Genel Yoğun Bakım Ünitesinde Sık Karşılaşılan Komplikasyonlar ve Yönetimi

11 10 2025

Genel Yoğun Bakım Ünitesinde Sık Karşılaşılan Komplikasyonlar ve Yönetimi
Enfeksiyon HastalıklarıAnesteziyolojiİç HastalıklarıGöğüs HastalıklarıNefroloji

Genel Yoğun Bakım Ünitesinde Sık Karşılaşılan Komplikasyonlar ve Yönetimi

Genel Yoğun Bakım Ünitesinde Sık Karşılaşılan Komplikasyonlar ve Yönetimi

Yoğun bakım üniteleri (YBÜ), kritik durumdaki hastaların hayati fonksiyonlarını desteklemek ve komplikasyonları önlemek için özel olarak tasarlanmış ve donatılmış ortamlardır. Ancak, YBÜ'de yatan hastalar, altta yatan hastalıklarının ciddiyeti, invaziv girişimlerin sıklığı ve uzun süreli yatış gibi faktörler nedeniyle çeşitli komplikasyonlara yatkındır. Bu yazıda, genel YBÜ'lerde sık karşılaşılan komplikasyonları ve bu komplikasyonların yönetim stratejilerini detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.

Solunum Sistemi Komplikasyonları

Solunum sistemi komplikasyonları, YBÜ hastalarında morbidite ve mortaliteyi önemli ölçüde etkileyen en sık görülen komplikasyonlardandır. Bu komplikasyonlar, mekanik ventilasyon, aspirasyon, enfeksiyonlar ve altta yatan akciğer hastalıkları gibi çeşitli faktörlerden kaynaklanabilir.

Ventilatör İlişkili Pnömoni (VİP)

Ventilatör ilişkili pnömoni (VİP), mekanik ventilasyona bağlandıktan 48 saat sonra gelişen bir akciğer enfeksiyonudur. VİP, YBÜ'lerde önemli bir morbidite ve mortalite nedenidir ve hastanede kalış süresini uzatır, maliyetleri artırır ve ölüm riskini yükseltir.

VİP Risk Faktörleri

  • Uzun süreli mekanik ventilasyon
  • Endotrakeal entübasyon
  • Sık aspirasyon
  • İmmünosupresyon
  • Beslenme yetersizliği
  • Önceki antibiyotik kullanımı
  • Yüksek gastrik rezidüel volümler
  • Supin pozisyonda yatış
  • Yetersiz el hijyeni

VİP Tanısı

VİP tanısı, klinik bulgular, radyolojik görüntüleme ve mikrobiyolojik analizlerin kombinasyonuna dayanır. Klinik bulgular arasında ateş, lökositoz, pürülan trakeal sekresyonlar ve solunum sıkıntısı yer alır. Akciğer grafisi veya bilgisayarlı tomografide (BT) yeni infiltrasyonlar veya konsolidasyonlar görülebilir. Balgam kültürü veya bronkoalveolar lavaj (BAL) örneklerinde patojen mikroorganizmaların belirlenmesi tanıyı doğrular.

VİP Yönetimi

  1. Antibiyotik Tedavisi: VİP tedavisinde ampirik geniş spektrumlu antibiyotikler kullanılır. Kültür sonuçlarına göre antibiyotik tedavisi daraltılır. Antibiyotik seçimi, yerel direnç paternlerine ve hastanın klinik durumuna göre belirlenir.
  2. Solunum Desteği: Mekanik ventilasyon parametreleri optimize edilerek yeterli oksijenasyon ve ventilasyon sağlanır. Gerekirse, prone pozisyonu, yüksek frekanslı osilatör ventilasyonu veya ekstrakorporeal membran oksijenasyonu (ECMO) gibi ileri solunum destek yöntemleri uygulanabilir.
  3. Sıvı Yönetimi: Aşırı sıvı yüklenmesinden kaçınılarak pulmoner ödem riski azaltılır. Sıvı dengesi yakından takip edilmeli ve diüretikler gerekirse kullanılmalıdır.
  4. Beslenme Desteği: Erken enteral beslenme, gastrointestinal sistemin fonksiyonlarını korur ve bağışıklık sistemini destekler. Beslenme, hastanın enerji ihtiyacına göre ayarlanmalıdır.
  5. VİP Önleme Stratejileri:
    • El Hijyeni: Sağlık çalışanlarının el hijyenine uyması, enfeksiyonların yayılmasını önlemenin en önemli yoludur.
    • Oral Hijyen: Klorheksidinli oral bakım, ağızdaki bakteri yükünü azaltır ve aspirasyon riskini düşürür.
    • Yatak Başı Yüksekliği: Yatağın başının 30-45 derece yükseltilmesi, aspirasyon riskini azaltır.
    • Subglottik Sekresyon Aspirasyonu: Endotrakeal tüpteki subglottik sekresyonların düzenli olarak aspire edilmesi, VİP riskini azaltır.
    • Ventilatör Devrelerinin Değiştirilmesi: Ventilatör devreleri rutin olarak değiştirilmemelidir. Sadece kirlendiğinde veya arızalandığında değiştirilmelidir.
    • Proton Pompa İnhibitörlerinin (PPI) Kullanımının Sınırlandırılması: PPI'lar, mide pH'ını artırarak bakteriyel kolonizasyonu kolaylaştırabilir ve VİP riskini artırabilir. PPI kullanımının gerekliliği düzenli olarak değerlendirilmelidir.

Akut Solunum Sıkıntısı Sendromu (ARDS)

Akut solunum sıkıntısı sendromu (ARDS), akciğerlerde yaygın inflamasyon ve sıvı birikimi ile karakterize olan ciddi bir solunum yetmezliği durumudur. ARDS, sepsis, pnömoni, travma, aspirasyon ve pankreatit gibi çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilir.

ARDS Tanısı

ARDS tanısı, Berlin tanımına göre konulur. Bu tanım, aşağıdaki kriterleri içerir:

  • Akut başlangıç (belirtilerin başlamasından sonraki 1 hafta içinde)
  • Bilateral akciğer infiltrasyonları (akciğer grafisi veya BT'de)
  • Kardiyojenik ödemin dışlanması (veya açıklanamayan solunum yetmezliği için objektif değerlendirme)
  • Oksijenasyon bozukluğu (PaO2/FiO2 oranı):
    • Hafif ARDS: PaO2/FiO2 200-300 mmHg
    • Orta ARDS: PaO2/FiO2 100-200 mmHg
    • Ağır ARDS: PaO2/FiO2 ≤ 100 mmHg

ARDS Yönetimi

  1. Mekanik Ventilasyon: ARDS tedavisinde akciğer koruyucu ventilasyon stratejileri (AKVS) uygulanır. AKVS, düşük tidal volümler (6-8 ml/kg ideal vücut ağırlığı), yüksek PEEP (pozitif ekspirasyon sonu basıncı) ve plato basıncının 30 cmH2O'nun altında tutulmasını içerir.
  2. Prone Pozisyonu: Prone pozisyonu, akciğerlerdeki ventilasyon-perfüzyon oranını düzelterek oksijenasyonu iyileştirebilir. Özellikle ağır ARDS'li hastalarda faydalıdır.
  3. Nöromusküler Blokaj: Mekanik ventilasyona uyumu artırmak ve oksijenasyonunu iyileştirmek için nöromusküler blokerler kullanılabilir. Ancak, uzun süreli kullanımının kas güçsüzlüğüne yol açabileceği unutulmamalıdır.
  4. Sıvı Yönetimi: Konservatif sıvı yönetimi, pulmoner ödemi azaltarak oksijenasyonu iyileştirebilir. Sıvı dengesi yakından takip edilmeli ve diüretikler gerekirse kullanılmalıdır.
  5. Farmakolojik Tedaviler:
    • Kortikosteroidler: Bazı ARDS vakalarında (özellikle geç dönemde) inflamasyonu azaltmak ve oksijenasyonu iyileştirmek için kortikosteroidler kullanılabilir.
    • Pulmoner Vazodilatörler (Nitrik Oksit, Prostasiklin): Pulmoner vazodilatörler, pulmoner hipertansiyonu azaltarak oksijenasyonu iyileştirebilir.
  6. Ekstrakorporeal Membran Oksijenasyonu (ECMO): Ağır ARDS vakalarında, konvansiyonel tedavilere yanıt alınamadığında ECMO düşünülebilir. ECMO, kanı vücut dışına alarak oksijenlendiren ve karbondioksiti uzaklaştıran bir yaşam destek cihazıdır.

Trakeobronşit

Trakeobronşit, trakea ve bronşların inflamasyonudur. YBÜ hastalarında, endotrakeal entübasyon ve mekanik ventilasyon nedeniyle sık görülür. Trakeobronşit, bakteriyel, viral veya fungal enfeksiyonlardan kaynaklanabilir. Ayrıca, kimyasal irritasyon veya alerjik reaksiyonlar da trakeobronşite neden olabilir.

Trakeobronşit Belirtileri

  • Öksürük
  • Balğam çıkarma
  • Nefes darlığı
  • Göğüs ağrısı
  • Ateş

Trakeobronşit Tedavisi

  1. Antibiyotikler: Bakteriyel enfeksiyonlarda antibiyotikler kullanılır. Antibiyotik seçimi, balgam kültürüne göre belirlenir.
  2. Antiviral İlaçlar: Viral enfeksiyonlarda antiviral ilaçlar kullanılabilir.
  3. Mukolitikler: Mukolitikler, balgamın kıvamını incelterek atılmasını kolaylaştırır.
  4. Bronkodilatörler: Bronkodilatörler, bronşları genişleterek nefes almayı kolaylaştırır.
  5. Nemlendirme: Hava yollarının nemlendirilmesi, balgamın kurumamasını sağlar ve atılmasını kolaylaştırır.
  6. Aspirasyon: Hava yollarındaki sekresyonların düzenli olarak aspire edilmesi, solunum sıkıntısını azaltır.

Kardiyovasküler Komplikasyonlar

Kardiyovasküler komplikasyonlar, YBÜ hastalarında önemli bir morbidite ve mortalite nedenidir. Bu komplikasyonlar, altta yatan kalp hastalıkları, sepsis, hipovolemi, hipervolemi ve ilaçların yan etkileri gibi çeşitli faktörlerden kaynaklanabilir.

Aritmiler

Aritmiler, kalp ritmindeki düzensizliklerdir. YBÜ hastalarında sık görülür ve hemodinamik instabiliteye, hatta ani kardiyak ölüme yol açabilir.

Aritmi Nedenleri

  • Elektrolit dengesizlikleri (hipokalemi, hipomagnezemi)
  • Hipoksi
  • İskemi
  • İlaçlar (digoksin, antiaritmikler)
  • Asit-baz dengesizlikleri
  • Sepsis

Aritmi Yönetimi

  1. Altta Yatan Nedenin Tedavisi: Elektrolit dengesizlikleri düzeltilmeli, hipoksi giderilmeli, iskemi tedavi edilmeli ve ilaçların yan etkileri kontrol altına alınmalıdır.
  2. Antiarritmik İlaçlar: Aritmi tipine göre antiaritmik ilaçlar (amiodaron, lidokain, beta blokerler) kullanılabilir.
  3. Kardiyoversiyon/Defibrilasyon: Hemodinamik olarak instabil olan taşiaritmilerde kardiyoversiyon veya defibrilasyon uygulanabilir.
  4. Pacemaker: Bradikardi veya atriyoventriküler blok gibi durumlarda pacemaker takılabilir.

Hipotansiyon

Hipotansiyon, kan basıncının normalin altında olmasıdır. YBÜ hastalarında sık görülür ve organ perfüzyonunu bozarak ciddi sonuçlara yol açabilir.

Hipotansiyon Nedenleri

  • Hipovolemi (kan kaybı, dehidratasyon)
  • Kardiyak disfonksiyon (kalp yetmezliği, miyokard enfarktüsü)
  • Vazodilatasyon (sepsis, anafilaksi)
  • İlaçlar (sedatifler, vazodilatörler)

Hipotansiyon Yönetimi

  1. Sıvı Resüsitasyonu: Hipovolemi durumunda intravenöz sıvılar (kristaloidler, kolloidler) verilerek intravasküler volüm artırılır.
  2. Vazopressörler: Vazopressörler (norepinefrin, dopamin, vasopressin), vazokonstriksiyon yaparak kan basıncını yükseltir.
  3. İnotroplar: İnotroplar (dobutamin, milrinon), kalp kasının kasılma gücünü artırarak kardiyak outputu iyileştirir.
  4. Altta Yatan Nedenin Tedavisi: Sepsis, kalp yetmezliği veya ilaçların yan etkileri gibi altta yatan nedenler tedavi edilmelidir.

Kalp Yetmezliği

Kalp yetmezliği, kalbin vücudun ihtiyaçlarını karşılayacak kadar kan pompalayamaması durumudur. YBÜ hastalarında de novo kalp yetmezliği gelişebilir veya mevcut kalp yetmezliği kötüleşebilir.

Kalp Yetmezliği Nedenleri

  • Miyokard enfarktüsü
  • Aritmiler
  • Hipertansiyon
  • Sepsis
  • Sıvı yüklenmesi
  • İlaçlar

Kalp Yetmezliği Yönetimi

  1. Sıvı Yönetimi: Sıvı yüklenmesinden kaçınılmalı ve diüretikler kullanılarak intravasküler volüm azaltılmalıdır.
  2. Oksijen Tedavisi: Hipoksi varsa oksijen tedavisi uygulanmalıdır. Gerekirse mekanik ventilasyon desteği sağlanmalıdır.
  3. İnotroplar: Kalp kasının kasılma gücünü artırmak için inotroplar (dobutamin, milrinon) kullanılabilir.
  4. Vazodilatörler: Vazodilatörler (nitrogliserin, nitroprussid), preload ve afterload'u azaltarak kalp yükünü hafifletir.
  5. Anjiyotensin Dönüştürücü Enzim (ADE) İnhibitörleri/Anjiyotensin Reseptör Blokerleri (ARB): Kronik kalp yetmezliğinde ADE inhibitörleri veya ARB'ler kullanılabilir. Ancak, akut kalp yetmezliğinde dikkatli kullanılmalıdır.
  6. Beta Blokerler: Stabil kronik kalp yetmezliğinde beta blokerler kullanılabilir. Ancak, akut kalp yetmezliğinde kontrendikedir.

Nörolojik Komplikasyonlar

Nörolojik komplikasyonlar, YBÜ hastalarında sık görülür ve uzun dönemde önemli morbidite ve mortaliteye neden olabilir. Bu komplikasyonlar, altta yatan nörolojik hastalıklar, metabolik bozukluklar, enfeksiyonlar ve ilaçların yan etkileri gibi çeşitli faktörlerden kaynaklanabilir.

Deliryum

Deliryum, akut başlangıçlı, dalgalanan seyirli, dikkat, biliş ve bilinç düzeyinde bozulma ile karakterize olan bir sendromdur. YBÜ hastalarında çok sık görülür ve hastanede kalış süresini uzatır, mortaliteyi artırır ve uzun dönemde kognitif bozukluklara yol açabilir.

Deliryum Risk Faktörleri

  • İleri yaş
  • Demans
  • Altta yatan nörolojik hastalıklar
  • Yoğun bakımda yatış
  • Mekanik ventilasyon
  • Sedatif ilaçlar (özellikle benzodiazepinler)
  • Ağrı
  • Uyku bozukluğu
  • Elektrolit dengesizlikleri
  • Enfeksiyonlar

Deliryum Tanısı

Deliryum tanısı, klinik değerlendirme ve standartize edilmiş tarama araçları (Confusion Assessment Method for the ICU - CAM-ICU, Intensive Care Delirium Screening Checklist - ICDSC) kullanılarak konulur.

Deliryum Yönetimi

  1. Non-Farmakolojik Yaklaşımlar:
    • Çevresel Düzenlemeler: Gürültüyü azaltmak, gün ve gece döngüsünü sağlamak, hastanın uyku düzenini iyileştirmek.
    • Oryantasyon: Hastaya zaman, yer ve kişi oryantasyonu sağlamak, saat, takvim ve aile fotoğraflarını kullanmak.
    • Mobilizasyon: Hastanın mümkün olduğunca erken mobilize edilmesi.
    • Görme ve İşitme Düzeltmeleri: Gözlük veya işitme cihazı kullanılıyorsa takılmasını sağlamak.
  2. Farmakolojik Yaklaşımlar:
    • Antipsikotikler: Haloperidol veya atipik antipsikotikler (quetiapine, risperidone) deliryum semptomlarını kontrol altına almak için kullanılabilir. Ancak, yan etkileri (QT uzaması, ekstrapiramidal semptomlar) yakından takip edilmelidir.
    • Dekstrometorfanda Kaçınma: Özellikle YBÜ hastalarında dekstrometorfan kullanımından kaçınılmalıdır, çünkü deliryumu tetikleyebilir.
    • Sedatiflerin Azaltılması: Mümkünse benzodiazepinlerden kaçınılmalı ve alternatif sedatifler (propofol, dexmedetomidine) tercih edilmelidir.
  3. Altta Yatan Nedenin Tedavisi: Elektrolit dengesizlikleri, enfeksiyonlar ve ağrı gibi altta yatan nedenler tedavi edilmelidir.

Nöbetler

Nöbetler, beyin hücrelerinin anormal elektriksel aktivitesi sonucu ortaya çıkan geçici nörolojik disfonksiyonlardır. YBÜ hastalarında sık görülür ve altta yatan nörolojik hastalıklar, metabolik bozukluklar, ilaçlar ve travma gibi çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilir.

Nöbet Nedenleri

  • Altta yatan epilepsi
  • Metabolik bozukluklar (hipoglisemi, hiponatremi, üremi)
  • İlaçlar (antibiyotikler, antipsikotikler)
  • Beyin travması
  • Serebrovasküler olaylar
  • Enfeksiyonlar (menenjit, ensefalit)

Nöbet Yönetimi

  1. Nöbeti Durdurmak:
    • Benzodiazepinler: Lorazepam veya diazepam gibi benzodiazepinler, akut nöbetleri durdurmak için ilk seçenektir.
    • Fosfenitoin/Fenitoin: Benzodiazepinlere yanıt alınamayan durumlarda fosfenitoin veya fenitoin kullanılabilir.
    • Levetirasetam: Levetirasetam, alternatif bir antiepileptik ilaçtır ve nöbetleri durdurmak için kullanılabilir.
    • Status Epileptikus: Uzun süren veya tekrarlayan nöbetler (status epileptikus) acil tedavi gerektirir. Tedavi, benzodiazepinler, fosfenitoin/fenitoin, valproik asit ve gerekirse genel anesteziyi içerir.
  2. Altta Yatan Nedenin Tedavisi: Metabolik bozukluklar düzeltilmeli, ilaçların yan etkileri kontrol altına alınmalı ve enfeksiyonlar tedavi edilmelidir.
  3. Antiepileptik İlaçlar: Altta yatan epilepsi varsa veya nöbet riski yüksekse antiepileptik ilaçlar (fenitoin, karbamazepin, levetirasetam, valproik asit) kullanılabilir.

İnme

İnme, beyne kan akışının kesilmesi sonucu ortaya çıkan bir nörolojik defisittir. YBÜ hastalarında inme, altta yatan kardiyovasküler hastalıklar, koagülopati ve cerrahi girişimler gibi çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilir.

İnme Türleri

  • İskemik İnme: Beyne kan akışının tıkanması sonucu oluşur.
  • Hemorajik İnme: Beyin içine kanama sonucu oluşur.

İnme Yönetimi

  1. İskemik İnme:
    • Trombolitik Tedavi: Semptomların başlamasından sonraki ilk 4.5 saat içinde trombolitik ilaçlar (alteplaz) kullanılarak tıkanmış kan damarı açılabilir.
    • Mekanik Trombektomi: Büyük damar tıkanıklıklarında mekanik trombektomi (kan pıhtısını mekanik olarak çıkarma) düşünülebilir.
    • Destekleyici Tedavi: Kan basıncı, oksijenasyon ve glikoz seviyeleri kontrol altında tutulmalıdır.
  2. Hemorajik İnme:
    • Kan Basıncı Kontrolü: Kan basıncı dikkatli bir şekilde kontrol altında tutulmalıdır.
    • Cerrahi Tedavi: Büyük hematomlarda veya beyin herniasyonu riski olan durumlarda cerrahi drenaj düşünülebilir.
    • Destekleyici Tedavi: Kanama durdurulmalı ve sekonder beyin hasarı önlenmelidir.

Renal Komplikasyonlar

Renal komplikasyonlar, YBÜ hastalarında sık görülür ve morbidite ve mortaliteyi önemli ölçüde etkiler. Bu komplikasyonlar, altta yatan böbrek hastalıkları, sepsis, hipovolemi, nefrotoksik ilaçlar ve kontrast madde kullanımı gibi çeşitli faktörlerden kaynaklanabilir.

Akut Böbrek Hasarı (ABH)

Akut böbrek hasarı (ABH), böbrek fonksiyonlarında ani bir azalma ile karakterize olan bir sendromdur. ABH, kreatinin düzeyinde yükselme veya idrar çıkışında azalma ile kendini gösterir. ABH, YBÜ hastalarında sık görülür ve uzun dönemde kronik böbrek hastalığına (KBH) yol açabilir.

ABH Nedenleri

  • Prerenal: Hipovolemi, hipotansiyon, kardiyak yetmezlik
  • Renal: Akut tübüler nekroz (ATN), akut glomerülonefrit
  • Postrenal: Üreter obstrüksiyonu, mesane çıkış obstrüksiyonu

ABH Tanısı

ABH tanısı, kreatinin düzeyindeki artış ve idrar çıkışındaki azalmaya göre konulur. ABH tanısı için RIFLE, AKIN ve KDIGO kriterleri kullanılabilir.

ABH Yönetimi

  1. Altta Yatan Nedenin Tedavisi: Hipovolemi düzeltilmeli, hipotansiyon tedavi edilmeli ve nefrotoksik ilaçlardan kaçınılmalıdır.
  2. Sıvı Yönetimi: Hipovolemi varsa sıvı resüsitasyonu yapılmalı, hipervolemi varsa diüretikler kullanılmalıdır.
  3. Elektrolit Dengesi: Elektrolit dengesizlikleri (hiperkalemi, hiponatremi) düzeltilmelidir.
  4. Renal Replasman Tedavisi (RRT): Ağır ABH vakalarında, diüretiklere yanıt alınamayan sıvı yüklenmesi, elektrolit dengesizlikleri veya asidoz durumlarında RRT (hemodiyaliz, hemofiltrasyon, peritoneal diyaliz) uygulanabilir.

Elektrolit Bozuklukları

Elektrolit bozuklukları, YBÜ hastalarında sık görülür ve ciddi sonuçlara yol açabilir. Elektrolit dengesizlikleri, altta yatan hastalıklar, ilaçlar ve sıvı tedavisi gibi çeşitli faktörlerden kaynaklanabilir.

Sık Görülen Elektrolit Bozuklukları

  • Hiponatremi: Sodyum düzeyinin düşük olması
  • Hipernatremi: Sodyum düzeyinin yüksek olması
  • Hipokalemi: Potasyum düzeyinin düşük olması
  • Hiperkalemi: Potasyum düzeyinin yüksek olması
  • Hipomagnezemi: Magnezyum düzeyinin düşük olması
  • Hipermagnezemi: Magnezyum düzeyinin yüksek olması
  • Hipokalsemi: Kalsiyum düzeyinin düşük olması
  • Hiperkalsemi: Kalsiyum düzeyinin yüksek olması

Elektrolit Bozukluklarının Yönetimi

  1. Altta Yatan Nedenin Tedavisi: İlaçların yan etkileri kontrol altına alınmalı, sıvı tedavisi düzenlenmeli ve altta yatan hastalıklar tedavi edilmelidir.
  2. Elektrolit Replasmanı: Elektrolit eksiklikleri, uygun şekilde elektrolit replasmanı yapılarak düzeltilmelidir.
  3. Elektrolit Atılımının Azaltılması: Elektrolit fazlalıkları, diüretikler veya diğer ilaçlar kullanılarak atılımı artırılabilir.

Gastrointestinal Komplikasyonlar

Gastrointestinal (GİS) komplikasyonlar, YBÜ hastalarında sık görülür ve mortaliteyi artırabilir. Bu komplikasyonlar, altta yatan hastalıklar, ilaçlar, stres ve beslenme yetersizliği gibi çeşitli faktörlerden kaynaklanabilir.

Stres Ülseri

Stres ülseri, YBÜ hastalarında görülen mide veya duodenum mukozasında oluşan ülserlerdir. Stres ülseri, stres, sepsis, hipovolemi ve mekanik ventilasyon gibi faktörlerin etkisiyle ortaya çıkar.

Stres Ülseri Profilaksisi

  1. Proton Pompa İnhibitörleri (PPI): PPI'lar, mide asidini baskılayarak stres ülseri riskini azaltır.
  2. H2 Reseptör Antagonistleri: H2 reseptör antagonistleri de mide asidini baskılayarak stres ülseri riskini azaltır.
  3. Sukralfat: Sukralfat, ülser yüzeyini kaplayarak mide asidinin etkisinden korur.
  4. Erken Enteral Beslenme: Erken enteral beslenme, mide asidini nötralize ederek stres ülseri riskini azaltır.

Gastrointestinal Kanama

Gastrointestinal (GİS) kanama, YBÜ hastalarında ciddi bir komplikasyondur ve mortaliteyi artırabilir. GİS kanaması, stres ülseri, özofagus varisleri, anjiyodisplazi ve tümörler gibi çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilir.

GİS Kanama Yönetimi

  1. Hemodinamik Stabilizasyon: Kan basıncı ve kalp hızı kontrol altında tutulmalı ve gerekirse kan transfüzyonu yapılmalıdır.
  2. Endoskopi: Endoskopi, kanama kaynağını belirlemek ve tedavi etmek için kullanılır.
  3. Farmakolojik Tedavi: PPI'lar, oktreotid ve vazopressin gibi ilaçlar kanamayı durdurmak için kullanılabilir.
  4. Cerrahi Tedavi: Endoskopik veya farmakolojik tedaviye yanıt alınamayan durumlarda cerrahi tedavi düşünülebilir.

Beslenme İntoleransı

Beslenme intoleransı, YBÜ hastalarında enteral veya parenteral beslenmeye karşı gelişen bir durumdur. Beslenme intoleransı, bulantı, kusma, karın şişliği, diyare ve gastrik rezidüel volüm artışı ile kendini gösterir.

Beslenme İntoleransı Nedenleri

  • Gastroparezi
  • İleus
  • Malabsorpsiyon
  • İlaçlar (opioidler, antibiyotikler)
  • Sepsis

Beslenme İntoleransı Yönetimi

  1. Enteral Beslenme Hızını Azaltmak: Enteral beslenme hızı azaltılarak tolerans artırılabilir.
  2. Beslenme Formülünü Değiştirmek: Farklı bir beslenme formülü (örneğin, peptit bazlı formül) kullanılabilir.
  3. Prokinetik İlaçlar: Metoklopramid veya eritromisin gibi prokinetik ilaçlar, mide boşalmasını hızlandırarak beslenme toleransını artırabilir.
  4. Parenteral Beslenme: Enteral beslenmeye tolerans gösterilemeyen durumlarda parenteral beslenme düşünülebilir.

Enfeksiyonlar

Enfeksiyonlar, YBÜ hastalarında önemli bir morbidite ve mortalite nedenidir. YBÜ hastaları, altta yatan hastalıkları, invaziv girişimlerin sıklığı ve immünosupresyon nedeniyle enfeksiyonlara yatkındır.

Kateter İlişkili Kan Dolaşımı Enfeksiyonları (KİDKE)

Kateter ilişkili kan dolaşımı enfeksiyonları (KİDKE), santral venöz kateterler (SVK) yoluyla kan dolaşımına yayılan enfeksiyonlardır. KİDKE, YBÜ hastalarında sık görülür ve hastanede kalış süresini uzatır, maliyetleri artırır ve ölüm riskini yükseltir.

KİDKE Önleme Stratejileri

  • El Hijyeni: Sağlık çalışanlarının el hijyenine uyması, enfeksiyonların yayılmasını önlemenin en önemli yoludur.
  • Kateter Takma Tekniği: Kateter takılırken aseptik tekniklere uyulmalıdır.
  • Kateter Bakımı: Kateter bölgesi düzenli olarak temizlenmeli ve pansuman yapılmalıdır.
  • Kateter Değişimi: Kateterin gerekliliği düzenli olarak değerlendirilmeli ve gereksiz kateterler çıkarılmalıdır.
  • Klorheksidinli Cilt Antiseptiği: Kateter takmadan önce cilt, klorheksidinli antiseptik solüsyon ile temizlenmelidir.

Üriner Kateter İlişkili İdrar Yolu Enfeksiyonları (ÜKİİYE)

Üriner kateter ilişkili idrar yolu enfeksiyonları (ÜKİİYE), üriner kateterler yoluyla idrar yoluna yayılan enfeksiyonlardır. ÜKİİYE, YBÜ hastalarında sık görülür ve hastanede kalış süresini uzatır ve maliyetleri artırır.

ÜKİİYE Önleme Stratejileri

  • Kateterin Gerekliliğini Değerlendirmek: Kateterin gerekliliği düzenli olarak değerlendirilmeli ve gereksiz kateterler çıkarılmalıdır.
  • Aseptik Kateter Takma Tekniği: Kateter takılırken aseptik tekniklere uyulmalıdır.
  • Kapalı Drenaj Sistemi: Kapalı drenaj sistemi kullanılmalı ve kateter torbası düzenli olarak boşaltılmalıdır.
  • Kateter Bakımı: Kateter bölgesi düzenli olarak temizlenmelidir.

Cerrahi Alan Enfeksiyonları (CAE)

Cerrahi alan enfeksiyonları (CAE), cerrahi girişim sonrası oluşan enfeksiyonlardır. CAE, YBÜ hastalarında sık görülür ve hastanede kalış süresini uzatır, maliyetleri artırır ve ölüm riskini yükseltir.

CAE Önleme Stratejileri

  • Preoperatif Hazırlık: Hastanın preoperatif dönemde enfeksiyon risk faktörleri (diyabet, obezite, sigara kullanımı) kontrol altına alınmalıdır.
  • Cilt Hazırlığı: Cerrahi bölge, klorheksidinli antiseptik solüsyon ile temizlenmelidir.
  • Ameliyathane Hijyeni: Ameliyathanede aseptik tekniklere uyulmalı ve sterilizasyon sağlanmalıdır.
  • Antibiyotik Profilaksisi: Cerrahi girişimden önce uygun antibiyotik profilaksisi uygulanmalıdır.

Tromboembolik Komplikasyonlar

Tromboembolik komplikasyonlar, YBÜ hastalarında sık görülür ve morbidite ve mortaliteyi önemli ölçüde etkiler. Bu komplikasyonlar, immobilizasyon, cerrahi girişimler, travma, kanser ve koagülopati gibi çeşitli faktörlerden kaynaklanabilir.

Derin Ven Trombozu (DVT)

Derin ven trombozu (DVT), derin venlerde kan pıhtısı oluşmasıdır. DVT, YBÜ hastalarında sık görülür ve pulmoner emboliye (PE) yol açabilir.

DVT Risk Faktörleri

  • İmmobilizasyon
#yoğun bakım#solunum yetmezliği#enfeksiyon#komplikasyonlar#akut böbrek hasarı

Diğer Blog Yazıları

İnsan Kalbinin Anatomisi ve Kardiyovasküler Hastalıklarla İlişkisi

İnsan Kalbinin Anatomisi ve Kardiyovasküler Hastalıklarla İlişkisi

06 11 2025 Devamını oku »
İntensive Care Unit (ICU): Inside the Critical Care Environment

İntensive Care Unit (ICU): Inside the Critical Care Environment

06 11 2025 Devamını oku »
Uyku Kalitenizi Artırmanın Bilimsel Yolları: Fizyolojik Temeller ve Pratik İpuçları

Uyku Kalitenizi Artırmanın Bilimsel Yolları: Fizyolojik Temeller ve Pratik İpuçları

06 11 2025 Devamını oku »
Klinik Nörofizyoloji ile Tanısı Konulan Sık Görülen Hastalıklar

Klinik Nörofizyoloji ile Tanısı Konulan Sık Görülen Hastalıklar

06 11 2025 Devamını oku »
Doğum Sonrası Yoğun Bakım: Annenin Sağlığı İçin Kritik Önlemler

Doğum Sonrası Yoğun Bakım: Annenin Sağlığı İçin Kritik Önlemler

06 11 2025 Devamını oku »
Akciğer Kanserinde Yeni Nesil Tedaviler: Hedefe Yönelik Terapiler ve İmmünoterapi

Akciğer Kanserinde Yeni Nesil Tedaviler: Hedefe Yönelik Terapiler ve İmmünoterapi

06 11 2025 Devamını oku »
Güneşin Zararlı Etkilerinden Korunma Yolları: Cildinizi Yaz Aylarında Nasıl Güvende Tutarsınız?

Güneşin Zararlı Etkilerinden Korunma Yolları: Cildinizi Yaz Aylarında Nasıl Güvende Tutarsınız?

06 11 2025 Devamını oku »
Kronik Ağrıyla Yaşamak: Algoloji Uzmanlarından Destek Almanın Önemi

Kronik Ağrıyla Yaşamak: Algoloji Uzmanlarından Destek Almanın Önemi

06 11 2025 Devamını oku »
Nükleer Tıp ile Kanser Teşhisinde Erken Tanının Önemi ve Güncel Uygulamalar

Nükleer Tıp ile Kanser Teşhisinde Erken Tanının Önemi ve Güncel Uygulamalar

06 11 2025 Devamını oku »