Laparoskopik Kolesistektomi (Kapalı Safra Kesesi Ameliyatı): Avantajları, Süreç ve İyileşme

13 10 2025

Laparoskopik Kolesistektomi (Kapalı Safra Kesesi Ameliyatı): Avantajları, Süreç ve İyileşme
Genel CerrahiGastroenteroloji Cerrahisi

Laparoskopik Kolesistektomi (Kapalı Safra Kesesi Ameliyatı): Avantajları, Süreç ve İyileşme

Safra kesesi, karaciğer tarafından üretilen safra sıvısını depolayan ve sindirime yardımcı olan küçük bir organdır. Safra taşları veya safra kesesi iltihabı gibi sorunlar, safra kesesinin alınmasını gerektirebilir. Laparoskopik kolesistektomi, yani kapalı safra kesesi ameliyatı, bu tür durumlar için yaygın olarak kullanılan minimal invaziv bir cerrahi yöntemdir. Bu yazıda, laparoskopik kolesistektominin ne olduğunu, avantajlarını, ameliyat sürecini ve iyileşme dönemini detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.

Safra Kesesi ve Safra Taşları

Safra Kesesinin Fonksiyonları

Safra kesesi, karaciğerin altında bulunan küçük, armut biçimli bir organdır. Temel görevi, karaciğer tarafından üretilen safrayı depolamak ve konsantre etmektir. Safra, yağların sindirimine yardımcı olan bir sıvıdır. Yemek yedikten sonra, özellikle yağlı yiyecekler tüketildiğinde, safra kesesi kasılır ve safrayı ince bağırsağa salgılar. Burada safra, yağların parçalanmasına ve emilmesine yardımcı olur.

Safra Taşları Neden Oluşur?

Safra taşları, safra kesesi içinde oluşan sertleşmiş birikintilerdir. Çoğu safra taşı kolesterol, bilirubin veya kalsiyum tuzlarından oluşur. Safra taşlarının oluşmasının kesin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, aşağıdaki faktörlerin rol oynadığı düşünülmektedir:

  • Yüksek Kolesterol Seviyeleri: Safrada çok fazla kolesterol bulunması, kolesterolün kristalleşmesine ve safra taşlarının oluşmasına neden olabilir.
  • Yüksek Bilirubin Seviyeleri: Bilirubin, kırmızı kan hücrelerinin parçalanması sonucu oluşan bir atık üründür. Bazı durumlarda, safrada çok fazla bilirubin bulunması da safra taşı oluşumuna katkıda bulunabilir.
  • Safra Kesesinin Yetersiz Boşalması: Safra kesesinin düzenli olarak kasılmaması ve safrayı tamamen boşaltmaması, safranın yoğunlaşmasına ve taş oluşumuna yol açabilir.

Safra Taşlarının Belirtileri

Safra taşları çoğu zaman belirti vermez ve tesadüfen yapılan bir görüntüleme sırasında fark edilebilir. Ancak, safra taşları safra kesesi kanalını tıkadığında veya safra kesesi iltihabına neden olduğunda belirtiler ortaya çıkabilir. En yaygın belirtiler şunlardır:

  • Karın Ağrısı: Genellikle sağ üst karın bölgesinde şiddetli, ani bir ağrı hissedilir. Ağrı sırta veya sağ omuza da yayılabilir. Bu ağrı, genellikle yemeklerden sonra, özellikle yağlı yiyecekler tüketildikten sonra ortaya çıkar.
  • Bulantı ve Kusma: Safra taşları, mide bulantısına ve kusmaya neden olabilir.
  • Hazımsızlık: Yağlı yiyecekleri sindirmekte zorlanma, şişkinlik ve gaz gibi hazımsızlık belirtileri görülebilir.
  • Sarılık: Nadir durumlarda, safra taşı safra kanalını tıkarsa, bilirubin birikimine bağlı olarak ciltte ve gözlerde sararma (sarılık) görülebilir.
  • Ateş ve Titreme: Safra kesesi iltihabı (kolesistit) durumunda, ateş ve titreme gibi enfeksiyon belirtileri ortaya çıkabilir.

Safra Taşlarının Tanısı

Safra taşlarının tanısı genellikle aşağıdaki yöntemlerle konulur:

  • Fiziksel Muayene: Doktor, karın bölgesine dokunarak hassasiyeti değerlendirebilir.
  • Ultrason: Safra taşlarını ve safra kesesinin durumunu görüntülemek için en sık kullanılan yöntemdir. Ultrason, ağrısız ve güvenilir bir görüntüleme yöntemidir.
  • Bilgisayarlı Tomografi (BT): Safra kesesi ve çevresindeki organların daha detaylı görüntülenmesini sağlar.
  • Manyetik Rezonans Kolanjiyopankreatografi (MRCP): Safra kanallarını ve pankreas kanalını görüntülemek için kullanılan bir MR tekniğidir. Safra taşlarının safra kanallarında olup olmadığını belirlemek için kullanılabilir.
  • Kan Testleri: Karaciğer fonksiyon testleri, bilirubin seviyeleri ve enfeksiyon belirteçleri gibi kan testleri, safra kesesi sorunlarının teşhisine yardımcı olabilir.

Laparoskopik Kolesistektomi Nedir?

Laparoskopik kolesistektomi, safra kesesinin karın bölgesinde açılan küçük kesilerden (genellikle 0.5-1 cm) yerleştirilen özel cerrahi aletler ve bir kamera yardımıyla çıkarılması işlemidir. Geleneksel açık cerrahiye kıyasla daha az invaziv bir yöntemdir ve birçok avantaj sunar.

Laparoskopinin Temel Prensipleri

Laparoskopik cerrahi, karın boşluğunun karbondioksit gazı ile şişirilmesi (pnömoperiton) ve ardından küçük kesilerden yerleştirilen bir kamera (laparoskop) ve cerrahi aletler aracılığıyla gerçekleştirilir. Karbondioksit gazı, cerrahın organları daha iyi görmesini ve çalışmasını sağlar. Laparoskop, karın içindeki görüntüleri bir monitöre aktarır, böylece cerrah ameliyatı gerçek zamanlı olarak takip edebilir. Cerrahi aletler, safra kesesini çevreleyen dokuları dikkatlice ayırmak ve safra kesesini çıkarmak için kullanılır.

Açık Cerrahiye Karşı Laparoskopik Cerrahi

Geleneksel açık kolesistektomi, karın bölgesinde daha büyük bir kesi (genellikle 10-15 cm) gerektirir. Bu, daha fazla doku hasarına, daha fazla ağrıya ve daha uzun bir iyileşme süresine yol açar. Laparoskopik cerrahi ise daha küçük kesiler kullanılarak yapıldığı için daha az invazivdir ve aşağıdaki avantajları sunar:

  • Daha Az Ağrı: Küçük kesiler, daha az ağrıya neden olur ve daha az ağrı kesici ilaç kullanımını gerektirir.
  • Daha Kısa Hastanede Kalış Süresi: Laparoskopik cerrahi geçiren hastalar genellikle aynı gün veya ertesi gün taburcu olabilirler. Açık cerrahi geçiren hastaların hastanede kalış süresi daha uzundur.
  • Daha Hızlı İyileşme: Daha az doku hasarı, daha hızlı iyileşme anlamına gelir. Hastalar, günlük aktivitelerine daha kısa sürede dönebilirler.
  • Daha Az Yara İzi: Küçük kesiler, daha az belirgin yara izlerine neden olur.
  • Daha Düşük Enfeksiyon Riski: Küçük kesiler, enfeksiyon riskini azaltır.

Laparoskopik Kolesistektominin Avantajları

Laparoskopik kolesistektomi, açık cerrahiye kıyasla birçok avantaj sunar. Bu avantajlar, hastalar için daha konforlu bir deneyim ve daha hızlı bir iyileşme süreci sağlar.

Minimal İnvaziv Olması

Laparoskopik cerrahinin en büyük avantajlarından biri, minimal invaziv olmasıdır. Küçük kesiler kullanılarak yapıldığı için doku hasarı minimal düzeydedir. Bu, daha az ağrı, daha az kanama ve daha düşük enfeksiyon riski anlamına gelir.

Daha Az Ağrı ve Rahatsızlık

Laparoskopik kolesistektomi geçiren hastalar, açık cerrahi geçiren hastalara göre daha az ağrı ve rahatsızlık hissederler. Küçük kesiler, daha az sinir hasarına neden olur ve bu da ağrı seviyesini azaltır. Ayrıca, daha az ağrı kesici ilaç kullanımını gerektirir.

Daha Kısa Hastanede Kalış Süresi

Laparoskopik kolesistektomi geçiren hastalar genellikle aynı gün veya ertesi gün taburcu olabilirler. Açık cerrahi geçiren hastaların hastanede kalış süresi ise daha uzundur (genellikle 3-5 gün). Daha kısa hastanede kalış süresi, hastaların günlük yaşamlarına daha hızlı dönmelerini sağlar.

Daha Hızlı İyileşme Süreci

Laparoskopik cerrahi, daha hızlı bir iyileşme süreci sunar. Hastalar, ameliyattan sonraki birkaç gün içinde günlük aktivitelerine dönebilirler. Açık cerrahi geçiren hastaların iyileşme süreci ise daha uzun (genellikle 4-6 hafta) sürer.

Daha Az Yara İzi

Laparoskopik cerrahi, küçük kesiler kullanılarak yapıldığı için daha az yara izine neden olur. Bu, özellikle estetik kaygıları olan hastalar için önemli bir avantajdır. Küçük yara izleri, zamanla daha da soluklaşır ve neredeyse görünmez hale gelir.

Daha Düşük Enfeksiyon Riski

Küçük kesiler, enfeksiyon riskini azaltır. Açık cerrahi geçiren hastalarda enfeksiyon riski daha yüksektir, çünkü daha büyük bir kesi, mikroorganizmaların vücuda girmesi için daha geniş bir alan sağlar.

Laparoskopik Kolesistektomi Süreci

Laparoskopik kolesistektomi süreci, ameliyat öncesi hazırlık, ameliyat sırasında yapılan işlemler ve ameliyat sonrası bakım olmak üzere üç ana aşamadan oluşur.

Ameliyat Öncesi Hazırlık

Ameliyat öncesi hazırlık, hastanın ameliyata fiziksel ve psikolojik olarak hazırlanmasını içerir. Bu aşamada, hastanın tıbbi geçmişi değerlendirilir, gerekli testler yapılır ve ameliyat hakkında detaylı bilgi verilir.

  • Tıbbi Değerlendirme: Doktor, hastanın tıbbi geçmişini (önceden geçirilmiş hastalıklar, kullanılan ilaçlar, alerjiler vb.) değerlendirir. Fiziksel muayene yapılır ve gerekli kan testleri (kan sayımı, karaciğer fonksiyon testleri, pıhtılaşma testleri vb.) istenir.
  • Görüntüleme: Ultrason, BT veya MRCP gibi görüntüleme yöntemleri ile safra kesesi ve safra kanallarının durumu değerlendirilir.
  • İlaçların Düzenlenmesi: Kan sulandırıcı ilaçlar (aspirin, warfarin vb.) ameliyattan birkaç gün önce kesilmelidir. Doktor, hastanın kullandığı diğer ilaçlar hakkında da bilgi almalı ve gerekirse doz ayarlaması yapmalıdır.
  • Beslenme Talimatları: Ameliyattan önceki gece yarısından sonra hiçbir şey yenilip içilmemelidir. Bu, anestezi sırasında mide içeriğinin akciğerlere kaçmasını önlemek için önemlidir.
  • Bağırsak Hazırlığı: Bazı durumlarda, ameliyattan önce bağırsakları temizlemek için müshil veya lavman kullanılması gerekebilir.
  • Ameliyat Hakkında Bilgilendirme: Doktor, hastaya ameliyatın nasıl yapılacağını, olası riskleri ve komplikasyonları, iyileşme sürecini ve ameliyat sonrası dikkat edilmesi gerekenleri detaylı bir şekilde anlatır. Hasta, ameliyat hakkında tüm sorularını sorma fırsatına sahip olmalıdır.
  • Anestezi Değerlendirmesi: Anestezi uzmanı, hastayı değerlendirir ve anestezi planını yapar. Hastanın alerjileri, kullandığı ilaçlar ve tıbbi geçmişi hakkında bilgi alınır.

Ameliyat Sırasında Yapılan İşlemler

Laparoskopik kolesistektomi, genel anestezi altında yapılır ve genellikle 1-2 saat sürer. Ameliyat sırasında yapılan işlemler aşağıdaki adımlardan oluşur:

  1. Anestezi: Hasta, genel anestezi ile uyutulur.
  2. Pnömoperiton: Karın bölgesine küçük bir kesi yapılır ve karın boşluğu karbondioksit gazı ile şişirilir (pnömoperiton). Bu, cerrahın organları daha iyi görmesini ve çalışmasını sağlar.
  3. Trokar Yerleştirilmesi: Karın bölgesinde birkaç küçük kesi (genellikle 3-4 adet) daha yapılır ve bu kesilerden trokar adı verilen özel tüpler yerleştirilir. Trokarlar, laparoskop ve cerrahi aletlerin karın boşluğuna girmesini sağlar.
  4. Laparoskopun Yerleştirilmesi: Bir trokardan laparoskop (kamera) yerleştirilir. Laparoskop, karın içindeki görüntüleri bir monitöre aktarır, böylece cerrah ameliyatı gerçek zamanlı olarak takip edebilir.
  5. Safra Kesesinin Ayrılması: Diğer trokarlardan yerleştirilen cerrahi aletler kullanılarak safra kesesi, karaciğere ve safra kanalına bağlandığı yerlerden dikkatlice ayrılır.
  6. Safra Kanalının ve Damarların Kapatılması: Safra kesesini besleyen damarlar ve safra kanalı, klipsler veya dikişlerle kapatılır. Bu, kanamayı önler ve safranın karın boşluğuna sızmasını engeller.
  7. Safra Kesesinin Çıkarılması: Safra kesesi, bir torba içine yerleştirilir ve trokarlardan birinden dışarı çıkarılır. Büyük safra taşları varsa, safra kesesi çıkarılmadan önce parçalanabilir.
  8. Dren Yerleştirilmesi (Gerekirse): Bazı durumlarda, karın boşluğunda sıvı birikimini önlemek için dren adı verilen bir tüp yerleştirilebilir. Dren, genellikle birkaç gün sonra çıkarılır.
  9. Karbondioksit Gazının Boşaltılması: Ameliyat sonunda, karın boşluğundaki karbondioksit gazı boşaltılır.
  10. Kesislerin Kapatılması: Trokar giriş yerlerindeki küçük kesiler dikişlerle veya özel yapıştırıcılarla kapatılır.

Ameliyat Sonrası Bakım ve İyileşme

Ameliyat sonrası bakım, hastanın ağrısının kontrol altına alınmasını, enfeksiyonun önlenmesini ve normal aktivitelere dönüşün sağlanmasını içerir.

  • Ağrı Kontrolü: Ameliyat sonrası ağrı, ağrı kesici ilaçlarla kontrol altına alınır. Ağrı genellikle hafif veya orta şiddettedir ve birkaç gün içinde azalır.
  • Beslenme: Ameliyattan sonraki ilk birkaç saat içinde sıvı gıdalarla başlanabilir. Daha sonra, kademeli olarak normal diyete geçilebilir. Yağlı ve baharatlı yiyeceklerden kaçınmak, sindirimi kolaylaştırmaya yardımcı olur.
  • Hareket: Ameliyattan sonraki ilk günlerde yavaş yavaş hareket etmeye başlamak önemlidir. Kısa yürüyüşler, kan dolaşımını hızlandırır ve iyileşmeyi destekler. Ağır kaldırmaktan ve zorlayıcı aktivitelerden kaçınmak gerekir.
  • Yara Bakımı: Kesis yerleri temiz ve kuru tutulmalıdır. Doktorun önerdiği şekilde yara bakımı yapılmalıdır. Enfeksiyon belirtileri (kızarıklık, şişlik, ağrı, akıntı) fark edilirse hemen doktora başvurulmalıdır.
  • İlaçlar: Doktorun reçete ettiği ilaçlar (ağrı kesiciler, antibiyotikler vb.) düzenli olarak kullanılmalıdır.
  • Takip Randevuları: Doktor, ameliyat sonrası iyileşmeyi takip etmek için düzenli randevular ayarlayacaktır. Bu randevularda, yara iyileşmesi değerlendirilir, belirtiler sorulur ve gerekirse ek testler yapılır.

Olası Komplikasyonlar

Laparoskopik kolesistektomi genellikle güvenli bir işlemdir, ancak nadir durumlarda komplikasyonlar ortaya çıkabilir. Olası komplikasyonlar şunlardır:

  • Kanam: Ameliyat sırasında veya sonrasında kanama olabilir. Kanamayı durdurmak için ek cerrahi müdahale gerekebilir.
  • Enfeksiyon: Kesis yerlerinde veya karın boşluğunda enfeksiyon gelişebilir. Enfeksiyon, antibiyotiklerle tedavi edilir.
  • Safra Kanalı Yaralanması: Safra kanalı yaralanması, laparoskopik kolesistektominin en ciddi komplikasyonlarından biridir. Safra kanalı yaralanması, safra sızıntısına, karın ağrısına ve sarılığa neden olabilir. Yaralanmanın tedavisi için ek cerrahi müdahale gerekebilir.
  • Bağırsak Yaralanması: Nadir durumlarda, cerrahi aletler bağırsaklara zarar verebilir. Bağırsak yaralanması, peritonite (karın zarı iltihabı) neden olabilir ve acil cerrahi müdahale gerektirebilir.
  • Karın Fıtığı: Kesis yerlerinde fıtık gelişebilir. Fıtık, cerrahi olarak onarılabilir.
  • Akciğer Problemleri: Genel anesteziye bağlı olarak akciğer problemleri (pnömoni, akciğer embolisi vb.) ortaya çıkabilir.
  • Derin Ven Trombozu (DVT): Bacaklardaki toplardamarlarda kan pıhtısı oluşabilir. DVT, akciğer embolisine neden olabilir ve ölümcül olabilir. DVT riskini azaltmak için ameliyat sonrası erken dönemde hareket etmeye başlamak ve kan sulandırıcı ilaçlar kullanmak önemlidir.

Ne Zaman Doktora Başvurmalı?

Aşağıdaki belirtilerden herhangi biri ortaya çıkarsa, hemen doktora başvurmak önemlidir:

  • Şiddetli Karın Ağrısı: Ağrı kesicilerle geçmeyen veya giderek şiddetlenen karın ağrısı.
  • Ateş ve Titreme: Enfeksiyon belirtisi olabilir.
  • Kızarıklık, Şişlik veya Akıntı: Kesis yerlerinde enfeksiyon belirtisi olabilir.
  • Sarılık: Ciltte ve gözlerde sararma, safra kanalı sorunlarının belirtisi olabilir.
  • Bulantı ve Kusma: Sürekli bulantı ve kusma.
  • Dışkıda Kan: Bağırsak sorunlarının belirtisi olabilir.
  • Nefes Darlığı veya Göğüs Ağrısı: Akciğer problemlerinin veya kan pıhtısının belirtisi olabilir.

Laparoskopik Kolesistektomi Sonrası Beslenme

Laparoskopik kolesistektomi sonrası beslenme, iyileşme sürecini desteklemek ve sindirim sorunlarını önlemek için önemlidir. Safra kesesi alındıktan sonra, karaciğer safrayı doğrudan ince bağırsağa salgılamaya devam eder, ancak safra depolanmadığı için yağların sindirimi biraz zorlaşabilir. Bu nedenle, ameliyat sonrası beslenme düzenine dikkat etmek önemlidir.

İlk Günler

Ameliyattan sonraki ilk birkaç gün içinde sıvı gıdalarla başlanmalıdır. Su, berrak çorba, meyve suyu gibi hafif sıvılar tüketilebilir. Bulantı veya kusma yoksa, kademeli olarak daha katı gıdalara geçilebilir.

Hafif ve Sindirimi Kolay Gıdalar

Ameliyattan sonraki ilk haftalarda, hafif ve sindirimi kolay gıdalar tercih edilmelidir. Bu gıdalar, sindirim sistemini yormaz ve iyileşme sürecini destekler. Önerilen gıdalar şunlardır:

  • Haşlanmış veya Buharda Pişirilmiş Sebzeler: Brokoli, havuç, kabak, ıspanak gibi sebzeler, vitamin ve mineral açısından zengindir ve sindirimi kolaydır.
  • Meyveler: Elma püresi, muz, şeftali gibi meyveler, lif içerir ve sindirimi kolaydır.
  • Yağsız Et ve Balık: Tavuk göğsü, hindi, balık (somon, ton balığı) gibi yağsız et ve balıklar, protein açısından zengindir ve kasların iyileşmesine yardımcı olur.
  • Yumurta: Haşlanmış veya omlet şeklinde pişirilmiş yumurta, protein açısından zengindir ve sindirimi kolaydır.
  • Yoğurt ve Kefir: Probiyotikler içerir ve bağırsak sağlığını destekler.
  • Tam Tahıllı Ekmek ve Makarna: Lif içerir ve sindirimi kolaydır.

Kaçınılması Gereken Gıdalar

Ameliyattan sonraki ilk haftalarda, aşağıdaki gıdalardan kaçınmak sindirim sorunlarını önlemeye yardımcı olur:

  • Yağlı Yiyecekler: Kızartmalar, fast food, yağlı etler, krema, tereyağı gibi yağlı yiyecekler, sindirimi zorlaştırır ve karın ağrısına, şişkinliğe ve ishale neden olabilir.
  • Baharatlı Yiyecekler: Acı biber, köri, sarımsak gibi baharatlı yiyecekler, mideyi tahriş edebilir ve sindirim sorunlarına neden olabilir.
  • Gaz Yapıcı Yiyecekler: Lahana, brokoli, karnabahar, kuru fasulye, mercimek gibi gaz yapıcı yiyecekler, şişkinliğe ve karın ağrısına neden olabilir.
  • İşlenmiş Gıdalar: Hazır çorbalar, dondurulmuş pizzalar, paketlenmiş atıştırmalıklar gibi işlenmiş gıdalar, yüksek oranda yağ, şeker ve tuz içerir ve sindirimi zorlaştırır.
  • Kafein ve Alkol: Kahve, çay, kola ve alkol, mideyi tahriş edebilir ve sindirim sorunlarına neden olabilir.

Lifli Gıdaların Önemi

Lifli gıdalar, sindirim sisteminin düzenli çalışmasına yardımcı olur ve kabızlığı önler. Ameliyattan sonraki ilk haftalarda, lifli gıdaları yavaş yavaş diyete eklemek önemlidir. Yüksek lifli gıdalar şunlardır:

  • Sebzeler: Brokoli, havuç, kabak, ıspanak, bezelye
  • Meyveler: Elma, armut, muz, çilek, ahududu
  • Tam Tahıllar: Yulaf, esmer pirinç, tam buğday ekmeği
  • Baklagiller: Mercimek, nohut, fasulye
  • Kuruyemişler ve Tohumlar: Badem, ceviz, keten tohumu, chia tohumu

Su Tüketimi

Ameliyattan sonra bol su içmek, sindirimi kolaylaştırır ve kabızlığı önler. Günde en az 8 bardak su içmek önemlidir.

Küçük ve Sık Öğünler

Ameliyattan sonraki ilk haftalarda, büyük öğünler yerine küçük ve sık öğünler yemek, sindirimi kolaylaştırır ve karın ağrısını önler. Günde 5-6 küçük öğün yemek, daha iyi bir sindirim sağlar.

Besin Takviyeleri

Doktorunuzun önerisiyle, vitamin ve mineral takviyeleri kullanmak, iyileşme sürecini destekleyebilir. Özellikle, D vitamini, kalsiyum ve demir takviyeleri faydalı olabilir.

Beslenme Uzmanına Danışmak

Ameliyat sonrası beslenme konusunda daha fazla bilgi almak ve kişiye özel bir beslenme planı oluşturmak için bir beslenme uzmanına danışmak faydalı olabilir.

Sonuç

Laparoskopik kolesistektomi, safra kesesi sorunları olan hastalar için güvenli ve etkili bir tedavi yöntemidir. Minimal invaziv olması, daha az ağrı, daha kısa hastanede kalış süresi, daha hızlı iyileşme ve daha az yara izi gibi avantajlar sunar. Ameliyat öncesi hazırlık, ameliyat süreci ve ameliyat sonrası bakım hakkında bilgi sahibi olmak, hastaların daha bilinçli bir şekilde karar vermesine ve daha iyi bir iyileşme süreci geçirmesine yardımcı olur. Unutmayın, herhangi bir sağlık sorununuz varsa, mutlaka bir doktora danışmanız ve onun önerilerine uymanız önemlidir.

#minimal invaziv cerrahi#ameliyat sonrası iyileşme#safra kesesi taşı#kapalı safra kesesi ameliyatı#laparoskopik kolesistektomi

Diğer Blog Yazıları

Akılcı İlaç Kullanımı: Sağlığınızı Korurken Tasarruf Etmenin Yolları

Akılcı İlaç Kullanımı: Sağlığınızı Korurken Tasarruf Etmenin Yolları

06 11 2025 Devamını oku »
Üroloji Yoğun Bakım Hastalarında Sık Karşılaşılan Komplikasyonlar ve Yönetimi

Üroloji Yoğun Bakım Hastalarında Sık Karşılaşılan Komplikasyonlar ve Yönetimi

06 11 2025 Devamını oku »
Hematoloji Yoğun Bakımda Yaşam Mücadelesi: Kan Hastalıkları ve Kritik Bakım

Hematoloji Yoğun Bakımda Yaşam Mücadelesi: Kan Hastalıkları ve Kritik Bakım

06 11 2025 Devamını oku »
Romatoid Artrit ve Beslenme: Ağrıyı Azaltmak İçin Ne Yemeli, Nelerden Kaçınmalı?

Romatoid Artrit ve Beslenme: Ağrıyı Azaltmak İçin Ne Yemeli, Nelerden Kaçınmalı?

06 11 2025 Devamını oku »
Çocuklarda Kalp Üfürümleri: Nedenleri, Belirtileri ve Tedavi Yaklaşımları

Çocuklarda Kalp Üfürümleri: Nedenleri, Belirtileri ve Tedavi Yaklaşımları

06 11 2025 Devamını oku »
Ani Solunum Yetmezliği: Nedenleri, Belirtileri ve Yoğun Bakım Yönetimi

Ani Solunum Yetmezliği: Nedenleri, Belirtileri ve Yoğun Bakım Yönetimi

06 11 2025 Devamını oku »
İnsan Kalbinin Anatomisi ve Kardiyovasküler Hastalıklarla İlişkisi

İnsan Kalbinin Anatomisi ve Kardiyovasküler Hastalıklarla İlişkisi

06 11 2025 Devamını oku »
İntensive Care Unit (ICU): Inside the Critical Care Environment

İntensive Care Unit (ICU): Inside the Critical Care Environment

06 11 2025 Devamını oku »
Uyku Kalitenizi Artırmanın Bilimsel Yolları: Fizyolojik Temeller ve Pratik İpuçları

Uyku Kalitenizi Artırmanın Bilimsel Yolları: Fizyolojik Temeller ve Pratik İpuçları

06 11 2025 Devamını oku »