Tiroid Nodüllerine Yaklaşım: Tanı, Takip ve Tedavi Seçenekleri

29 10 2025

Tiroid Nodüllerine Yaklaşım: Tanı, Takip ve Tedavi Seçenekleri
Genel CerrahiendokrinolojiNükleer Tıp

Tiroid Nodüllerine Yaklaşım: Tanı, Takip ve Tedavi Seçenekleri

Tiroid Nodüllerine Yaklaşım: Tanı, Takip ve Tedavi Seçenekleri

Tiroid nodülleri, tiroid bezinde oluşan ve normal tiroid dokusundan farklı olan kitlelerdir. Bu nodüller oldukça yaygındır ve çoğu zaman herhangi bir belirti vermezler. Ancak, bazı durumlarda tiroid fonksiyonunu etkileyebilir veya kanserli olabilirler. Bu nedenle, tiroid nodüllerinin doğru bir şekilde değerlendirilmesi, tanı konulması, takip edilmesi ve gerektiğinde tedavi edilmesi önemlidir. Bu blog yazısında, tiroid nodüllerine yaklaşım, tanı yöntemleri, takip stratejileri ve tedavi seçenekleri hakkında kapsamlı bilgi sunacağız.

Tiroid Nodülleri Hakkında Genel Bilgiler

Tiroid Bezi ve Fonksiyonları

Tiroid bezi, boynun ön kısmında, adem elmasının altında yer alan küçük, kelebek şeklinde bir organdır. Tiroid bezinin temel görevi, tiroid hormonları olan tiroksin (T4) ve triiyodotironin (T3) üretmektir. Bu hormonlar, vücudun metabolizmasını düzenler, enerji üretimini kontrol eder ve birçok organın ve sistemin düzgün çalışmasını sağlar. Tiroid hormonları, büyüme, gelişme, kalp fonksiyonları, sindirim, kas kontrolü, beyin gelişimi ve kemik sağlığı gibi birçok önemli süreçte rol oynar.

Tiroid bezinin fonksiyonları, hipofiz bezi tarafından salgılanan tiroid uyarıcı hormon (TSH) tarafından kontrol edilir. TSH, tiroid bezini uyararak T4 ve T3 hormonlarının üretimini ve salgılanmasını sağlar. Tiroid hormon seviyeleri düştüğünde, hipofiz bezi daha fazla TSH salgılar ve tiroid bezini daha fazla hormon üretmesi için uyarır. Tiroid hormon seviyeleri yükseldiğinde ise, hipofiz bezi daha az TSH salgılar.

Tiroid Nodülü Nedir?

Tiroid nodülü, tiroid bezi içinde oluşan ve normal tiroid dokusundan farklı bir yapıya sahip olan bir kitledir. Nodüller, tek bir nodül (soliter nodül) veya birden fazla nodül (multinodüler guatr) şeklinde olabilir. Nodüllerin boyutu da değişiklik gösterebilir; bazıları çok küçük ve ancak görüntüleme yöntemleriyle tespit edilebilirken, bazıları daha büyük olabilir ve elle muayene sırasında hissedilebilir.

Tiroid nodülleri oldukça yaygındır. Yapılan araştırmalar, erişkinlerin yaklaşık %4-7'sinde elle muayene ile tespit edilebilen nodüller bulunduğunu göstermektedir. Ancak, ultrason gibi daha hassas görüntüleme yöntemleri kullanıldığında, bu oran %20-76'ya kadar çıkabilmektedir. Nodüllerin görülme sıklığı yaşla birlikte artar ve kadınlarda erkeklere göre daha sık görülür.

Tiroid Nodüllerinin Nedenleri

Tiroid nodüllerinin oluşumuna yol açan birçok faktör bulunmaktadır. Bunlardan bazıları şunlardır:

  • İyot Eksikliği: İyot, tiroid hormonlarının üretimi için gerekli olan temel bir elementtir. İyot eksikliği, tiroid bezinin büyümesine ve nodüllerin oluşmasına neden olabilir. İyotlu tuz kullanımı ile iyot eksikliği önemli ölçüde azalmıştır.
  • Hashimoto Tiroiditi: Bu otoimmün hastalık, tiroid bezine karşı antikorların üretilmesiyle karakterizedir. Hashimoto tiroiditi, tiroid bezinin iltihaplanmasına ve hasar görmesine, dolayısıyla nodüllerin oluşmasına yol açabilir.
  • Multinodüler Guatr: Tiroid bezinde birden fazla nodülün bulunduğu bir durumdur. Multinodüler guatrın nedenleri tam olarak bilinmemekle birlikte, genetik yatkınlık ve çevresel faktörlerin rol oynadığı düşünülmektedir.
  • Tiroid Adenomu: Tiroid bezinde oluşan iyi huylu bir tümördür. Adenomlar, tiroid hormonlarını aşırı üretebilir ve hipertiroidizme neden olabilir.
  • Tiroid Kanseri: Tiroid nodüllerinin küçük bir kısmı kanserlidir. Papiller tiroid kanseri, foliküler tiroid kanseri, medüller tiroid kanseri ve anaplastik tiroid kanseri olmak üzere farklı tipleri vardır.
  • Radyasyon Maruziyeti: Özellikle çocukluk döneminde baş ve boyun bölgesine radyasyon maruziyeti, tiroid nodüllerinin ve tiroid kanserinin riskini artırabilir.
  • Genetik Faktörler: Ailede tiroid hastalığı öyküsü olan kişilerde tiroid nodülü görülme olasılığı daha yüksektir.

Tiroid Nodüllerinin Belirtileri

Tiroid nodüllerinin çoğu herhangi bir belirti vermez ve genellikle rutin bir fizik muayene veya görüntüleme sırasında tesadüfen tespit edilirler. Ancak, bazı durumlarda nodüller belirtilere neden olabilir. Bu belirtiler şunlardır:

  • Boyunda Şişlik veya Kitle: Nodül büyüdükçe boyunda elle hissedilebilen veya görülebilen bir şişlik veya kitle oluşabilir.
  • Yutma Güçlüğü (Disfaji): Büyük nodüller yemek borusuna baskı yaparak yutma güçlüğüne neden olabilir.
  • Nefes Darlığı (Dispne): Nodül trakeaya (soluk borusu) baskı yaparak nefes darlığına yol açabilir.
  • Ses Kısıklığı: Nodül, ses tellerini kontrol eden sinirlere baskı yaparak ses kısıklığına neden olabilir.
  • Boyun Ağrısı: Nadiren, nodüller boyun ağrısına neden olabilir.
  • Hipertiroidizm Belirtileri: Tiroid hormonlarını aşırı üreten nodüller (toksik nodüller) hipertiroidizm belirtilerine yol açabilir. Bu belirtiler arasında sinirlilik, anksiyete, çarpıntı, terleme, kilo kaybı, titreme ve ishal yer alır.
  • Hipotiroidizm Belirtileri: Nadiren, nodüller tiroid bezinin normal fonksiyonunu bozarak hipotiroidizme neden olabilir. Bu belirtiler arasında yorgunluk, halsizlik, kilo alma, kabızlık, cilt kuruluğu ve saç dökülmesi yer alır.

Tiroid Nodüllerine Tanısal Yaklaşım

Tiroid nodülü tespit edildiğinde, nodülün iyi huylu mu yoksa kötü huylu mu olduğunu belirlemek ve tiroid fonksiyonunu değerlendirmek için bir dizi tanısal test yapılır. Bu testler şunlardır:

Fizik Muayene

Doktor, boynunuzu elle muayene ederek tiroid bezinin büyüklüğünü, nodüllerin varlığını ve diğer anormallikleri değerlendirir. Boyundaki lenf bezlerinin de muayenesi önemlidir.

Tiroid Fonksiyon Testleri

Bu kan testleri, tiroid bezinin ne kadar iyi çalıştığını değerlendirmek için yapılır. Temel olarak TSH (tiroid uyarıcı hormon), serbest T4 (tiroksin) ve serbest T3 (triiyodotironin) hormon seviyelerine bakılır. TSH seviyesi, tiroid fonksiyonunun en hassas göstergesidir. TSH seviyesinin normalin dışında olması, tiroid bezinde bir sorun olduğunu gösterebilir.

  • TSH Yüksekliği: Hipotiroidizmi (tiroid bezinin yetersiz çalışması) gösterebilir.
  • TSH Düşüklüğü: Hipertiroidizmi (tiroid bezinin aşırı çalışması) gösterebilir.

Tiroid Ultrasonografisi

Tiroid ultrasonu, tiroid bezinin ve nodüllerin görüntülenmesi için kullanılan bir görüntüleme yöntemidir. Ultrason, radyasyon içermeyen, ağrısız ve güvenli bir yöntemdir. Ultrason ile nodüllerin boyutu, sayısı, yapısı (solid, kistik veya mikst) ve sınırları değerlendirilir. Ayrıca, nodüllerin etrafındaki lenf bezleri de incelenir.

Ultrason görüntüleme sırasında, tiroid nodüllerinin kanser riski taşıyıp taşımadığını belirlemeye yardımcı olan bazı özellikler değerlendirilir. Bu özellikler şunlardır:

  • Hipoekoik Yapı: Nodülün ultrason görüntüsünde normal tiroid dokusuna göre daha koyu görünmesi.
  • Mikrokalsifikasyonlar: Nodül içinde küçük kalsiyum birikintilerinin bulunması.
  • Düzensiz Sınırlar: Nodülün sınırlarının belirgin olmaması veya düzensiz olması.
  • İntranodüler Vaskülarite: Nodül içinde kan damarlarının bulunması.
  • Boyut ve Büyüme Hızı: Nodülün boyutu ve zaman içindeki büyüme hızı.

Bu özelliklere göre, tiroid nodülleri düşük, orta veya yüksek riskli olarak sınıflandırılabilir.

Tiroid Sintigrafisi

Tiroid sintigrafisi, tiroid bezinin fonksiyonunu değerlendirmek için kullanılan bir nükleer tıp yöntemidir. Bu testte, hastaya radyoaktif bir madde (genellikle teknesyum-99m perteknetat veya iyot-123) enjekte edilir. Tiroid bezi bu maddeyi emer ve bir gama kamera ile görüntülenir. Sintigrafide, nodüllerin radyoaktif maddeyi ne kadar emdiği değerlendirilir.

  • Sıcak Nodül: Radyoaktif maddeyi normal tiroid dokusuna göre daha fazla emen nodüllerdir. Genellikle iyi huyludur ve tiroid hormonlarını aşırı üretebilirler (toksik nodüller).
  • Soğuk Nodül: Radyoaktif maddeyi normal tiroid dokusuna göre daha az emen veya hiç emmeyen nodüllerdir. Kanser riski taşıyabilirler ve daha detaylı incelenmeleri gerekir.
  • Ilık Nodül: Radyoaktif maddeyi normal tiroid dokusuyla aynı oranda emen nodüllerdir. Kanser riski daha düşüktür, ancak yine de takip edilmeleri gerekebilir.

Günümüzde tiroid sintigrafisi, daha çok hipertiroidi durumlarında ve toksik nodüllerin değerlendirilmesinde kullanılmaktadır.

İnce İğne Aspirasyon Biyopsisi (İİAB)

İnce iğne aspirasyon biyopsisi (İİAB), tiroid nodüllerinin tanısında kullanılan en önemli yöntemlerden biridir. Bu işlemde, ince bir iğne ile nodülden hücre örneği alınır ve mikroskop altında incelenir (sitolojik inceleme). İİAB, nodülün iyi huylu mu yoksa kötü huylu mu olduğunu belirlemede oldukça etkilidir.

İİAB genellikle ultrason eşliğinde yapılır, böylece iğnenin doğru yere yerleştirilmesi sağlanır. İşlem genellikle ağrısızdır veya hafif bir rahatsızlık hissi verebilir. İşlemden sonra hafif bir kanama veya morarma olabilir, ancak bunlar genellikle kısa sürede kendiliğinden geçer.

İİAB sonucunda elde edilen sitolojik değerlendirme aşağıdaki kategorilerden birine ayrılabilir:

  • Benign (İyi Huylu): Nodülün kanserli olmadığı anlamına gelir. Bu durumda genellikle sadece takip önerilir.
  • Malign (Kötü Huylu): Nodülün kanserli olduğu anlamına gelir. Bu durumda cerrahi tedavi gereklidir.
  • Şüpheli veya Belirsiz: Nodülün kanserli olup olmadığı kesin olarak belirlenemez. Bu durumda tekrar İİAB, moleküler testler veya cerrahi eksizyon gerekebilir. Bethesda Sınıflamasına göre belirlenir.
  • Foliküler Neoplazi veya Hücre Anomalisi: Bu kategori, nodülün foliküler hücrelerinden kaynaklanan bir tümör olduğunu gösterir. Kanser riski taşıdığı için genellikle cerrahi eksizyon önerilir.
  • Tanısal Olmayan veya Yetersiz Materyal: Elde edilen hücre örneği yetersiz olduğu için tanı konulamaz. Bu durumda tekrar İİAB yapılması gerekebilir.

Moleküler Testler

İİAB sonucunda şüpheli veya belirsiz sonuç elde edilen nodüllerin değerlendirilmesinde moleküler testler kullanılabilir. Bu testler, nodül hücrelerinde kanserle ilişkili genetik değişiklikleri (mutasyonları) tespit etmeye yöneliktir. Moleküler testler, nodülün iyi huylu mu yoksa kötü huylu mu olduğunu belirlemede ek bilgi sağlayabilir ve gereksiz cerrahi girişimleri önlemeye yardımcı olabilir.

Kullanılan başlıca moleküler testler şunlardır:

  • Afirma GEC: Gen ekspresyon sınıflandırması ile nodülün iyi huylu olma olasılığını değerlendirir.
  • ThyroSeq v3: Gen mutasyonlarını, füzyonlarını ve gen ekspresyon profilini analiz ederek nodülün kanser riskini belirler.
  • RosettaGX Reveal: MikroRNA analizi ile nodülün kanser riskini değerlendirir.

Tiroid Nodüllerinin Takibi

Tiroid nodüllerinin takibi, nodülün iyi huylu olduğunun belirlenmesinden sonra, nodülün büyüklüğünü, yapısını ve fonksiyonunu düzenli aralıklarla değerlendirmek için yapılır. Takip süresi ve sıklığı, nodülün özelliklerine, hastanın risk faktörlerine ve klinik duruma göre belirlenir.

Takip Protokolleri

Genel olarak, iyi huylu olduğu belirlenen ve herhangi bir belirtiye neden olmayan küçük nodüller için aşağıdaki takip protokolleri uygulanabilir:

  • İlk Takip: İlk İİAB'den 6-12 ay sonra tiroid ultrasonu ve tiroid fonksiyon testleri yapılır.
  • Sonraki Takipler: Eğer nodül stabil ise (büyüklüğünde veya yapısında önemli bir değişiklik yoksa), yıllık veya 2 yılda bir tiroid ultrasonu ve tiroid fonksiyon testleri ile takip edilebilir.
  • Nodül Büyümesi: Nodülün büyüklüğünde anlamlı bir artış (örneğin, %20'den fazla veya en az 2 mm büyüme) tespit edilirse, tekrar İİAB yapılması gerekebilir.
  • Yeni Belirtiler: Nodülün yutma güçlüğü, nefes darlığı veya ses kısıklığı gibi yeni belirtilere neden olması durumunda, daha sık takip ve değerlendirme yapılması gerekebilir.

Yüksek riskli nodüller (örneğin, ultrason özelliklerine göre şüpheli görünen veya ailede tiroid kanseri öyküsü olan nodüller) daha sık takip edilmelidir.

Takip Sırasında Dikkat Edilmesi Gerekenler

Takip sırasında aşağıdaki hususlara dikkat etmek önemlidir:

  • Düzenli Kontroller: Doktorunuzun önerdiği aralıklarla düzenli kontrollere gitmek.
  • Belirtileri İzlemek: Nodülün neden olduğu belirtileri (yutma güçlüğü, nefes darlığı, ses kısıklığı vb.) takip etmek ve doktorunuza bildirmek.
  • Ultrason Raporlarını Saklamak: Ultrason raporlarını saklamak ve karşılaştırma yapmak için doktorunuza sunmak.
  • Yaşam Tarzı Değişiklikleri: İyotlu tuz kullanmak ve sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek tiroid sağlığı için önemlidir.

Tiroid Nodüllerinin Tedavi Seçenekleri

Tiroid nodüllerinin tedavisi, nodülün iyi huylu mu yoksa kötü huylu mu olduğuna, nodülün büyüklüğüne, tiroid fonksiyonunu etkileyip etkilemediğine ve hastanın genel sağlık durumuna göre belirlenir.

İyi Huylu Nodüllerin Tedavisi

İyi huylu olduğu belirlenen ve herhangi bir belirtiye neden olmayan küçük nodüller genellikle tedavi gerektirmez. Bu nodüller sadece düzenli olarak takip edilir.

Ancak, bazı durumlarda iyi huylu nodüller tedavi gerektirebilir. Bu durumlar şunlardır:

  • Büyük Nodüller: Yutma güçlüğü, nefes darlığı veya ses kısıklığı gibi belirtilere neden olan büyük nodüller.
  • Toksik Nodüller: Tiroid hormonlarını aşırı üreten ve hipertiroidizme neden olan nodüller.
  • Kozmetik Nedenler: Boyunda belirgin bir şişliğe neden olan ve hastayı rahatsız eden nodüller.

İyi huylu nodüllerin tedavisinde kullanılan yöntemler şunlardır:

Levotiroksin (Tiroid Hormonu) Tedavisi

Levotiroksin, sentetik bir T4 hormonudur. Bu tedavi, tiroid bezinin daha az çalışmasını sağlayarak nodülün büyümesini engellemeye veya küçültmeye yöneliktir. Levotiroksin tedavisi, genellikle TSH seviyesi yüksek olan (hipotiroidizm) hastalarda kullanılır. Ancak, TSH seviyesi normal olan hastalarda da nodülün büyümesini engellemek için kullanılabilir.

Levotiroksin tedavisinin etkinliği tartışmalıdır ve tüm nodüllerde işe yaramayabilir. Tedaviye başlandıktan sonra nodülün büyüklüğü ve TSH seviyeleri düzenli olarak takip edilmelidir.

Radyoaktif İyot (RAI) Tedavisi

Radyoaktif iyot (RAI), tiroid bezinin hücreleri tarafından emilen bir radyoaktif iyot izotopudur (iyot-131). RAI tedavisi, tiroid bezinin hücrelerini yok ederek nodülün küçülmesini sağlar. Bu tedavi, özellikle toksik nodüllerin (tiroid hormonlarını aşırı üreten nodüller) tedavisinde etkilidir.

RAI tedavisi genellikle ağızdan kapsül veya sıvı şeklinde alınır. Tedaviden sonra hastalar birkaç gün boyunca radyasyon yayabilirler, bu nedenle özel önlemler almaları gerekebilir (örneğin, diğer insanlarla yakın temastan kaçınmak). RAI tedavisinin yan etkileri arasında tiroid bezinin yetersiz çalışması (hipotiroidizm), boyun ağrısı ve tükürük bezi iltihabı yer alabilir.

Cerrahi Tedavi (Tiroidektomi)

Cerrahi tedavi (tiroidektomi), tiroid bezinin tamamının veya bir kısmının cerrahi olarak çıkarılmasıdır. Tiroidektomi, büyük nodüllerin, yutma güçlüğü, nefes darlığı veya ses kısıklığı gibi belirtilere neden olan nodüllerin ve toksik nodüllerin tedavisinde kullanılabilir.

Tiroidektomi, genel anestezi altında yapılır. Ameliyat sırasında tiroid bezinin tamamı (total tiroidektomi) veya sadece nodülün bulunduğu lobu (hemitoroidektomi) çıkarılabilir. Ameliyat sonrası komplikasyonlar arasında ses kısıklığı (rekürren laringeal sinir hasarı), kalsiyum düşüklüğü (hipoparatiroidizm) ve kanama yer alabilir.

Perkütan Etanol Enjeksiyonu (PEI)

Perkütan etanol enjeksiyonu (PEI), nodül içine alkol enjekte edilerek nodülün küçültülmesini sağlayan bir tedavi yöntemidir. Bu yöntem, genellikle kistik nodüllerin tedavisinde kullanılır. PEI, ultrason eşliğinde yapılır ve genellikle lokal anestezi altında uygulanır. İşlem sırasında ince bir iğne ile nodül içine alkol enjekte edilir. Alkol, nodül hücrelerini öldürerek nodülün küçülmesini sağlar.

PEI'nin yan etkileri arasında ağrı, şişlik ve morarma yer alabilir. Nadiren, ses kısıklığı veya enfeksiyon gibi daha ciddi komplikasyonlar görülebilir.

Radyofrekans Ablasyon (RFA)

Radyofrekans ablasyon (RFA), nodül içine bir elektrot yerleştirilerek radyo dalgaları ile ısıtılarak nodülün küçültülmesini sağlayan bir tedavi yöntemidir. Bu yöntem, iyi huylu solid nodüllerin tedavisinde kullanılabilir. RFA, ultrason eşliğinde yapılır ve genellikle lokal anestezi altında uygulanır. İşlem sırasında elektrot nodül içine yerleştirilir ve radyo dalgaları ile ısıtılarak nodül hücreleri yok edilir.

RFA'nın yan etkileri arasında ağrı, şişlik ve cilt yanığı yer alabilir. Nadiren, ses kısıklığı veya enfeksiyon gibi daha ciddi komplikasyonlar görülebilir.

Kötü Huylu Nodüllerin (Tiroid Kanseri) Tedavisi

Tiroid kanseri tanısı konulan nodüllerin tedavisi genellikle cerrahidir. Cerrahi tedavi, tiroid bezinin tamamının (total tiroidektomi) veya nodülün bulunduğu lobun (hemitoroidektomi) çıkarılmasını içerir. Ameliyat sırasında, boyundaki lenf bezleri de incelenebilir ve kanserli lenf bezleri çıkarılabilir (lenf nodu disseksiyonu).

Cerrahi tedaviden sonra, bazı hastalara radyoaktif iyot (RAI) tedavisi verilebilir. RAI tedavisi, ameliyattan sonra kalan tiroid hücrelerini yok etmeye ve kanserin tekrarlama riskini azaltmaya yöneliktir. RAI tedavisi, özellikle yüksek riskli tiroid kanseri türlerinde (örneğin, papiller tiroid kanseri ve foliküler tiroid kanseri) kullanılır.

Tiroid kanserinin türüne, evresine ve hastanın genel sağlık durumuna göre, radyoterapi veya kemoterapi gibi ek tedaviler de uygulanabilir. Tiroid kanseri tedavisinde, hastanın yaşam boyu tiroid hormonu (levotiroksin) alması gerekebilir.

Sonuç

Tiroid nodülleri oldukça yaygın bir durumdur ve çoğu zaman iyi huyludur. Ancak, tiroid nodüllerinin doğru bir şekilde değerlendirilmesi, tanı konulması, takip edilmesi ve gerektiğinde tedavi edilmesi önemlidir. Bu blog yazısında, tiroid nodüllerine yaklaşım, tanı yöntemleri, takip stratejileri ve tedavi seçenekleri hakkında kapsamlı bilgi sunulmuştur. Unutmayın ki, tiroid nodülleriyle ilgili herhangi bir endişeniz varsa, bir doktora danışmanız önemlidir.

#ince iğne aspirasyon biyopsisi#tiroid nodülü#tiroid kanseri#hormon tedavisi#tiroid ultrasonografisi

Diğer Blog Yazıları

İnsan Kalbinin Anatomisi ve Kardiyovasküler Hastalıklarla İlişkisi

İnsan Kalbinin Anatomisi ve Kardiyovasküler Hastalıklarla İlişkisi

06 11 2025 Devamını oku »
İntensive Care Unit (ICU): Inside the Critical Care Environment

İntensive Care Unit (ICU): Inside the Critical Care Environment

06 11 2025 Devamını oku »
Uyku Kalitenizi Artırmanın Bilimsel Yolları: Fizyolojik Temeller ve Pratik İpuçları

Uyku Kalitenizi Artırmanın Bilimsel Yolları: Fizyolojik Temeller ve Pratik İpuçları

06 11 2025 Devamını oku »
Klinik Nörofizyoloji ile Tanısı Konulan Sık Görülen Hastalıklar

Klinik Nörofizyoloji ile Tanısı Konulan Sık Görülen Hastalıklar

06 11 2025 Devamını oku »
Doğum Sonrası Yoğun Bakım: Annenin Sağlığı İçin Kritik Önlemler

Doğum Sonrası Yoğun Bakım: Annenin Sağlığı İçin Kritik Önlemler

06 11 2025 Devamını oku »
Akciğer Kanserinde Yeni Nesil Tedaviler: Hedefe Yönelik Terapiler ve İmmünoterapi

Akciğer Kanserinde Yeni Nesil Tedaviler: Hedefe Yönelik Terapiler ve İmmünoterapi

06 11 2025 Devamını oku »
Güneşin Zararlı Etkilerinden Korunma Yolları: Cildinizi Yaz Aylarında Nasıl Güvende Tutarsınız?

Güneşin Zararlı Etkilerinden Korunma Yolları: Cildinizi Yaz Aylarında Nasıl Güvende Tutarsınız?

06 11 2025 Devamını oku »
Kronik Ağrıyla Yaşamak: Algoloji Uzmanlarından Destek Almanın Önemi

Kronik Ağrıyla Yaşamak: Algoloji Uzmanlarından Destek Almanın Önemi

06 11 2025 Devamını oku »
Nükleer Tıp ile Kanser Teşhisinde Erken Tanının Önemi ve Güncel Uygulamalar

Nükleer Tıp ile Kanser Teşhisinde Erken Tanının Önemi ve Güncel Uygulamalar

06 11 2025 Devamını oku »