11 10 2025
Göğüs cerrahisi, akciğerler, yemek borusu, mediastinum (göğüs boşluğunun ortası) ve göğüs duvarı gibi organlardaki hastalıkların cerrahi tedavisini kapsayan geniş bir alandır. Geleneksel açık cerrahi yöntemler, geniş kesiler gerektirmekteydi ve bu da hastalar için daha uzun iyileşme süreleri, daha fazla ağrı ve daha yüksek komplikasyon riski anlamına geliyordu. Ancak, son yıllarda minimal invaziv (kapalı) cerrahi teknikler, göğüs cerrahisinde devrim yaratmıştır. Bu teknikler, daha küçük kesiler aracılığıyla gerçekleştirilen ve hastalar için önemli avantajlar sunan yöntemlerdir.
Minimal invaziv göğüs cerrahisi (MİGC), geleneksel açık cerrahiye kıyasla daha küçük kesiler kullanılarak gerçekleştirilen cerrahi prosedürlerdir. Bu yaklaşım, genellikle bir video kamera (torakoskop veya VATS) ve özel cerrahi aletler kullanılarak gerçekleştirilir. Cerrah, göğüs boşluğunun içini bir monitörden izler ve aletleri kullanarak ameliyatı gerçekleştirir. Robotik cerrahi de MİGC'nin bir alt kümesi olarak kabul edilebilir.
MİGC'nin temel prensipleri şunlardır:
MİGC'nin geleneksel açık cerrahiye göre birçok önemli avantajı bulunmaktadır:
MİGC, çeşitli göğüs hastalıklarının tedavisinde uygulanabilir:
Akciğer kanseri, akciğer nodülleri, amfizem ve pnömotoraks gibi durumların tedavisinde MİGC sıklıkla kullanılır.
Erken evre akciğer kanseri olan hastalar için VATS lobektomi (akciğer lobunun çıkarılması), geleneksel açık lobektomiye göre daha az invaziv bir seçenektir. VATS lobektomi, daha az ağrı, daha kısa hastanede kalış süresi ve daha hızlı iyileşme gibi avantajlar sunar. Robotik cerrahi de akciğer kanseri cerrahisinde giderek daha fazla kullanılmaktadır ve daha hassas cerrahi teknikler ve 3 boyutlu görüntüleme imkanı sunar.
Akciğerdeki şüpheli nodüllerin tanısı için VATS biyopsi yapılabilir. Bu yöntem, açık akciğer biyopsisine göre daha az invazivdir ve hastalar için daha az ağrı ve daha kısa iyileşme süresi sağlar. Eğer nodül kanserli ise, VATS lobektomi veya segmentektomi (akciğer segmentinin çıkarılması) gibi cerrahi yöntemlerle tedavi edilebilir.
Tekrarlayan veya inatçı pnömotoraks (akciğer sönmesi) durumlarında, VATS ile bül rezeksiyonu (hava keselerinin çıkarılması) ve plevrodez (parietal ve visseral plevra yapraklarının birbirine yapıştırılması) yapılabilir. Bu yöntem, açık cerrahiye göre daha az invazivdir ve daha iyi sonuçlar sağlar.
Şiddetli amfizemi olan ve medikal tedaviye yanıt vermeyen seçilmiş hastalarda, VATS ile akciğer hacim küçültme cerrahisi (LVRS) yapılabilir. Bu cerrahi, amfizemli akciğerin en kötü etkilenmiş bölgelerinin çıkarılmasını içerir ve solunum fonksiyonlarını iyileştirmeye yardımcı olabilir.
Mediastinum, göğüs boşluğunun ortasında, akciğerler arasında yer alan bölgedir. Timoma, miyastenia gravis, mediastinal kistler ve lenf nodu biyopsisi gibi durumların tedavisinde MİGC kullanılabilir.
Timoma, timus bezinden kaynaklanan bir tümördür. Miyastenia gravis ise, kas güçsüzlüğüne neden olan bir otoimmün hastalıktır. Timoma ve miyastenia gravisli hastalarda VATS timektomi (timus bezinin çıkarılması) yapılabilir. Bu yöntem, açık timektomiye göre daha az invazivdir ve daha az ağrı, daha kısa hastanede kalış süresi ve daha hızlı iyileşme gibi avantajlar sunar.
Mediastinal kistler, mediastinumda bulunan sıvı dolu keselerdir. Bu kistler genellikle iyi huyludur, ancak bazı durumlarda semptomlara neden olabilirler veya malignite riski taşıyabilirler. VATS ile mediastinal kistlerin çıkarılması, açık cerrahiye göre daha az invaziv bir seçenektir.
Mediastinal lenf nodlarının tanısı için VATS lenf nodu biyopsisi yapılabilir. Bu yöntem, mediastinoskopiye göre daha az invazivdir ve daha az komplikasyon riski taşır.
Plevra, akciğerleri saran ince bir zardır. Plevral efüzyon (akciğer zarlarında sıvı birikmesi), ampiyem (plevra boşluğunda irin birikmesi) ve plevra tümörleri gibi durumların tedavisinde MİGC kullanılabilir.
Tekrarlayan plevral efüzyonu olan hastalarda, VATS ile plevrodez yapılabilir. Bu işlem, plevra yapraklarının birbirine yapışmasını sağlayarak sıvı birikimini önler. Ayrıca, VATS ile plevral biyopsi de alınabilir.
Ampiyem, plevra boşluğunda irin birikmesidir. VATS ile ampiyemin drenajı ve plevral dekortikasyon (plevranın soyulması) yapılabilir. Bu yöntem, açık cerrahiye göre daha az invazivdir ve daha iyi sonuçlar sağlar.
Plevra tümörleri, genellikle malign mezotelyoma adı verilen bir kanser türüdür. VATS ile plevrektomi/dekortikasyon (plevranın çıkarılması ve soyulması) yapılabilir. Bu yöntem, açık cerrahiye göre daha az invazivdir ve daha iyi yaşam kalitesi sağlar.
Göğüs duvarı tümörleri, kaburga kırıkları ve pektus ekskavatum (kunduracı göğsü) gibi durumların tedavisinde MİGC giderek daha fazla kullanılmaktadır.
Göğüs duvarı tümörlerinin çıkarılmasında VATS teknikleri kullanılabilir. Özellikle küçük ve iyi sınırlı tümörlerde, MİGC avantajlı olabilir.
Çoklu kaburga kırıkları olan hastalarda, VATS yardımıyla kaburgaların stabilizasyonu yapılabilir. Bu yöntem, açık cerrahiye göre daha az invazivdir ve daha az ağrı, daha kısa hastanede kalış süresi ve daha hızlı iyileşme gibi avantajlar sunar.
Pektus ekskavatum (kunduracı göğsü), göğüs duvarının içe doğru çökmesiyle karakterize bir durumdur. Minimal invaziv Nuss prosedürü, göğüs duvarını düzeltmek için bir metal barın yerleştirilmesini içerir. Bu yöntem, açık cerrahiye göre daha az invazivdir ve daha iyi kozmetik sonuçlar sağlar.
Yemek borusu (özofagus) kanseri ve akalazya gibi durumların tedavisinde de MİGC kullanılabilir.
Yemek borusu kanseri olan bazı hastalarda minimal invaziv özofajektomi (yemek borusunun çıkarılması) yapılabilir. Bu yöntem, açık özofajektomiye göre daha az invazivdir ve daha az ağrı, daha kısa hastanede kalış süresi ve daha hızlı iyileşme gibi avantajlar sunar. Hem torakoskopik hem de laparoskopik yaklaşımlar kullanılabilir.
Akalazya, yemek borusunun alt ucundaki kasların gevşememesi sonucu yutma güçlüğüne neden olan bir hastalıktır. Minimal invaziv Heller miyotomisi, yemek borusunun alt ucundaki kasların kesilmesini içerir. Bu yöntem, açık cerrahiye göre daha az invazivdir ve daha az ağrı, daha kısa hastanede kalış süresi ve daha hızlı iyileşme gibi avantajlar sunar.
MİGC'de yaygın olarak kullanılan teknikler şunlardır:
VATS, göğüs cerrahisinde en yaygın kullanılan minimal invaziv tekniktir. VATS sırasında, cerrah göğüs duvarında küçük kesiler açar ve bir torakoskop (küçük bir kamera) ile özel cerrahi aletleri bu kesilerden içeri sokar. Torakoskop, göğüs boşluğunun içindeki yapıların bir monitörde görüntülenmesini sağlar. Cerrah, monitörden izleyerek aletleri kullanarak ameliyatı gerçekleştirir.
Robotik cerrahi, MİGC'nin bir alt kümesi olarak kabul edilebilir. Robotik cerrahi sırasında, cerrah bir robotik sistem kullanarak ameliyatı gerçekleştirir. Robotik sistem, cerrahın hareketlerini hassas bir şekilde taklit eden ve büyüten robotik kollara sahiptir. Cerrah, bir konsolda oturarak robotik kolları kontrol eder ve göğüs boşluğunun içindeki yapıları 3 boyutlu olarak görüntüler. Robotik cerrahi, VATS'a göre daha hassas cerrahi teknikler ve daha iyi görüntüleme imkanı sunar.
MİGC'nin başarısı, hasta seçimi, cerrahın deneyimi ve uygun ekipmanın kullanılabilirliği gibi faktörlere bağlıdır.
Her hasta MİGC için uygun olmayabilir. Hastanın genel sağlık durumu, hastalığın evresi ve diğer faktörler dikkate alınarak hasta seçimi yapılmalıdır. Örneğin, ileri evre akciğer kanseri olan veya daha önce göğüs cerrahisi geçirmiş olan hastalar MİGC için uygun olmayabilir.
MİGC, teknik olarak zorlu bir cerrahi yöntemdir ve deneyimli bir cerrah tarafından yapılması önemlidir. Cerrahın VATS ve robotik cerrahi konusunda yeterli eğitim ve deneyime sahip olması gerekir.
MİGC için uygun ekipman ve teknolojinin kullanılması önemlidir. Yüksek çözünürlüklü video kameralar, özel cerrahi aletler ve robotik sistemler, ameliyatın başarılı bir şekilde gerçekleştirilmesine yardımcı olur.
Ameliyat öncesi dönemde hastanın detaylı bir şekilde değerlendirilmesi gerekir. Akciğer fonksiyon testleri, görüntüleme yöntemleri (BT, MR) ve diğer testler yapılarak hastanın ameliyata uygun olup olmadığı belirlenir.
Ameliyat sonrası dönemde hastanın yakından takip edilmesi ve gerekli bakımın sağlanması önemlidir. Ağrı yönetimi, solunum egzersizleri ve erken mobilizasyon, iyileşme sürecini hızlandırır.
MİGC, göğüs cerrahisinde giderek daha fazla kullanılmaktadır ve gelecekte daha da yaygınlaşması beklenmektedir. Teknolojideki gelişmeler, MİGC'nin daha karmaşık ameliyatlarda da uygulanmasına olanak sağlayacaktır. Robotik cerrahinin gelişimi, cerrahlara daha fazla hassasiyet ve kontrol imkanı sunacaktır. Ayrıca, yapay zeka ve sanal gerçeklik gibi teknolojilerin MİGC'ye entegre edilmesi, cerrahi planlamayı ve eğitimi geliştirecektir.
Minimal invaziv göğüs cerrahisi, göğüs hastalıklarının tedavisinde önemli bir ilerlemedir. Daha az ağrı, daha kısa hastanede kalış süresi, daha hızlı iyileşme ve daha az yara izi gibi avantajları sayesinde hastaların yaşam kalitesini artırır. MİGC'nin uygulama alanları giderek genişlemektedir ve gelecekte daha da yaygınlaşması beklenmektedir. Ancak, MİGC'nin başarısı, hasta seçimi, cerrahın deneyimi ve uygun ekipmanın kullanılabilirliği gibi faktörlere bağlıdır. Hastaların, MİGC hakkında doktorlarıyla konuşmaları ve bu yöntemin kendileri için uygun olup olmadığını değerlendirmeleri önemlidir.
İnsan Kalbinin Anatomisi ve Kardiyovasküler Hastalıklarla İlişkisi
06 11 2025 Devamını oku »
İntensive Care Unit (ICU): Inside the Critical Care Environment
06 11 2025 Devamını oku »
Uyku Kalitenizi Artırmanın Bilimsel Yolları: Fizyolojik Temeller ve Pratik İpuçları
06 11 2025 Devamını oku »
Klinik Nörofizyoloji ile Tanısı Konulan Sık Görülen Hastalıklar
06 11 2025 Devamını oku »
Doğum Sonrası Yoğun Bakım: Annenin Sağlığı İçin Kritik Önlemler
06 11 2025 Devamını oku »
Akciğer Kanserinde Yeni Nesil Tedaviler: Hedefe Yönelik Terapiler ve İmmünoterapi
06 11 2025 Devamını oku »
Güneşin Zararlı Etkilerinden Korunma Yolları: Cildinizi Yaz Aylarında Nasıl Güvende Tutarsınız?
06 11 2025 Devamını oku »
Kronik Ağrıyla Yaşamak: Algoloji Uzmanlarından Destek Almanın Önemi
06 11 2025 Devamını oku »
Nükleer Tıp ile Kanser Teşhisinde Erken Tanının Önemi ve Güncel Uygulamalar
06 11 2025 Devamını oku »