23 10 2025
Akciğer grafisi, akciğerlerin ve çevresindeki yapıların görüntülenmesini sağlayan, yaygın olarak kullanılan bir tıbbi görüntüleme yöntemidir. Bu yöntem, göğüs ağrısı, öksürük, nefes darlığı gibi solunum sistemi ile ilgili şikayetleri olan hastalarda tanı koymak, hastalığın seyrini izlemek veya tedaviye yanıtı değerlendirmek amacıyla kullanılır. Bu yazıda, akciğer grafisinin ne olduğunu, nasıl çekildiğini, hazırlık aşamalarını, farklı çekim tekniklerini, sonuçların nasıl yorumlandığını ve potansiyel risklerini detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.
Akciğer grafisi, X-ışınları kullanılarak göğüs bölgesinin bir görüntüsünün elde edilmesidir. Bu görüntü, akciğerler, kalp, ana damarlar, kaburgalar ve diyafram gibi yapıları içerir. Akciğer grafileri, pnömoni (zatürre), akciğer kanseri, kalp yetmezliği, tüberküloz (verem), pnömotoraks (akciğer sönmesi) gibi çeşitli hastalıkların teşhisinde ve takibinde önemli bir rol oynar.
Akciğer grafisi, X-ışınlarının vücuttan geçirilmesi prensibine dayanır. X-ışınları, farklı yoğunluktaki dokulardan farklı oranlarda geçerler. Örneğin, kemikler X-ışınlarını daha fazla emerken, hava içeren akciğerler daha az emer. Bu farklılıklar, X-ışınlarının bir detektöre ulaşmasıyla bir görüntü oluşturulmasını sağlar. Görüntüde, kemikler beyaz, hava içeren alanlar siyah ve diğer dokular gri tonlarında görünür.
Akciğer grafisi çekimi, genellikle radyoloji teknisyenleri tarafından gerçekleştirilir. İşlem, hastanın hazırlığı, pozisyonlandırılması ve X-ışınlarının uygulanması aşamalarını içerir.
Akciğer grafisi çekiminde, genellikle iki farklı pozisyon kullanılır: PA (Posteroanterior) ve lateral (yan) çekim. Bu çekimler, akciğerlerin ve çevresindeki yapıların farklı açılardan görüntülenmesini sağlar.
PA çekim, en sık kullanılan akciğer grafisi çekim yöntemidir. Bu çekimde, hasta yüzü filme dönük olacak şekilde dik bir şekilde durur. Göğüs, film plakasına yaslanır ve eller kalçaların üzerinde veya yanlarda tutulur. Omuzlar öne doğru yuvarlanır ve kürek kemikleri birbirinden uzaklaştırılır. Radyoloji teknisyeni, hastadan derin bir nefes almasını ve nefesini tutmasını ister. Bu sırada, X-ışınları hastanın sırtından göğsüne doğru gönderilir ve görüntü film plakasına kaydedilir.
Lateral çekim, PA çekimine ek olarak veya bazı durumlarda tek başına yapılabilir. Bu çekimde, hasta yan durur ve kolları başının üzerine kaldırır. Genellikle sol taraf film plakasına yaslanır, ancak bazı durumlarda sağ taraf da kullanılabilir. Radyoloji teknisyeni, hastadan derin bir nefes almasını ve nefesini tutmasını ister. Bu sırada, X-ışınları hastanın bir yanından diğer yanına doğru gönderilir ve görüntü film plakasına kaydedilir.
Hasta doğru pozisyonda yerleştirildikten sonra, radyoloji teknisyeni X-ışınlarını uygular. X-ışınlarının dozu, hastanın yaşına, kilosuna ve çekimin amacına göre ayarlanır. Modern cihazlar, mümkün olan en düşük radyasyon dozunu kullanarak yüksek kaliteli görüntüler elde etmeyi amaçlar. X-ışınlarının uygulanması sırasında, hasta hareketsiz durmalı ve nefesini tutmalıdır. Bu, görüntünün net ve bulanık olmasını engeller.
Akciğer grafileri, farklı teknikler ve amaçlarla çekilebilir. En sık kullanılan akciğer grafisi çeşitleri şunlardır:
Standart akciğer grafisi, PA ve lateral çekimleri içeren temel akciğer grafisi yöntemidir. Bu yöntem, akciğerlerin ve çevresindeki yapıların genel bir değerlendirmesini sağlar ve birçok solunum sistemi hastalığının teşhisinde kullanılır.
Apikal lordotik akciğer grafisi, akciğerlerin üst kısımlarının (apikal bölgeler) daha iyi görüntülenmesini sağlayan özel bir çekim yöntemidir. Bu çekimde, hasta dik durur ve omuzları öne doğru eğerek göğsünü film plakasına yaslar. Bu pozisyon, köprücük kemiklerinin akciğerlerin üst kısımlarını örtmesini engeller ve bu bölgelerin daha net bir şekilde görüntülenmesini sağlar. Apikal lordotik akciğer grafisi, özellikle tüberküloz (verem) şüphesi olan hastalarda kullanılır.
Dekübit akciğer grafisi, hastanın yan yatarak çekildiği bir yöntemdir. Bu çekim, özellikle plevral efüzyon (akciğer zarlarında sıvı birikmesi) şüphesi olan hastalarda kullanılır. Hasta yan yattığında, sıvı yerçekimi etkisiyle aşağı doğru hareket eder ve akciğer grafisinde daha belirgin hale gelir. Dekübit akciğer grafisi, sıvının varlığını, miktarını ve yerini belirlemede yardımcı olur.
Ekspiryum akciğer grafisi, hastanın nefesini verdikten sonra çekildiği bir yöntemdir. Bu çekim, özellikle hava hapsi (örneğin, yabancı cisim aspirasyonu veya amfizem) şüphesi olan hastalarda kullanılır. Nefes verme sırasında, normal akciğer dokusu hacim kaybederken, hava hapsi olan bölgeler hacmini korur ve akciğer grafisinde daha belirgin hale gelir.
Akciğer grafisi sonuçları, radyologlar tarafından değerlendirilir. Radyologlar, akciğer grafisinde görülen anormallikleri tespit eder ve bir rapor hazırlarlar. Bu rapor, hastayı takip eden doktora iletilir ve tanı ve tedavi sürecinde kullanılır.
Normal bir akciğer grafisinde, akciğerler simetrik ve şeffaf görünür. Kalp, normal boyutlarda ve konumdadır. Ana damarlar ve trakea (soluk borusu) normal görünür. Kaburgalar ve diğer kemik yapılar sağlam ve düzgündür. Diyafram, kubbe şeklinde ve serbestçe hareket edebilir. Akciğer zarlarında veya akciğer dokusunda herhangi bir anormallik bulunmaz.
Akciğer grafisinde görülebilecek bazı anormal bulgular şunlardır:
Radyologlar, akciğer grafisinde görülen anormallikleri değerlendirirken, hastanın klinik öyküsünü, fizik muayene bulgularını ve diğer laboratuvar test sonuçlarını da göz önünde bulundururlar. Akciğer grafisi sonuçları, tek başına tanı koymak için yeterli olmayabilir ve ek görüntüleme yöntemleri (örneğin, bilgisayarlı tomografi veya manyetik rezonans görüntüleme) veya biyopsi gibi invaziv işlemler gerekebilir.
Akciğer grafisi, genellikle güvenli bir görüntüleme yöntemidir. Ancak, X-ışınlarına maruz kalmakla ilişkili bazı riskler ve yan etkiler vardır.
Akciğer grafisi çekimi sırasında hastalar X-ışınlarına maruz kalır. X-ışınları, hücrelere zarar verebilir ve uzun vadede kanser riskini artırabilir. Ancak, modern cihazlar kullanılarak çekilen akciğer grafilerinde, hastanın maruz kaldığı radyasyon dozu oldukça düşüktür ve bu risk minimaldir. Radyasyonun potansiyel risklerini azaltmak için, gereksiz akciğer grafisi çekimlerinden kaçınılmalı ve mümkün olan en düşük radyasyon dozu kullanılmalıdır.
Hamilelikte X-ışınlarına maruz kalmak, bebeğe zarar verebilir. Bu nedenle, hamileyseniz veya hamile olabileceğinizden şüpheleniyorsanız, mutlaka radyoloji teknisyenine veya doktora bildirmelisiniz. Hamilelikte akciğer grafisi çekimi, sadece anne ve bebeğin sağlığı için kesinlikle gerekli olduğunda ve alternatif bir görüntüleme yöntemi bulunmadığında yapılmalıdır. Bu durumda, radyasyon dozunu en aza indirmek için özel önlemler alınır.
Akciğer grafisi çekiminde kontrast madde kullanılmaz. Bu nedenle, alerjik reaksiyon riski yoktur.
Akciğer grafisi çekimi, genellikle 5-10 dakika sürer.
Akciğer grafisi çekimi ağrısızdır. Ancak, bazı hastalar pozisyonlandırma sırasında rahatsızlık hissedebilir.
Akciğer grafisi için aç karnına olmak gerekmez.
Akciğer grafisi sonuçları, genellikle birkaç saat içinde çıkar. Ancak, bazı durumlarda sonuçların çıkması birkaç gün sürebilir.
Akciğer grafisi çekim sıklığı, hastanın yaşına, risk faktörlerine ve klinik durumuna göre değişir. Sağlıklı bireylerde, rutin akciğer grafisi çekimi önerilmez. Ancak, solunum sistemi ile ilgili şikayetleri olan veya risk faktörleri taşıyan (örneğin, sigara içenler, mesleki maruziyeti olanlar) kişilerde, doktorun önerisi doğrultusunda akciğer grafisi çekilebilir.
Akciğer grafisi, solunum sistemi hastalıklarının teşhisinde ve takibinde önemli bir rol oynayan, yaygın olarak kullanılan bir tıbbi görüntüleme yöntemidir. Bu yazıda, akciğer grafisinin ne olduğunu, nasıl çekildiğini, hazırlık aşamalarını, farklı çekim tekniklerini, sonuçların nasıl yorumlandığını ve potansiyel risklerini detaylı bir şekilde inceledik. Akciğer grafisi çekimi öncesinde, doktorunuzla veya radyoloji teknisyeniyle konuşarak aklınıza takılan soruları sormaktan çekinmeyin. Unutmayın, erken teşhis ve tedavi, birçok solunum sistemi hastalığında hayati önem taşır.
Endoskopi Nasıl Yapılır?
06 11 2025 Devamını oku »
Kan Kanseri Ve İlik Kanseri Aynı şey mi?
06 11 2025 Devamını oku »
Endoskopi İşlemi İçin Hangi Doktora Gidilmelidir?
06 11 2025 Devamını oku »
Endoskopi Riskli Bir İşlem midir?
06 11 2025 Devamını oku »
İlik kanserinin son evresinde neler olur?
06 11 2025 Devamını oku »
İlik kanseri kaç yaşında olur?
06 11 2025 Devamını oku »
Endoskopi Çeşitleri Nelerdir?
06 11 2025 Devamını oku »
Kemik İliği Kanseri Kanda Çıkar Mı?
06 11 2025 Devamını oku »
Kemik İliği Kanseri Nasıl Belli Olur?
06 11 2025 Devamını oku »