Reflü Hastalığı ve Cerrahi Tedavi Seçenekleri: Ne Zaman Ameliyat Olmalısınız?

17 10 2025

Reflü Hastalığı ve Cerrahi Tedavi Seçenekleri: Ne Zaman Ameliyat Olmalısınız?
Genel CerrahiGastroenterolojiGastroenteroloji Cerrahisi

Reflü Hastalığı ve Cerrahi Tedavi Seçenekleri: Ne Zaman Ameliyat Olmalısınız?

Reflü Hastalığı ve Cerrahi Tedavi Seçenekleri: Ne Zaman Ameliyat Olmalısınız?

Reflü hastalığı, mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçması sonucu oluşan ve yaygın olarak görülen bir rahatsızlıktır. Zaman zaman hepimiz reflü yaşayabiliriz, ancak sık ve şiddetli reflü atakları, yemek borusunda hasara ve yaşam kalitesinde düşüşe neden olabilir. Bu yazıda, reflü hastalığını, belirtilerini, nedenlerini, tedavi seçeneklerini ve cerrahi müdahalenin ne zaman gerekli olduğunu detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.

Reflü Hastalığı Nedir?

Reflü, mide asidi ve diğer mide içeriklerinin yemek borusuna geri kaçması durumudur. Yemek borusu, ağızdan mideye yiyecekleri taşıyan bir tüptür. Normalde, yemek borusunun alt ucunda bulunan ve alt özofagus sfinkteri (AÖS) olarak adlandırılan bir kas, midenin içeriğinin yemek borusuna geri kaçmasını engeller. AÖS düzgün çalışmadığında veya gevşediğinde, mide içeriği yemek borusuna geri kaçabilir ve bu da reflüye neden olur.

Gastroözofageal Reflü Hastalığı (GÖRH)

GÖRH, kronik reflü hastalığıdır. Sık ve şiddetli reflü atakları, yemek borusunda iltihaplanmaya (özofajit), yara oluşumuna (özofagus ülserleri) ve hatta Barrett özofagusu gibi daha ciddi komplikasyonlara yol açabilir.

Reflü Hastalığının Nedenleri

Reflü hastalığının çeşitli nedenleri olabilir. En yaygın nedenler şunlardır:

  • Alt Özofagus Sfinkterinin (AÖS) Zayıflığı veya Gevşemesi: AÖS, midenin içeriğinin yemek borusuna geri kaçmasını engelleyen kasır. Bu kasın zayıflaması veya gevşemesi, reflüye neden olabilir.
  • Hiatal Herni: Midenin bir kısmının diyaframdaki bir açıklıktan (hiatus) yukarı doğru kayması durumudur. Bu durum, AÖS'ün işlevini bozabilir ve reflü riskini artırabilir.
  • Aşırı Mide Asidi Üretimi: Midede aşırı asit üretimi, reflü semptomlarını şiddetlendirebilir.
  • Midenin Yavaş Boşalması (Gastroparezi): Midenin yavaş boşalması, midede daha fazla basınç oluşturarak reflüye neden olabilir.
  • Obezite: Aşırı kilo, karın içi basıncını artırarak reflü riskini artırabilir.
  • Hamilelik: Hamilelik sırasında hormon seviyelerindeki değişiklikler ve büyüyen uterusun mideye yaptığı baskı, reflüye neden olabilir.
  • Sigara İçmek: Sigara, AÖS'ün gevşemesine ve mide asidi üretiminin artmasına neden olabilir.
  • Bazı İlaçlar: Bazı ilaçlar (ağrı kesiciler, tansiyon ilaçları, antidepresanlar vb.) reflü semptomlarını tetikleyebilir.
  • Beslenme Alışkanlıkları: Yağlı yiyecekler, baharatlı yiyecekler, alkol, kahve ve gazlı içecekler gibi bazı yiyecekler ve içecekler reflü semptomlarını kötüleştirebilir.

Reflü Hastalığının Belirtileri

Reflü hastalığının belirtileri kişiden kişiye farklılık gösterebilir. En yaygın belirtiler şunlardır:

  • Mide Yanması: Göğüste yanma hissi, en sık görülen reflü belirtisidir. Yemeklerden sonra veya yatarken daha da kötüleşebilir.
  • Regürjitasyon: Mide içeriğinin ağıza geri gelmesi. Bu durum, acı veya ekşi bir tat bırakabilir.
  • Yutma Güçlüğü (Disfaji): Yemek borusunda daralma veya iltihaplanma nedeniyle yutma güçlüğü yaşanabilir.
  • Göğüs Ağrısı: Reflü, kalp krizi ile karıştırılabilecek göğüs ağrısına neden olabilir.
  • Kronik Öksürük: Mide asidi yemek borusuna kaçarak akciğerlere ulaşabilir ve kronik öksürüğe neden olabilir.
  • Boğaz Ağrısı ve Ses Kısıklığı: Mide asidi boğazı tahriş ederek boğaz ağrısına ve ses kısıklığına neden olabilir.
  • Astım: Reflü, astım semptomlarını tetikleyebilir veya kötüleştirebilir.
  • Diş Erozyonu: Mide asidi diş minesine zarar vererek diş erozyonuna neden olabilir.
  • Hıçkırık: Sık hıçkırık nöbetleri reflü belirtisi olabilir.
  • Bulantı ve Kusma: Şiddetli reflü vakalarında bulantı ve kusma görülebilir.

Reflü Hastalığının Tanısı

Reflü hastalığının tanısı, belirtilerin değerlendirilmesi, fizik muayene ve bazı testler kullanılarak konulur.

  • Hasta Öyküsü ve Fizik Muayene: Doktorunuz, belirtileriniz, tıbbi geçmişiniz ve kullandığınız ilaçlar hakkında sorular soracaktır. Fizik muayene de tanıda yardımcı olabilir.
  • Endoskopi: Yemek borusu, mide ve oniki parmak bağırsağının bir kamera yardımıyla incelenmesidir. Endoskopi, yemek borusundaki iltihaplanmayı, yaraları veya diğer anormallikleri tespit etmeye yardımcı olur. Gerekirse, biyopsi alınabilir.
  • pH Metri: Yemek borusundaki asit seviyesini ölçen bir testtir. Bu test, reflü ataklarının sıklığını ve şiddetini belirlemeye yardımcı olur. Genellikle 24 saatlik veya 48 saatlik bir süre boyunca yapılır.
  • Manometri: Yemek borusundaki kasların basıncını ölçen bir testtir. Bu test, AÖS'ün işlevini değerlendirmeye yardımcı olur.
  • Baryumlu Özofagografi: Baryum içeren bir sıvının içilmesi ve ardından röntgen filmi çekilmesi işlemidir. Bu test, yemek borusunun şeklini ve işlevini değerlendirmeye yardımcı olur.

Reflü Hastalığının Tedavisi

Reflü hastalığının tedavisi, belirtilerin şiddetine ve nedenine bağlı olarak değişir. Tedavi seçenekleri arasında yaşam tarzı değişiklikleri, ilaç tedavisi ve cerrahi tedavi yer alır.

Yaşam Tarzı Değişiklikleri

Hafif ve orta şiddette reflü belirtileri olan kişiler için yaşam tarzı değişiklikleri genellikle yeterli olabilir.

  • Kilo Verme: Fazla kilolu veya obezseniz, kilo vermek karın içi basıncını azaltarak reflü semptomlarını hafifletebilir.
  • Yatmadan Önce Yemek Yemeyi Bırakın: Yatmadan en az 2-3 saat önce yemek yemeyi bırakın.
  • Küçük ve Sık Öğünler Yiyin: Büyük öğünler yerine, gün boyunca daha küçük ve sık öğünler yiyin.
  • Reflü Tetikleyicilerinden Kaçının: Yağlı yiyecekler, baharatlı yiyecekler, alkol, kahve, çikolata, nane ve gazlı içecekler gibi reflü semptomlarını tetikleyebilecek yiyeceklerden ve içeceklerden kaçının.
  • Sigarayı Bırakın: Sigara, AÖS'ün gevşemesine ve mide asidi üretiminin artmasına neden olabilir.
  • Yüksek Yastıkta Uyuyun: Yatağın baş kısmını 15-20 cm yükseltmek, mide asidinin yemek borusuna kaçmasını önlemeye yardımcı olabilir.
  • Sıkı Giysilerden Kaçının: Sıkı giysiler karın içi basıncını artırarak reflü semptomlarını kötüleştirebilir.

İlaç Tedavisi

Yaşam tarzı değişiklikleri yeterli olmadığında, ilaç tedavisi reflü semptomlarını kontrol altına almaya yardımcı olabilir.

  • Antasitler: Mide asidini nötralize ederek hızlı rahatlama sağlarlar. Ancak, uzun süreli kullanımları önerilmez.
  • H2 Reseptör Blokerleri (H2 Blokerleri): Mide asidi üretimini azaltırlar. Daha uzun süreli etkilidirler ve antasitlere göre daha etkilidirler.
  • Proton Pompa İnhibitörleri (PPI'lar): Mide asidi üretimini en güçlü şekilde azaltan ilaçlardır. Uzun süreli kullanımları bazı yan etkilere neden olabilir, bu nedenle doktor kontrolünde kullanılmalıdır.
  • Prokinetikler: Midenin boşalmasını hızlandırarak reflü semptomlarını hafifletebilirler. Ancak, yan etkileri nedeniyle daha az kullanılırlar.

Reflü Hastalığında Cerrahi Tedavi Seçenekleri

Yaşam tarzı değişiklikleri ve ilaç tedavisi ile reflü semptomları kontrol altına alınamayan veya ilaçların yan etkilerinden dolayı ilaç kullanamayan kişiler için cerrahi tedavi bir seçenek olabilir.

Cerrahi Tedavinin Amaçları

Reflü cerrahisinin temel amaçları şunlardır:

  • AÖS'ün Güçlendirilmesi: AÖS'ün işlevini iyileştirerek mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçmasını engellemek.
  • Hiatal Herninin Düzeltilmesi (Varsa): Midenin diyaframdaki açıklıktan kayması durumunda, midenin normal pozisyonuna getirilmesi ve açıklığın kapatılması.
  • Reflüye Bağlı Komplikasyonların Önlenmesi: Yemek borusunda iltihaplanma, yara oluşumu veya Barrett özofagusu gibi komplikasyonların önlenmesi.

Cerrahi Tedavi Seçenekleri

Reflü hastalığında kullanılan cerrahi tedavi seçenekleri şunlardır:

  1. Nissen Fundoplikasyonu: En sık uygulanan reflü cerrahisi yöntemidir. Bu yöntemde, midenin üst kısmı (fundus) yemek borusunun alt kısmı etrafında sarılarak AÖS güçlendirilir. Genellikle laparoskopik (kapalı) yöntemle yapılır.
  2. Toupet Fundoplikasyonu: Nissen fundoplikasyonuna benzer bir yöntemdir, ancak mide sadece kısmi olarak yemek borusu etrafında sarılır. Bu yöntem, yutma güçlüğü riskini azaltabilir.
  3. Dor Fundoplikasyonu: Midenin ön kısmı yemek borusunun ön kısmına dikilerek AÖS güçlendirilir.
  4. LINX Sistemi: Yemek borusunun alt kısmına, manyetik boncuklardan oluşan bir halka yerleştirilir. Bu halka, yemek borusunun açık kalmasını engellerken, yiyeceklerin geçmesine izin verir. Laparoskopik olarak uygulanır.
  5. Endoskopik Fundoplikasyon (EsophyX): Yemek borusunun içinden girilerek, mide ile yemek borusu arasındaki bağlantı güçlendirilir. Ciltte herhangi bir kesi yapılmaz.

Nissen Fundoplikasyonu

Nissen fundoplikasyonu, reflü cerrahisinde altın standart olarak kabul edilir. Laparoskopik (kapalı) yöntemle yapıldığında, daha az ağrı, daha kısa hastanede kalış süresi ve daha hızlı iyileşme sağlar.

Nissen Fundoplikasyonu Nasıl Yapılır?

Nissen fundoplikasyonu genellikle laparoskopik yöntemle yapılır. Bu yöntemde, karın bölgesinde küçük kesiler açılır ve bu kesilerden özel cerrahi aletler ve bir kamera yerleştirilir. Cerrah, kamera görüntüsü eşliğinde ameliyatı gerçekleştirir.

  1. Karın Bölgesine Kesiler Açılması: Karın bölgesinde 5-6 adet küçük kesi açılır.
  2. Laparoskop ve Cerrahi Aletlerin Yerleştirilmesi: Kesilerden laparoskop ve cerrahi aletler karın içine yerleştirilir.
  3. Hiatal Herninin Düzeltilmesi (Varsa): Midenin diyaframdaki açıklıktan kayması durumunda, mide normal pozisyonuna getirilir ve açıklık kapatılır.
  4. AÖS'ün Hazırlanması: Yemek borusunun alt kısmı ve mide üst kısmı serbestleştirilir.
  5. Fundoplikasyonun Yapılması: Midenin üst kısmı (fundus) yemek borusunun alt kısmı etrafında 360 derece sarılır ve dikişlerle sabitlenir.
  6. Kesilerin Kapatılması: Cilt kesileri kapatılır.

Nissen Fundoplikasyonunun Avantajları

  • Etkili Reflü Kontrolü: Reflü semptomlarını önemli ölçüde azaltır veya ortadan kaldırır.
  • İlaç Kullanımını Azaltma veya Bırakma: Ameliyat sonrası çoğu hasta ilaç kullanmayı bırakabilir veya ilaç dozunu azaltabilir.
  • Yaşam Kalitesini Artırma: Reflü semptomlarının azalmasıyla yaşam kalitesi artar.
  • Komplikasyonları Önleme: Yemek borusunda iltihaplanma, yara oluşumu veya Barrett özofagusu gibi komplikasyonları önler.

Nissen Fundoplikasyonunun Riskleri

Her cerrahi işlemde olduğu gibi, Nissen fundoplikasyonunun da bazı riskleri vardır.

  • Yutma Güçlüğü (Disfaji): Ameliyat sonrası geçici veya kalıcı yutma güçlüğü yaşanabilir.
  • Gaz Şişkinliği: Midenin sarılması nedeniyle gazın çıkışı zorlaşabilir ve şişkinlik hissedilebilir.
  • Dumping Sendromu: Midenin hızlı boşalması sonucu ortaya çıkan bir durumdur. Nadiren görülür.
  • Ameliyat Bölgesinde Enfeksiyon: Nadir görülen bir komplikasyondur.
  • Kanama: Nadir görülen bir komplikasyondur.
  • Fundoplikasyonun Kayması: Zamanla fundoplikasyonun kayması ve reflünün tekrar başlaması nadiren görülebilir.

LINX Sistemi

LINX sistemi, yemek borusunun alt kısmına yerleştirilen manyetik boncuklardan oluşan bir halkadır. Bu halka, yemek borusunun açık kalmasını engellerken, yiyeceklerin geçmesine izin verir. Laparoskopik olarak uygulanır.

LINX Sistemi Nasıl Çalışır?

LINX sistemi, manyetik boncuklardan oluşan bir halkadır. Bu boncuklar, birbirlerine manyetik olarak bağlıdır. Bu sayede, yemek borusunun alt kısmında bir bariyer oluşturulur ve mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçması engellenir. Yiyecekler yutulduğunda, manyetik bağlar geçici olarak ayrılır ve yiyeceklerin mideye geçmesine izin verilir. Yiyecekler geçtikten sonra, manyetik bağlar tekrar birleşir ve bariyer yeniden oluşur.

LINX Sisteminin Avantajları

  • Etkili Reflü Kontrolü: Reflü semptomlarını önemli ölçüde azaltır veya ortadan kaldırır.
  • Yutma Güçlüğü Riskinin Daha Düşük Olması: Nissen fundoplikasyonuna göre yutma güçlüğü riski daha düşüktür.
  • Doğal Fizyolojiye Daha Yakın Olması: Midenin sarılması yerine, manyetik bir bariyer oluşturarak reflüyü engeller.
  • İlaç Kullanımını Azaltma veya Bırakma: Ameliyat sonrası çoğu hasta ilaç kullanmayı bırakabilir veya ilaç dozunu azaltabilir.
  • Yaşam Kalitesini Artırma: Reflü semptomlarının azalmasıyla yaşam kalitesi artar.
  • Geri Dönüşümlü Olması: Gerekirse, LINX sistemi çıkarılabilir.

LINX Sisteminin Riskleri

LINX sisteminin de bazı riskleri vardır.

  • Yutma Güçlüğü (Disfaji): Ameliyat sonrası geçici yutma güçlüğü yaşanabilir.
  • Göğüs Ağrısı: Ameliyat sonrası geçici göğüs ağrısı yaşanabilir.
  • LINX Sisteminin Kayması: Nadiren LINX sistemi kayabilir ve tekrar ameliyat gerekebilir.
  • Ameliyat Bölgesinde Enfeksiyon: Nadir görülen bir komplikasyondur.
  • Kanama: Nadir görülen bir komplikasyondur.
  • MR Uyumluluğu: LINX sistemi MR uyumlu değildir. MR çekilmesi gerektiğinde özel önlemler alınması gerekebilir.

Endoskopik Fundoplikasyon (EsophyX)

EsophyX, yemek borusunun içinden girilerek, mide ile yemek borusu arasındaki bağlantının güçlendirildiği bir yöntemdir. Ciltte herhangi bir kesi yapılmaz.

EsophyX Nasıl Yapılır?

EsophyX, endoskopik bir yöntemdir. Bu yöntemde, bir endoskop (ucunda kamera bulunan ince bir tüp) ağızdan yemek borusuna ve mideye yerleştirilir. Endoskop aracılığıyla, mide ile yemek borusu arasındaki bağlantı bölgesine dikişler atılır. Bu dikişler, AÖS'ü güçlendirir ve reflüyü engeller.

EsophyX'in Avantajları

  • Ciltte Kesi Olmaması: Ameliyat, ciltte herhangi bir kesi yapılmadan gerçekleştirilir.
  • Daha Az Ağrı: Ameliyat sonrası ağrı daha azdır.
  • Daha Kısa İyileşme Süresi: İyileşme süresi daha kısadır.
  • İlaç Kullanımını Azaltma veya Bırakma: Ameliyat sonrası çoğu hasta ilaç kullanmayı bırakabilir veya ilaç dozunu azaltabilir.

EsophyX'in Riskleri

EsophyX'in de bazı riskleri vardır.

  • Yutma Güçlüğü (Disfaji): Ameliyat sonrası geçici yutma güçlüğü yaşanabilir.
  • Göğüs Ağrısı: Ameliyat sonrası geçici göğüs ağrısı yaşanabilir.
  • Ameliyat Bölgesinde Kanama: Nadir görülen bir komplikasyondur.
  • Ameliyat Bölgesinde Enfeksiyon: Nadir görülen bir komplikasyondur.
  • Reflünün Tekrar Başlaması: Zamanla dikişlerin gevşemesi sonucu reflü tekrar başlayabilir.

Ne Zaman Ameliyat Olmalısınız?

Reflü ameliyatı kararı, birçok faktöre bağlıdır. Genel olarak, aşağıdaki durumlarda ameliyat düşünülebilir:

  • İlaç Tedavisine Rağmen Reflü Semptomları Kontrol Altına Alınamıyorsa: Yaşam tarzı değişiklikleri ve ilaç tedavisine rağmen reflü semptomları devam ediyorsa ve yaşam kalitenizi olumsuz etkiliyorsa, ameliyat bir seçenek olabilir.
  • İlaçların Yan Etkilerinden Dolayı İlaç Kullanamıyorsanız: Uzun süreli ilaç kullanımının yan etkilerinden dolayı ilaç kullanamıyorsanız, ameliyat bir alternatif olabilir.
  • Barrett Özofagusu Gelişme Riski Varsa: Uzun süreli reflü, Barrett özofagusu gibi daha ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Bu riski azaltmak için ameliyat düşünülebilir.
  • Hiatal Herniniz Varsa: Hiatal herni, reflü riskini artırabilir. Hiatal herni ile birlikte reflü semptomları da varsa, ameliyat düşünülebilir.
  • Genç ve Uzun Süre İlaç Kullanmak İstemiyorsanız: Genç yaşta reflü tanısı konulmuş ve uzun süre ilaç kullanmak istemiyorsanız, ameliyat bir seçenek olabilir.

Ameliyat Kararı Alırken Dikkat Edilmesi Gerekenler

Ameliyat kararı alırken dikkat edilmesi gereken bazı önemli noktalar şunlardır:

  • Doktorunuzla Detaylı Görüşün: Ameliyatın riskleri ve faydaları hakkında doktorunuzla detaylı bir şekilde konuşun.
  • Farklı Cerrahi Seçenekleri Hakkında Bilgi Edinin: Nissen fundoplikasyonu, LINX sistemi ve EsophyX gibi farklı cerrahi seçenekler hakkında bilgi edinin ve sizin için en uygun olanı doktorunuzla birlikte belirleyin.
  • Deneyimli Bir Cerrah Seçin: Reflü cerrahisi konusunda deneyimli bir cerrah seçin.
  • Ameliyat Sonrası Beklentilerinizi Belirleyin: Ameliyat sonrası iyileşme süreci ve olası komplikasyonlar hakkında bilgi edinin.
  • Yaşam Tarzı Değişikliklerine Devam Edin: Ameliyat sonrası reflü semptomlarını kontrol altında tutmak için yaşam tarzı değişikliklerine devam edin.

Ameliyat Sonrası İyileşme Süreci

Ameliyat sonrası iyileşme süreci, cerrahi yönteme ve kişinin genel sağlık durumuna bağlı olarak değişir. Laparoskopik yöntemle yapılan ameliyatlarda iyileşme süreci genellikle daha kısadır.

  • Hastanede Kalış Süresi: Laparoskopik ameliyatlardan sonra genellikle 1-2 gün hastanede kalınır. Açık ameliyatlarda hastanede kalış süresi daha uzun olabilir.
  • Ağrı Kontrolü: Ameliyat sonrası ağrı kesicilerle ağrı kontrolü sağlanır.
  • Beslenme: Ameliyat sonrası ilk günlerde sıvı gıdalarla beslenilir. Daha sonra yavaş yavaş katı gıdalara geçilir. Doktorunuzun veya diyetisyeninizin önerilerine uyun.
  • Fiziksel Aktivite: Ameliyat sonrası hafif fiziksel aktivitelere başlanabilir. Ağır egzersizlerden ve yük kaldırmaktan kaçının. Doktorunuzun önerilerine uyun.
  • Kontroller: Ameliyat sonrası düzenli kontrollere gitmek önemlidir.

Sonuç

Reflü hastalığı, yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilen yaygın bir rahatsızlıktır. Yaşam tarzı değişiklikleri ve ilaç tedavisi ile reflü semptomları kontrol altına alınamayan veya ilaçların yan etkilerinden dolayı ilaç kullanamayan kişiler için cerrahi tedavi bir seçenek olabilir. Nissen fundoplikasyonu, LINX sistemi ve EsophyX gibi farklı cerrahi seçenekler mevcuttur. Ameliyat kararı alırken, doktorunuzla detaylı bir şekilde konuşun ve sizin için en uygun olan cerrahi yöntemi belirleyin. Ameliyat sonrası reflü semptomlarını kontrol altında tutmak için yaşam tarzı değişikliklerine devam etmeyi unutmayın.

#reflü cerrahisi#gastroözofageal reflü#reflü#laparoskopik fundoplikasyon#mide fıtığı

Diğer Blog Yazıları

Hematoloji Yoğun Bakımda Yaşam Mücadelesi: Kan Hastalıkları ve Kritik Bakım

Hematoloji Yoğun Bakımda Yaşam Mücadelesi: Kan Hastalıkları ve Kritik Bakım

06 11 2025 Devamını oku »
Romatoid Artrit ve Beslenme: Ağrıyı Azaltmak İçin Ne Yemeli, Nelerden Kaçınmalı?

Romatoid Artrit ve Beslenme: Ağrıyı Azaltmak İçin Ne Yemeli, Nelerden Kaçınmalı?

06 11 2025 Devamını oku »
Çocuklarda Kalp Üfürümleri: Nedenleri, Belirtileri ve Tedavi Yaklaşımları

Çocuklarda Kalp Üfürümleri: Nedenleri, Belirtileri ve Tedavi Yaklaşımları

06 11 2025 Devamını oku »
Ani Solunum Yetmezliği: Nedenleri, Belirtileri ve Yoğun Bakım Yönetimi

Ani Solunum Yetmezliği: Nedenleri, Belirtileri ve Yoğun Bakım Yönetimi

06 11 2025 Devamını oku »
İnsan Kalbinin Anatomisi ve Kardiyovasküler Hastalıklarla İlişkisi

İnsan Kalbinin Anatomisi ve Kardiyovasküler Hastalıklarla İlişkisi

06 11 2025 Devamını oku »
İntensive Care Unit (ICU): Inside the Critical Care Environment

İntensive Care Unit (ICU): Inside the Critical Care Environment

06 11 2025 Devamını oku »
Uyku Kalitenizi Artırmanın Bilimsel Yolları: Fizyolojik Temeller ve Pratik İpuçları

Uyku Kalitenizi Artırmanın Bilimsel Yolları: Fizyolojik Temeller ve Pratik İpuçları

06 11 2025 Devamını oku »
Klinik Nörofizyoloji ile Tanısı Konulan Sık Görülen Hastalıklar

Klinik Nörofizyoloji ile Tanısı Konulan Sık Görülen Hastalıklar

06 11 2025 Devamını oku »
Doğum Sonrası Yoğun Bakım: Annenin Sağlığı İçin Kritik Önlemler

Doğum Sonrası Yoğun Bakım: Annenin Sağlığı İçin Kritik Önlemler

06 11 2025 Devamını oku »