27 09 2025
Akciğer kanseri, dünya genelinde en sık görülen ve en ölümcül kanser türlerinden biridir. Akciğerlerdeki hücrelerin kontrolsüz bir şekilde büyümesi sonucu ortaya çıkar. Bu kontrolsüz büyüme, tümör adı verilen kitlelerin oluşmasına neden olur. Erken teşhis ve tedavi, akciğer kanseri ile mücadelede hayati öneme sahiptir. Bu yazıda, akciğer kanserinin ne olduğunu, türlerini, nedenlerini, belirtilerini, teşhis yöntemlerini, tedavi seçeneklerini ve önleme stratejilerini detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.
Akciğer kanseri, akciğer dokusunda başlayan malign (kötü huylu) bir tümördür. Bu tümörler, akciğerlerin normal fonksiyonlarını bozarak solunum problemlerine ve diğer sağlık sorunlarına yol açabilir. Akciğer kanseri, genellikle sigara içmekle ilişkilendirilse de, sigara içmeyen kişilerde de görülebilir. Akciğer kanserinin farklı türleri vardır ve her türün tedavi yaklaşımı farklılık gösterebilir.
Akciğerler, göğüs kafesi içinde bulunan, solunum sisteminin temel organlarıdır. Temel görevleri, havadan oksijeni alıp kana vermek ve kandan karbondioksiti alıp havaya atmaktır. Akciğerler, sağ ve sol olmak üzere iki ana bölümden oluşur. Sağ akciğer üç lobdan (üst, orta ve alt lob), sol akciğer ise iki lobdan (üst ve alt lob) oluşur. Bu loblar, daha küçük bölümlere ayrılır ve her bölüm bronş adı verilen hava yolları aracılığıyla hava alır. Bronşlar, akciğerlerin derinliklerine doğru ilerledikçe daha küçük bronşioller haline gelir ve sonunda alveol adı verilen mikroskobik hava keseciklerinde sonlanır. Oksijen ve karbondioksit değişimi, alveollerin duvarlarından geçer.
Akciğer kanseri, akciğer hücrelerinin DNA'sında meydana gelen hasarlar sonucu gelişir. Bu hasarlar, hücrelerin normal büyüme ve bölünme süreçlerini kontrol eden genleri etkileyebilir. Etkilenen hücreler, kontrolsüz bir şekilde çoğalmaya başlar ve zamanla tümör oluşturur. Tümörler, büyüdükçe akciğer dokusuna zarar verir ve yakındaki lenf düğümlerine veya diğer organlara yayılabilir (metastaz). Metastaz, kanserin vücudun diğer bölgelerine yayılması anlamına gelir ve tedavi sürecini zorlaştırır.
Akciğer kanseri, temel olarak iki ana türe ayrılır: küçük hücreli akciğer kanseri (KHAK) ve küçük hücreli dışı akciğer kanseri (KHDAK). Bu iki tür, hücrelerin mikroskop altında nasıl göründüğüne göre sınıflandırılır ve tedavi yaklaşımları farklıdır.
KHAK, akciğer kanserlerinin yaklaşık %10-15'ini oluşturur. Bu tür, hızlı büyüme ve yayılma eğilimindedir. Genellikle sigara içmekle ilişkilidir. KHAK, genellikle beyin, karaciğer ve kemikler gibi diğer organlara hızla yayılır. Bu nedenle, genellikle teşhis konulduğunda ileri evrede olur. KHAK, genellikle kemoterapi ve radyoterapi ile tedavi edilir. Cerrahi genellikle sınırlı bir rol oynar.
KHAK, genellikle iki evrede sınıflandırılır: sınırlı evre ve yaygın evre.
KHDAK, akciğer kanserlerinin yaklaşık %85-90'ını oluşturur. KHDAK, birkaç alt türe ayrılır:
KHDAK, genellikle TNM (Tümör, Nod, Metastaz) evreleme sistemi kullanılarak evrelendirilir. Bu sistem, tümörün büyüklüğünü (T), lenf düğümlerine yayılımını (N) ve uzak organlara yayılımını (M) değerlendirir. Evreler, I'den IV'e kadar numaralandırılır, IV en ileri evredir.
Akciğer kanserinin kesin nedeni her zaman belirlenemese de, bazı risk faktörleri ve nedenler akciğer kanseri geliştirme olasılığını artırır.
Sigara içmek, akciğer kanserinin en önemli nedenidir. Sigara içenlerde akciğer kanseri geliştirme riski, sigara içmeyenlere göre 15-30 kat daha yüksektir. Sigara dumanında bulunan kimyasallar, akciğer hücrelerinin DNA'sına zarar verir ve kanser gelişimine yol açabilir. Sigara içme süresi ve içilen sigara sayısı arttıkça risk de artar. Pasif içicilik de akciğer kanseri riskini artırır.
Asbest, ısıya dayanıklı ve yalıtım malzemesi olarak kullanılan lifli bir mineraldir. Asbeste maruz kalmak, akciğer kanseri ve mezotelyoma (akciğer zarı kanseri) riskini artırır. Asbest lifleri, solunduğunda akciğerlerde birikebilir ve zamanla kansere yol açabilir. Asbest, özellikle inşaat, gemi yapımı ve yalıtım işlerinde çalışan kişiler için bir risk faktörüdür.
Radyasyona maruz kalmak, akciğer kanseri riskini artırabilir. Radon gazı, doğal olarak oluşan bir radyoaktif gazdır ve toprakta, kayalarda ve suda bulunabilir. Binaların temellerinden sızarak iç mekanlarda birikebilir. Yüksek dozda radyoterapi (kanser tedavisi) de akciğer kanseri riskini artırabilir.
Hava kirliliği, akciğer kanseri riskini artırabilir. Özellikle partikül madde (PM) ve diğer hava kirleticileri, akciğerlere zarar verebilir ve kanser gelişimine katkıda bulunabilir. Şehirlerde yaşayan ve yoğun trafik, sanayi veya diğer kirlilik kaynaklarına maruz kalan kişilerde akciğer kanseri riski daha yüksek olabilir.
Akciğer kanseri, bazı ailelerde daha sık görülebilir. Genetik yatkınlık, akciğer kanseri riskini artırabilir. Özellikle birinci derece akrabalarında (anne, baba, kardeş) akciğer kanseri öyküsü olan kişilerde risk daha yüksek olabilir. Bazı genetik mutasyonlar da akciğer kanseri riskini artırabilir.
Yukarıda belirtilen risk faktörlerinin yanı sıra, aşağıdaki faktörler de akciğer kanseri riskini artırabilir:
Akciğer kanseri, erken evrelerde genellikle belirti vermez. Belirtiler ortaya çıktığında, genellikle kanser ilerlemiş demektir. Bu nedenle, risk faktörlerine sahip olan kişilerin düzenli olarak tarama yaptırması önemlidir. Akciğer kanserinin belirtileri, kanserin türüne, evresine ve yayılımına bağlı olarak değişebilir.
Akciğer kanseri teşhisi, belirtilerin değerlendirilmesi, fiziksel muayene ve çeşitli tanısal testlerin yapılmasıyla konulur. Erken teşhis, tedavi başarısını artırmak için önemlidir.
Doktor, hastanın tıbbi öyküsünü (sigara içme alışkanlığı, mesleki maruziyetler, aile öyküsü) alır ve fiziksel muayene yapar. Fiziksel muayene sırasında akciğerlerin dinlenmesi, lenf düğümlerinin kontrol edilmesi ve diğer belirtilerin değerlendirilmesi yapılır.
Biyopsi, akciğer kanseri teşhisinin kesinleştirilmesi için gereklidir. Biyopsi sırasında, akciğerdeki anormal dokudan bir örnek alınır ve mikroskop altında incelenir. Biyopsi örnekleri, farklı yöntemlerle alınabilir:
Akciğer kanserinin tedavisi, kanserin türüne, evresine, hastanın genel sağlık durumuna ve diğer faktörlere bağlı olarak değişir. Tedavi seçenekleri arasında cerrahi, kemoterapi, radyoterapi, hedefe yönelik tedaviler ve immünoterapi bulunur. Tedavi genellikle bir veya birden fazla yöntemin kombinasyonu şeklinde uygulanır.
Cerrahi, akciğer kanserinin erken evrelerinde (evre I ve II) sıklıkla kullanılan bir tedavi yöntemidir. Cerrahi sırasında, tümör ve çevresindeki sağlıklı doku çıkarılır. Cerrahi seçenekleri şunlardır:
Cerrahi genellikle açık cerrahi (torakotomi) veya minimal invaziv cerrahi (VATS) yöntemleriyle yapılabilir. VATS, daha küçük kesilerle yapılan ve daha az ağrı, daha hızlı iyileşme ve daha az komplikasyon riski sunan bir yöntemdir.
Kemoterapi, kanser hücrelerini öldürmek veya büyümelerini yavaşlatmak için kullanılan ilaçlardır. Kemoterapi, genellikle KHAK ve ileri evre KHDAK tedavisinde kullanılır. Kemoterapi, cerrahi öncesinde (neoadjuvan kemoterapi) tümörü küçültmek veya cerrahi sonrasında (adjuvan kemoterapi) kalan kanser hücrelerini öldürmek için uygulanabilir. Kemoterapi ilaçları genellikle damar yoluyla verilir ve tüm vücuda yayılır.
Kemoterapinin yan etkileri arasında mide bulantısı, kusma, saç dökülmesi, yorgunluk, iştahsızlık, enfeksiyon riski ve kan sayımında düşüş yer alır. Yan etkiler, kullanılan ilaçlara ve dozajına bağlı olarak değişebilir.
Radyoterapi, kanser hücrelerini öldürmek için yüksek enerjili ışınlar kullanır. Radyoterapi, akciğer kanserinin tedavisinde farklı amaçlarla kullanılabilir:
Radyoterapinin yan etkileri arasında cilt tahrişi, yorgunluk, öksürük, nefes darlığı, yutma güçlüğü ve akciğer iltihabı (pnömoni) yer alır. Yan etkiler, radyasyonun dozuna ve tedavi edilen bölgeye bağlı olarak değişebilir.
Hedefe yönelik tedaviler, kanser hücrelerinin büyümesini ve yayılmasını sağlayan belirli molekülleri hedef alan ilaçlardır. Bu ilaçlar, genellikle kanser hücrelerinde bulunan genetik mutasyonları veya proteinleri hedef alır. Hedefe yönelik tedaviler, genellikle KHDAK tedavisinde kullanılır ve kemoterapiden daha az yan etkiye sahip olabilir.
En sık kullanılan hedefe yönelik tedaviler şunlardır:
İmmünoterapi, vücudun kendi bağışıklık sistemini kanser hücreleriyle savaşması için uyaran ilaçlardır. Bu ilaçlar, bağışıklık sisteminin kanser hücrelerini tanımasını ve yok etmesini kolaylaştırır. İmmünoterapi, genellikle ileri evre KHDAK tedavisinde kullanılır ve kemoterapiye yanıt vermeyen veya kemoterapiye uygun olmayan hastalar için bir seçenek olabilir.
En sık kullanılan immünoterapi ilaçları, PD-1 (programlanmış hücre ölümü proteini 1) ve PD-L1 (programlanmış hücre ölümü ligandı 1) inhibitörleridir. Bu ilaçlar, bağışıklık hücrelerinin (T hücreleri) kanser hücrelerini tanımasını ve yok etmesini engelleyen PD-1/PD-L1 yolunu bloke eder.
İmmünoterapinin yan etkileri arasında yorgunluk, cilt döküntüsü, ishal, karaciğer iltihabı (hepatit), akciğer iltihabı (pnömoni) ve tiroid sorunları yer alır. Yan etkiler, bağışıklık sisteminin aşırı aktif hale gelmesi sonucu ortaya çıkabilir.
Palyatif bakım, kanser ve kanser tedavisinin neden olduğu belirtileri hafifletmek ve yaşam kalitesini artırmak için verilen tıbbi bakımdır. Palyatif bakım, her evredeki kanser hastalarına uygulanabilir ve tedaviye ek olarak verilir. Palyatif bakım, ağrı yönetimi, beslenme desteği, psikolojik destek ve diğer destekleyici hizmetleri içerir.
Akciğer kanserinden korunmak için alınabilecek bazı önlemler vardır:
Sigarayı bırakmak, akciğer kanseri riskini azaltmanın en etkili yoludur. Sigarayı bıraktıktan sonra risk azalmaya başlar ve zamanla sigara içmeyenlerin riskine yaklaşır. Sigarayı bırakmak için destek almak (doktor, sigara bırakma programları, ilaçlar) başarı şansını artırabilir.
Pasif içicilik, sigara dumanına maruz kalmak anlamına gelir ve akciğer kanseri riskini artırır. Pasif içicilikten kaçınmak için sigara içilen ortamlardan uzak durmak ve evde veya iş yerinde sigara içilmesini engellemek önemlidir.
Asbest, akciğer kanseri ve mezotelyoma riskini artırır. Asbest içeren malzemelerle çalışılıyorsa, uygun koruyucu ekipman kullanmak ve asbest maruziyetini en aza indirmek önemlidir. Asbest içeren malzemelerin sökülmesi veya tamiri sırasında profesyonel yardım almak gerekebilir.
Radon gazı, doğal olarak oluşan bir radyoaktif gazdır ve akciğer kanseri riskini artırır. Evlerde radon gazı testi yaptırmak ve yüksek seviyelerde radon gazı tespit edilirse, havalandırmayı artırmak veya radon gazı giderme sistemleri kurmak önemlidir.
Hava kirliliği, akciğer kanseri riskini artırabilir. Hava kirliliğinin yoğun olduğu günlerde dışarıda aktiviteleri sınırlamak, maske kullanmak ve hava temizleyici cihazlar kullanmak hava kirliliğinden korunmaya yardımcı olabilir.
Sağlıklı beslenmek, genel sağlık durumunu iyileştirir ve akciğer kanseri riskini azaltabilir. Bol miktarda meyve, sebze ve tam tahıl tüketmek, antioksidanlar ve diğer besin maddeleri sağlayarak hücreleri hasardan koruyabilir.
Düzenli egzersiz yapmak, genel sağlık durumunu iyileştirir ve akciğer kanseri riskini azaltabilir. Egzersiz, bağışıklık sistemini güçlendirir ve vücudun kanser hücreleriyle savaşmasına yardımcı olabilir.
Yüksek riskli kişilerde (sigara içenler veya sigara içme öyküsü olanlar), düşük dozlu BT taraması ile akciğer kanseri taraması yaptırmak, erken teşhis ve tedavi şansını artırabilir. Tarama programları hakkında doktorunuzla konuşmak önemlidir.
Akciğer kanseri, ciddi bir sağlık sorunudur, ancak erken teşhis ve uygun tedavi ile başarılı sonuçlar elde etmek mümkündür. Risk faktörlerinden kaçınmak, sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek ve düzenli tarama yaptırmak, akciğer kanseri riskini azaltmaya yardımcı olabilir. Akciğer kanseri belirtileri fark ederseniz, vakit kaybetmeden bir doktora başvurmak önemlidir. Unutmayın, erken teşhis hayat kurtarır.
Endoskopi Riskli Bir İşlem midir?
06 11 2025 Devamını oku »
İlik kanserinin son evresinde neler olur?
06 11 2025 Devamını oku »
İlik kanseri kaç yaşında olur?
06 11 2025 Devamını oku »
Endoskopi Çeşitleri Nelerdir?
06 11 2025 Devamını oku »
Kemik İliği Kanseri Kanda Çıkar Mı?
06 11 2025 Devamını oku »
Kemik İliği Kanseri Nasıl Belli Olur?
06 11 2025 Devamını oku »
Pulmoner hipertansiyon hastaları seyahat edebilir mi?
06 11 2025 Devamını oku »
Kemik iliği kanserleri ne kadar yaşar?
06 11 2025 Devamını oku »
Tourette sendromu zekayı etkiler mi?
06 11 2025 Devamını oku »