Topuk dikeni iğne tedavisi kronik hastalarda uygulanabilir mi?

02 11 2025

Topuk dikeni iğne tedavisi kronik hastalarda uygulanabilir mi?
AlgolojiOrtopedi ve TravmatolojiFiziksel Tıp ve Rehabilitasyon

Topuk Dikeni İğne Tedavisi Kronik Hastalarda Uygulanabilir mi?

Topuk Dikeni İğne Tedavisi Kronik Hastalarda Uygulanabilir mi?

Topuk dikeni, ayak tabanında, özellikle topuk kemiğinin altında oluşan kemiksi bir çıkıntıdır. Bu çıkıntı, plantar fasiit adı verilen ayak tabanı zarının iltihaplanması sonucu ortaya çıkar. Şiddetli topuk ağrısına neden olan bu durum, özellikle sabahları veya uzun süre dinlendikten sonra daha belirgin hale gelir. Topuk dikeni tedavisinde birçok farklı yöntem bulunmaktadır. Bunlar arasında istirahat, buz uygulaması, egzersizler, ortopedik tabanlıklar ve ilaç tedavileri yer alır. Ancak, bazı durumlarda bu yöntemler yeterli olmayabilir ve daha invaziv tedavi seçenekleri gündeme gelebilir. Bu seçeneklerden biri de topuk dikeni iğne tedavisidir.

Bu yazımızda, topuk dikeni iğne tedavisinin ne olduğunu, nasıl uygulandığını, kronik hastalığı olan bireylerde uygulanabilirliğini ve bu tedavi yönteminin potansiyel risklerini ve faydalarını detaylı bir şekilde inceleyeceğiz. Özellikle kronik hastalığı olan okuyucularımızın bu tedavi yöntemini değerlendirmeden önce bilmeleri gereken önemli noktaları vurgulayacağız.

Topuk Dikeni Nedir ve Nasıl Oluşur?

Topuk dikeni, topuk kemiğinin alt kısmında oluşan kemiksi bir çıkıntıdır. Genellikle plantar fasiit ile ilişkilidir. Plantar fasiit, ayak tabanında topuktan parmaklara kadar uzanan kalın bir doku bandı olan plantar fasyanın iltihaplanmasıdır. Plantar fasya, ayağın kavisini destekler ve yürürken veya koşarken şok emici görevi görür. Aşırı kullanım, uygunsuz ayakkabı seçimi, obezite, yüksek ayak kemeri veya düz tabanlık gibi faktörler plantar fasyaya aşırı yük bindirebilir ve iltihaplanmaya neden olabilir. Zamanla, bu iltihaplanma topuk kemiğinde kalsiyum birikmesine ve topuk dikeni oluşumuna yol açabilir.

Topuk dikeninin belirtileri genellikle topukta ağrı, hassasiyet ve sertliktir. Ağrı, özellikle sabahları ilk adımlarda veya uzun süre oturduktan sonra ayağa kalkınca daha şiddetli olabilir. Gün içinde aktivite arttıkça ağrı azalabilir, ancak uzun süreli aktiviteler sonrasında tekrar artabilir. Bazı kişilerde topuk dikeni herhangi bir belirtiye neden olmazken, bazılarında ise günlük yaşamı olumsuz etkileyen şiddetli ağrılara yol açabilir.

Plantar Fasiit ve Topuk Dikeni Arasındaki İlişki

Plantar fasiit ve topuk dikeni sıklıkla bir arada görülen iki durumdur. Plantar fasiit, topuk dikeni oluşumunun ana nedenlerinden biridir. Plantar fasya üzerindeki sürekli stres ve iltihaplanma, topuk kemiğinde kalsiyum birikmesine ve dolayısıyla topuk dikeni oluşmasına zemin hazırlar. Ancak, topuk dikeni olan herkes plantar fasiit yaşamaz ve plantar fasiit olan herkes de topuk dikeni geliştirmez. Bazı kişilerde topuk dikeni tesadüfen röntgen veya diğer görüntüleme yöntemleri sırasında tespit edilebilir ve herhangi bir ağrıya neden olmayabilir.

Topuk Dikeni Tedavi Yöntemleri

Topuk dikeni tedavisinde amaç, ağrıyı azaltmak, iltihabı gidermek ve plantar fasyanın iyileşmesini sağlamaktır. Tedavi genellikle konservatif yöntemlerle başlar ve semptomların şiddetine ve süresine göre farklı yaklaşımlar uygulanabilir. İşte topuk dikeni tedavisinde sıkça kullanılan yöntemler:

  • İstirahat: Ayağı dinlendirmek ve aşırı yüklenmeden kaçınmak, plantar fasyanın iyileşmesine yardımcı olur.
  • Buz Uygulaması: Günde birkaç kez 15-20 dakika boyunca topuğa buz uygulamak, ağrıyı ve iltihabı azaltır.
  • Egzersizler: Plantar fasyayı ve baldır kaslarını esneten egzersizler, ayağın esnekliğini artırır ve ağrıyı hafifletir. Özellikle sabahları ve uzun süre oturduktan sonra bu egzersizlerin yapılması faydalıdır.
  • Ortopedik Tabanlıklar: Ayak kavisini destekleyen ve plantar fasyaya binen yükü azaltan ortopedik tabanlıklar, ağrıyı hafifletmede etkili olabilir. Hazır tabanlıklar kullanılabileceği gibi, kişiye özel olarak da tabanlık yaptırılabilir.
  • Ağrı Kesiciler: Reçetesiz satılan ağrı kesiciler (ibuprofen, naproksen gibi) ağrıyı ve iltihabı azaltmaya yardımcı olabilir. Ancak, uzun süreli kullanımlarında yan etkileri olabileceği için doktor kontrolünde kullanılması önemlidir.
  • Fizik Tedavi: Fizyoterapistler, plantar fasyayı ve baldır kaslarını esneten özel egzersizler öğretebilir, masaj yapabilir ve ultrason veya lazer gibi fizik tedavi yöntemleri uygulayabilir.
  • Gece Ateli: Uyurken ayağı dorsal fleksiyon pozisyonunda tutan gece atelleri, plantar fasyanın gerilmesini sağlayarak sabah ağrısını azaltır.

Bu konservatif tedavi yöntemleri genellikle topuk dikeni ağrısını hafifletmede ve plantar fasyanın iyileşmesini sağlamada başarılı olur. Ancak, bazı durumlarda bu yöntemler yeterli olmayabilir ve daha invaziv tedavi seçenekleri gündeme gelebilir.

Topuk Dikeni İğne Tedavisi: Nedir ve Nasıl Uygulanır?

Topuk dikeni iğne tedavisi, konservatif yöntemlerle yeterli sonuç alınamayan durumlarda uygulanan bir tedavi seçeneğidir. Bu tedavi yönteminde, topuk bölgesine çeşitli ilaçlar enjekte edilerek ağrı ve iltihap azaltılmaya çalışılır. En sık kullanılan ilaçlar kortikosteroidler ve lokal anesteziklerdir. Bazı durumlarda, platelet rich plasma (PRP) veya diğer biyolojik ajanlar da kullanılabilir.

Kortikosteroid Enjeksiyonları

Kortikosteroidler, güçlü anti-inflamatuar özelliklere sahip ilaçlardır. Topuk dikeni tedavisinde kortikosteroid enjeksiyonları, plantar fasyadaki iltihabı azaltarak ağrıyı hafifletmeyi amaçlar. Enjeksiyon genellikle topuk kemiğinin alt kısmına, plantar fasyanın en ağrılı olduğu bölgeye yapılır. Enjeksiyon öncesinde bölge antiseptik solüsyonla temizlenir ve lokal anestezik uygulanarak ağrı hissi azaltılır. İnce bir iğne ile kortikosteroid ilacı enjekte edilir. Enjeksiyon sonrası bölgeye bandaj uygulanır ve hastaya istirahat etmesi önerilir.

Kortikosteroid enjeksiyonları, genellikle kısa sürede ağrıyı azaltmada etkili olur. Ancak, bu etki kalıcı değildir ve ağrı bir süre sonra tekrar başlayabilir. Ayrıca, kortikosteroid enjeksiyonlarının bazı yan etkileri de olabilir. Bunlar arasında enjeksiyon yerinde ağrı, enfeksiyon, ciltte incelme, renk değişikliği ve plantar fasyanın yırtılması riski bulunur. Kortikosteroid enjeksiyonlarının sık tekrarı, bu yan etkilerin görülme olasılığını artırabilir. Bu nedenle, kortikosteroid enjeksiyonları genellikle diğer tedavi yöntemleri ile birlikte ve sınırlı sayıda uygulanır.

Lokal Anestezik Enjeksiyonları

Lokal anestezikler, sinir iletimini bloke ederek ağrıyı geçici olarak ortadan kaldıran ilaçlardır. Topuk dikeni tedavisinde lokal anestezik enjeksiyonları, ağrıyı dindirmek ve hastanın rahatlamasını sağlamak amacıyla kullanılabilir. Genellikle kortikosteroid enjeksiyonları ile birlikte uygulanır. Enjeksiyon, ağrının en yoğun olduğu bölgeye yapılır ve genellikle hızlı bir şekilde ağrıyı azaltır. Ancak, lokal anesteziklerin etkisi geçicidir ve ağrı bir süre sonra tekrar başlar.

Platelet Rich Plasma (PRP) Enjeksiyonları

Platelet rich plasma (PRP), hastanın kendi kanından elde edilen ve trombositler açısından zengin bir plazma türüdür. Trombositler, büyüme faktörleri içerir ve doku iyileşmesini destekler. Topuk dikeni tedavisinde PRP enjeksiyonları, plantar fasyanın iyileşmesini hızlandırmak ve ağrıyı azaltmak amacıyla kullanılır. PRP enjeksiyonu için öncelikle hastadan kan alınır ve özel bir işlemden geçirilerek trombositler ayrıştırılır. Daha sonra, elde edilen PRP, topuk bölgesine enjekte edilir. PRP enjeksiyonlarının kortikosteroid enjeksiyonlarına göre daha uzun süreli etki sağladığı ve yan etkilerinin daha az olduğu düşünülmektedir. Ancak, PRP enjeksiyonlarının etkinliği konusunda daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.

Diğer Biyolojik Ajan Enjeksiyonları

Topuk dikeni tedavisinde PRP dışında, hyaluronik asit veya kök hücre gibi diğer biyolojik ajanlar da kullanılabilir. Hyaluronik asit, eklem sıvısında bulunan ve eklemlerin kayganlığını sağlayan bir maddedir. Enjekte edildiğinde, plantar fasyanın kayganlığını artırarak ağrıyı azaltmaya yardımcı olabilir. Kök hücreler ise, hasarlı dokuları onarma ve yenileme yeteneğine sahip hücrelerdir. Topuk dikeni tedavisinde kök hücre enjeksiyonları, plantar fasyanın iyileşmesini hızlandırmak ve ağrıyı azaltmak amacıyla kullanılır. Ancak, bu tedavi yöntemlerinin etkinliği ve güvenliği konusunda daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.

Kronik Hastalıklar ve Topuk Dikeni İğne Tedavisi: Riskler ve Dikkat Edilmesi Gerekenler

Kronik hastalığı olan bireylerde topuk dikeni iğne tedavisi uygulanırken, bazı riskler ve dikkat edilmesi gereken noktalar bulunmaktadır. Kronik hastalıklar, vücudun bağışıklık sistemini zayıflatabilir, ilaç etkileşimlerine neden olabilir ve iyileşme sürecini etkileyebilir. Bu nedenle, kronik hastalığı olan bireylerin topuk dikeni iğne tedavisi almadan önce doktorlarına danışmaları ve tedavi planının kişiselleştirilmesi önemlidir.

Diyabet (Şeker Hastalığı)

Diyabet, vücudun kan şekerini düzenleme yeteneğinin bozulduğu kronik bir hastalıktır. Diyabetli bireylerde, yüksek kan şekeri seviyeleri sinir hasarına (diyabetik nöropati), kan damarlarında hasara ve bağışıklık sisteminin zayıflamasına neden olabilir. Bu durum, topuk dikeni iğne tedavisinin risklerini artırabilir.

  • Enfeksiyon Riski: Diyabetli bireylerde enfeksiyon riski daha yüksektir. Topuk dikeni iğne tedavisi sırasında enfeksiyon gelişme olasılığı, diyabetli bireylerde daha fazladır. Bu nedenle, enjeksiyon öncesinde ve sonrasında hijyen kurallarına dikkat etmek ve enfeksiyon belirtileri (kızarıklık, şişlik, ısı artışı, ağrı) ortaya çıkarsa derhal doktora başvurmak önemlidir.
  • İyileşme Süreci: Diyabetli bireylerde yara iyileşmesi genellikle daha yavaştır. Topuk dikeni iğne tedavisi sonrası iyileşme süreci de diyabetten etkilenebilir ve uzayabilir. Bu nedenle, tedavi sonrası doktorun önerdiği istirahat ve bakım talimatlarına uymak önemlidir.
  • Kortikosteroidlerin Etkisi: Kortikosteroid enjeksiyonları, kan şekerini yükseltebilir. Diyabetli bireylerde kortikosteroid enjeksiyonları, kan şekeri kontrolünü zorlaştırabilir ve diyabet ilaçlarının dozunun ayarlanmasını gerektirebilir. Bu nedenle, diyabetli bireylerin topuk dikeni iğne tedavisi almadan önce doktorlarına diyabetlerini bildirmeleri ve kan şekeri düzeylerini yakından takip etmeleri önemlidir.

Kalp Hastalıkları

Kalp hastalıkları, kalp ve kan damarlarını etkileyen bir grup hastalığı ifade eder. Kalp yetmezliği, koroner arter hastalığı, aritmi ve kalp kapak hastalıkları gibi farklı türleri vardır. Kalp hastalığı olan bireylerde topuk dikeni iğne tedavisi uygulanırken, bazı riskler göz önünde bulundurulmalıdır.

  • İlaç Etkileşimleri: Kalp hastalığı olan bireyler genellikle kan sulandırıcı ilaçlar (warfarin, aspirin gibi) veya anti-aritmik ilaçlar kullanır. Topuk dikeni iğne tedavisinde kullanılan ilaçların (kortikosteroidler, lokal anestezikler) bu ilaçlarla etkileşime girme olasılığı vardır. Bu etkileşimler, kanama riskini artırabilir veya kalp ritmini bozabilir. Bu nedenle, kalp hastalığı olan bireylerin topuk dikeni iğne tedavisi almadan önce doktorlarına kullandıkları ilaçları bildirmeleri ve ilaç etkileşimleri açısından değerlendirme yapılması önemlidir.
  • Sıvı Tutulumu: Kortikosteroidler, vücutta sıvı tutulumuna neden olabilir. Kalp yetmezliği olan bireylerde sıvı tutulumu, semptomları (nefes darlığı, ödem) kötüleştirebilir ve kalp yetmezliğini şiddetlendirebilir. Bu nedenle, kalp yetmezliği olan bireylerde kortikosteroid enjeksiyonları dikkatli kullanılmalı ve sıvı dengesi yakından takip edilmelidir.
  • Stres ve Anksiyete: İğne tedavisi bazı kişilerde stres ve anksiyeteye neden olabilir. Kalp hastalığı olan bireylerde stres ve anksiyete, kalp hızını ve kan basıncını yükseltebilir ve kalp krizi veya aritmi riskini artırabilir. Bu nedenle, kalp hastalığı olan bireylerin topuk dikeni iğne tedavisi sırasında rahatlatıcı teknikler (derin nefes alma, meditasyon) uygulamaları ve streslerini yönetmeleri önemlidir.

Böbrek Hastalıkları

Böbrek hastalıkları, böbreklerin normal fonksiyonlarını yerine getirememesi durumunda ortaya çıkar. Kronik böbrek hastalığı, böbreklerin işlevlerinin zamanla azalmasıyla karakterizedir. Böbrek hastalığı olan bireylerde topuk dikeni iğne tedavisi uygulanırken, bazı riskler ve dikkat edilmesi gereken noktalar bulunmaktadır.

  • İlaç Atılımı: Böbrekler, vücuttan ilaçların atılmasında önemli rol oynar. Böbrek hastalığı olan bireylerde böbrek fonksiyonları azaldığı için ilaçların atılımı yavaşlayabilir ve ilaçların vücutta birikmesine neden olabilir. Bu durum, ilaçların yan etkilerinin görülme olasılığını artırabilir. Bu nedenle, böbrek hastalığı olan bireylerde topuk dikeni iğne tedavisinde kullanılan ilaçların dozu, böbrek fonksiyonlarına göre ayarlanmalı ve ilaçların yan etkileri yakından takip edilmelidir.
  • Sıvı ve Elektrolit Dengesizliği: Böbrekler, vücuttaki sıvı ve elektrolit dengesini düzenler. Böbrek hastalığı olan bireylerde sıvı ve elektrolit dengesizliği (sodyum, potasyum, kalsiyum) sık görülür. Kortikosteroidler, sıvı ve elektrolit dengesini bozabilir. Bu nedenle, böbrek hastalığı olan bireylerde kortikosteroid enjeksiyonları dikkatli kullanılmalı ve sıvı ve elektrolit düzeyleri yakından takip edilmelidir.
  • Kemik Sağlığı: Kronik böbrek hastalığı, kemik sağlığını olumsuz etkileyebilir ve osteoporoz riskini artırabilir. Kortikosteroidler, kemik yoğunluğunu azaltabilir ve osteoporoz riskini daha da artırabilir. Bu nedenle, böbrek hastalığı olan bireylerde kortikosteroid enjeksiyonları uzun süreli kullanılmamalı ve kemik sağlığını koruyucu önlemler (kalsiyum ve D vitamini takviyesi) alınmalıdır.

Bağışıklık Sistemi Hastalıkları

Bağışıklık sistemi hastalıkları, vücudun kendi dokularına saldırması sonucu ortaya çıkan hastalıklardır. Romatoid artrit, lupus, multiple skleroz gibi farklı türleri vardır. Bağışıklık sistemi hastalığı olan bireylerde topuk dikeni iğne tedavisi uygulanırken, bazı riskler ve dikkat edilmesi gereken noktalar bulunmaktadır.

  • Enfeksiyon Riski: Bağışıklık sistemi hastalıkları olan bireyler genellikle bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar (kortikosteroidler, immünosupresanlar) kullanır. Bu ilaçlar, enfeksiyon riskini artırır. Topuk dikeni iğne tedavisi sırasında enfeksiyon gelişme olasılığı, bağışıklık sistemi baskılanmış bireylerde daha yüksektir. Bu nedenle, enjeksiyon öncesinde ve sonrasında hijyen kurallarına dikkat etmek ve enfeksiyon belirtileri ortaya çıkarsa derhal doktora başvurmak önemlidir.
  • İlaç Etkileşimleri: Bağışıklık sistemi hastalıkları olan bireylerin kullandığı ilaçlar, topuk dikeni iğne tedavisinde kullanılan ilaçlarla etkileşime girebilir. Kortikosteroidler, bağışıklık sistemini baskılayan ilaçların etkisini artırabilir veya azaltabilir. Bu nedenle, bağışıklık sistemi hastalığı olan bireylerin topuk dikeni iğne tedavisi almadan önce doktorlarına kullandıkları ilaçları bildirmeleri ve ilaç etkileşimleri açısından değerlendirme yapılması önemlidir.
  • Alevlenme Riski: Topuk dikeni iğne tedavisi, bazı bağışıklık sistemi hastalıklarının alevlenmesine neden olabilir. Özellikle romatoid artrit veya lupus gibi inflamatuar hastalıklarda, enjeksiyon sonrası hastalık belirtileri kötüleşebilir. Bu nedenle, bağışıklık sistemi hastalığı olan bireylerin topuk dikeni iğne tedavisi almadan önce doktorlarına danışmaları ve tedavi sonrası belirtilerde kötüleşme olursa derhal doktora başvurmaları önemlidir.

Topuk Dikeni İğne Tedavisine Alternatif Tedavi Yöntemleri

Topuk dikeni tedavisinde iğne tedavisi dışında birçok alternatif tedavi yöntemi bulunmaktadır. Bu yöntemler, semptomları hafifletmeye ve iyileşmeyi hızlandırmaya yardımcı olabilir. İşte topuk dikeni için alternatif tedavi yöntemlerinden bazıları:

  • Akupunktur: Akupunktur, vücudun belirli noktalarına ince iğneler batırılarak yapılan geleneksel bir Çin tıbbı yöntemidir. Topuk dikeni ağrısını azaltmaya ve iltihabı gidermeye yardımcı olabilir.
  • Masaj Terapisi: Masaj terapisi, plantar fasyayı ve baldır kaslarını gevşeterek ağrıyı hafifletmeye ve esnekliği artırmaya yardımcı olabilir.
  • Ultrason Tedavisi: Ultrason tedavisi, yüksek frekanslı ses dalgaları kullanarak dokuları ısıtır ve iyileşmeyi hızlandırır. Topuk dikeni ağrısını azaltmaya ve iltihabı gidermeye yardımcı olabilir.
  • Lazer Tedavisi: Lazer tedavisi, düşük seviyeli lazer ışığı kullanarak dokuları uyarır ve iyileşmeyi hızlandırır. Topuk dikeni ağrısını azaltmaya ve iltihabı gidermeye yardımcı olabilir.
  • Kinezyolojik Bantlama: Kinezyolojik bantlar, ayağı destekleyerek ve plantar fasyaya binen yükü azaltarak ağrıyı hafifletmeye yardımcı olabilir.
  • Bitkisel Tedaviler: Bazı bitkisel takviyeler (zerdeçal, zencefil, şeytan pençesi gibi) anti-inflamatuar özelliklere sahiptir ve topuk dikeni ağrısını hafifletmeye yardımcı olabilir. Ancak, bitkisel tedavilerin etkinliği konusunda daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır ve kullanmadan önce doktorunuza danışmanız önemlidir.

Bu alternatif tedavi yöntemleri, topuk dikeni ağrısını hafifletmede ve iyileşmeyi hızlandırmada etkili olabilir. Ancak, her bireyin durumu farklı olduğu için hangi tedavi yönteminin en uygun olduğuna karar vermek için doktorunuza danışmanız önemlidir.

Sonuç: Topuk Dikeni İğne Tedavisi Kronik Hastalarda Uygulanabilir mi?

Topuk dikeni iğne tedavisi, konservatif yöntemlerle yeterli sonuç alınamayan durumlarda uygulanan bir tedavi seçeneğidir. Ancak, kronik hastalığı olan bireylerde bu tedavi yöntemi uygulanırken bazı riskler ve dikkat edilmesi gereken noktalar bulunmaktadır. Diyabet, kalp hastalıkları, böbrek hastalıkları ve bağışıklık sistemi hastalıkları gibi kronik rahatsızlıkları olan bireylerde, enfeksiyon riski, ilaç etkileşimleri, sıvı ve elektrolit dengesizliği, kemik sağlığı sorunları ve hastalık alevlenmesi gibi komplikasyonlar görülebilir. Bu nedenle, kronik hastalığı olan bireylerin topuk dikeni iğne tedavisi almadan önce doktorlarına danışmaları ve tedavi planının kişiselleştirilmesi önemlidir.

Topuk dikeni tedavisinde iğne tedavisi dışında birçok alternatif tedavi yöntemi de bulunmaktadır. Akupunktur, masaj terapisi, ultrason tedavisi, lazer tedavisi, kinezyolojik bantlama ve bitkisel tedaviler gibi yöntemler, semptomları hafifletmeye ve iyileşmeyi hızlandırmaya yardımcı olabilir. Hangi tedavi yönteminin en uygun olduğuna karar vermek için doktorunuza danışmanız ve tedavi seçeneklerini birlikte değerlendirmeniz önemlidir.

Unutmayın, her bireyin durumu farklıdır ve tedaviye yanıtı da farklı olabilir. Bu nedenle, tedavi sürecinde sabırlı olmak, doktorunuzun önerilerine uymak ve düzenli takip önemlidir.

#ağrı yönetimi#kronik hastalıklar#topuk dikeni tedavisi#plantar fasiit#iğne tedavisi

Diğer Sağlık Blog Yazıları

İlik kanserinin son evresinde neler olur?

İlik kanserinin son evresinde neler olur?

06 11 2025 Devamını oku »
İlik kanseri kaç yaşında olur?

İlik kanseri kaç yaşında olur?

06 11 2025 Devamını oku »
Endoskopi Çeşitleri Nelerdir?

Endoskopi Çeşitleri Nelerdir?

06 11 2025 Devamını oku »
Kemik İliği Kanseri Kanda Çıkar Mı?

Kemik İliği Kanseri Kanda Çıkar Mı?

06 11 2025 Devamını oku »
Topuk dikeni iğne tedavisi kronik hastalarda uygulanabilir mi?

Kemik İliği Kanseri Nasıl Belli Olur?

06 11 2025 Devamını oku »
Pulmoner hipertansiyon hastaları seyahat edebilir mi?

Pulmoner hipertansiyon hastaları seyahat edebilir mi?

06 11 2025 Devamını oku »
Kemik iliği kanserleri ne kadar yaşar?

Kemik iliği kanserleri ne kadar yaşar?

06 11 2025 Devamını oku »
Tourette sendromu zekayı etkiler mi?

Tourette sendromu zekayı etkiler mi?

06 11 2025 Devamını oku »
Kemik iliği kanserlerinde tedavi sonrası klinik sonuçlar nelerdir?

Kemik iliği kanserlerinde tedavi sonrası klinik sonuçlar nelerdir?

06 11 2025 Devamını oku »