Reflü Hastalığında Cerrahi Tedavi: Ne Zaman Gerekli ve Nasıl Yapılır?

08 10 2025

Reflü Hastalığında Cerrahi Tedavi: Ne Zaman Gerekli ve Nasıl Yapılır?
Genel CerrahiGastroenterolojiGastroenteroloji Cerrahisi

Reflü Hastalığında Cerrahi Tedavi: Ne Zaman Gerekli ve Nasıl Yapılır?

Reflü Hastalığında Cerrahi Tedavi: Ne Zaman Gerekli ve Nasıl Yapılır?

Gastroözofageal reflü hastalığı (GÖRH), mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçması sonucu ortaya çıkan kronik bir durumdur. Bu durum, mide yanması, göğüs ağrısı, ağızda acı tat gibi rahatsız edici semptomlara yol açabilir. Çoğu hasta yaşam tarzı değişiklikleri ve ilaç tedavisi ile semptomlarını kontrol altında tutabilirken, bazı durumlarda cerrahi tedavi gerekebilir. Bu yazıda, reflü hastalığında cerrahi tedaviye ne zaman ihtiyaç duyulduğunu, cerrahi seçenekleri ve bu tedavilerin nasıl uygulandığını ayrıntılı olarak inceleyeceğiz.

Gastroözofageal Reflü Hastalığı (GÖRH) Nedir?

GÖRH, mide asidinin veya diğer mide içeriklerinin yemek borusuna geri kaçmasıyla karakterizedir. Normalde, yemek borusunun alt ucunda bulunan alt özofagus sfinkteri (AÖS), mide içeriğinin yemek borusuna geçmesini engeller. AÖS düzgün çalışmadığında veya gevşediğinde, reflü meydana gelir. Bu durum, yemek borusunun iç yüzeyini tahriş ederek çeşitli semptomlara neden olabilir.

GÖRH'ün Belirtileri

  • Mide Yanması: Göğüste yanma hissi, en sık görülen belirtidir. Genellikle yemeklerden sonra veya yatarken ortaya çıkar.
  • Regürjitasyon: Mide içeriğinin ağıza geri gelmesi, özellikle yatarken veya eğilirken yaşanır.
  • Disfaji: Yutma güçlüğü veya takılma hissi.
  • Göğüs Ağrısı: Kalp rahatsızlığı ile karıştırılabilecek şiddetli göğüs ağrısı.
  • Kronik Öksürük: Özellikle geceleri artan, geçmeyen öksürük.
  • Ses Kısıklığı: Mide asidinin ses tellerini tahriş etmesi sonucu.
  • Boğaz Ağrısı: Kronik boğaz ağrısı veya tahriş hissi.
  • Astım Belirtilerinin Kötüleşmesi: Reflü, astım semptomlarını tetikleyebilir veya kötüleştirebilir.
  • Diş Erozyonu: Mide asidinin diş minesini aşındırması sonucu.

GÖRH'ün Nedenleri

  • Alt Özofagus Sfinkteri (AÖS) Disfonksiyonu: AÖS'nin gevşemesi veya zayıflaması, reflüye yol açar.
  • Hiatal Herni: Midenin bir kısmının diyaframdan yukarı doğru kayması, AÖS'nin işlevini bozabilir.
  • Obezite: Karın içi basıncının artması, reflü riskini artırır.
  • Hamilelik: Hormonal değişiklikler ve karın içi basıncının artması, reflüye neden olabilir.
  • Sigara İçmek: Sigara, AÖS'nin gevşemesine ve mide asidi üretiminin artmasına neden olabilir.
  • Bazı İlaçlar: Bazı ağrı kesiciler, kas gevşeticiler ve tansiyon ilaçları reflü riskini artırabilir.
  • Beslenme Alışkanlıkları: Yağlı, baharatlı, asitli yiyecekler, kahve, alkol ve çikolata reflü semptomlarını tetikleyebilir.
  • Midenin Yavaş Boşalması (Gastroparezi): Midenin yavaş boşalması, mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçma olasılığını artırır.

GÖRH Tanısı

GÖRH tanısı genellikle hastanın semptomlarına ve tıbbi öyküsüne dayanır. Ancak, kesin tanı koymak ve diğer olası nedenleri dışlamak için bazı testler yapılabilir:

  • Endoskopi: Ucunda bir kamera bulunan ince, esnek bir tüpün yemek borusuna ve mideye yerleştirilmesiyle yapılan bir incelemedir. Bu işlem, yemek borusunda hasar veya iltihaplanma olup olmadığını görmek için kullanılır. Gerekirse, biyopsi de alınabilir.
  • pH Metre Testi: Yemek borusundaki asit seviyesini ölçmek için kullanılan bir testtir. Bu test, genellikle 24 saat boyunca yemek borusuna yerleştirilen bir kateter aracılığıyla yapılır.
  • Özofagus Manometrisi: Yemek borusunun kasılma gücünü ve AÖS'nin basıncını ölçen bir testtir. Bu test, yutma güçlüğü olan veya AÖS fonksiyon bozukluğundan şüphelenilen hastalarda kullanılır.
  • Baryumlu Yutma: Hastanın baryumlu bir sıvı içmesi ve ardından röntgen filmi çekilmesiyle yapılan bir incelemedir. Bu test, yemek borusunun yapısını ve fonksiyonunu değerlendirmek için kullanılır.
  • Empedans Testi: Reflü edilen materyalin sıvı veya gaz olup olmadığını belirleyen ve pH'ı ne olursa olsun reflüyü tespit edebilen bir testtir.

Reflü Hastalığında Cerrahi Tedaviye Ne Zaman İhtiyaç Duyulur?

Çoğu GÖRH hastası yaşam tarzı değişiklikleri ve ilaç tedavisi ile semptomlarını kontrol altında tutabilir. Ancak, bazı durumlarda cerrahi tedavi gerekebilir. Cerrahi tedavi, genellikle aşağıdaki durumlarda düşünülür:

  • İlaçlara Yanıt Vermeyen Semptomlar: Yüksek dozda ilaç tedavisine rağmen semptomlar devam ediyorsa veya kötüleşiyorsa.
  • İlaçların Yan Etkileri: İlaçların tolere edilemeyen yan etkileri varsa.
  • Uzun Süreli İlaç Kullanımına Karşı İstek: Hasta, uzun süreli ilaç kullanmaktan kaçınmak istiyorsa.
  • Komplikasyonlar: Barrett özofagusu, yemek borusu darlığı veya kanama gibi reflüye bağlı komplikasyonlar gelişmişse.
  • Hiatal Herni: Büyük bir hiatal herni varlığında ve reflü semptomları şiddetliyse.
  • Genç Hastalar: Uzun yıllar boyunca ilaç kullanmak yerine cerrahi tedaviyi tercih eden genç hastalar.

Cerrahi tedaviye karar vermeden önce, hastanın genel sağlık durumu, yaşı, diğer tıbbi sorunları ve yaşam tarzı dikkate alınmalıdır. Ayrıca, cerrahi tedavinin riskleri ve faydaları hasta ile ayrıntılı olarak tartışılmalıdır.

Reflü Hastalığında Cerrahi Tedavi Seçenekleri

Reflü hastalığında kullanılan başlıca cerrahi tedavi seçenekleri şunlardır:

1. Fundoplikasyon

Fundoplikasyon, reflü tedavisinde en sık kullanılan cerrahi yöntemdir. Bu işlemde, midenin üst kısmı (fundus) yemek borusunun alt kısmının etrafına sarılır ve dikilir. Bu, AÖS'yi güçlendirir ve mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçmasını engeller.

Fundoplikasyon Çeşitleri

  • Nissen Fundoplikasyonu (360 Derece): Midenin fundusu yemek borusunun etrafına tamamen (360 derece) sarılır. Bu, reflüyü önlemede en etkili yöntemdir, ancak yutma güçlüğü gibi yan etkiler riski daha yüksektir.
  • Toupet Fundoplikasyonu (270 Derece): Midenin fundusu yemek borusunun etrafına kısmen (270 derece) sarılır. Bu, Nissen fundoplikasyonuna göre daha az yan etkiye sahiptir, ancak reflüyü önlemede biraz daha az etkilidir.
  • Dor Fundoplikasyonu (180 Derece): Midenin fundusu yemek borusunun ön tarafına kısmen (180 derece) sarılır. Bu, genellikle AÖS'nin güçlendirilmesi gereken durumlarda kullanılır.

Fundoplikasyon Nasıl Yapılır?

Fundoplikasyon, genellikle laparoskopik (kapalı) yöntemle yapılır. Laparoskopik cerrahi, karın bölgesinde küçük kesiler açılarak, ucunda bir kamera bulunan ince bir tüp (laparoskop) ve diğer cerrahi aletlerin kullanılmasıyla gerçekleştirilir. Bu yöntem, açık cerrahiye göre daha az ağrı, daha kısa hastanede kalış süresi ve daha hızlı iyileşme sağlar.

Laparoskopik Fundoplikasyonun Aşamaları:

  1. Anestezi: Hasta genel anestezi altındadır.
  2. Kesiler: Karın bölgesinde 5-6 adet küçük kesi açılır.
  3. Laparoskop ve Aletlerin Yerleştirilmesi: Laparoskop ve diğer cerrahi aletler bu kesilerden karın boşluğuna yerleştirilir.
  4. Hiatal Herninin Onarımı (Gerekirse): Eğer hiatal herni varsa, mide diyaframdan aşağıya çekilir ve diyaframdaki açıklık onarılır.
  5. Fundoplikasyon: Midenin fundusu yemek borusunun alt kısmının etrafına sarılır ve dikilir. Nissen fundoplikasyonunda mide tam olarak sarılırken, Toupet fundoplikasyonunda kısmen sarılır.
  6. Kesilerin Kapatılması: Kesiler dikişlerle kapatılır.

2. LINX Sistemi

LINX sistemi, yemek borusunun alt ucuna yerleştirilen küçük, manyetik boncuklardan oluşan bir halkadır. Bu halka, AÖS'yi güçlendirir ve mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçmasını engeller. Yutma sırasında, boncuklar birbirinden ayrılarak yiyeceklerin geçmesine izin verir. Yutma işlemi bittikten sonra, boncuklar tekrar bir araya gelerek AÖS'yi kapatır.

LINX Sistemi Nasıl Çalışır?

LINX sistemi, AÖS'nin etrafına yerleştirilen küçük, esnek bir titanyum boncuk halkasından oluşur. Bu boncuklar, manyetik bir çekim kuvvetiyle birbirine bağlıdır. Bu manyetik çekim, AÖS'yi kapalı tutarak mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçmasını engeller. Yutma sırasında, yiyeceklerin basıncı manyetik çekim kuvvetini aşarak boncukların birbirinden ayrılmasına ve yiyeceklerin mideye geçmesine izin verir. Yutma işlemi bittikten sonra, boncuklar tekrar bir araya gelerek AÖS'yi kapatır.

LINX Sisteminin Avantajları

  • Minimal İnvaziv: LINX sistemi, laparoskopik yöntemle yerleştirilir, bu da daha az ağrı, daha kısa hastanede kalış süresi ve daha hızlı iyileşme anlamına gelir.
  • Doğal Yutma Fonksiyonu: LINX sistemi, yutma fonksiyonunu bozmaz. Boncuklar, yutma sırasında birbirinden ayrılarak yiyeceklerin normal şekilde geçmesine izin verir.
  • Daha Az Yan Etki: LINX sistemi, fundoplikasyona göre daha az yutma güçlüğü, şişkinlik ve gaz gibi yan etkilere neden olabilir.
  • Geri Dönüştürülebilir: LINX sistemi, gerekirse çıkarılabilir.

LINX Sistemi Nasıl Yerleştirilir?

LINX sistemi, laparoskopik cerrahi ile yerleştirilir. İşlem genellikle 1-2 saat sürer ve hasta genellikle aynı gün veya ertesi gün taburcu edilir.

Laparoskopik LINX Yerleştirme Aşamaları:

  1. Anestezi: Hasta genel anestezi altındadır.
  2. Kesiler: Karın bölgesinde 5-6 adet küçük kesi açılır.
  3. Laparoskop ve Aletlerin Yerleştirilmesi: Laparoskop ve diğer cerrahi aletler bu kesilerden karın boşluğuna yerleştirilir.
  4. AÖS'nin Hazırlanması: AÖS etrafındaki dokular dikkatlice hazırlanır.
  5. LINX Sisteminin Yerleştirilmesi: LINX sistemi, AÖS'nin etrafına yerleştirilir ve sıkıca sabitlenir.
  6. Kesilerin Kapatılması: Kesiler dikişlerle kapatılır.

3. Transoral İnsizyon Olmayan Fundoplikasyon (TIF)

TIF, ağız yoluyla yapılan ve karın bölgesinde herhangi bir kesi gerektirmeyen bir fundoplikasyon yöntemidir. Bu işlemde, endoskopik bir cihaz kullanılarak midenin fundusu yemek borusunun alt kısmının etrafına sarılır ve özel klipslerle sabitlenir.

TIF Nasıl Yapılır?

TIF, genel anestezi altında yapılır. İşlem sırasında, endoskopik bir cihaz ağız yoluyla yemek borusuna ve mideye yerleştirilir. Bu cihaz, midenin fundusunu yemek borusunun alt kısmının etrafına sarar ve özel klipslerle sabitler. Bu, AÖS'yi güçlendirir ve mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçmasını engeller.

TIF'in Avantajları

  • İnsizyon Yok: TIF, karın bölgesinde herhangi bir kesi gerektirmez, bu da daha az ağrı, daha kısa iyileşme süresi ve daha az komplikasyon riski anlamına gelir.
  • Daha Az Yan Etki: TIF, geleneksel fundoplikasyona göre daha az yutma güçlüğü, şişkinlik ve gaz gibi yan etkilere neden olabilir.
  • Ayaktan Tedavi: TIF, genellikle ayaktan tedavi olarak yapılabilir, bu da hastanın aynı gün taburcu edilebileceği anlamına gelir.

TIF'in Dezavantajları

  • Daha Yeni Bir Yöntem: TIF, geleneksel fundoplikasyona göre daha yeni bir yöntemdir ve uzun dönem sonuçları hakkında daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.
  • Her Hasta İçin Uygun Değil: TIF, büyük hiatal hernisi olan veya yemek borusunda ciddi hasar bulunan hastalar için uygun olmayabilir.

4. Diğer Cerrahi Seçenekler

Nadiren, reflü tedavisinde diğer cerrahi seçenekler de kullanılabilir. Bu seçenekler şunları içerir:

  • Bariatrik Cerrahi: Obezite ile ilişkili reflü semptomlarını tedavi etmek için bariatrik cerrahi (mide küçültme ameliyatı) düşünülebilir.
  • AÖS'nin Endoskopik Güçlendirilmesi: AÖS'nin endoskopik yöntemlerle güçlendirilmesi için bazı yeni teknikler geliştirilmektedir.

Cerrahi Tedavinin Riskleri ve Komplikasyonları

Her cerrahi işlemde olduğu gibi, reflü cerrahisinin de bazı riskleri ve komplikasyonları vardır. Bu riskler ve komplikasyonlar şunları içerebilir:

  • Yutma Güçlüğü (Disfaji): Fundoplikasyon sonrası en sık görülen komplikasyondur. Genellikle geçicidir, ancak bazı durumlarda kalıcı olabilir.
  • Şişkinlik ve Gaz: Fundoplikasyon sonrası mide gazının ve havanın dışarı atılmasında zorluk yaşanabilir.
  • İshal: Nadiren, fundoplikasyon sonrası ishal görülebilir.
  • Karın Ağrısı: Ameliyat sonrası karın ağrısı normaldir, ancak bazı durumlarda şiddetli olabilir.
  • Enfeksiyon: Cerrahi kesi yerinde enfeksiyon gelişebilir.
  • Kanama: Ameliyat sırasında veya sonrasında kanama olabilir.
  • Yara İzi: Ameliyat kesi yerinde yara izi kalabilir.
  • Pnömotoraks: Nadiren, laparoskopik cerrahi sırasında akciğerde hava birikmesi (pnömotoraks) olabilir.
  • Vagal Sinir Hasarı: Nadiren, fundoplikasyon sırasında vagal sinir hasarı meydana gelebilir, bu da mide boşalmasını etkileyebilir.
  • Tekrar Reflü: Nadiren, cerrahi tedaviye rağmen reflü semptomları tekrar ortaya çıkabilir.

Cerrahi tedavinin riskleri ve faydaları hasta ile ayrıntılı olarak tartışılmalıdır. Hastanın genel sağlık durumu, yaşı ve diğer tıbbi sorunları da riskleri etkileyebilir.

Cerrahi Sonrası Bakım ve İyileşme

Reflü cerrahisi sonrası iyileşme süreci, cerrahi yönteme ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak değişir. Laparoskopik cerrahi geçiren hastalar, genellikle açık cerrahi geçiren hastalara göre daha hızlı iyileşirler.

Hastanede Kalış

Laparoskopik fundoplikasyon veya LINX sistemi yerleştirilmesi sonrası hastanede kalış süresi genellikle 1-2 gündür. TIF sonrası hastalar genellikle aynı gün taburcu edilebilirler.

Ağrı Yönetimi

Ameliyat sonrası ağrı, ağrı kesicilerle kontrol altına alınabilir. Ağrı genellikle birkaç gün içinde azalır.

Beslenme

Ameliyat sonrası ilk birkaç hafta sıvı ve yumuşak yiyeceklerle beslenmek önemlidir. Yavaş yavaş katı yiyeceklere geçilebilir. Doktorunuz veya diyetisyeniniz size uygun bir beslenme planı önerecektir.

Aktivite

Ameliyat sonrası ilk birkaç hafta ağır kaldırmaktan ve yorucu aktivitelerden kaçınmak önemlidir. Yürüyüş gibi hafif egzersizler yapılabilir. Doktorunuz size ne zaman normal aktivitelere dönebileceğinizi söyleyecektir.

İlaçlar

Ameliyat sonrası bazı ilaçlar kullanmanız gerekebilir. Bu ilaçlar ağrı kesiciler, mide koruyucular veya diğer ilaçlar olabilir. Doktorunuz size hangi ilaçları kullanmanız gerektiğini ve nasıl kullanmanız gerektiğini söyleyecektir.

Kontroller

Ameliyat sonrası düzenli kontrollere gitmek önemlidir. Bu kontrollerde, doktorunuz iyileşmenizi takip edecek ve herhangi bir komplikasyon olup olmadığını kontrol edecektir.

Sonuç

Reflü hastalığı, yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilen bir durumdur. Çoğu hasta yaşam tarzı değişiklikleri ve ilaç tedavisi ile semptomlarını kontrol altında tutabilirken, bazı durumlarda cerrahi tedavi gerekebilir. Fundoplikasyon, LINX sistemi ve TIF gibi çeşitli cerrahi seçenekler mevcuttur. Hangi cerrahi yöntemin sizin için uygun olduğuna karar vermek için doktorunuzla konuşmanız önemlidir. Cerrahi tedavinin riskleri ve faydaları hakkında bilgi sahibi olmak, bilinçli bir karar vermenize yardımcı olacaktır.

#reflü cerrahisi#gastroözofageal reflü#fundoplikasyon#laparoskopik reflü ameliyatı#mide fıtığı cerrahisi

Diğer Blog Yazıları

Çocuklarda Kalp Üfürümleri: Nedenleri, Belirtileri ve Tedavi Yaklaşımları

Çocuklarda Kalp Üfürümleri: Nedenleri, Belirtileri ve Tedavi Yaklaşımları

06 11 2025 Devamını oku »
Ani Solunum Yetmezliği: Nedenleri, Belirtileri ve Yoğun Bakım Yönetimi

Ani Solunum Yetmezliği: Nedenleri, Belirtileri ve Yoğun Bakım Yönetimi

06 11 2025 Devamını oku »
İnsan Kalbinin Anatomisi ve Kardiyovasküler Hastalıklarla İlişkisi

İnsan Kalbinin Anatomisi ve Kardiyovasküler Hastalıklarla İlişkisi

06 11 2025 Devamını oku »
İntensive Care Unit (ICU): Inside the Critical Care Environment

İntensive Care Unit (ICU): Inside the Critical Care Environment

06 11 2025 Devamını oku »
Uyku Kalitenizi Artırmanın Bilimsel Yolları: Fizyolojik Temeller ve Pratik İpuçları

Uyku Kalitenizi Artırmanın Bilimsel Yolları: Fizyolojik Temeller ve Pratik İpuçları

06 11 2025 Devamını oku »
Klinik Nörofizyoloji ile Tanısı Konulan Sık Görülen Hastalıklar

Klinik Nörofizyoloji ile Tanısı Konulan Sık Görülen Hastalıklar

06 11 2025 Devamını oku »
Doğum Sonrası Yoğun Bakım: Annenin Sağlığı İçin Kritik Önlemler

Doğum Sonrası Yoğun Bakım: Annenin Sağlığı İçin Kritik Önlemler

06 11 2025 Devamını oku »
Akciğer Kanserinde Yeni Nesil Tedaviler: Hedefe Yönelik Terapiler ve İmmünoterapi

Akciğer Kanserinde Yeni Nesil Tedaviler: Hedefe Yönelik Terapiler ve İmmünoterapi

06 11 2025 Devamını oku »
Güneşin Zararlı Etkilerinden Korunma Yolları: Cildinizi Yaz Aylarında Nasıl Güvende Tutarsınız?

Güneşin Zararlı Etkilerinden Korunma Yolları: Cildinizi Yaz Aylarında Nasıl Güvende Tutarsınız?

06 11 2025 Devamını oku »