Gebelik Zehirlenmesi (Preeklampsi): Yoğun Bakım Gerektiren Durumlar ve Yönetimi

08 10 2025

Gebelik Zehirlenmesi (Preeklampsi): Yoğun Bakım Gerektiren Durumlar ve Yönetimi
Yoğun BakımKadın Hastalıkları ve DoğumPerinatoloji

Gebelik Zehirlenmesi (Preeklampsi): Yoğun Bakım Gerektiren Durumlar ve Yönetimi

Gebelik Zehirlenmesi (Preeklampsi): Yoğun Bakım Gerektiren Durumlar ve Yönetimi

Preeklampsi, gebelikte görülen ve anne ile bebek için ciddi riskler taşıyabilen bir durumdur. Genellikle gebeliğin 20. haftasından sonra ortaya çıkar ve yüksek tansiyon (hipertansiyon) ile idrarda protein (proteinüri) bulunmasıyla karakterizedir. Preeklampsi, hafif seyredebildiği gibi, anne ve bebek sağlığını tehdit eden ciddi komplikasyonlara yol açabilen ağır formlarda da görülebilir. Bu yazıda, preeklampsinin yoğun bakım gerektiren durumlarını, yönetimini ve bu süreçte dikkat edilmesi gerekenleri detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.

Preeklampsi Nedir?

Preeklampsi, gebeliğe özgü bir hipertansif bozukluktur. Tam olarak nedeni bilinmemekle birlikte, plasentanın (bebeğin eşi) anneye yeterli kan akışını sağlayamaması sonucu geliştiği düşünülmektedir. Bu durum, annenin vücudunda bir dizi reaksiyona yol açar ve başta tansiyon yükselmesi olmak üzere çeşitli belirtilerle kendini gösterir. Preeklampsi, erken doğum, plasenta dekolmanı (plasentanın rahim duvarından ayrılması), anne ve bebekte organ hasarı gibi ciddi komplikasyonlara neden olabilir.

Preeklampsi Belirtileri

Preeklampsi belirtileri kişiden kişiye farklılık gösterebilir ve bazı durumlarda belirtiler çok belirgin olmayabilir. Bu nedenle, gebelik sürecinde düzenli doktor kontrolleri büyük önem taşır. Preeklampsi belirtileri şunları içerebilir:

  • Yüksek tansiyon: Sistolik kan basıncının 140 mmHg veya daha yüksek, diyastolik kan basıncının 90 mmHg veya daha yüksek olması.
  • İdrarda protein: İdrarda normalden fazla protein bulunması (proteinüri).
  • Şiddetli baş ağrısı: Özellikle geçmeyen ve parasetamol gibi ağrı kesicilere yanıt vermeyen baş ağrıları.
  • Görme bozuklukları: Bulanık görme, ışık çakmaları, görme alanında karanlık noktalar.
  • Karın ağrısı: Özellikle karnın sağ üst kısmında şiddetli ağrı.
  • Ödem: Özellikle ellerde, ayaklarda ve yüzde ani ve belirgin şişlikler.
  • Nefes darlığı: Akciğerlerde sıvı birikmesi sonucu ortaya çıkabilir.
  • Bulantı ve kusma: Şiddetli ve geçmeyen bulantı ve kusma.
  • Bilinç bulanıklığı veya nöbet geçirme: Eklampsi olarak adlandırılan bu durum, preeklampsinin en ciddi komplikasyonlarından biridir.

Preeklampsi Risk Faktörleri

Preeklampsi gelişme riskini artıran bazı faktörler bulunmaktadır. Bu faktörlere sahip olan gebelerin daha yakından takip edilmesi ve gerekli önlemlerin alınması önemlidir. Preeklampsi risk faktörleri şunları içerir:

  • İlk gebelik: İlk kez gebe kalan kadınlarda preeklampsi riski daha yüksektir.
  • Önceki gebelikte preeklampsi öyküsü: Daha önce preeklampsi geçirmiş olan kadınlarda risk tekrar artar.
  • Ailede preeklampsi öyküsü: Anne, kız kardeş veya teyze gibi yakın akrabalarda preeklampsi öyküsü bulunması riski artırır.
  • Kronik hipertansiyon: Gebelik öncesinde yüksek tansiyonu olan kadınlarda preeklampsi riski daha yüksektir.
  • Böbrek hastalığı: Kronik böbrek hastalığı olan kadınlarda preeklampsi riski artar.
  • Diyabet: Gebelik öncesinde veya gebelikte ortaya çıkan diyabet (gestasyonel diyabet) preeklampsi riskini artırabilir.
  • Obezite: Vücut kitle indeksi (VKİ) yüksek olan kadınlarda preeklampsi riski daha yüksektir.
  • Çoğul gebelik: İkiz veya daha fazla bebek bekleyen kadınlarda preeklampsi riski artar.
  • İleri anne yaşı: 35 yaşın üzerindeki gebelerde preeklampsi riski daha yüksektir.
  • Antifosfolipid sendromu gibi otoimmün hastalıklar: Bu tür rahatsızlıkları olan kadınlarda preeklampsi riski artar.

Preeklampsi Tanısı

Preeklampsi tanısı, gebelik sırasında yapılan düzenli doktor kontrollerinde tansiyon ölçümü ve idrar tahlili sonuçlarına göre konulur. Yüksek tansiyon ve idrarda protein bulunması, preeklampsi şüphesini uyandırır. Tanıyı kesinleştirmek için ek testler yapılabilir:

  • Kan testleri: Karaciğer fonksiyon testleri, böbrek fonksiyon testleri, tam kan sayımı gibi testlerle organların durumu değerlendirilir.
  • 24 saatlik idrar toplama: İdrardaki protein miktarını daha doğru bir şekilde ölçmek için 24 saatlik idrar toplama testi yapılabilir.
  • Ultrason: Bebeğin büyüme ve gelişimi ultrason ile takip edilir. Ayrıca, plasentanın durumu ve amniyon sıvısı miktarı da değerlendirilir.
  • Doppler ultrason: Bebeğe giden kan akışı Doppler ultrason ile incelenerek bebeğin durumu hakkında bilgi edinilir.
  • NST (Non-Stress Test): Bebeğin kalp atışları ve hareketleri NST ile takip edilerek bebeğin iyilik hali değerlendirilir.

Preeklampsi Türleri

Preeklampsi, belirtilerin şiddetine ve organların etkilenme durumuna göre farklı türlere ayrılabilir:

  • Hafif Preeklampsi: Tansiyon değerleri çok yüksek değildir ve organ hasarı belirtileri hafif düzeydedir.
  • Ağır Preeklampsi: Tansiyon değerleri çok yüksektir (sistolik 160 mmHg veya daha yüksek, diyastolik 110 mmHg veya daha yüksek) ve organ hasarı belirtileri belirgindir. Karaciğer, böbrekler, beyin ve akciğerler etkilenebilir.
  • Eklampsi: Preeklampsiye ek olarak nöbet geçirme durumudur. Eklampsi, anne ve bebek için hayati tehlike oluşturur ve acil müdahale gerektirir.
  • HELLP Sendromu: Preeklampsi ile birlikte görülebilen ve karaciğer hasarı, kanama bozuklukları ve kırmızı kan hücrelerinin yıkımı ile karakterize olan ciddi bir komplikasyondur. HELLP sendromu, erken doğum ve anne ölümüne yol açabilir.

Preeklampside Yoğun Bakım Gerektiren Durumlar

Preeklampsi, bazı durumlarda anne ve bebek için hayati tehlike oluşturabilecek kadar ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Bu durumlarda, annenin yoğun bakım ünitesinde takip edilmesi ve tedavi edilmesi gerekebilir. Preeklampside yoğun bakım gerektiren durumlar şunlardır:

Eklampsi (Nöbet Geçirme)

Eklampsi, preeklampsinin en ciddi komplikasyonlarından biridir ve nöbet geçirme ile karakterizedir. Nöbetler genellikle bilinç kaybı, kasılmalar ve solunum güçlüğü ile seyreder. Eklampsi, anne ve bebek için hayati tehlike oluşturur ve acil müdahale gerektirir. Yoğun bakımda, nöbetleri kontrol altına almak için magnezyum sülfat tedavisi uygulanır ve anne yakından takip edilir.

HELLP Sendromu

HELLP sendromu, preeklampsi ile birlikte görülebilen ve karaciğer hasarı (Hemolysis), yükselmiş karaciğer enzimleri (Elevated Liver enzymes) ve düşük trombosit sayısı (Low Platelet count) ile karakterize olan ciddi bir komplikasyondur. HELLP sendromu, karaciğer kanaması, böbrek yetmezliği, akciğer ödemi ve yaygın damar içi pıhtılaşma (DIC) gibi hayatı tehdit eden durumlara yol açabilir. Yoğun bakımda, kan ürünleri transfüzyonu, tansiyon kontrolü ve organ fonksiyonlarını destekleyici tedaviler uygulanır.

Akciğer Ödemi

Preeklampsi, akciğerlerde sıvı birikmesine (akciğer ödemi) neden olabilir. Akciğer ödemi, nefes darlığı, öksürük ve göğüs ağrısı gibi belirtilerle kendini gösterir. Şiddetli akciğer ödemi, solunum yetmezliğine yol açabilir ve yoğun bakımda mekanik ventilasyon (solunum cihazı) desteği gerekebilir.

Böbrek Yetmezliği

Preeklampsi, böbreklerin fonksiyonlarını bozarak böbrek yetmezliğine neden olabilir. Böbrek yetmezliği, idrar çıkışında azalma, ödem, elektrolit dengesizlikleri ve üremi gibi belirtilerle kendini gösterir. Yoğun bakımda, sıvı dengesi düzenlenir, elektrolit dengesizlikleri düzeltilir ve gerekirse diyaliz tedavisi uygulanır.

Yaygın Damar İçi Pıhtılaşma (DIC)

Preeklampsi, yaygın damar içi pıhtılaşma (DIC) olarak adlandırılan ve vücutta yaygın pıhtı oluşumu ve kanama ile karakterize olan ciddi bir duruma yol açabilir. DIC, organ yetmezliği ve ölüm riskini artırır. Yoğun bakımda, kan ürünleri transfüzyonu, pıhtılaşma faktörlerinin replasmanı ve kanamayı durdurmaya yönelik tedaviler uygulanır.

Beyin Kanaması veya İnme

Şiddetli preeklampsi, beyin kanaması veya inmeye neden olabilir. Bu durum, baş ağrısı, bilinç kaybı, felç ve konuşma bozukluğu gibi belirtilerle kendini gösterir. Yoğun bakımda, beyin hasarını en aza indirmek için tansiyon kontrolü, beyin ödemini azaltıcı tedaviler ve nöroprotektif ajanlar kullanılır.

Plasenta Dekolmanı

Preeklampsi, plasentanın rahim duvarından erken ayrılmasına (plasenta dekolmanı) neden olabilir. Plasenta dekolmanı, anne ve bebek için hayati tehlike oluşturur. Anne için kanama, şok ve DIC riskini artırırken, bebek için oksijen yetersizliği ve erken doğum riskini artırır. Plasenta dekolmanı durumunda, acil sezaryen gerekebilir ve anne yoğun bakımda takip edilir.

Amniyon Sıvısı Embolisi

Nadiren görülen ancak hayatı tehdit eden bir durum olan amniyon sıvısı embolisi, amniyon sıvısının anne kan dolaşımına geçmesi sonucu ortaya çıkar. Amniyon sıvısı embolisi, ani solunum yetmezliği, dolaşım bozukluğu ve DIC ile karakterizedir. Yoğun bakımda, solunum ve dolaşım desteği sağlanır ve DIC tedavisi uygulanır.

Preeklampsinin Yoğun Bakım Yönetimi

Preeklampsinin yoğun bakım yönetimi, anne ve bebeğin sağlığını korumak ve olası komplikasyonları önlemek amacıyla multidisipliner bir yaklaşım gerektirir. Yoğun bakımda, kadın hastalıkları ve doğum uzmanı, anestezi uzmanı, yoğun bakım uzmanı ve diğer ilgili uzmanlar işbirliği içinde çalışır. Preeklampsinin yoğun bakım yönetiminde aşağıdaki prensipler esas alınır:

Tansiyon Kontrolü

Yüksek tansiyon, preeklampsinin temel belirtisidir ve kontrol altına alınması önemlidir. Tansiyonu düşürmek için intravenöz (damar yoluyla) antihipertansif ilaçlar kullanılır. Kullanılan ilaçlar arasında labetalol, hidralazin ve nifedipin bulunur. Tansiyonun çok hızlı düşürülmesi, bebeğe giden kan akışını azaltabileceği için dikkatli olunmalıdır. İdeal olarak, tansiyonun kademeli olarak düşürülmesi hedeflenir.

Magnezyum Sülfat Tedavisi

Magnezyum sülfat, preeklampside nöbetleri önlemek ve tedavi etmek için kullanılan bir ilaçtır. Magnezyum sülfat, beyin aktivitesini baskılayarak nöbet riskini azaltır. Magnezyum sülfat tedavisi sırasında, anne yakından takip edilmeli ve magnezyum toksisitesi belirtileri (solunum depresyonu, reflekslerin kaybolması, kas güçsüzlüğü) açısından dikkatli olunmalıdır. Magnezyum toksisitesi durumunda, antidot olarak kalsiyum glukonat verilir.

Sıvı Dengelemesi

Preeklampsi, vücutta sıvı birikmesine (ödem) neden olabilir. Ancak, aşırı sıvı verilmesi akciğer ödemi riskini artırabilir. Bu nedenle, sıvı dengesi dikkatli bir şekilde yönetilmelidir. Sıvı alımı, idrar çıkışı ve diğer sıvı kayıpları dikkate alınarak ayarlanmalıdır. Gerekirse, diüretik ilaçlar (idrar söktürücüler) kullanılarak fazla sıvı atılabilir.

Solunum Desteği

Akciğer ödemi veya solunum yetmezliği gelişen hastalarda, oksijen tedavisi veya mekanik ventilasyon (solunum cihazı) desteği gerekebilir. Oksijen tedavisi, burun kanülü veya maske ile verilebilir. Şiddetli solunum yetmezliği durumunda, endotrakeal entübasyon (soluk borusuna tüp yerleştirilmesi) yapılarak mekanik ventilasyon desteği sağlanır.

Kan Ürünleri Transfüzyonu

HELLP sendromu veya DIC gibi durumlarda, kan ürünleri transfüzyonu gerekebilir. Trombosit transfüzyonu, düşük trombosit sayısı olan hastalarda kanamayı önlemek için yapılır. Kırmızı kan hücresi transfüzyonu, anemi (kansızlık) olan hastalarda oksijen taşıma kapasitesini artırmak için yapılır. Taze donmuş plazma, pıhtılaşma faktörlerini replase etmek ve kanamayı durdurmak için kullanılır.

Doğum Zamanlaması

Preeklampsinin kesin tedavisi doğumdur. Ancak, doğum zamanlaması anne ve bebeğin durumuna göre dikkatli bir şekilde planlanmalıdır. Gebelik haftası, preeklampsinin şiddeti ve bebeğin iyilik hali dikkate alınarak doğum zamanlamasına karar verilir. Genellikle, 37. gebelik haftasından sonra preeklampsi gelişen hastalarda doğumun geciktirilmemesi önerilir. Daha erken gebelik haftalarında preeklampsi gelişen hastalarda, anne ve bebeğin durumu stabil ise doğum bir süre ertelenebilir. Ancak, anne veya bebekte hayati tehlike oluşturan bir durum varsa, acil doğum (sezaryen) gerekebilir.

Doğum Şekli

Preeklampside doğum şekli, anne ve bebeğin durumuna göre belirlenir. Vajinal doğum mümkün ise tercih edilir. Ancak, bebeğin durumu riskli ise veya annede eklampsi, HELLP sendromu gibi ciddi komplikasyonlar varsa, sezaryen tercih edilebilir. Sezaryen sırasında, anestezi şekli (genel anestezi veya bölgesel anestezi) annenin durumuna göre seçilir.

Doğum Sonrası Takip

Preeklampsi tanısı alan anneler, doğumdan sonra da yakından takip edilmelidir. Tansiyon yüksekliği ve diğer belirtiler doğumdan sonra da devam edebilir. Tansiyon kontrolü için antihipertansif ilaçlar kullanılmaya devam edilir. Preeklampsiye bağlı organ hasarı olan annelerin, ilgili uzmanlar tarafından takibi önemlidir. Preeklampsi geçirmiş olan kadınların, gelecekteki gebeliklerinde preeklampsi riski daha yüksek olduğu için, gebelik öncesi danışmanlık almaları ve gebelik sürecinde düzenli doktor kontrollerine gitmeleri önerilir.

Preeklampsi Komplikasyonları

Preeklampsi, anne ve bebek için ciddi sağlık sorunlarına yol açabilecek bir durumdur. Erken teşhis ve uygun tedavi ile komplikasyonların önlenmesi veya en aza indirilmesi mümkündür. Preeklampsinin anne ve bebek üzerindeki potansiyel komplikasyonları şunlardır:

Anne İçin Komplikasyonlar

  • Eklampsi: Nöbet geçirme, bilinç kaybı ve solunum güçlüğü ile karakterize olan ciddi bir durumdur.
  • HELLP Sendromu: Karaciğer hasarı, kanama bozuklukları ve kırmızı kan hücrelerinin yıkımı ile karakterize olan ciddi bir komplikasyondur.
  • Akciğer Ödemi: Akciğerlerde sıvı birikmesi sonucu ortaya çıkan ve solunum yetmezliğine yol açabilen bir durumdur.
  • Böbrek Yetmezliği: Böbreklerin fonksiyonlarını bozarak idrar çıkışında azalma, ödem ve elektrolit dengesizliklerine neden olan bir durumdur.
  • Yaygın Damar İçi Pıhtılaşma (DIC): Vücutta yaygın pıhtı oluşumu ve kanama ile karakterize olan ciddi bir durumdur.
  • Beyin Kanaması veya İnme: Beyinde kanama veya damar tıkanıklığı sonucu ortaya çıkan ve felç, konuşma bozukluğu ve bilinç kaybına yol açabilen bir durumdur.
  • Plasenta Dekolmanı: Plasentanın rahim duvarından erken ayrılması sonucu ortaya çıkan ve anne için kanama, şok ve DIC riskini artıran bir durumdur.
  • Amniyon Sıvısı Embolisi: Amniyon sıvısının anne kan dolaşımına geçmesi sonucu ortaya çıkan ve ani solunum yetmezliği, dolaşım bozukluğu ve DIC ile karakterize olan nadir ancak hayatı tehdit eden bir durumdur.
  • Anne Ölümü: Preeklampsiye bağlı ciddi komplikasyonlar nedeniyle anne ölümü riski artabilir.
  • Kardiyovasküler Hastalık Riski: Preeklampsi geçirmiş olan kadınlarda ilerleyen yaşlarda hipertansiyon, kalp hastalığı ve inme gibi kardiyovasküler hastalık riski artar.

Bebek İçin Komplikasyonlar

  • Erken Doğum: Preeklampsi nedeniyle doğumun erken başlatılması gerekebilir. Erken doğan bebeklerde solunum sıkıntısı, enfeksiyon, beslenme sorunları ve gelişimsel problemler gibi komplikasyonlar görülebilir.
  • Büyüme Geriliği: Preeklampsi, bebeğe giden kan akışını azaltarak büyüme geriliğine neden olabilir. Büyüme geriliği olan bebekler, doğumda düşük kilolu olabilir ve uzun dönemde gelişimsel sorunlar yaşayabilir.
  • Oksijen Yetersizliği: Preeklampsi, bebeğe yeterli oksijen gitmesini engelleyebilir. Oksijen yetersizliği, beyin hasarı ve diğer organ hasarlarına yol açabilir.
  • Ölü Doğum: Preeklampsiye bağlı ciddi komplikasyonlar nedeniyle bebek ölü doğabilir.
  • Yenidoğan Yoğun Bakım İhtiyacı: Erken doğum ve diğer komplikasyonlar nedeniyle bebeklerin yenidoğan yoğun bakım ünitesinde tedavi görmesi gerekebilir.
  • Uzun Dönem Sağlık Sorunları: Preeklampsi nedeniyle erken doğan veya büyüme geriliği olan bebeklerde uzun dönemde kronik akciğer hastalığı, serebral palsi, öğrenme güçlüğü ve diğer sağlık sorunları riski artabilir.

Preeklampsiyi Önleme

Preeklampsiyi tamamen önlemek mümkün olmasa da, bazı önlemler alınarak risk azaltılabilir:

  • Gebelik Öncesi Danışmanlık: Gebelik planlayan kadınların, özellikle risk faktörleri taşıyanların, gebelik öncesi doktorlarıyla görüşmeleri ve sağlık durumlarını değerlendirmeleri önemlidir.
  • Sağlıklı Yaşam Tarzı: Gebelik öncesinde ve sırasında sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz yapma ve ideal kiloda olma preeklampsi riskini azaltabilir.
  • Düşük Doz Aspirin: Yüksek riskli gebelerde (örneğin, daha önce preeklampsi geçirmiş olanlar veya kronik hipertansiyonu olanlar) doktor kontrolünde düşük doz aspirin kullanılması preeklampsi riskini azaltabilir.
  • Kalsiyum Takviyesi: Kalsiyum eksikliği olan gebelerde kalsiyum takviyesi preeklampsi riskini azaltabilir.
  • Düzenli Doktor Kontrolleri: Gebelik sürecinde düzenli doktor kontrollerine gitmek, preeklampsinin erken teşhis edilmesini ve tedavi edilmesini sağlayarak komplikasyon riskini azaltır.

Sonuç

Preeklampsi, gebelikte görülen ve anne ile bebek için ciddi riskler taşıyabilen bir durumdur. Erken teşhis ve uygun tedavi ile komplikasyonların önlenmesi veya en aza indirilmesi mümkündür. Preeklampsinin yoğun bakım gerektiren durumları, anne ve bebek için hayati tehlike oluşturabilir ve multidisipliner bir yaklaşım gerektirir. Gebelik sürecinde düzenli doktor kontrollerine gitmek, sağlıklı yaşam tarzı benimsemek ve risk faktörlerini bilmek preeklampsi riskini azaltmaya yardımcı olabilir.

#gebelik zehirlenmesi#preeklampsi#yüksek tansiyon#kadın doğum yoğun bakım#acil doğum

Diğer Blog Yazıları

Akılcı İlaç Kullanımı: Sağlığınızı Korurken Tasarruf Etmenin Yolları

Akılcı İlaç Kullanımı: Sağlığınızı Korurken Tasarruf Etmenin Yolları

06 11 2025 Devamını oku »
Üroloji Yoğun Bakım Hastalarında Sık Karşılaşılan Komplikasyonlar ve Yönetimi

Üroloji Yoğun Bakım Hastalarında Sık Karşılaşılan Komplikasyonlar ve Yönetimi

06 11 2025 Devamını oku »
Hematoloji Yoğun Bakımda Yaşam Mücadelesi: Kan Hastalıkları ve Kritik Bakım

Hematoloji Yoğun Bakımda Yaşam Mücadelesi: Kan Hastalıkları ve Kritik Bakım

06 11 2025 Devamını oku »
Romatoid Artrit ve Beslenme: Ağrıyı Azaltmak İçin Ne Yemeli, Nelerden Kaçınmalı?

Romatoid Artrit ve Beslenme: Ağrıyı Azaltmak İçin Ne Yemeli, Nelerden Kaçınmalı?

06 11 2025 Devamını oku »
Çocuklarda Kalp Üfürümleri: Nedenleri, Belirtileri ve Tedavi Yaklaşımları

Çocuklarda Kalp Üfürümleri: Nedenleri, Belirtileri ve Tedavi Yaklaşımları

06 11 2025 Devamını oku »
Ani Solunum Yetmezliği: Nedenleri, Belirtileri ve Yoğun Bakım Yönetimi

Ani Solunum Yetmezliği: Nedenleri, Belirtileri ve Yoğun Bakım Yönetimi

06 11 2025 Devamını oku »
İnsan Kalbinin Anatomisi ve Kardiyovasküler Hastalıklarla İlişkisi

İnsan Kalbinin Anatomisi ve Kardiyovasküler Hastalıklarla İlişkisi

06 11 2025 Devamını oku »
İntensive Care Unit (ICU): Inside the Critical Care Environment

İntensive Care Unit (ICU): Inside the Critical Care Environment

06 11 2025 Devamını oku »
Uyku Kalitenizi Artırmanın Bilimsel Yolları: Fizyolojik Temeller ve Pratik İpuçları

Uyku Kalitenizi Artırmanın Bilimsel Yolları: Fizyolojik Temeller ve Pratik İpuçları

06 11 2025 Devamını oku »