01 10 2025
Akut miyeloid lösemi (AML), kemik iliğinde başlayan ve hızla ilerleyen bir kan ve kemik iliği kanseridir. AML tedavisinde kemoterapi önemli bir rol oynasa da, kemik iliği nakli (KİT) veya diğer adıyla hematopoetik kök hücre nakli (HSCT), özellikle yüksek riskli AML vakalarında veya kemoterapiye yanıt vermeyen hastalarda hayat kurtarıcı bir tedavi seçeneği olabilir. Bu yazıda, AML ve kemik iliği nakli arasındaki ilişkiyi, naklin uygunluğunu etkileyen faktörleri, nakil sürecini ve potansiyel riskleri detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.
Akut miyeloid lösemi (AML), kemik iliğinde bulunan miyeloid hücrelerin (kırmızı kan hücreleri, beyaz kan hücreleri ve trombositler üreten hücreler) anormal ve kontrolsüz bir şekilde çoğalması sonucu ortaya çıkar. Bu anormal hücreler, olgunlaşarak normal kan hücrelerine dönüşemezler ve kemik iliğini doldurarak sağlıklı kan hücrelerinin üretimini engellerler. Sonuç olarak, anemi (kırmızı kan hücresi eksikliği), enfeksiyonlara karşı artan duyarlılık (beyaz kan hücresi eksikliği) ve kanama sorunları (trombosit eksikliği) gibi belirtiler ortaya çıkar.
AML'nin kesin nedeni çoğu zaman bilinmemektedir, ancak bazı faktörlerin AML gelişme riskini artırdığı düşünülmektedir:
AML'nin belirtileri, hastalığın hızlı ilerlemesi nedeniyle genellikle aniden ortaya çıkar ve şiddetli olabilir. En sık görülen belirtiler şunlardır:
AML tanısı, genellikle kan testleri ve kemik iliği biyopsisi ile konulur. Kan testleri, kan hücrelerinin sayısını ve tipini belirlemeye yardımcı olurken, kemik iliği biyopsisi, kemik iliğindeki hücrelerin incelenmesini ve lösemi hücrelerinin varlığını tespit etmeyi sağlar. Ayrıca, lösemi hücrelerinin genetik özelliklerini belirlemek için sitogenetik ve moleküler testler de yapılabilir.
AML, lösemi hücrelerinin tipine ve genetik özelliklerine göre farklı alt tiplere ayrılır. Bu sınıflandırma, tedavi yaklaşımını belirlemede ve hastanın prognozunu tahmin etmede önemlidir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) sınıflandırması, en yaygın kullanılan sınıflandırma sistemidir ve lösemi hücrelerinin morfolojik, immünolojik ve genetik özelliklerine dayanır.
Kemik iliği nakli (KİT) veya hematopoetik kök hücre nakli (HSCT), yüksek doz kemoterapi veya radyoterapi ile hastalıklı kemik iliğinin yok edilmesini ve ardından sağlıklı kök hücrelerin nakledilmesini içeren bir tedavi yöntemidir. AML tedavisinde KİT, özellikle yüksek riskli AML vakalarında veya kemoterapiye yanıt vermeyen hastalarda kullanılır. KİT'in amacı, hastalıklı kemik iliğini tamamen ortadan kaldırmak ve sağlıklı bir kemik iliği ve bağışıklık sistemi oluşturmaktır.
AML tedavisinde kullanılan iki ana KİT türü vardır:
KİT'in AML'deki başarı oranları, hastanın yaşı, genel sağlık durumu, AML'nin alt tipi, hastalığın evresi ve kullanılan KİT türü gibi birçok faktöre bağlıdır. Genel olarak, allogeneik KİT, otolog KİT'e göre daha yüksek başarı oranlarına sahiptir, ancak daha yüksek riskleri de taşır. KİT sonrası 5 yıllık sağkalım oranları, AML'nin risk grubuna ve kullanılan tedaviye bağlı olarak %40 ile %70 arasında değişebilir.
Her AML hastası KİT için uygun bir aday değildir. KİT'in uygunluğu, hastanın yaşı, genel sağlık durumu, AML'nin alt tipi, hastalığın evresi ve tedaviye yanıtı gibi faktörlere bağlı olarak değerlendirilir. Genel olarak, aşağıdaki durumlarda KİT düşünülebilir:
Bazı durumlarda KİT, hasta için uygun bir tedavi seçeneği olmayabilir. KİT için kontrendikasyonlar şunları içerebilir:
KİT kararı, multidisipliner bir yaklaşım gerektirir ve hematologlar, onkologlar ve KİT uzmanlarından oluşan bir ekip tarafından verilir. KİT kararını etkileyen faktörler şunlardır:
KİT sürecinin ilk adımı, kök hücrelerin toplanmasıdır. Kök hücreler, otolog KİT için hastadan veya allogeneik KİT için donörden toplanabilir. Kök hücre toplama yöntemleri şunlardır:
Kök hücre toplandıktan sonra, hasta hazırlık rejimine (kondisyonlama) alınır. Hazırlık rejimi, yüksek doz kemoterapi veya radyoterapi ile hastalıklı kemik iliğinin yok edilmesini amaçlar. Hazırlık rejimi, aynı zamanda hastanın bağışıklık sistemini baskılayarak nakledilen kök hücrelerin reddedilmesini önler. Kullanılan hazırlık rejiminin türü, hastanın yaşı, genel sağlık durumu, AML'nin alt tipi ve hastalığın evresine bağlı olarak değişir.
Hazırlık rejimi tamamlandıktan sonra, toplanan kök hücreler hastaya intravenöz olarak (damar yoluyla) verilir. Kök hücreler, kan dolaşımına girerek kemik iliğine yerleşir ve yeni kan hücreleri üretmeye başlar. Bu süreç, genellikle birkaç hafta sürer ve "tutunma" olarak adlandırılır.
Kök hücrelerin tutunması ve yeni kan hücreleri üretmeye başlaması, KİT'in başarısının kritik bir göstergesidir. Tutunma genellikle 2-4 hafta içinde gerçekleşir. Bu süre boyunca, hasta enfeksiyonlara karşı çok duyarlıdır ve sıkı bir şekilde izlenir. Bağışıklık sistemi yeniden oluşmaya başladıkça, enfeksiyon riski azalır ve hasta taburcu edilebilir.
KİT, ciddi bir tedavi yöntemidir ve çeşitli riskleri ve yan etkileri vardır. Bu riskler ve yan etkiler, hastanın yaşı, genel sağlık durumu, kullanılan KİT türü ve hazırlık rejimine bağlı olarak değişebilir.
KİT'in akut yan etkileri, genellikle hazırlık rejimi ve kök hücre infüzyonu sırasında veya hemen sonrasında ortaya çıkar. Bu yan etkiler şunları içerebilir:
KİT'in kronik yan etkileri, KİT'ten aylar veya yıllar sonra ortaya çıkabilir. Bu yan etkiler şunları içerebilir:
Graft-versus-host hastalığı (GVHD), allogeneik KİT'in en önemli ve potansiyel olarak hayatı tehdit eden komplikasyonlarından biridir. GVHD, donör hücrelerinin (graft) hastanın vücudunu (host) yabancı olarak algılaması ve ona saldırması sonucu ortaya çıkar. GVHD, akut (KİT'ten sonraki ilk 100 gün içinde) veya kronik (KİT'ten 100 gün sonra) olabilir ve cilt, karaciğer, sindirim sistemi ve diğer organları etkileyebilir.
GVHD'nin belirtileri, etkilenen organa bağlı olarak değişir. En sık görülen belirtiler şunlardır:
GVHD'nin tedavisi, immünosupresif ilaçlar (bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar) ile yapılır. En sık kullanılan ilaçlar arasında kortikosteroidler, siklosporin ve takrolimus bulunur. GVHD'nin şiddetine ve etkilenen organa bağlı olarak, farklı ilaçlar ve tedavi yaklaşımları kullanılabilir.
KİT'ten sonra hasta, uzun süreli bir takip programına alınır. Bu program, hastanın iyileşmesini izlemek, yan etkileri yönetmek ve hastalığın nüksünü (tekrarlamasını) tespit etmek için tasarlanmıştır. KİT sonrası bakım ve takip şunları içerebilir:
Her AML hastası KİT için uygun bir aday olmasa da, KİT'e alternatif olarak kullanılabilecek bazı tedavi seçenekleri vardır:
Kemik iliği nakli (KİT), akut miyeloid lösemi (AML) tedavisinde önemli bir rol oynayan karmaşık bir tedavi yöntemidir. KİT, özellikle yüksek riskli AML vakalarında veya kemoterapiye yanıt vermeyen hastalarda hayat kurtarıcı olabilir. KİT'in uygunluğu, hastanın yaşı, genel sağlık durumu, AML'nin alt tipi, hastalığın evresi ve tedaviye yanıtı gibi birçok faktöre bağlıdır. KİT, ciddi riskleri ve yan etkileri olan bir tedavi yöntemidir, ancak uygun hastalarda sağkalım oranlarını önemli ölçüde artırabilir. KİT kararı, multidisipliner bir yaklaşım gerektirir ve hematologlar, onkologlar ve KİT uzmanlarından oluşan bir ekip tarafından verilir. KİT'e alternatif olarak kullanılabilecek bazı tedavi seçenekleri de vardır. AML hastaları ve aileleri, tedavi seçenekleri hakkında doktorlarıyla detaylı bir şekilde konuşmalı ve kendileri için en uygun tedavi planını belirlemelidir.
Kan Kanseri Ve İlik Kanseri Aynı şey mi?
06 11 2025 Devamını oku »
Endoskopi İşlemi İçin Hangi Doktora Gidilmelidir?
06 11 2025 Devamını oku »
Endoskopi Riskli Bir İşlem midir?
06 11 2025 Devamını oku »
İlik kanserinin son evresinde neler olur?
06 11 2025 Devamını oku »
İlik kanseri kaç yaşında olur?
06 11 2025 Devamını oku »
Endoskopi Çeşitleri Nelerdir?
06 11 2025 Devamını oku »
Kemik İliği Kanseri Kanda Çıkar Mı?
06 11 2025 Devamını oku »
Kemik İliği Kanseri Nasıl Belli Olur?
06 11 2025 Devamını oku »
Pulmoner hipertansiyon hastaları seyahat edebilir mi?
06 11 2025 Devamını oku »