Göğüs Cerrahisi ile Akciğer Kanserine Multidisipliner Yaklaşım: Tanıdan Tedaviye Uzman Görüşleri

18 10 2025

Göğüs Cerrahisi ile Akciğer Kanserine Multidisipliner Yaklaşım: Tanıdan Tedaviye Uzman Görüşleri
Göğüs CerrahisiOnkolojiPatolojiRadyoloji

Göğüs Cerrahisi ile Akciğer Kanserine Multidisipliner Yaklaşım

Göğüs Cerrahisi ile Akciğer Kanserine Multidisipliner Yaklaşım: Tanıdan Tedaviye Uzman Görüşleri

Akciğer kanseri, dünya genelinde ve ülkemizde en sık görülen ve en ölümcül kanser türlerinden biridir. Erken teşhis ve uygun tedavi yöntemleriyle yaşam süresi ve kalitesi önemli ölçüde artırılabilmektedir. Bu nedenle, akciğer kanserine yaklaşım, birçok uzmanlık alanının işbirliğini gerektiren multidisipliner bir yaklaşımı zorunlu kılmaktadır. Bu blog yazısında, göğüs cerrahisinin akciğer kanseri tedavisindeki rolünü, tanı yöntemlerini, tedavi seçeneklerini ve multidisipliner yaklaşımın önemini uzman görüşleriyle ele alacağız.

İçindekiler

Akciğer Kanseri Nedir?

Akciğer kanseri, akciğer dokusunda anormal hücrelerin kontrolsüz bir şekilde büyümesiyle oluşan bir hastalıktır. Bu anormal hücreler, tümör adı verilen kitleler oluşturabilir ve zamanla akciğerin normal fonksiyonlarını bozabilir. Akciğer kanseri, başlıca iki ana türe ayrılır:

  • Küçük Hücreli Akciğer Kanseri (KHAK): Genellikle sigara içimiyle ilişkilidir ve hızlı bir şekilde yayılma eğilimindedir.
  • Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanseri (KHDAK): Daha yaygın görülen bir türdür ve adenokarsinom, skuamöz hücreli karsinom ve büyük hücreli karsinom gibi alt tiplere ayrılır.

Akciğer Kanseri Risk Faktörleri

Akciğer kanseri gelişme riskini artıran birçok faktör bulunmaktadır. Bu faktörlerin başında sigara içimi gelmektedir. Diğer önemli risk faktörleri ise şunlardır:

  • Sigara İçimi: Akciğer kanseri vakalarının büyük çoğunluğunun nedeni sigara içimidir. Sigara içenlerde akciğer kanseri riski, içmeyenlere göre 15-30 kat daha fazladır. Pasif içicilik de riski artırır.
  • Asbest: Asbest liflerine maruz kalmak, akciğer kanseri ve mezotelyoma (akciğer zarı kanseri) riskini artırır.
  • Radyasyon: Daha önce radyoterapi almış olmak, özellikle göğüs bölgesine radyasyon almış olmak, akciğer kanseri riskini artırabilir. Radon gazı da radyasyon yoluyla riski artıran bir faktördür.
  • Hava Kirliliği: Hava kirliliğine uzun süre maruz kalmak, akciğer kanseri riskini artırabilir.
  • Genetik Faktörler: Ailede akciğer kanseri öyküsü olan kişilerde risk daha yüksektir.
  • Bazı Kimyasallar: Arsenik, krom, nikel gibi bazı kimyasallara maruz kalmak akciğer kanseri riskini artırabilir.
  • Yaş: Akciğer kanseri genellikle ileri yaşlarda (65 yaş üstü) daha sık görülür.

Akciğer Kanseri Belirtileri

Akciğer kanseri erken evrelerde genellikle belirti vermez. Belirtiler ortaya çıktığında ise genellikle kanser ilerlemiş demektir. En sık görülen belirtiler şunlardır:

  • Öksürük: Geçmeyen veya kötüleşen kronik öksürük. Öksürükte kan görülmesi.
  • Göğüs Ağrısı: Özellikle nefes alırken, öksürürken veya gülerken artan göğüs ağrısı.
  • Nefes Darlığı: Nedensiz nefes darlığı veya hırıltılı solunum.
  • Ses Kısıklığı: Geçmeyen ses kısıklığı.
  • İştahsızlık ve Kilo Kaybı: Açıklanamayan iştahsızlık ve kilo kaybı.
  • Yorgunluk: Sürekli yorgunluk ve halsizlik.
  • Tekrarlayan Enfeksiyonlar: Bronşit veya zatürre gibi tekrarlayan akciğer enfeksiyonları.
  • Lenf Bezi Şişmesi: Boyun veya köprücük kemiği üzerindeki lenf bezlerinde şişme.
  • Kemik Ağrısı: Kanser kemiklere yayılmışsa kemik ağrısı.
  • Baş Ağrısı, Nörolojik Belirtiler: Kanser beyne yayılmışsa baş ağrısı, nöbet veya diğer nörolojik belirtiler.

Bu belirtilerden herhangi birini fark ederseniz, vakit kaybetmeden bir doktora başvurmanız önemlidir.

Akciğer Kanseri Tanısı

Akciğer kanseri tanısı, belirtiler, fizik muayene ve çeşitli tanı yöntemleri kullanılarak konulur. Tanı sürecinde kullanılan yöntemler şunlardır:

Görüntüleme Yöntemleri

  • Akciğer Grafisi (Röntgen): Akciğerde kitle veya anormallikler olup olmadığını belirlemek için kullanılır. Ancak, küçük tümörleri tespit etmede yetersiz kalabilir.
  • Bilgisayarlı Tomografi (BT): Akciğerlerin daha detaylı görüntülerini sağlar. Tümörün boyutu, yeri ve yayılımı hakkında daha fazla bilgi verir. Kontrastlı BT taramaları, tümörün kanlanmasını değerlendirmede ve lenf nodu tutulumunu saptamada daha etkilidir.
  • Pozitron Emisyon Tomografisi (PET/BT): Kanser hücrelerinin metabolik aktivitesini gösterir. Tümörün yayılımını belirlemede ve evrelemede önemli bir rol oynar. PET/BT taraması, tüm vücudu tarayarak uzak metastazları saptamaya yardımcı olur.
  • Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG): Akciğer kanserinin beyne, omuriliğe veya diğer dokulara yayılımını değerlendirmek için kullanılabilir.
  • Bronkoskopi: Bronkoskop adı verilen ince, esnek bir tüpün ağız veya burun yoluyla akciğerlere sokulması işlemidir. Bronkoskopi sırasında, akciğerlerin iç yüzeyi görüntülenir ve gerekirse biyopsi alınabilir.

Biyopsi Yöntemleri

Görüntüleme yöntemleriyle şüpheli bir kitle tespit edildikten sonra, kesin tanı için biyopsi yapılması gerekir. Biyopsi, şüpheli dokudan örnek alınarak mikroskop altında incelenmesi işlemidir. Akciğer kanseri tanısında kullanılan biyopsi yöntemleri şunlardır:

  • Bronkoskopik Biyopsi: Bronkoskopi sırasında, bronkoskopun ucundaki küçük bir aletle tümörden veya çevresindeki dokudan örnek alınır.
  • Transtorasik İğne Biyopsisi (TTİB): Cilt üzerinden, BT veya ultrason eşliğinde bir iğne ile tümöre ulaşılır ve örnek alınır.
  • Mediastinoskopi: Göğüs kafesinin ortasındaki mediastinum adı verilen bölgedeki lenf bezlerinden örnek almak için yapılan cerrahi bir işlemdir.
  • Torakotomi veya Torakoskopi ile Biyopsi: Diğer yöntemlerle tanı konulamayan durumlarda, cerrahi olarak akciğerden veya çevresindeki dokulardan örnek alınır. Torakotomi, göğüs duvarında büyük bir kesi yapılarak akciğere ulaşılmasıdır. Torakoskopi ise, göğüs duvarında küçük kesiler açılarak, kamera ve cerrahi aletlerin yerleştirilmesiyle yapılan minimal invaziv bir yöntemdir.

Evreleme

Akciğer kanseri tanısı konulduktan sonra, kanserin evresinin belirlenmesi önemlidir. Evreleme, kanserin yaygınlığını, yani tümörün boyutunu, lenf bezlerine yayılımını ve uzak organlara metastaz yapıp yapmadığını belirleme işlemidir. Akciğer kanserinde en sık kullanılan evreleme sistemi TNM sistemidir. TNM sistemi şu faktörlere göre kanseri evrelendirir:

  • T (Tümör): Tümörün boyutu ve yerleşim yeri.
  • N (Nod): Lenf bezlerine yayılım olup olmadığı.
  • M (Metastaz): Uzak organlara yayılım (metastaz) olup olmadığı.

TNM sistemine göre akciğer kanseri evreleri şunlardır:

  • Evre 0: Kanser hücreleri sadece akciğerin iç yüzeyinde bulunur ve henüz yayılmamıştır (karsinoma in situ).
  • Evre I: Tümör akciğerdedir ve lenf bezlerine yayılmamıştır. Evre IA ve Evre IB olarak alt gruplara ayrılır.
  • Evre II: Tümör akciğerdedir ve yakındaki lenf bezlerine yayılmıştır. Evre IIA ve Evre IIB olarak alt gruplara ayrılır.
  • Evre III: Tümör akciğerdedir ve göğüs kafesinin ortasındaki (mediastinum) lenf bezlerine veya diğer yakın dokulara yayılmıştır. Evre IIIA, Evre IIIB ve Evre IIIC olarak alt gruplara ayrılır.
  • Evre IV: Kanser uzak organlara (beyin, kemik, karaciğer gibi) yayılmıştır (metastaz). Evre IVA ve Evre IVB olarak alt gruplara ayrılır.

Kanserin evresi, tedavi seçeneklerini ve prognozu (hastalığın seyrini) belirlemede önemli bir rol oynar.

Akciğer Kanseri Tedavisi

Akciğer kanseri tedavisi, kanserin türüne, evresine, hastanın genel sağlık durumuna ve diğer faktörlere bağlı olarak değişir. Tedavi seçenekleri arasında cerrahi, radyoterapi, kemoterapi, hedefe yönelik tedaviler ve immünoterapi yer almaktadır. Genellikle, birden fazla tedavi yönteminin kombinasyonu uygulanır (multimodal tedavi).

Cerrahi Tedavi

Cerrahi, akciğer kanseri tedavisinde önemli bir rol oynar, özellikle erken evrelerdeki (Evre I ve Evre II) KHDAK'da küratif (tamamen iyileştirici) bir seçenek olabilir. Cerrahi tedavinin amacı, tümörün ve çevresindeki lenf bezlerinin tamamen çıkarılmasıdır. Akciğer kanseri cerrahisinde kullanılan farklı yöntemler şunlardır:

Lobektomi

Akciğerlerin her biri lob adı verilen bölümlerden oluşur. Sağ akciğerde üç, sol akciğerde ise iki lob bulunur. Lobektomi, tümörün bulunduğu lobun tamamen çıkarılması işlemidir. Bu, akciğer kanseri cerrahisinde en sık uygulanan yöntemdir ve genellikle Evre I ve Evre II akciğer kanserlerinde tercih edilir.

Pnömonektomi

Pnömonektomi, tüm akciğerin çıkarılması işlemidir. Tümörün çok büyük olduğu veya akciğerin birden fazla lobunu etkilediği durumlarda uygulanır. Pnömonektomi, lobektomiye göre daha büyük bir cerrahi işlemdir ve komplikasyon riski daha yüksektir. Bu nedenle, pnömonektomi kararı dikkatlice değerlendirilmelidir.

Segmentektomi

Akciğer lobları, segment adı verilen daha küçük bölümlere ayrılır. Segmentektomi, tümörün bulunduğu segmentin çıkarılması işlemidir. Lobektomiye göre daha az akciğer dokusu çıkarılır ve bu nedenle akciğer fonksiyonları daha iyi korunur. Ancak, segmentektomi, tümörün tamamen çıkarılmasını sağlamak için dikkatli bir şekilde planlanmalı ve uygulanmalıdır. Genellikle küçük, erken evre tümörlerde tercih edilir.

Wedge Rezeksiyon

Wedge rezeksiyon, tümörün etrafındaki küçük bir kama şeklinde dokunun çıkarılması işlemidir. Segmentektomiye göre daha az akciğer dokusu çıkarılır. Genellikle tanı amaçlı biyopsi almak için veya çok küçük, periferik (akciğerin dış kısmında yer alan) tümörlerin tedavisinde kullanılır. Wedge rezeksiyon, akciğer fonksiyonlarını en iyi koruyan cerrahi yöntemdir, ancak tümörün tamamen çıkarılmasını sağlamak her zaman mümkün olmayabilir.

Video-Torakoskopik Cerrahi (VATS)

Video-torakoskopik cerrahi (VATS), göğüs duvarında küçük kesiler açılarak, kamera ve cerrahi aletlerin yerleştirilmesiyle yapılan minimal invaziv bir cerrahi yöntemdir. VATS ile lobektomi, segmentektomi veya wedge rezeksiyon gibi işlemler yapılabilir. VATS'ın avantajları arasında daha az ağrı, daha kısa hastanede kalış süresi, daha hızlı iyileşme ve daha küçük yara izleri yer almaktadır. Ancak, VATS, her hasta için uygun olmayabilir ve cerrahın deneyimi önemlidir.

Robotik Cerrahi

Robotik cerrahi, cerrahın ameliyatı robotik kollar aracılığıyla gerçekleştirdiği bir yöntemdir. Robotik cerrahi, VATS'a benzer şekilde minimal invaziv bir yöntemdir ve daha hassas hareketler yapılmasına olanak tanır. Robotik cerrahi ile lobektomi, segmentektomi veya wedge rezeksiyon gibi işlemler yapılabilir. Robotik cerrahinin VATS'a göre bazı avantajları arasında daha iyi görüntüleme, daha fazla hareket kabiliyeti ve daha kolay dikiş atma yer almaktadır. Ancak, robotik cerrahi daha pahalı bir yöntemdir ve cerrahın robotik cerrahi konusunda deneyimli olması önemlidir.

Radyoterapi

Radyoterapi, kanser hücrelerini öldürmek için yüksek enerjili ışınların kullanıldığı bir tedavi yöntemidir. Akciğer kanseri tedavisinde radyoterapi, tek başına veya cerrahi ve kemoterapi ile birlikte kullanılabilir. Radyoterapinin farklı türleri vardır:

  • Dışarıdan Radyoterapi (External Beam Radiation Therapy - EBRT): Radyasyon, vücudun dışındaki bir makine tarafından verilir. EBRT, akciğer kanseri tedavisinde en sık kullanılan radyoterapi türüdür.
  • Stereotaktik Vücut Radyoterapisi (SBRT): Yüksek dozda radyasyonun, tümöre odaklanarak verilmesini sağlayan özel bir radyoterapi tekniğidir. SBRT, genellikle cerrahiye uygun olmayan küçük, erken evre akciğer kanserlerinde veya metastazlarda kullanılır.
  • Brakiterapi (İç Radyoterapi): Radyoaktif madde, tümörün içine veya yakınına yerleştirilir. Brakiterapi, akciğer kanseri tedavisinde nadiren kullanılır.

Radyoterapinin yan etkileri arasında yorgunluk, cilt reaksiyonları, öksürük, nefes darlığı ve yemek borusu iltihabı (özofajit) yer alabilir.

Kemoterapi

Kemoterapi, kanser hücrelerini öldürmek veya büyümelerini yavaşlatmak için ilaçların kullanıldığı bir tedavi yöntemidir. Kemoterapi, genellikle damar yoluyla (intravenöz) veya ağız yoluyla (oral) verilir. Kemoterapi, akciğer kanseri tedavisinde tek başına veya cerrahi ve radyoterapi ile birlikte kullanılabilir. Kemoterapi, özellikle ilerlemiş evrelerdeki akciğer kanserlerinde (Evre III ve Evre IV) önemli bir rol oynar.

Kemoterapinin yan etkileri, kullanılan ilaçlara ve doza bağlı olarak değişir. En sık görülen yan etkiler arasında bulantı, kusma, saç dökülmesi, yorgunluk, enfeksiyon riski ve kan hücrelerinde azalma yer alır.

Hedefe Yönelik Tedaviler

Hedefe yönelik tedaviler, kanser hücrelerinin büyümesini ve yayılmasını sağlayan belirli molekülleri hedef alan ilaçlardır. Bu ilaçlar, kanser hücrelerine daha özgüldür ve normal hücrelere daha az zarar verirler. Hedefe yönelik tedaviler, özellikle KHDAK'da kullanılan bir tedavi yöntemidir ve tümörün genetik özelliklerine göre seçilir. En sık kullanılan hedefe yönelik tedaviler şunlardır:

  • EGFR inhibitörleri: Epidermal büyüme faktörü reseptörü (EGFR) mutasyonu olan akciğer kanserlerinde kullanılır.
  • ALK inhibitörleri: Anaplastik lenfoma kinaz (ALK) translokasyonu olan akciğer kanserlerinde kullanılır.
  • BRAF inhibitörleri: BRAF mutasyonu olan akciğer kanserlerinde kullanılır.
  • MET inhibitörleri: MET mutasyonu veya amplifikasyonu olan akciğer kanserlerinde kullanılır.
  • ROS1 inhibitörleri: ROS1 füzyonu olan akciğer kanserlerinde kullanılır.

Hedefe yönelik tedavilerin yan etkileri, kullanılan ilaca bağlı olarak değişir. En sık görülen yan etkiler arasında cilt döküntüleri, ishal, yorgunluk ve karaciğer fonksiyonlarında bozulma yer alır.

İmmünoterapi

İmmünoterapi, vücudun kendi bağışıklık sistemini kanser hücreleriyle savaşması için uyaran bir tedavi yöntemidir. İmmünoterapi ilaçları, bağışıklık sisteminin kanser hücrelerini tanımasını ve yok etmesini kolaylaştırır. İmmünoterapi, özellikle ilerlemiş evrelerdeki akciğer kanserlerinde (Evre III ve Evre IV) kullanılan bir tedavi yöntemidir. En sık kullanılan immünoterapi ilaçları şunlardır:

  • PD-1 inhibitörleri: Programlanmış hücre ölümü proteini 1 (PD-1) inhibitörleri (pembrolizumab, nivolumab, cemiplimab).
  • PD-L1 inhibitörleri: Programlanmış hücre ölümü ligandı 1 (PD-L1) inhibitörleri (atezolizumab, durvalumab).
  • CTLA-4 inhibitörleri: Sitotoksik T lenfosit antijen 4 (CTLA-4) inhibitörleri (ipilimumab).

İmmünoterapinin yan etkileri, bağışıklık sisteminin aşırı uyarılmasına bağlı olarak ortaya çıkar. En sık görülen yan etkiler arasında yorgunluk, cilt döküntüleri, ishal, karaciğer iltihabı (hepatit), akciğer iltihabı (pnömoni) ve tiroid bezi iltihabı (tiroidit) yer alır.

Akciğer Kanserinde Multidisipliner Yaklaşımın Önemi

Akciğer kanseri karmaşık bir hastalıktır ve tedavisi birçok uzmanlık alanının işbirliğini gerektirir. Multidisipliner yaklaşım, hastanın durumunun farklı uzmanlar tarafından değerlendirilmesi ve tedavi planının ortaklaşa belirlenmesi anlamına gelir. Akciğer kanseri tedavisinde yer alan başlıca uzmanlık alanları şunlardır:

  • Göğüs Cerrahisi: Akciğer kanseri cerrahisini gerçekleştirir.
  • Medikal Onkoloji: Kemoterapi, hedefe yönelik tedaviler ve immünoterapi gibi ilaç tedavilerini uygular.
  • Radyasyon Onkolojisi: Radyoterapiyi uygular.
  • Pulmonoloji: Akciğer hastalıkları konusunda uzmandır ve tanı sürecinde ve takipte rol oynar.
  • Radyoloji: Görüntüleme yöntemlerini değerlendirir ve biyopsi işlemlerine rehberlik eder.
  • Patoloji: Biyopsi örneklerini inceler ve kanser türünü ve özelliklerini belirler.
  • Nükleer Tıp: PET/BT taramalarını değerlendirir.
  • Psikoloji/Psikiyatri: Hastanın ve ailesinin psikolojik destek ihtiyacını karşılar.
  • Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon: Akciğer kanseri tedavisi sonrası hastanın fonksiyonel kapasitesini artırmaya yardımcı olur.
  • Beslenme Uzmanı (Diyetisyen): Hastanın beslenme ihtiyaçlarını değerlendirir ve uygun beslenme planını oluşturur.

Multidisipliner bir yaklaşım, hastanın durumunun daha kapsamlı bir şekilde değerlendirilmesini, en uygun tedavi seçeneklerinin belirlenmesini ve tedavi sürecinin daha iyi yönetilmesini sağlar. Bu da, hastanın yaşam süresini ve kalitesini artırmaya yardımcı olur.

Akciğer Kanseri Sonrası Takip

Akciğer kanseri tedavisi tamamlandıktan sonra, hastalığın tekrarlama (nüks) riskini izlemek ve tedaviye bağlı yan etkileri yönetmek için düzenli takip önemlidir. Takip sürecinde, fizik muayene, görüntüleme yöntemleri (BT taraması, PET/BT taraması) ve kan testleri kullanılır. Takip sıklığı, kanserin evresine, tedaviye ve hastanın genel sağlık durumuna göre değişir. Takip sırasında herhangi bir nüks belirtisi tespit edilirse, erken dönemde tedaviye başlanması önemlidir.

Akciğer Kanserinden Korunma

Akciğer kanseri riskini azaltmak için alınabilecek en önemli önlem, sigara içmemektir. Sigara içenlerin sigarayı bırakması, akciğer kanseri riskini önemli ölçüde azaltır. Diğer korunma yöntemleri şunlardır:

  • Sigara İçmeyin: Sigara içiyorsanız, bırakmak için yardım alın. Pasif içicilikten de kaçının.
  • Asbestten Kaçının: Asbest içeren ortamlarda çalışıyorsanız, gerekli güvenlik önlemlerini alın.
  • Radon Gazına Maruz Kalmayı Azaltın: Evinizde radon gazı testi yaptırın ve yüksek seviyelerde radon gazı varsa önlemler alın.
  • Hava Kirliliğinden Korunun: Hava kirliliğinin yüksek olduğu günlerde dışarı çıkmaktan kaçının veya maske kullanın.
  • Sağlıklı Beslenin: Meyve, sebze ve tam tahıllı ürünler ağırlıklı bir beslenme düzeni benimseyin.
  • Düzenli Egzersiz Yapın: Düzenli egzersiz, genel sağlığınızı iyileştirir ve akciğer kanseri riskini azaltabilir.
  • Akciğer Kanseri Tarama Programlarına Katılın: Yüksek riskli kişiler (uzun süredir sigara içenler veya sigarayı bırakmış olanlar) için düşük dozlu BT taraması (LDCT) ile akciğer kanseri taraması önerilebilir. Tarama programları hakkında doktorunuzla konuşun.

Sonuç

Akciğer kanseri, ciddi bir sağlık sorunudur ancak erken teşhis ve uygun tedavi yöntemleriyle yaşam süresi ve kalitesi önemli ölçüde artırılabilmektedir. Akciğer kanseri tedavisinde göğüs cerrahisi önemli bir rol oynamakta ve multidisipliner bir yaklaşım, en iyi sonuçları elde etmek için gereklidir. Bu blog yazısında, akciğer kanserine multidisipliner yaklaşımın önemini, tanı yöntemlerini, tedavi seçeneklerini ve korunma yöntemlerini ele aldık. Unutmayın, erken teşhis hayat kurtarır. Belirtileri dikkate alın ve düzenli sağlık kontrollerinizi yaptırın.

#onkoloji#akciğerkanseri#göğüscerrahisi#multidisipliner#akciğerrezeksiyonu

Diğer Blog Yazıları

İnsan Kalbinin Anatomisi ve Kardiyovasküler Hastalıklarla İlişkisi

İnsan Kalbinin Anatomisi ve Kardiyovasküler Hastalıklarla İlişkisi

06 11 2025 Devamını oku »
İntensive Care Unit (ICU): Inside the Critical Care Environment

İntensive Care Unit (ICU): Inside the Critical Care Environment

06 11 2025 Devamını oku »
Uyku Kalitenizi Artırmanın Bilimsel Yolları: Fizyolojik Temeller ve Pratik İpuçları

Uyku Kalitenizi Artırmanın Bilimsel Yolları: Fizyolojik Temeller ve Pratik İpuçları

06 11 2025 Devamını oku »
Klinik Nörofizyoloji ile Tanısı Konulan Sık Görülen Hastalıklar

Klinik Nörofizyoloji ile Tanısı Konulan Sık Görülen Hastalıklar

06 11 2025 Devamını oku »
Doğum Sonrası Yoğun Bakım: Annenin Sağlığı İçin Kritik Önlemler

Doğum Sonrası Yoğun Bakım: Annenin Sağlığı İçin Kritik Önlemler

06 11 2025 Devamını oku »
Akciğer Kanserinde Yeni Nesil Tedaviler: Hedefe Yönelik Terapiler ve İmmünoterapi

Akciğer Kanserinde Yeni Nesil Tedaviler: Hedefe Yönelik Terapiler ve İmmünoterapi

06 11 2025 Devamını oku »
Güneşin Zararlı Etkilerinden Korunma Yolları: Cildinizi Yaz Aylarında Nasıl Güvende Tutarsınız?

Güneşin Zararlı Etkilerinden Korunma Yolları: Cildinizi Yaz Aylarında Nasıl Güvende Tutarsınız?

06 11 2025 Devamını oku »
Kronik Ağrıyla Yaşamak: Algoloji Uzmanlarından Destek Almanın Önemi

Kronik Ağrıyla Yaşamak: Algoloji Uzmanlarından Destek Almanın Önemi

06 11 2025 Devamını oku »
Nükleer Tıp ile Kanser Teşhisinde Erken Tanının Önemi ve Güncel Uygulamalar

Nükleer Tıp ile Kanser Teşhisinde Erken Tanının Önemi ve Güncel Uygulamalar

06 11 2025 Devamını oku »