09 11 2025
Kemik kanseri, kemik hücrelerinde başlayan nadir bir kanser türüdür. "Primer kemik kanseri" olarak da bilinir. Kanser çoğu zaman vücudun diğer bölgelerinden kemiğe yayılır. Bu durumda "sekonder kemik kanseri" veya "kemik metastazı" olarak adlandırılır. Kemik kanseri tanısı erken evrede konulması, tedavi başarısını önemli ölçüde etkileyebilir. Bu yazıda, kemik kanseri tanısının nasıl konulduğunu ayrıntılı bir şekilde ele alacağız.
Kemik kanseri, kemik dokusunda kontrolsüz bir şekilde büyüyen anormal hücrelerin oluşturduğu tümörlerdir. Bu tümörler iyi huylu (benign) veya kötü huylu (malign) olabilir. İyi huylu tümörler genellikle yayılmazlar ve yaşamı tehdit etmezlerken, kötü huylu tümörler çevre dokulara yayılabilir ve metastaz yapabilirler.
Kemik kanseri farklı tiplerde olabilir. En sık görülen kemik kanseri türleri şunlardır:
Kemik kanserinin kesin nedeni çoğu zaman bilinmemektedir. Ancak bazı risk faktörleri kemik kanseri gelişme olasılığını artırabilir:
Kemik kanserinin belirtileri, tümörün tipine, büyüklüğüne ve yerine bağlı olarak değişebilir. En sık görülen belirtiler şunlardır:
Bu belirtiler, kemik kanserine özgü değildir ve başka sağlık sorunlarının da belirtisi olabilir. Ancak, bu belirtilerden herhangi biri varsa, bir doktora başvurmak önemlidir.
Kemik kanseri tanısı, bir dizi farklı yöntemin kombinasyonu ile konulur. Bu yöntemler, hastanın tıbbi öyküsünün alınması, fiziksel muayene, görüntüleme yöntemleri ve biyopsiyi içerir.
Doktor, hastanın tıbbi öyküsünü alarak, belirtileri, ne zaman başladıklarını, şiddetini ve diğer sağlık sorunlarını sorar. Ailede kanser öyküsü olup olmadığını da araştırır. Fiziksel muayene sırasında, doktor ağrı, şişlik, hassasiyet ve hareket kısıtlılığı olup olmadığını kontrol eder.
Görüntüleme yöntemleri, kemiklerin ve çevre dokuların ayrıntılı görüntülerini elde etmek için kullanılır. Bu görüntüler, tümörün yerini, boyutunu ve yayılımını belirlemeye yardımcı olur.
Röntgen, kemiklerin görüntülerini elde etmek için kullanılan en temel görüntüleme yöntemidir. Kemik kanseri şüphesi olan hastalarda ilk olarak röntgen çekilir. Röntgen, kemikteki anormal büyümeleri, kemik yıkımını veya yeni kemik oluşumunu gösterebilir. Ancak, röntgen tümörün kesin tanısını koymak için yeterli değildir ve genellikle daha ileri görüntüleme yöntemleri gereklidir.
BT taraması, vücudun kesitsel görüntülerini elde etmek için X-ışınlarını kullanan bir görüntüleme yöntemidir. BT taraması, tümörün boyutunu, yerini ve çevre dokulara yayılımını daha ayrıntılı olarak göstermeye yardımcı olur. Ayrıca, akciğerler, karaciğer ve diğer organlara metastaz olup olmadığını değerlendirmek için de kullanılabilir.
MRG, vücudun ayrıntılı görüntülerini elde etmek için radyo dalgalarını ve güçlü bir manyetik alanı kullanan bir görüntüleme yöntemidir. MRG, kemik iliği, yumuşak dokular ve sinirler gibi yapıları daha iyi görüntülemeye olanak tanır. Kemik kanseri tanısında, tümörün boyutunu, yayılımını ve çevre dokularla ilişkisini değerlendirmek için sıklıkla kullanılır. Özellikle, osteosarkom ve Ewing sarkomu gibi kemik iliğini etkileyen tümörlerin tanısında MRG çok değerlidir.
Kemik sintigrafisi, kemiklerdeki anormal aktiviteyi tespit etmek için kullanılan bir nükleer tıp yöntemidir. Bu yöntemde, hastaya radyoaktif bir madde enjekte edilir ve bu madde kemiklerde birikir. Daha sonra, bir gama kamera kullanılarak kemiklerin görüntüleri alınır. Kemik sintigrafisi, kemik kanserinin vücuttaki diğer kemiklere yayılıp yayılmadığını (metastaz) belirlemeye yardımcı olur.
PET taraması, vücuttaki metabolik aktiviteyi gösteren bir nükleer tıp yöntemidir. Bu yöntemde, hastaya radyoaktif glikoz (şeker) enjekte edilir ve kanser hücreleri normal hücrelere göre daha fazla glikoz kullandığı için, PET taraması kanserli bölgeleri belirlemeye yardımcı olur. PET taraması, kemik kanserinin yayılımını değerlendirmek ve tedaviye yanıtı izlemek için kullanılabilir. Genellikle BT taraması ile birlikte (PET/BT) yapılır.
Biyopsi, tümörden bir doku örneği alınarak mikroskop altında incelenmesi işlemidir. Biyopsi, kemik kanseri tanısını kesinleştirmek için en önemli yöntemdir. Biyopsi sonuçları, tümörün tipini, derecesini (agresiflik düzeyini) ve diğer özelliklerini belirlemeye yardımcı olur. Bu bilgiler, tedavi planının oluşturulmasında önemli rol oynar.
Kemik kanseri biyopsisi için farklı yöntemler kullanılabilir:
Biyopsi işlemi, genellikle bir radyolog veya cerrah tarafından yapılır. İşlem öncesinde, hastaya lokal veya genel anestezi uygulanır. İğne biyopsisi sırasında, iğne tümöre ultrason veya BT rehberliğinde yönlendirilir. İnsizyonel biyopsi sırasında, cerrah tümöre bir kesi yapar ve bir doku örneği alır. Alınan doku örneği, patoloji laboratuvarına gönderilir ve bir patolog tarafından mikroskop altında incelenir. Biyopsi sonuçları genellikle birkaç gün veya hafta içinde çıkar.
Kemik kanseri tanısı konulduktan sonra, kanserin evresi belirlenir. Evreleme, kanserin ne kadar yayıldığını ve hangi organları etkilediğini gösterir. Evreleme, tedavi planının oluşturulmasında ve prognozu belirlemede önemlidir.
Kemik kanseri evrelemesi için farklı sistemler kullanılabilir. En yaygın kullanılan evreleme sistemi, Amerikan Ortak Kanser Komitesi (AJCC) tarafından geliştirilen TNM evreleme sistemidir. TNM sisteminde, tümörün boyutu (T), lenf nodlarına yayılımı (N) ve uzak organlara yayılımı (M) değerlendirilir.
TNM sınıflandırmasına göre, kemik kanseri evreleri şu şekildedir:
Kemik kanserinin prognozu (beklenen yaşam süresi), kanserin tipine, evresine, tedaviye yanıtına ve hastanın genel sağlık durumuna bağlıdır. Erken evrede teşhis edilen ve tedavi edilen kemik kanserlerinin prognozu genellikle daha iyidir. Metastatik kemik kanseri olan hastaların prognozu ise daha kötüdür.
Kemik kanseri tanısı konulduktan sonra, hasta ve ailesi için zorlu bir süreç başlar. Bu süreçte, tedavi seçenekleri değerlendirilir, bir tedavi planı oluşturulur ve tedavi uygulanır. Tanı sonrası süreçte, hastanın psikolojik ve sosyal ihtiyaçları da önemlidir.
Kemik kanseri tedavisinde kullanılan yöntemler şunlardır:
Kemik kanseri tedavi planı, kanserin tipine, evresine, hastanın yaşına, genel sağlık durumuna ve diğer faktörlere göre belirlenir. Tedavi planı, genellikle bir multidisipliner ekip tarafından oluşturulur. Bu ekipte, ortopedi onkoloğu, medikal onkolog, radyasyon onkoloğu, patolog, radyolog ve diğer sağlık uzmanları yer alır.
Kemik kanseri tedavisi tamamlandıktan sonra, düzenli takip önemlidir. Takip sırasında, hastanın fiziksel muayenesi yapılır, görüntüleme yöntemleri kullanılır ve kan testleri yapılır. Takip, kanserin nüks edip etmediğini veya metastaz yapıp yapmadığını belirlemeye yardımcı olur.
Kemik kanseri tanısı, kapsamlı bir değerlendirme süreci gerektirir. Tıbbi öykü, fiziksel muayene, görüntüleme yöntemleri ve biyopsi, tanının doğrulanmasında ve evrelemenin yapılmasında önemli rol oynar. Erken tanı, tedavi başarısını artırır ve hastaların yaşam kalitesini iyileştirir. Bu nedenle, kemik kanseri belirtileri olan kişilerin vakit kaybetmeden bir doktora başvurması önemlidir.
Bu yazı, kemik kanseri tanısı hakkında genel bilgi vermeyi amaçlamaktadır. Herhangi bir sağlık sorununuz varsa, lütfen bir doktora danışınız.
Kemik kanseri tedavisinde kriyoablasyon nasıl uygulanır?
09 11 2025 Devamını oku »
Kemik kanseri nedeniyle uzuv kaybı olur mu?
09 11 2025 Devamını oku »
Kemik kanseri anlaşılır?
09 11 2025 Devamını oku »
Kemik Kanseri (Tümörü) Tanısı nasıl konulur?
09 11 2025 Devamını oku »
Ampütasyon sonrasında iyileşme süreci ne kadar sürer?
09 11 2025 Devamını oku »
Ampütasyon sonrası bandajlamanın amacı nedir?
09 11 2025 Devamını oku »
Ramsay Hunt sendromu önlenebilir mi?
09 11 2025 Devamını oku »
Ramsay Hunt sendromu hangi sinirlerde oluşur?
09 11 2025 Devamını oku »
Ramsay Hunt sendromu yüz felcine neden olur mu?
08 11 2025 Devamını oku »