvısının (serebrospinal sıvı) alınması işlemidir. Lomber ponksiyon, kafa içi basıncını ölçmeye ve serebrospinal sıvıda enfeksiyon veya diğer anormallikleri tespit etmeye yardımcı olur. İdiyopatik İntrakranial Hipertansiyon (IIH) tanısı için lomber ponksiyon önemlidir.
  • Görme Alanı Testi: Görme alanı testi, periferik (çevresel) görme alanındaki kayıpları tespit etmeye yardımcı olur.
  • Optik Koherens Tomografi (OCT): OCT, optik sinir başının ve retina tabakalarının detaylı görüntülerini elde etmeye yardımcı olan bir görüntüleme yöntemidir. OCT, papilödemin teşhisi ve takibinde önemli bir rol oynar.
  • Floresein Anjiyografi: Floresein anjiyografi, optik sinir başındaki kan damarlarının görüntülenmesini sağlayan bir testtir. Bu test, optik sinir başındaki kan akışını değerlendirmeye ve diğer optik sinir hastalıklarını papilödemden ayırt etmeye yardımcı olur.

Göz Muayenesi

Göz muayenesi, papilödemin teşhisinde en önemli adımdır. Göz doktoru (oftalmolog), oftalmoskop adı verilen bir cihaz kullanarak gözün içini inceler. Papilödemde, optik sinir başı şişmiş, sınırları bulanık ve kabarık bir görünüm alır. Optik sinir başındaki damarlar genişlemiş olabilir ve optik sinir etrafında kanamalar görülebilir.

Nörolojik Muayene

Nörolojik muayene, kafa içi basıncını artırabilecek diğer nörolojik sorunları tespit etmeye yardımcı olur. Nörolojik muayenede, bilinç düzeyi, zihinsel fonksiyonlar, kranial sinirler, motor fonksiyonlar, duyusal fonksiyonlar ve refleksler değerlendirilir. Nörolojik muayene, baş ağrısının nedenini belirlemeye ve diğer olası tanıları dışlamaya yardımcı olur.

Görüntüleme Yöntemleri (MR ve BT)

Beyin görüntüleme yöntemleri (MR veya BT), kafa içi basıncını artırabilecek tümörler, kanamalar, enfeksiyonlar veya diğer yapısal anormallikleri tespit etmeye yardımcı olur. MR (Manyetik Rezonans Görüntüleme), BT (Bilgisayarlı Tomografi)'ye göre daha detaylı görüntüler sağlar ve özellikle yumuşak dokuları daha iyi gösterir. Ancak, BT daha hızlı bir şekilde yapılabilir ve acil durumlarda tercih edilebilir.

Lomber Ponksiyon (Belden Sıvı Alma)

Lomber ponksiyon, omurilik sıvısının (serebrospinal sıvı) alınması işlemidir. Lomber ponksiyon, kafa içi basıncını ölçmeye ve serebrospinal sıvıda enfeksiyon veya diğer anormallikleri tespit etmeye yardımcı olur. İdiyopatik İntrakranial Hipertansiyon (IIH) tanısı için lomber ponksiyon önemlidir. Lomber ponksiyon sırasında, hasta yan yatar pozisyonda iken, bel bölgesinden bir iğne ile omurilik kanalına girilir ve sıvı örneği alınır. Lomber ponksiyon sonrası baş ağrısı sık görülen bir yan etkidir.

Görme Alanı Testi

Görme alanı testi, periferik (çevresel) görme alanındaki kayıpları tespit etmeye yardımcı olur. Görme alanı testi, hastanın bir ekrana bakarken farklı noktalardaki ışıkları görüp görmediğini değerlendirir. Görme alanı testi, optik sinir hasarının derecesini belirlemeye ve tedaviye yanıtı değerlendirmeye yardımcı olur.

Optik Koherens Tomografi (OCT)

Optik Koherens Tomografi (OCT), optik sinir başının ve retina tabakalarının detaylı görüntülerini elde etmeye yardımcı olan bir görüntüleme yöntemidir. OCT, ışık dalgalarını kullanarak dokuların kesitsel görüntülerini oluşturur. OCT, papilödemin teşhisi, takibi ve tedaviye yanıtın değerlendirilmesinde önemli bir rol oynar. OCT, optik sinir başındaki şişliğin miktarını ölçmeye ve zaman içindeki değişiklikleri takip etmeye yardımcı olur.

Floresein Anjiyografi

Floresein anjiyografi, optik sinir başındaki kan damarlarının görüntülenmesini sağlayan bir testtir. Bu test, optik sinir başındaki kan akışını değerlendirmeye ve diğer optik sinir hastalıklarını papilödemden ayırt etmeye yardımcı olur. Floresein anjiyografi sırasında, hastanın koluna bir floresein boyası enjekte edilir ve ardından gözün içindeki kan damarlarının fotoğrafları çekilir. Floresein boyası, kan damarlarını daha belirgin hale getirerek, kan akışındaki anormallikleri tespit etmeye yardımcı olur.

Papilödemin Tedavisi

Papilödemin tedavisi, altta yatan nedene yönelik olarak yapılır. Tedavinin amacı, kafa içi basıncını düşürmek ve optik sinir hasarını önlemektir.

  • Altta Yatan Nedenin Tedavisi: Papilödemin nedeni bir tümör, enfeksiyon veya kanama ise, öncelikle bu durum tedavi edilmelidir. Tümörler cerrahi olarak çıkarılabilir veya radyoterapi ile tedavi edilebilir. Enfeksiyonlar antibiyotiklerle tedavi edilebilir. Kanamalar cerrahi müdahale veya ilaçlarla kontrol altına alınabilir.
  • İlaç Tedavisi: İdiyopatik İntrakranial Hipertansiyon (IIH) tedavisinde, kafa içi basıncını düşürmeye yardımcı olan ilaçlar kullanılır. En sık kullanılan ilaçlar arasında asetazolamid ve furosemid bulunur. Asetazolamid, serebrospinal sıvı üretimini azaltarak kafa içi basıncını düşürür. Furosemid, idrar söktürücü bir ilaçtır ve vücuttaki sıvı miktarını azaltarak kafa içi basıncını düşürür.
  • Kilo Verme: İdiyopatik İntrakranial Hipertansiyon (IIH) olan obez hastalarda, kilo verme kafa içi basıncını düşürmeye yardımcı olabilir. Kilo verme, diyet ve egzersizle sağlanabilir veya bariatrik cerrahi (mide küçültme ameliyatı) düşünülebilir.
  • Lomber Ponksiyon (Belden Sıvı Alma): Tekrarlayan lomber ponksiyonlar, kafa içi basıncını geçici olarak düşürmeye yardımcı olabilir. Ancak, bu yöntem uzun vadeli bir çözüm değildir ve genellikle ilaç tedavisi ile birlikte kullanılır.
  • Şant Cerrahisi: Şant cerrahisi, serebrospinal sıvıyı beyinden başka bir vücut bölgesine (genellikle karın boşluğuna) yönlendiren bir cerrahi işlemdir. Şant cerrahisi, kafa içi basıncını düşürmeye ve optik sinir hasarını önlemeye yardımcı olabilir. En sık kullanılan şant türleri, ventriküloperitoneal (VP) şant ve lumboperitoneal (LP) şanttır.
  • Optik Sinir Fenestrasyonu: Optik sinir fenestrasyonu, optik sinir kılıfında küçük bir kesik açarak optik sinir üzerindeki baskıyı azaltan bir cerrahi işlemdir. Bu işlem, görme kaybını önlemeye yardımcı olabilir.

Altta Yatan Nedenin Tedavisi

Papilödemin tedavisi, öncelikle altta yatan nedeni ortadan kaldırmaya yöneliktir. Örneğin, beyin tümörü nedeniyle oluşan papilödemde, tümörün cerrahi olarak çıkarılması veya radyoterapi ile tedavi edilmesi gereklidir. Enfeksiyon kaynaklı papilödemde, antibiyotik veya antiviral ilaçlarla enfeksiyon tedavi edilmelidir. Kanama durumunda, kanamanın durdurulması ve kanın temizlenmesi gereklidir. Altta yatan nedenin tedavisi, papilödemin düzelmesine ve optik sinir hasarının önlenmesine yardımcı olur.

İlaç Tedavisi

İdiyopatik İntrakranial Hipertansiyon (IIH) tedavisinde, kafa içi basıncını düşürmeye yardımcı olan ilaçlar kullanılır. En sık kullanılan ilaçlar arasında asetazolamid ve furosemid bulunur. Asetazolamid, serebrospinal sıvı üretimini azaltarak kafa içi basıncını düşürür. Furosemid, idrar söktürücü bir ilaçtır ve vücuttaki sıvı miktarını azaltarak kafa içi basıncını düşürür. İlaç tedavisi, genellikle uzun süreli bir tedavi gerektirir ve hastanın düzenli olarak takip edilmesi önemlidir. İlaçların yan etkileri (örneğin, böbrek taşı, elektrolit dengesizliği) yakından izlenmelidir.

Kilo Verme

İdiyopatik İntrakranial Hipertansiyon (IIH) olan obez hastalarda, kilo verme kafa içi basıncını düşürmeye yardımcı olabilir. Kilo verme, diyet ve egzersizle sağlanabilir veya bariatrik cerrahi (mide küçültme ameliyatı) düşünülebilir. Kilo verme, vücuttaki sıvı miktarını azaltarak ve hormonal dengeyi düzenleyerek kafa içi basıncını düşürür. Kilo verme, ilaç tedavisi ile birlikte uygulandığında, tedavi başarısını artırabilir.

Lomber Ponksiyon (Belden Sıvı Alma)

Tekrarlayan lomber ponksiyonlar, kafa içi basıncını geçici olarak düşürmeye yardımcı olabilir. Lomber ponksiyon, omurilik sıvısının bir kısmının alınması işlemidir. Bu işlem, kafa içi basıncını geçici olarak düşürerek, belirtileri hafifletebilir. Ancak, lomber ponksiyon uzun vadeli bir çözüm değildir ve genellikle ilaç tedavisi ile birlikte kullanılır. Tekrarlayan lomber ponksiyonlar, enfeksiyon, kanama veya omurilik hasarı gibi riskler taşıyabilir.

Şant Cerrahisi

Şant cerrahisi, serebrospinal sıvıyı beyinden başka bir vücut bölgesine (genellikle karın boşluğuna) yönlendiren bir cerrahi işlemdir. Şant cerrahisi, kafa içi basıncını düşürmeye ve optik sinir hasarını önlemeye yardımcı olabilir. En sık kullanılan şant türleri, ventriküloperitoneal (VP) şant ve lumboperitoneal (LP) şanttır. VP şant, beyin ventriküllerinden karın boşluğuna sıvı drenajını sağlar. LP şant, omurilik kanalından karın boşluğuna sıvı drenajını sağlar. Şant cerrahisi, enfeksiyon, tıkanma veya şantın yer değiştirmesi gibi riskler taşıyabilir.

Optik Sinir Fenestrasyonu

Optik sinir fenestrasyonu, optik sinir kılıfında küçük bir kesik açarak optik sinir üzerindeki baskıyı azaltan bir cerrahi işlemdir. Bu işlem, görme kaybını önlemeye yardımcı olabilir. Optik sinir fenestrasyonu, genellikle ilaç tedavisi ve şant cerrahisinin başarısız olduğu durumlarda düşünülür. Optik sinir fenestrasyonu, kanama, enfeksiyon veya optik sinir hasarı gibi riskler taşıyabilir.

Papilödemin Komplikasyonları

Papilödem tedavi edilmezse, kalıcı görme kaybına yol açabilir. Görme kaybı, periferik (çevresel) görme alanında başlar ve zamanla merkezi görme alanına doğru ilerleyebilir. Görme kaybı, kişinin günlük yaşamını olumsuz etkileyebilir ve iş yapma yeteneğini azaltabilir. Papilödemin diğer komplikasyonları arasında kronik baş ağrısı, çift görme ve dengesizlik yer alır.

Papilödemden Korunma

Papilödemden korunmak için, kafa içi basıncını artırabilecek risk faktörlerinden kaçınmak önemlidir. Bu risk faktörleri arasında obezite, bazı ilaçlar ve enfeksiyonlar yer alır. Sağlıklı bir kiloyu korumak, bazı ilaçlardan kaçınmak ve enfeksiyonları erken tedavi etmek, papilödem riskini azaltmaya yardımcı olabilir.

Ne Zaman Doktora Başvurmalısınız?

Aşağıdaki belirtilerden herhangi birini yaşıyorsanız, derhal bir doktora başvurmanız önemlidir:

  • Şiddetli veya sürekli baş ağrısı
  • Görme bulanıklığı veya çift görme
  • Görme alanı kaybı
  • Göz ağrısı
  • Bulantı ve kusma
  • Tinnitus (kulak çınlaması)
  • Fotopsi (ışık çakmaları)

Erken teşhis ve tedavi, papilödemin komplikasyonlarını önlemeye ve görme kaybını önlemeye yardımcı olabilir.

Sonuç

Papilödem, optik sinir başının şişmesi olarak tanımlanan ve genellikle kafa içi basıncının artmasıyla ilişkili bir durumdur. Papilödemin belirtileri arasında baş ağrısı, görme bulanıklığı, çift görme, görme alanı kaybı, göz ağrısı, bulantı ve kusma yer alır. Papilödemin teşhisi, göz muayenesi, nörolojik muayene ve görüntüleme yöntemleri ile konulur. Papilödemin tedavisi, altta yatan nedene yönelik olarak yapılır. Erken teşhis ve tedavi, papilödemin komplikasyonlarını önlemeye ve görme kaybını önlemeye yardımcı olabilir.

#şişlik#Papilödem#Görme Bozuklukları#kafa içi basıncı#optik sinir

Diğer Sağlık Blog Yazıları

Endoskopi Riskli Bir İşlem midir?

Endoskopi Riskli Bir İşlem midir?

06 11 2025 Devamını oku »
İlik kanserinin son evresinde neler olur?

İlik kanserinin son evresinde neler olur?

06 11 2025 Devamını oku »
İlik kanseri kaç yaşında olur?

İlik kanseri kaç yaşında olur?

06 11 2025 Devamını oku »
Endoskopi Çeşitleri Nelerdir?

Endoskopi Çeşitleri Nelerdir?

06 11 2025 Devamını oku »
Kemik İliği Kanseri Kanda Çıkar Mı?

Kemik İliği Kanseri Kanda Çıkar Mı?

06 11 2025 Devamını oku »
Papilödem belirtileri nelerdir?

Kemik İliği Kanseri Nasıl Belli Olur?

06 11 2025 Devamını oku »
Pulmoner hipertansiyon hastaları seyahat edebilir mi?

Pulmoner hipertansiyon hastaları seyahat edebilir mi?

06 11 2025 Devamını oku »
Kemik iliği kanserleri ne kadar yaşar?

Kemik iliği kanserleri ne kadar yaşar?

06 11 2025 Devamını oku »
Tourette sendromu zekayı etkiler mi?

Tourette sendromu zekayı etkiler mi?

06 11 2025 Devamını oku »