Gebelik Zehirlenmesi (Preeklampsi) Yoğun Bakım Yönetimi: Anne ve Bebek Sağlığını Korumak

30 09 2025

Gebelik Zehirlenmesi (Preeklampsi) Yoğun Bakım Yönetimi: Anne ve Bebek Sağlığını Korumak
Yoğun BakımKadın Hastalıkları ve DoğumPerinatoloji

Gebelik Zehirlenmesi (Preeklampsi) Yoğun Bakım Yönetimi: Anne ve Bebek Sağlığını Korumak

Gebelik Zehirlenmesi (Preeklampsi) Yoğun Bakım Yönetimi: Anne ve Bebek Sağlığını Korumak

Preeklampsi, gebeliğin 20. haftasından sonra ortaya çıkan ve anne ile bebek sağlığını ciddi şekilde tehdit edebilen bir durumdur. Yüksek tansiyon ve genellikle idrarda protein bulunması ile karakterizedir. Şiddetli preeklampsi vakaları, anne ve bebek için hayati risk taşıdığından, yoğun bakım ünitesinde (YBÜ) yakın takip ve özel tedavi gerektirebilir. Bu makale, preeklampsi yoğun bakım yönetiminin temel prensiplerini, tedavi yaklaşımlarını ve anne ile bebek sağlığını koruma stratejilerini kapsamlı bir şekilde ele alacaktır.

Preeklampsiye Genel Bakış

Preeklampsinin Tanımı ve Önemi

Preeklampsi, gebeliğin ikinci yarısında ortaya çıkan, yüksek tansiyon (≥140/90 mmHg) ve genellikle proteinüri (idrarda protein bulunması) ile karakterize edilen bir gebelik komplikasyonudur. Preeklampsi, tüm gebeliklerin yaklaşık %2-8'ini etkiler ve anne ölümünün önde gelen nedenlerinden biridir. Erken tanı ve uygun yönetim, hem anne hem de bebek için olumsuz sonuçları önemli ölçüde azaltabilir.

Preeklampsinin Nedenleri ve Risk Faktörleri

Preeklampsinin kesin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, plasentanın yetersiz kanlanması sonucu ortaya çıktığı düşünülmektedir. Bu yetersiz kanlanma, anne adayının damar endotelinde hasara yol açar ve bu da hipertansiyon, proteinüri ve diğer sistemik belirtilere neden olur. Preeklampsi riskini artıran faktörler şunlardır:

  • İlk gebelik: İlk gebelikte preeklampsi riski daha yüksektir.
  • Çoğul gebelik: İkiz, üçüz gibi çoğul gebeliklerde risk artar.
  • Önceki gebelikte preeklampsi öyküsü: Daha önce preeklampsi geçiren kadınlarda tekrarlama riski yüksektir.
  • Kronik hipertansiyon: Gebelik öncesinde yüksek tansiyonu olan kadınlarda preeklampsi riski artar.
  • Böbrek hastalığı: Kronik böbrek hastalığı olan kadınlarda risk artar.
  • Diyabet: Gebelik öncesi veya gebelik sırasında diyabeti olan kadınlarda preeklampsi riski yükselir.
  • Obezite: Vücut kitle indeksi (VKİ) yüksek olan kadınlarda risk artar.
  • Aile öyküsü: Ailede preeklampsi öyküsü olanlarda risk daha yüksektir.
  • İleri anne yaşı: 35 yaş üstü anne adaylarında risk artar.
  • Antifosfolipid sendromu gibi otoimmün hastalıklar: Bu tür rahatsızlıkları olanlarda preeklampsi riski artar.

Preeklampsinin Belirtileri ve Bulguları

Preeklampsinin belirtileri hafiften şiddetliye kadar değişebilir ve bazı durumlarda belirtiler aniden ortaya çıkabilir. En sık görülen belirtiler şunlardır:

  • Yüksek tansiyon: Sistolik kan basıncı 140 mmHg veya daha yüksek ve/veya diastolik kan basıncı 90 mmHg veya daha yüksek olması.
  • Proteinüri: İdrarda protein bulunması (24 saatlik idrar toplama testinde ≥300 mg protein veya spot idrar örneğinde protein/kreatinin oranı ≥0.3).
  • Şiddetli baş ağrısı: Geçmeyen ve ağrı kesicilere yanıt vermeyen şiddetli baş ağrısı.
  • Görmede değişiklikler: Bulanık görme, çift görme, ışık çakmaları görme veya görme kaybı.
  • Karın ağrısı: Özellikle sağ üst karın bölgesinde ağrı (karaciğer kapsülünün gerilmesi).
  • Bulantı ve kusma: Özellikle gebeliğin son aylarında ortaya çıkan şiddetli bulantı ve kusma.
  • Ödem: Özellikle ellerde, ayaklarda ve yüzde ani ve şiddetli şişlik (ancak, normal gebelikte de ödem görülebilir).
  • Nefes darlığı: Akciğer ödemi nedeniyle nefes darlığı.
  • Reflekslerde artış (hiperrefleksi): Özellikle diz kapağı refleksinde artış.
  • Trombositopeni: Kan pulcuklarının (trombosit) sayısında azalma.
  • Karaciğer fonksiyon testlerinde yükselme: ALT ve AST gibi karaciğer enzimlerinde artış.

Preeklampsi Yoğun Bakım Yönetimi

Yoğun Bakım Ünitesine Kabul Kriterleri

Preeklampsi tanısı konulan ve aşağıdaki kriterlerden birini veya birkaçını taşıyan hastalar, yoğun bakım ünitesine (YBÜ) kabul edilmelidir:

  • Şiddetli hipertansiyon: Sistolik kan basıncı ≥160 mmHg veya diastolik kan basıncı ≥110 mmHg (antihipertansif tedaviye rağmen kontrol altına alınamayan).
  • Eklampsi: Preeklampsi zemininde ortaya çıkan nöbetler.
  • HELLP sendromu: Hemoliz (kırmızı kan hücrelerinin yıkımı), Elevated Liver enzymes (yüksek karaciğer enzimleri) ve Low Platelet count (düşük trombosit sayısı) ile karakterize durum.
  • Akciğer ödemi: Akciğerlerde sıvı birikmesi sonucu nefes darlığı ve oksijen saturasyonunda düşme.
  • Böbrek yetmezliği: İdrar çıkışında azalma veya serum kreatinin düzeyinde yükselme.
  • Beyin ödemi: Şiddetli baş ağrısı, görme bozuklukları, bilinç değişikliği veya nöbetler.
  • Plasenta dekolmanı: Plasentanın rahim duvarından erken ayrılması.
  • Yaygın damar içi pıhtılaşma (DIC): Kanın pıhtılaşma mekanizmasının bozulması.
  • Fetal distres: Bebeğin iyilik halinin bozulması (kardiyotokografi (CTG) ile değerlendirilir).
  • İlaçlara yanıtsız hipertansiyon: Antihipertansif ilaçlara rağmen kan basıncının kontrol altına alınamaması.
  • Anestezi gerektiren acil durumlar: Acil sezaryen veya diğer cerrahi müdahaleler.

Yoğun Bakım Ünitesinde İzlem ve Değerlendirme

YBÜ'ye kabul edilen preeklampsi hastalarının yakından izlenmesi ve değerlendirilmesi, anne ve bebek sağlığını korumak için hayati öneme sahiptir. İzlem ve değerlendirme şunları içerir:

  • Vital bulguların takibi: Kan basıncı, nabız, solunum sayısı, vücut sıcaklığı ve oksijen saturasyonu düzenli olarak takip edilir.
  • Sıvı dengesinin takibi: Giriş-çıkış takibi yapılarak sıvı dengesi sağlanır. Aşırı sıvı yüklenmesi akciğer ödemine yol açabilirken, yetersiz sıvı alımı böbrek fonksiyonlarını olumsuz etkileyebilir.
  • Nörolojik değerlendirme: Bilinç düzeyi, baş ağrısı, görme bozuklukları, refleksler ve nöbet aktivitesi yakından izlenir.
  • Kardiyovasküler değerlendirme: EKG ile kalp ritmi izlenir, gerekirse ekokardiyografi ile kalp fonksiyonları değerlendirilir.
  • Solunum sistemi değerlendirmesi: Oksijen saturasyonu, kan gazları (arteriyel kan gazı analizi) ve akciğer sesleri değerlendirilir. Akciğer ödemi veya solunum yetmezliği durumunda mekanik ventilasyon gerekebilir.
  • Böbrek fonksiyonlarının değerlendirilmesi: İdrar çıkışı, serum kreatinin, kan üre azotu (BUN) ve elektrolit düzeyleri takip edilir.
  • Karaciğer fonksiyonlarının değerlendirilmesi: ALT, AST, bilirubin ve diğer karaciğer enzim düzeyleri takip edilir.
  • Hematolojik değerlendirme: Hemoglobin, hematokrit, trombosit sayısı, protrombin zamanı (PT), aktive parsiyel tromboplastin zamanı (aPTT) ve fibrinojen düzeyleri takip edilir. HELLP sendromu veya DIC şüphesi varsa daha sık aralıklarla değerlendirme yapılır.
  • Fetal değerlendirme: Kardiyotokografi (CTG) ile bebeğin kalp atışları ve hareketleri sürekli olarak izlenir. Gerekirse ultrasonografi ile bebeğin büyüklüğü, amniyon sıvısı miktarı ve kan akımı değerlendirilir.

Tedavi Yaklaşımları

Preeklampsi tedavisinin temel amacı, anne ve bebek sağlığını korumak ve olası komplikasyonları önlemektir. Tedavi yaklaşımları, preeklampsinin şiddetine, gebelik haftasına ve anne ile bebeğin genel durumuna göre değişir. YBÜ'de uygulanan tedavi yaklaşımları şunlardır:

Antihipertansif Tedavi

Yüksek tansiyonun kontrol altına alınması, anne ve bebek için hayati öneme sahiptir. Antihipertansif ilaçlar, kan basıncını güvenli sınırlara düşürerek inme, akciğer ödemi ve plasenta dekolmanı gibi komplikasyonları önlemeye yardımcı olur. Sık kullanılan antihipertansif ilaçlar şunlardır:

  • Labetalol: Hem alfa hem de beta adrenerjik reseptörleri bloke eden bir ilaçtır. Damarları genişleterek ve kalp hızını düşürerek kan basıncını düşürür. İntravenöz (IV) veya oral olarak uygulanabilir. Astım, kalp yetmezliği veya kalp bloğu olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.
  • Hidralazin: Damar düz kaslarını gevşeterek kan basıncını düşürür. Genellikle IV olarak uygulanır. Taşikardi (kalp hızında artış) ve baş ağrısı gibi yan etkileri olabilir.
  • Nifedipin: Kalsiyum kanal blokeri olan bir ilaçtır. Damar düz kaslarını gevşeterek kan basıncını düşürür. Oral olarak uygulanır. Baş ağrısı, kızarıklık ve ödem gibi yan etkileri olabilir.
  • Metildopa: Santral sinir sisteminde etkili olan bir antihipertansif ilaçtır. Oral olarak uygulanır. Uyku hali, baş dönmesi ve depresyon gibi yan etkileri olabilir.

Antihipertansif tedavi sırasında kan basıncı yakından takip edilmeli ve ilaç dozu, hastanın yanıtına göre ayarlanmalıdır. Aşırı kan basıncı düşüşünden kaçınılmalıdır, çünkü bu durum plasenta kan akımını azaltarak fetal distrese yol açabilir.

Magnezyum Sülfat Tedavisi

Magnezyum sülfat, preeklampsi ve eklampsi tedavisinde yaygın olarak kullanılan bir ilaçtır. Nöbetleri önleme ve kontrol altına alma etkisine sahiptir. Ayrıca, damar genişletici etkisi sayesinde kan basıncını düşürmeye yardımcı olabilir. Magnezyum sülfat genellikle IV infüzyon yoluyla uygulanır. Magnezyum toksisitesinin belirtileri arasında solunum depresyonu, reflekslerde azalma ve kalp ritim bozuklukları bulunur. Bu nedenle, magnezyum sülfat tedavisi sırasında hastanın solunum sayısı, refleksleri, idrar çıkışı ve serum magnezyum düzeyi yakından takip edilmelidir. Magnezyum toksisitesi durumunda kalsiyum glukonat antidotu kullanılır.

Sıvı Yönetimi

Preeklampsi hastalarında sıvı dengesinin dikkatli bir şekilde yönetilmesi önemlidir. Aşırı sıvı yüklenmesi akciğer ödemine yol açabilirken, yetersiz sıvı alımı böbrek fonksiyonlarını olumsuz etkileyebilir. Sıvı yönetimi, hastanın klinik durumuna, böbrek fonksiyonlarına ve elektrolit düzeylerine göre bireyselleştirilmelidir. Genellikle, izotonik sodyum klorür (serum fizyolojik) veya Ringer laktat solüsyonları kullanılır. Kolloid solüsyonlar (albumin veya dekstran gibi), intravasküler sıvıyı artırmak ve ödemi azaltmak için kullanılabilir. Sıvı tedavisi sırasında santral venöz basınç (SVP) veya pulmoner arter kateteri (Swan-Ganz kateteri) ile hemodinamik izlem gerekebilir.

Doğum Zamanlaması ve Yöntemi

Preeklampsi tedavisinde doğum, hem anne hem de bebek için en etkili çözümdür. Doğum zamanlaması, preeklampsinin şiddetine, gebelik haftasına ve anne ile bebeğin genel durumuna göre belirlenir. Genellikle, 37. gebelik haftasından sonra preeklampsi tanısı konulan hastalarda doğum planlanır. Daha erken haftalarda preeklampsi tanısı konulan hastalarda ise, anne ve bebek iyilik hali yakından takip edilerek doğum zamanlaması belirlenir. Şiddetli preeklampsi, eklampsi, HELLP sendromu, plasenta dekolmanı veya fetal distres gibi durumlarda acil doğum gerekebilir. Doğum yöntemi, obstetrik endikasyonlara göre belirlenir. Vajinal doğum mümkünse tercih edilir, ancak fetal distres, plasenta dekolmanı veya diğer acil durumlarda sezaryen gerekebilir.

Diğer Tedaviler

  • Kortikosteroidler: Erken doğum riski olan hastalarda (34. gebelik haftasından önce), bebeğin akciğer gelişimini hızlandırmak için kortikosteroidler (betametazon veya deksametazon) uygulanır.
  • Antikonvülsanlar: Eklampsi nöbetlerini kontrol altına almak veya önlemek için magnezyum sülfat dışında diazepam veya lorazepam gibi benzodiazepinler kullanılabilir.
  • Kan transfüzyonu: Trombositopeni (trombosit sayısı <20.000/µL) veya DIC durumunda trombosit süspansiyonu transfüzyonu yapılabilir. Anemi durumunda eritrosit süspansiyonu transfüzyonu yapılabilir.
  • Plazmaferez: HELLP sendromu veya TTP (trombotik trombositopenik purpura) gibi durumlarda plazma değişimi (plazmaferez) yapılabilir.
  • Diyaliz: Böbrek yetmezliği gelişen hastalarda hemodiyaliz veya periton diyalizi gerekebilir.

Preeklampsinin Komplikasyonları ve Yönetimi

Anne İçin Komplikasyonlar

Preeklampsi, anne için ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Bu komplikasyonların erken tanısı ve uygun yönetimi, anne sağlığını korumak için hayati öneme sahiptir. En sık görülen anne komplikasyonları şunlardır:

  • Eklampsi: Preeklampsi zemininde ortaya çıkan nöbetlerdir. Eklampsi, anne için hayati risk taşır ve beyin hasarı, solunum yetmezliği ve ölüm gibi ciddi sonuçlara yol açabilir. Eklampsi tedavisi, magnezyum sülfat, antikonvülsanlar ve destekleyici bakımı içerir.
  • HELLP sendromu: Hemoliz, Elevated Liver enzymes ve Low Platelet count ile karakterize bir durumdur. HELLP sendromu, karaciğer yetmezliği, DIC, böbrek yetmezliği ve ölüm gibi ciddi komplikasyonlara yol açabilir. HELLP sendromu tedavisi, doğum, kan transfüzyonu, plazmaferez ve destekleyici bakımı içerir.
  • Plasenta dekolmanı: Plasentanın rahim duvarından erken ayrılmasıdır. Plasenta dekolmanı, anne için kanama, şok ve DIC gibi komplikasyonlara yol açabilirken, bebek için fetal distres, erken doğum ve ölüm gibi sonuçlara neden olabilir. Plasenta dekolmanı tedavisi, acil doğum ve kan transfüzyonunu içerir.
  • Akciğer ödemi: Akciğerlerde sıvı birikmesidir. Akciğer ödemi, nefes darlığı, oksijen saturasyonunda düşme ve solunum yetmezliğine yol açabilir. Akciğer ödemi tedavisi, oksijen tedavisi, diüretikler (furosemid gibi) ve mekanik ventilasyonu içerir.
  • Böbrek yetmezliği: Böbreklerin fonksiyonlarını yerine getirememesidir. Böbrek yetmezliği, idrar çıkışında azalma, serum kreatinin düzeyinde yükselme ve elektrolit dengesizliklerine yol açabilir. Böbrek yetmezliği tedavisi, sıvı yönetimi, diyaliz ve elektrolit dengesinin düzenlenmesini içerir.
  • Karaciğer yetmezliği: Karaciğerin fonksiyonlarını yerine getirememesidir. Karaciğer yetmezliği, sarılık, ensefalopati ve koagülopatiye yol açabilir. Karaciğer yetmezliği tedavisi, destekleyici bakım ve karaciğer naklini içerebilir.
  • Yaygın damar içi pıhtılaşma (DIC): Kanın pıhtılaşma mekanizmasının bozulmasıdır. DIC, yaygın kanama ve pıhtılaşmaya yol açabilir. DIC tedavisi, altta yatan nedenin tedavisi, kan transfüzyonu ve pıhtılaşma faktörlerinin yerine konmasını içerir.
  • İnme: Beyne giden kan akışının kesilmesi veya azalmasıdır. İnme, kalıcı nörolojik hasar veya ölüme yol açabilir. İnme tedavisi, trombolitik tedavi (kan pıhtısını çözme), antiplatelet tedavi (aspirin gibi) ve destekleyici bakımı içerir.
  • Ölüm: Preeklampsi, anne ölümünün önde gelen nedenlerinden biridir. Erken tanı ve uygun tedavi ile anne ölüm riski önemli ölçüde azaltılabilir.

Bebek İçin Komplikasyonlar

Preeklampsi, bebek için de ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Bu komplikasyonların erken tanısı ve uygun yönetimi, bebek sağlığını korumak için hayati öneme sahiptir. En sık görülen bebek komplikasyonları şunlardır:

  • Erken doğum: Preeklampsi, erken doğumun önde gelen nedenlerinden biridir. Erken doğan bebekler, solunum sıkıntısı sendromu (RDS), enfeksiyon, beyin kanaması ve ölüm gibi ciddi komplikasyonlara yakalanma riski taşır.
  • Fetal büyüme kısıtlılığı (IUGR): Bebeğin anne karnında normalden daha yavaş büyümesidir. IUGR, düşük doğum ağırlığı, hipoglisemi, hipotermi ve asfiksi gibi sorunlara yol açabilir.
  • Fetal distres: Bebeğin iyilik halinin bozulmasıdır. Fetal distres, kalp atışlarında anormallikler, hareketlerde azalma ve amniyon sıvısında mekonyum bulunması gibi belirtilerle kendini gösterir. Fetal distres, acil doğum gerektirebilir.
  • Asfiksi: Bebeğin doğum sırasında veya doğumdan hemen sonra oksijensiz kalmasıdır. Asfiksi, beyin hasarı, organ yetmezliği ve ölüme yol açabilir.
  • Ölüm: Preeklampsi, bebek ölümünün de önde gelen nedenlerinden biridir. Erken tanı ve uygun tedavi ile bebek ölüm riski önemli ölçüde azaltılabilir.

Preeklampsi Sonrası Bakım ve İzlem

Anne İçin

Preeklampsi tanısı konulan ve doğum yapan annelerin, doğum sonrası dönemde de yakından izlenmesi ve takip edilmesi gerekmektedir. Preeklampsi sonrası bakım ve izlem şunları içerir:

  • Kan basıncı takibi: Doğum sonrası dönemde kan basıncı düzenli olarak takip edilmeli ve yüksek tansiyon devam ederse antihipertansif tedaviye devam edilmelidir. Kan basıncı genellikle doğumdan sonraki ilk birkaç gün içinde düşmeye başlar, ancak bazı kadınlarda kan basıncı daha uzun süre yüksek kalabilir.
  • Sıvı dengesi takibi: Doğum sonrası dönemde sıvı dengesi yakından takip edilmeli ve aşırı sıvı yüklenmesinden kaçınılmalıdır.
  • Nörolojik değerlendirme: Baş ağrısı, görme bozuklukları veya nöbet gibi nörolojik belirtiler yakından izlenmelidir.
  • Psikolojik destek: Preeklampsi, anne için stresli ve travmatik bir deneyim olabilir. Bu nedenle, doğum sonrası dönemde psikolojik destek sağlanmalıdır.
  • Takip randevuları: Doğumdan sonraki ilk birkaç hafta içinde ve daha sonraki aylarda doktor kontrolüne gidilmelidir. Bu randevularda kan basıncı, böbrek fonksiyonları ve diğer sağlık sorunları değerlendirilir.
  • Gelecek gebelikler için danışmanlık: Preeklampsi öyküsü olan kadınların, gelecek gebeliklerinde preeklampsi riski daha yüksektir. Bu nedenle, gelecek gebelikler için doktorlarıyla risk faktörlerini ve önleme stratejilerini konuşmaları önemlidir.
  • Kardiyovasküler risk değerlendirmesi: Preeklampsi, ilerleyen yaşlarda kardiyovasküler hastalık riskini artırabilir. Bu nedenle, preeklampsi öyküsü olan kadınların düzenli olarak kardiyovasküler risk değerlendirmesi yaptırmaları ve sağlıklı yaşam tarzı alışkanlıkları edinmeleri önerilir.

Bebek İçin

Preeklampsi nedeniyle erken doğan veya fetal büyüme kısıtlılığı olan bebeklerin, doğum sonrası dönemde özel bakıma ihtiyacı vardır. Bu bebeklerin bakımı, yenidoğan yoğun bakım ünitesinde (YYBÜ) uzman bir ekip tarafından sağlanır. Bebekler için doğum sonrası bakım ve izlem şunları içerebilir:

  • Solunum desteği: Erken doğan bebeklerin akciğerleri henüz tam olarak gelişmediği için solunum desteğine ihtiyaç duyabilirler. Solunum desteği, oksijen tedavisi, CPAP (sürekli pozitif havayolu basıncı) veya mekanik ventilasyon şeklinde olabilir.
  • Beslenme desteği: Erken doğan bebeklerin emme ve yutma refleksleri henüz tam olarak gelişmediği için beslenme desteğine ihtiyaç duyabilirler. Beslenme desteği, intravenöz (IV) beslenme, nazogastrik tüp (NGT) veya orogastrik tüp (OGT) ile beslenme şeklinde olabilir.
  • Vücut sıcaklığının korunması: Erken doğan bebeklerin vücut sıcaklıklarını koruma yetenekleri sınırlıdır. Bu nedenle, inkübatör veya ısıtıcı lamba gibi yöntemlerle vücut sıcaklıkları korunmalıdır.
  • Enfeksiyon kontrolü: Erken doğan bebeklerin bağışıklık sistemleri henüz tam olarak gelişmediği için enfeksiyonlara karşı daha duyarlıdırlar. Bu nedenle, enfeksiyon kontrol önlemlerine titizlikle uyulmalıdır.
  • Nörolojik değerlendirme: Erken doğan bebeklerde beyin hasarı riski daha yüksektir. Bu nedenle, nörolojik gelişimleri yakından izlenmeli ve gerektiğinde erken müdahale programlarına başlanmalıdır.
  • Göz muayenesi: Erken doğan bebeklerde retinopati (ROP) riski daha yüksektir. Bu nedenle, düzenli olarak göz muayenesi yaptırılmalı ve gerektiğinde lazer tedavisi uygulanmalıdır.
  • İşitme testi: Erken doğan bebeklerde işitme kaybı riski daha yüksektir. Bu nedenle, doğumdan önce veya doğumdan hemen sonra işitme testi yapılmalıdır.
  • Takip randevuları: Erken doğan bebeklerin düzenli olarak çocuk doktoru kontrolüne gitmeleri ve gelişimsel takipleri yapılması önemlidir.

Sonuç

Preeklampsi, gebelikte ortaya çıkan ve anne ile bebek sağlığını ciddi şekilde tehdit edebilen bir durumdur. Şiddetli preeklampsi vakaları, yoğun bakım ünitesinde (YBÜ) yakın takip ve özel tedavi gerektirebilir. Preeklampsi yoğun bakım yönetiminin temel prensipleri, erken tanı, dikkatli izlem, uygun tedavi yaklaşımları ve olası komplikasyonların önlenmesidir. Antihipertansif tedavi, magnezyum sülfat tedavisi, sıvı yönetimi ve doğum zamanlaması, preeklampsi tedavisinde kullanılan temel yöntemlerdir. Doğum sonrası dönemde anne ve bebeklerin yakından izlenmesi ve takip edilmesi, uzun dönemli sağlık sorunlarının önlenmesi açısından önemlidir. Preeklampsi ile ilgili farkındalığın artırılması, erken tanı ve uygun tedaviye erişimin sağlanması, anne ve bebek sağlığını korumak için hayati öneme sahiptir.

#gebelik zehirlenmesi#preeklampsi#kadın doğum yoğun bakım#yüksek tansiyon gebelik#anne bebek sağlığı

Diğer Blog Yazıları

Çocuklarda Kalp Üfürümleri: Nedenleri, Belirtileri ve Tedavi Yaklaşımları

Çocuklarda Kalp Üfürümleri: Nedenleri, Belirtileri ve Tedavi Yaklaşımları

06 11 2025 Devamını oku »
Ani Solunum Yetmezliği: Nedenleri, Belirtileri ve Yoğun Bakım Yönetimi

Ani Solunum Yetmezliği: Nedenleri, Belirtileri ve Yoğun Bakım Yönetimi

06 11 2025 Devamını oku »
İnsan Kalbinin Anatomisi ve Kardiyovasküler Hastalıklarla İlişkisi

İnsan Kalbinin Anatomisi ve Kardiyovasküler Hastalıklarla İlişkisi

06 11 2025 Devamını oku »
İntensive Care Unit (ICU): Inside the Critical Care Environment

İntensive Care Unit (ICU): Inside the Critical Care Environment

06 11 2025 Devamını oku »
Uyku Kalitenizi Artırmanın Bilimsel Yolları: Fizyolojik Temeller ve Pratik İpuçları

Uyku Kalitenizi Artırmanın Bilimsel Yolları: Fizyolojik Temeller ve Pratik İpuçları

06 11 2025 Devamını oku »
Klinik Nörofizyoloji ile Tanısı Konulan Sık Görülen Hastalıklar

Klinik Nörofizyoloji ile Tanısı Konulan Sık Görülen Hastalıklar

06 11 2025 Devamını oku »
Doğum Sonrası Yoğun Bakım: Annenin Sağlığı İçin Kritik Önlemler

Doğum Sonrası Yoğun Bakım: Annenin Sağlığı İçin Kritik Önlemler

06 11 2025 Devamını oku »
Akciğer Kanserinde Yeni Nesil Tedaviler: Hedefe Yönelik Terapiler ve İmmünoterapi

Akciğer Kanserinde Yeni Nesil Tedaviler: Hedefe Yönelik Terapiler ve İmmünoterapi

06 11 2025 Devamını oku »
Güneşin Zararlı Etkilerinden Korunma Yolları: Cildinizi Yaz Aylarında Nasıl Güvende Tutarsınız?

Güneşin Zararlı Etkilerinden Korunma Yolları: Cildinizi Yaz Aylarında Nasıl Güvende Tutarsınız?

06 11 2025 Devamını oku »