Çocuk Göğüs HastalıklarıÇocuk NörolojisiKulak Burun Boğaz Hastalıkları
Poligrafi Çocuklara Yapılır mı? Kapsamlı Bir İnceleme
Poligrafi Çocuklara Yapılır mı? Kapsamlı Bir İnceleme
Poligrafi, yaygın olarak "yalan makinesi" olarak bilinen bir tekniktir. Bu teknikte, bir kişinin fizyolojik tepkileri (kalp atış hızı, kan basıncı, terleme, solunum gibi) ölçülerek yalan söyleyip söylemediği değerlendirilmeye çalışılır. Ancak, poligrafinin doğruluğu ve güvenilirliği konusunda önemli tartışmalar bulunmaktadır. Özellikle çocuklara uygulandığında etik ve bilimsel açılardan çok daha karmaşık bir hal alır. Bu yazıda, poligrafinin çocuklara uygulanabilirliği, güvenilirliği, etik boyutları ve yasal çerçevesi detaylı bir şekilde incelenecektir.
Poligrafi Nedir? Temel İlkeler ve İşleyiş
Poligrafi, temel olarak bir kişinin yalan söylediği zaman fizyolojik tepkilerinin değişeceği varsayımına dayanır. Bu değişiklikler, poligraf cihazı tarafından kaydedilir ve uzman bir poligrafi uzmanı tarafından değerlendirilir. Poligrafi testi genellikle aşağıdaki adımları içerir:
- Görüşme Öncesi: Poligrafi uzmanı, test yapılacak kişiyle görüşerek testin amacı, süreci ve olası sonuçları hakkında bilgi verir. Ayrıca, testle ilgili sorular sorar ve kişinin rahatlamasını sağlamaya çalışır.
- Cihaz Bağlantısı: Test yapılacak kişiye, kalp atış hızını ölçen elektrotlar, kan basıncını ölçen bir manşet, terlemeyi ölçen sensörler ve solunumu ölçen sensörler bağlanır.
- Soru Sorma: Poligrafi uzmanı, önceden hazırlanmış soruları sorar. Bu sorular genellikle kontrol soruları (önemsiz ve bilinen cevapları olan sorular) ve ilgili sorular (testin amacı ile ilgili olan sorular) olmak üzere iki kategoriye ayrılır.
- Veri Analizi: Test sırasında kaydedilen fizyolojik veriler, poligrafi uzmanı tarafından analiz edilir. Uzman, kontrol sorularına verilen tepkilerle ilgili sorulara verilen tepkileri karşılaştırarak kişinin yalan söyleyip söylemediği konusunda bir değerlendirme yapar.
Poligrafi Tekniklerinin Çeşitleri
Poligrafi testlerinde kullanılan farklı teknikler vardır. En yaygın kullanılan teknikler şunlardır:
- Kontrol Soru Tekniği (CQT): Bu teknikte, ilgili sorularla birlikte kontrol soruları da sorulur. Kontrol soruları, test yapılan kişinin muhtemelen yalan söyleyeceği veya şüpheli davranışlar sergileyeceği genel sorulardır. Amaç, ilgili sorulara verilen tepkileri kontrol sorularına verilen tepkilerle karşılaştırmaktır.
- Zirve Gerilimi Tekniği (POT): Bu teknikte, test yapılan kişinin bir olayı bildiği varsayılarak, olayın detayları hakkında sorular sorulur. Soruların gerilim seviyesi giderek artırılır ve kişinin en yüksek gerilimi gösterdiği soru, olayı bildiğine işaret eder.
- Gizli Bilgi Testi (CIT): Bu teknikte, test yapılan kişiye bir olayla ilgili çoktan seçmeli sorular sorulur. Soruların cevaplarından sadece biri doğru cevaptır ve suçlu olan kişinin doğru cevaba fizyolojik olarak tepki vermesi beklenir.
Poligrafinin Çocuklara Uygulanabilirliği: Bilimsel Kanıtlar ve Eleştiriler
Poligrafinin çocuklara uygulanabilirliği konusunda bilimsel kanıtlar oldukça sınırlıdır ve mevcut kanıtlar da çelişkilidir. Bazı araştırmalar, poligrafinin çocuklarda yetişkinlere göre daha az güvenilir olduğunu göstermektedir. Bunun temel nedenleri şunlardır:
- Bilişsel Gelişim: Çocukların bilişsel yetenekleri (muhakeme, soyut düşünme, yalan söyleme becerisi vb.) yetişkinlere göre daha az gelişmiştir. Bu durum, çocukların poligrafi testine verdikleri tepkileri etkileyebilir ve sonuçların yanlış yorumlanmasına neden olabilir.
- Duygusal Gelişim: Çocukların duygusal düzenleme becerileri de yetişkinlere göre daha az gelişmiştir. Bu durum, çocukların stres, kaygı ve korku gibi duygularını kontrol etmelerini zorlaştırır ve poligrafi testine verdikleri fizyolojik tepkileri etkileyebilir.
- Anlayış Eksikliği: Çocuklar, poligrafi testinin amacını ve sürecini tam olarak anlamayabilirler. Bu durum, test sırasında kendilerini rahatsız hissedebilirler ve bu da sonuçların güvenilirliğini azaltabilir.
- Yanlış Pozitif Oranı: Çocuklarda yanlış pozitif oranı (masum bir kişinin suçlu olarak değerlendirilmesi) yetişkinlere göre daha yüksektir. Bu durum, çocukların yanlışlıkla suçlanmasına ve ciddi sonuçlar yaşamasına neden olabilir.
Poligrafinin Çocuklar Üzerindeki Psikolojik Etkileri
Poligrafi testinin çocuklar üzerinde önemli psikolojik etkileri olabilir. Bu etkiler, testin sonucundan bağımsız olarak ortaya çıkabilir ve uzun süreli olabilir. Olası psikolojik etkiler şunlardır:
- Kaygı ve Stres: Poligrafi testi, çocuklar için stresli ve kaygı verici bir deneyim olabilir. Testin kendisi, cihazların bağlanması, soruların sorulması ve sonuçların belirsizliği, çocuklarda kaygı ve strese neden olabilir.
- Utanç ve Suçluluk: Poligrafi testi, özellikle suçlamaların yöneltildiği durumlarda, çocuklarda utanç ve suçluluk duygularına neden olabilir. Masum olan bir çocuk bile, test sırasında suçlu olduğuna inanabilir ve bu durum özgüvenini zedeleyebilir.
- Travma: Poligrafi testi, bazı çocuklar için travmatik bir deneyim olabilir. Özellikle istismar veya şiddet mağduru olan çocuklar, test sırasında yaşadıkları stres ve kaygı nedeniyle yeniden travmatize olabilirler.
- Güven Sorunları: Poligrafi testi, çocukların yetişkinlere olan güvenini zedeleyebilir. Özellikle testin sonucunda yanlış bir karar verilmesi durumunda, çocuklar yetişkinlere karşı güvensizlik geliştirebilirler.
- Davranışsal Sorunlar: Poligrafi testi, çocuklarda davranışsal sorunlara neden olabilir. Bu sorunlar arasında, sinirlilik, uyku problemleri, iştah değişiklikleri, okul başarısında düşüş ve sosyal ilişkilerde zorluklar yer alabilir.
Poligrafinin Çocuklara Uygulanmasının Etik Boyutları
Poligrafinin çocuklara uygulanması, etik açıdan birçok soru işaretini beraberinde getirmektedir. Bu sorular, çocukların hakları, refahı ve korunması ile ilgilidir. Başlıca etik sorunlar şunlardır:
- Çocukların Hakları: Çocukların, kendi bedenleri ve zihinleri üzerinde özerklik hakkı vardır. Poligrafi testi, bu özerklik hakkını ihlal edebilir, çünkü çocuklar testin amacını ve sonuçlarını tam olarak anlayamayabilirler ve teste gönüllü olarak katılmaları zor olabilir.
- Zarar Verme İlkesi: Tıp etiğinin temel ilkelerinden biri olan "zarar verme" ilkesi, çocuklara zarar verebilecek uygulamalardan kaçınılması gerektiğini belirtir. Poligrafi testinin çocuklar üzerindeki potansiyel psikolojik etkileri göz önüne alındığında, bu ilkenin ihlal edildiği düşünülebilir.
- Adalet İlkesi: Adalet ilkesi, tüm bireylerin eşit ve adil bir şekilde muamele görmesi gerektiğini belirtir. Poligrafi testinin güvenilirliği ve doğruluğu konusunda şüpheler bulunması, bu ilkenin ihlal edildiği anlamına gelebilir, çünkü bazı çocuklar yanlışlıkla suçlanabilirler.
- Velayet Hakkı: Ebeveynlerin, çocuklarının refahını koruma ve onlar adına karar verme hakkı vardır. Ancak, ebeveynlerin çocuklarını poligrafi testine göndermeleri, her zaman çocuklarının çıkarlarına uygun olmayabilir. Bu durumda, çocuğun çıkarlarının önceliği göz önünde bulundurulmalıdır.
- Gizlilik Hakkı: Çocukların, kişisel bilgilerinin gizliliğini koruma hakkı vardır. Poligrafi testi sırasında elde edilen bilgiler, hassas ve özel bilgiler olabilir ve bu bilgilerin korunması gerekmektedir.
Çocukların Katılımı ve Rıza
Eğer bir çocuğun poligrafi testine katılması gerekiyorsa, çocuğun katılımı ve rızası büyük önem taşır. Ancak, çocukların rızası yetişkinlerin rızasıyla aynı değildir. Çocukların rızası, bilgilendirilmiş ve gönüllü olmalıdır. Bu, çocuğa testin amacı, süreci ve olası sonuçları hakkında yaşına uygun bir şekilde bilgi verilmesi ve çocuğun teste katılmak istemediği takdirde zorlanmaması anlamına gelir. Ayrıca, çocuğun avukatı veya bağımsız bir gözlemci eşliğinde testin yapılması, çocuğun haklarının korunmasına yardımcı olabilir.
Poligrafinin Çocuklara Uygulanmasının Yasal Çerçevesi
Poligrafinin çocuklara uygulanması, birçok ülkede yasal olarak düzenlenmemiştir veya kısıtlanmıştır. Bazı ülkelerde, çocukların poligrafi testine katılması yasaklanmıştır. Diğer ülkelerde ise, belirli koşullar altında (örneğin, mahkeme kararıyla veya ebeveynlerin izniyle) izin verilmektedir. Ancak, yasal düzenlemeler ne olursa olsun, çocuğun çıkarlarının her zaman öncelikli olması gerekmektedir.
Türkiye'deki Yasal Durum
Türkiye'de, poligrafinin kullanımı genel olarak yasal olarak düzenlenmemiştir. Ancak, ceza yargılamasında delil olarak kabul edilebilirliği konusunda tartışmalar bulunmaktadır. Çocuklara yönelik poligrafi uygulamaları konusunda ise herhangi bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Bu durum, çocukların korunması açısından önemli bir boşluk yaratmaktadır. Bu nedenle, Türkiye'de çocuklara yönelik poligrafi uygulamalarının yasal olarak düzenlenmesi ve çocukların haklarının korunması için gerekli önlemlerin alınması önemlidir.
Alternatif Yaklaşımlar ve Çözüm Önerileri
Poligrafinin çocuklar üzerindeki potansiyel riskleri ve etik sorunları göz önüne alındığında, çocukların ifadelerini değerlendirmek ve gerçeği ortaya çıkarmak için alternatif yaklaşımlar tercih edilmelidir. Bu yaklaşımlar, çocukların refahını ve haklarını korumaya odaklanmalıdır.
- Görüşme Teknikleri: Çocuklarla görüşme yaparken, çocuk dostu ve travmaya duyarlı görüşme teknikleri kullanılmalıdır. Bu teknikler, çocukların kendilerini güvende hissetmelerini, rahat olmalarını ve doğru bilgi vermelerini sağlamaya yardımcı olur.
- Adli Tıp Uzmanları: Çocukların ifadelerini değerlendirmek için, çocuk psikolojisi ve adli tıp konularında uzmanlaşmış profesyonellerden destek alınmalıdır. Bu uzmanlar, çocukların ifadelerini doğru bir şekilde yorumlayabilir ve gerçeği ortaya çıkarmak için gerekli adımları atabilirler.
- Destekleyici Ortam: Çocukların ifadelerini değerlendirirken, onlara destekleyici ve güvenli bir ortam sağlanmalıdır. Bu ortam, çocukların kendilerini rahat hissetmelerini, korkularını ve endişelerini ifade etmelerini kolaylaştırır.
- Aile ve Okul İşbirliği: Çocukların ifadelerini değerlendirirken, aileleri ve okulları ile işbirliği yapılmalıdır. Aileler ve okullar, çocukların davranışları, duygusal durumları ve sosyal ilişkileri hakkında önemli bilgiler sağlayabilirler.
- Eğitim ve Farkındalık: Çocuklara yönelik istismar ve şiddet vakalarının önlenmesi için, toplumda eğitim ve farkındalık çalışmaları yapılmalıdır. Bu çalışmalar, çocukların hakları, istismarın belirtileri ve yardım kaynakları hakkında bilgi sağlamalıdır.
Sonuç: Poligrafi Çocuklar İçin Uygun Bir Yöntem Değildir
Poligrafi, çocuklara uygulanması durumunda birçok bilimsel, etik ve yasal sorun yaratabilecek bir yöntemdir. Güvenilirliğinin düşük olması, psikolojik etkilerinin olumsuz olması ve çocukların haklarını ihlal etme potansiyeli nedeniyle, poligrafi çocuklara yönelik soruşturmalarda ve değerlendirmelerde kullanılmamalıdır. Bunun yerine, çocuk dostu görüşme teknikleri, adli tıp uzmanlarının değerlendirmeleri ve destekleyici bir ortam gibi alternatif yaklaşımlar tercih edilmelidir. Çocukların korunması ve refahı, her zaman öncelikli olmalıdır.
Öneriler
- Poligrafinin çocuklara uygulanmasının yasaklanması için yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
- Çocuklara yönelik soruşturmalarda ve değerlendirmelerde, çocuk dostu ve travmaya duyarlı yaklaşımlar kullanılmalıdır.
- Çocuk psikolojisi ve adli tıp konularında uzmanlaşmış profesyonellerin eğitimi desteklenmelidir.
- Çocuklara yönelik istismar ve şiddet vakalarının önlenmesi için toplumda eğitim ve farkındalık çalışmaları yapılmalıdır.
- Aileler ve okullar, çocukların hakları ve korunması konusunda bilgilendirilmelidir.