Ani Solunum Yetmezliği: Nedenleri, Belirtileri ve Yoğun Bakım Yönetimi

06 11 2025

Ani Solunum Yetmezliği: Nedenleri, Belirtileri ve Yoğun Bakım Yönetimi
Yoğun BakımAcil TıpGöğüs HastalıklarıDahiliye

Ani Solunum Yetmezliği: Nedenleri, Belirtileri ve Yoğun Bakım Yönetimi

Ani Solunum Yetmezliği: Nedenleri, Belirtileri ve Yoğun Bakım Yönetimi

Solunum yetmezliği, akciğerlerin kandan yeterli oksijeni alıp karbondioksiti atamadığı, hayatı tehdit eden bir durumdur. Ani (akut) solunum yetmezliği, solunum sisteminin fonksiyonlarında aniden ortaya çıkan bozulma sonucu gelişir ve hızlı bir şekilde müdahale gerektirir. Bu yazıda, ani solunum yetmezliğinin nedenlerini, belirtilerini ve yoğun bakım ünitesindeki (YBÜ) yönetimini ayrıntılı olarak inceleyeceğiz.

Solunum Fizyolojisine Giriş

Solunum, vücudun hücrelerine oksijen taşınması ve hücrelerde üretilen karbondioksitin vücuttan uzaklaştırılması sürecidir. Bu süreç, akciğerler, solunum yolları, solunum kasları ve merkezi sinir sistemi arasındaki karmaşık etkileşimler yoluyla gerçekleşir. Normal solunum fizyolojisi, aşağıdaki adımları içerir:

  • Ventilasyon: Havanın akciğerlere girip çıkmasıdır. Bu süreç, solunum kasları (diyafram ve interkostal kaslar) tarafından kontrol edilir.
  • Gaz Değişimi: Alveollerde (akciğerlerdeki küçük hava kesecikleri) oksijenin kana geçmesi ve karbondioksitin kandan alveollere geçmesidir. Bu işlem, difüzyon yoluyla gerçekleşir.
  • Perfüzyon: Akciğerlere kan akışıdır. Pulmoner dolaşım, kalbin sağ ventrikülünden başlar ve akciğerlere oksijenlenmemiş kanı taşır.
  • Oksijen Taşınması: Oksijenin kanda taşınmasıdır. Oksijenin çoğu, kırmızı kan hücrelerindeki hemoglobin molekülüne bağlanarak taşınır.

Solunum yetmezliği, bu süreçlerden bir veya birkaçında meydana gelen bozulma sonucu ortaya çıkar. Ani solunum yetmezliği, bu bozulmanın aniden geliştiği ve hızlı bir şekilde ilerlediği durumlardır.

Ani Solunum Yetmezliğinin Tanımı ve Sınıflandırılması

Ani solunum yetmezliği, genellikle arteriyel kan gazı analizinde aşağıdaki değerlerin tespit edilmesiyle tanımlanır:

  • PaO2 (arteriyel oksijen basıncı) < 60 mmHg (hipoksemi)
  • PaCO2 (arteriyel karbondioksit basıncı) > 45 mmHg (hiperkapni)

Bu değerler, solunum sisteminin yeterli oksijeni sağlayamadığını veya karbondioksiti atamadığını gösterir. Ancak, klinik tablo ve hastanın genel durumu da tanı koymada önemlidir. Ani solunum yetmezliği, patofizyolojik mekanizmalara göre iki ana gruba ayrılır:

Tip 1 (Hipoksemik) Solunum Yetmezliği

Bu tipte, temel sorun oksijenlenmededir. Ventilasyon normal veya artmış olabilir, ancak gaz değişimi bozulmuştur. PaO2 düşüktür, PaCO2 ise normal veya düşüktür. Tip 1 solunum yetmezliğinin en sık nedenleri şunlardır:

  • Akut Solunum Sıkıntısı Sendromu (ARDS): Akciğerlerde yaygın inflamasyon ve ödem ile karakterizedir.
  • Pnömoni: Akciğer enfeksiyonu.
  • Pulmoner Ödem: Akciğerlerde sıvı birikmesi.
  • Pulmoner Emboli: Akciğer damarlarında kan pıhtısı tıkanması.
  • Atelektazi: Akciğerlerin bir bölümünün veya tamamının sönmesi.

Tip 2 (Hiperkapnik) Solunum Yetmezliği

Bu tipte, temel sorun ventilasyondadır. Akciğerlere yeterli hava girişi ve çıkışı sağlanamaz. PaO2 düşük olabilir, ancak asıl sorun PaCO2'nin yüksek olmasıdır. Tip 2 solunum yetmezliğinin en sık nedenleri şunlardır:

  • Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH) Akut Alevlenmesi: KOAH hastalarında solunum fonksiyonlarının aniden kötüleşmesi.
  • Astım Akut Atağı: Bronşların daralması ve hava akımının kısıtlanması.
  • Nöromüsküler Hastalıklar: Solunum kaslarının zayıflamasına neden olan hastalıklar (örneğin, Guillain-Barré sendromu, Miyasteni Gravis).
  • Merkezi Sinir Sistemi Depresyonu: İlaçlar (örneğin, opioidler, benzodiazepinler), beyin hasarı veya inme nedeniyle solunum merkezinin baskılanması.
  • Göğüs Duvarı Anomalileri: Kifoskolyoz gibi göğüs duvarının şeklini bozan durumlar.

Ani Solunum Yetmezliğinin Nedenleri

Ani solunum yetmezliğine yol açabilecek birçok farklı durum vardır. Bu nedenler, akciğerlerin yapısını, fonksiyonunu veya her ikisini birden etkileyebilir. Nedenleri daha detaylı inceleyelim:

Akut Solunum Sıkıntısı Sendromu (ARDS)

ARDS, akciğerlerde yaygın inflamasyon ve ödem ile karakterize, hayatı tehdit eden bir durumdur. ARDS, akciğerlerin oksijen alma yeteneğini ciddi şekilde bozar ve hipoksemiye yol açar. ARDS'nin en sık nedenleri şunlardır:

  • Sepsis: Vücudun enfeksiyona karşı aşırı tepkisi.
  • Pnömoni: Özellikle bilateral (iki taraflı) pnömoni.
  • Travma: Özellikle akciğer kontüzyonu veya çoklu kırıklar.
  • Aspirasyon: Mide içeriğinin akciğerlere kaçması.
  • Pankreatit: Pankreas iltihabı.
  • Transfüzyon İlişkili Akut Akciğer Hasarı (TRALI): Kan transfüzyonu sonrası gelişen akciğer hasarı.

ARDS'nin patofizyolojisi karmaşıktır ve aşağıdaki olayları içerir:

  • Alveoler Hasar: Alveollerin iç yüzeyini kaplayan epitel hücrelerinde hasar.
  • Artmış Damar Geçirgenliği: Akciğer damarlarından sıvı sızması ve alveollerde ödem oluşması.
  • Sürfaktan Eksikliği: Alveollerin yüzey gerilimini azaltan sürfaktan maddesinin azalması, bu da alveollerin sönmesine (atelektazi) neden olur.
  • İnflamasyon: Akciğerlerde yoğun inflamatuar yanıt, bu da daha fazla hasara yol açar.

Pnömoni

Pnömoni, akciğer parankiminin (akciğer dokusu) enfeksiyonudur. Pnömoni, bakteriler, virüsler veya mantarlar tarafından oluşturulabilir. Pnömoni, alveollerde inflamasyona ve sıvı birikmesine neden olarak gaz değişimini bozar. Pnömoni hastalarında ani solunum yetmezliği gelişme riski, özellikle altta yatan akciğer hastalığı olanlarda veya bağışıklık sistemi baskılanmış olanlarda daha yüksektir.

Pulmoner Ödem

Pulmoner ödem, akciğerlerde anormal miktarda sıvı birikmesidir. Pulmoner ödem, kardiyojenik (kalp kaynaklı) veya non-kardiyojenik (kalp dışı nedenli) olabilir. Kardiyojenik pulmoner ödem, genellikle kalp yetmezliği sonucu ortaya çıkar. Kalp yetmezliğinde, kalbin kanı yeterince pompalayamaması nedeniyle akciğer damarlarında basınç artar ve sıvı akciğerlere sızar. Non-kardiyojenik pulmoner ödem, ARDS, sepsis veya böbrek yetmezliği gibi durumlarda görülebilir.

Pulmoner Emboli

Pulmoner emboli, akciğer damarlarında kan pıhtısı tıkanmasıdır. Kan pıhtısı, genellikle bacaklardaki derin venlerden (derin ven trombozu - DVT) koparak akciğerlere ulaşır. Pulmoner emboli, akciğerlere kan akışını engeller ve gaz değişimini bozar. Büyük bir pulmoner emboli, ani solunum yetmezliğine, şoka ve hatta ölüme neden olabilir.

Astım ve KOAH Akut Alevlenmeleri

Astım ve KOAH, kronik obstrüktif akciğer hastalıklarıdır. Astım, bronşların (hava yollarının) daralması ve inflamasyonu ile karakterizedir. KOAH ise, hava akımının kalıcı olarak kısıtlanması ve akciğer dokusunun hasar görmesi ile karakterizedir. Astım ve KOAH hastalarında, enfeksiyonlar, alerjenler veya hava kirliliği gibi tetikleyiciler nedeniyle akut alevlenmeler görülebilir. Bu alevlenmeler, solunum yollarının daha da daralmasına, mukus üretiminin artmasına ve hava akımının kısıtlanmasına yol açar, bu da ani solunum yetmezliğine neden olabilir.

Nöromüsküler Hastalıklar

Nöromüsküler hastalıklar, solunum kaslarını kontrol eden sinirleri veya kasları etkileyen hastalıklardır. Bu hastalıklar, solunum kaslarının zayıflamasına ve yetersiz ventilasyona yol açar. Nöromüsküler hastalıklara örnek olarak Guillain-Barré sendromu, Miyasteni Gravis, Amyotrofik Lateral Skleroz (ALS) ve kas distrofisi verilebilir.

Merkezi Sinir Sistemi Depresyonu

Merkezi sinir sistemi (MSS), solunumu kontrol eden merkezleri içerir. MSS depresyonu, ilaçlar (opioidler, benzodiazepinler), alkol, beyin hasarı veya inme nedeniyle solunum merkezinin baskılanmasıdır. Bu durum, solunum hızının ve derinliğinin azalmasına, ventilasyonun yetersiz kalmasına ve hiperkapniye yol açabilir.

Diğer Nedenler

Yukarıda belirtilenlerin dışında, ani solunum yetmezliğine neden olabilecek diğer durumlar şunlardır:

  • Göğüs Duvarı Yaralanmaları: Kırık kaburgalar, flail chest (göğüs duvarının bir bölümünün paradoksal hareketi) veya pnömotoraks (akciğer zarında hava birikmesi).
  • Üst Hava Yolu Tıkanıklığı: Yabancı cisim aspirasyonu, enfeksiyon (epiglottit, larenjit) veya tümörler.
  • Sistemik Hastalıklar: Böbrek yetmezliği, karaciğer yetmezliği veya metabolik asidoz.

Ani Solunum Yetmezliğinin Belirtileri

Ani solunum yetmezliğinin belirtileri, nedenine ve şiddetine bağlı olarak değişir. Ancak, yaygın olarak görülen belirtiler şunlardır:

  • Nefes Darlığı (Dispne): Solunum güçlüğü veya nefes almada zorlanma.
  • Hızlı Solunum (Takipne): Normalden daha hızlı solunum.
  • Yüzeyel Solunum: Sığ ve yetersiz solunum.
  • Yardımcı Solunum Kaslarının Kullanımı: Boyun ve karın kaslarının solunuma yardımcı olmak için kullanılması.
  • Burun Kanatlarının Solunuma Katılması: Burun kanatlarının solunum sırasında genişlemesi.
  • Siyanoz: Ciltte ve mukozalarda mavimsi renk değişikliği (düşük oksijen seviyesinin belirtisi).
  • Bilinç Değişiklikleri: Huzursuzluk, konfüzyon, uyku hali veya bilinç kaybı.
  • Terleme: Aşırı terleme.
  • Kalp Hızında Artış (Taşikardi): Kalbin normalden daha hızlı atması.
  • Düzensiz Kalp Ritmi (Aritmi): Kalp ritminin normalden sapması.
  • Kan Basıncında Değişiklikler: Kan basıncında yükselme veya düşme.

Ani solunum yetmezliği belirtileri hızla gelişebilir ve ilerleyebilir. Bu nedenle, bu belirtilerden herhangi birinin görülmesi durumunda derhal tıbbi yardım almak önemlidir.

Ani Solunum Yetmezliğinde Tanı

Ani solunum yetmezliğinin tanısı, hastanın öyküsü, fizik muayenesi ve laboratuvar testlerinin kombinasyonu ile konulur. Tanısal değerlendirme şunları içerir:

  • Hastanın Öyküsü: Hastanın semptomları, tıbbi geçmişi, ilaç kullanımı ve alerjileri hakkında bilgi toplamak.
  • Fizik Muayene: Solunum hızı, solunum derinliği, yardımcı solunum kaslarının kullanımı, akciğer sesleri ve diğer vital bulguları değerlendirmek.
  • Arteriyel Kan Gazı Analizi (ABG): Kanda oksijen (PaO2), karbondioksit (PaCO2) ve pH seviyelerini ölçmek. ABG, solunum yetmezliğinin tipini ve şiddetini belirlemede önemlidir.
  • Oksimetre: Kandaki oksijen doygunluğunu (SpO2) ölçmek. Oksimetre, invaziv olmayan bir yöntemdir ve ABG'ye ek olarak kullanılır.
  • Akciğer Grafisi (Röntgen): Akciğerlerdeki anormallikleri (pnömoni, pulmoner ödem, atelektazi, pnömotoraks gibi) belirlemek.
  • Bilgisayarlı Tomografi (BT): Akciğerlerin daha detaylı görüntülenmesi için kullanılır. BT, pulmoner emboli, ARDS veya diğer akciğer hastalıklarını teşhis etmede yardımcı olabilir.
  • Elektrokardiyogram (EKG): Kalp ritmini ve fonksiyonunu değerlendirmek. EKG, kardiyojenik pulmoner ödem veya pulmoner emboli gibi kalp problemlerini belirlemede yardımcı olabilir.
  • Kan Testleri: Tam kan sayımı (CBC), elektrolitler, böbrek fonksiyon testleri ve karaciğer fonksiyon testleri gibi kan testleri, altta yatan nedenleri ve komplikasyonları belirlemede yardımcı olabilir.
  • Balğam Kültürü: Pnömoni şüphesi varsa, balgam örneği alınarak enfeksiyona neden olan mikroorganizmayı belirlemek için kullanılır.

Ani Solunum Yetmezliğinde Yoğun Bakım Yönetimi

Ani solunum yetmezliği olan hastalar, genellikle yoğun bakım ünitesinde (YBÜ) tedavi edilir. YBÜ'de, hastalar yakından izlenir ve solunum desteği sağlanır. Yoğun bakım yönetiminin temel hedefleri şunlardır:

  • Yeterli oksijenlenmeyi sağlamak
  • Yeterli ventilasyonu sağlamak
  • Altta yatan nedeni tedavi etmek
  • Komplikasyonları önlemek

Yoğun bakım yönetiminde kullanılan yöntemler şunlardır:

Oksijen Tedavisi

Oksijen tedavisi, kandaki oksijen seviyesini yükseltmek için verilir. Oksijen, farklı yöntemlerle verilebilir:

  • Nazal Kanül: Burun deliklerine yerleştirilen ince bir tüp aracılığıyla oksijen verilir.
  • Yüz Maskesi: Yüzü kaplayan bir maske aracılığıyla oksijen verilir.
  • Non-Rebreathing Maskesi: Yüksek konsantrasyonda oksijen vermek için kullanılan bir maske.
  • Yüksek Akışlı Nazal Kanül (HFNC): Isıtılmış ve nemlendirilmiş yüksek akışlı oksijen vermek için kullanılan bir yöntem. HFNC, özellikle ARDS hastalarında faydalı olabilir.

Noninvaziv Mekanik Ventilasyon (NIMV)

NIMV, entübasyon (soluk borusuna tüp yerleştirilmesi) gerektirmeden solunum desteği sağlamak için kullanılan bir yöntemdir. NIMV, bir maske aracılığıyla pozitif basınçlı hava vererek solunumu kolaylaştırır. NIMV, özellikle KOAH akut alevlenmesi, kardiyojenik pulmoner ödem ve nöromüsküler hastalıklarda faydalı olabilir.

NIMV'nin avantajları şunlardır:

  • Entübasyon ve mekanik ventilasyonun komplikasyonlarından kaçınma
  • Daha az sedasyon ihtiyacı
  • Daha kısa YBÜ kalış süresi

NIMV'nin kontrendikasyonları şunlardır:

  • Şiddetli hipoksemi (PaO2 < 60 mmHg)
  • Hipotansiyon
  • Bilinç bozukluğu
  • Aspirasyon riski
  • Yüz deformitesi

İnvaziv Mekanik Ventilasyon

İnvaziv mekanik ventilasyon, entübasyon yoluyla soluk borusuna bir tüp yerleştirilerek solunum desteği sağlanmasıdır. Mekanik ventilatör, hastanın solunumunu kontrol eder veya destekler. İnvaziv mekanik ventilasyon, NIMV'nin başarısız olduğu veya kontrendike olduğu durumlarda gereklidir.

Mekanik ventilasyonun ayarları, hastanın durumuna ve ihtiyaçlarına göre ayarlanır. En sık kullanılan ventilasyon modları şunlardır:

  • Kontrollü Mekanik Ventilasyon (CMV): Ventilatör, hastanın solunumunu tamamen kontrol eder.
  • Yardım Kontrollü Ventilasyon (ACV): Ventilatör, hastanın her solunumunu destekler.
  • Senkronize Aralıklı Zorunlu Ventilasyon (SIMV): Ventilatör, belirli aralıklarla solunum verir, ancak hasta da kendiliğinden solunum yapabilir.
  • Basınç Destekli Ventilasyon (PSV): Ventilatör, hastanın solunumunu basınçla destekler.

Mekanik ventilasyonun komplikasyonları şunlardır:

  • Ventilatör İlişkili Pnömoni (VAP): Mekanik ventilasyon sırasında gelişen akciğer enfeksiyonu.
  • Barotravma: Akciğerlerde aşırı basınç nedeniyle oluşan hasar (pnömotoraks, pnömomediastinum).
  • Volütravma: Akciğerlerde aşırı hacim nedeniyle oluşan hasar.
  • Atalektazi: Akciğerlerin bir bölümünün veya tamamının sönmesi.
  • Dolaşım Bozuklukları: Mekanik ventilasyon, kalbe venöz dönüşü azaltarak dolaşımı etkileyebilir.

Sıvı Yönetimi

Ani solunum yetmezliği olan hastalarda sıvı yönetimi önemlidir. Aşırı sıvı yüklenmesi, pulmoner ödeme ve ARDS'ye yol açabilir. Yetersiz sıvı verilmesi ise, hipovolemiye ve organ yetmezliğine neden olabilir. Sıvı dengesi, hastanın klinik durumuna, böbrek fonksiyonlarına ve hemodinamik parametrelerine göre dikkatlice ayarlanmalıdır.

Beslenme

Ani solunum yetmezliği olan hastaların beslenmesi de önemlidir. Yetersiz beslenme, solunum kaslarının zayıflamasına, enfeksiyon riskinin artmasına ve iyileşme sürecinin uzamasına yol açabilir. Enteral (bağırsak yoluyla) beslenme, mümkünse tercih edilmelidir. Parenteral (damar yoluyla) beslenme, enteral beslenmenin mümkün olmadığı durumlarda kullanılır.

Altta Yatan Nedenin Tedavisi

Ani solunum yetmezliğinin temel nedeni tedavi edilmelidir. Örneğin:

  • Pnömoni: Antibiyotikler veya antiviral ilaçlar kullanılır.
  • Pulmoner Ödem: Diüretikler (idrar söktürücüler) ve kalp yetmezliği tedavisi uygulanır.
  • Pulmoner Emboli: Antikoagülanlar (kan sulandırıcılar) veya trombolitik ilaçlar (pıhtı çözücüler) kullanılır.
  • Astım ve KOAH Akut Alevlenmeleri: Bronkodilatörler (hava yollarını genişleten ilaçlar) ve kortikosteroidler kullanılır.
  • Nöromüsküler Hastalıklar: Altta yatan hastalığa yönelik tedavi ve solunum desteği sağlanır.
  • Merkezi Sinir Sistemi Depresyonu: Antidotlar (örneğin, opioid antagonisti nalokson) kullanılır ve solunum desteği sağlanır.

Komplikasyonların Önlenmesi ve Tedavisi

Ani solunum yetmezliği olan hastalarda birçok komplikasyon gelişebilir. Bu komplikasyonların önlenmesi ve erken tedavisi önemlidir. Komplikasyonlar şunları içerebilir:

  • Enfeksiyonlar: VAP, üriner sistem enfeksiyonları veya kateter ilişkili enfeksiyonlar.
  • Bası Yaraları: Uzun süre yatan hastalarda ciltte oluşan yaralar.
  • Derin Ven Trombozu (DVT): Bacaklardaki derin venlerde kan pıhtısı oluşumu.
  • Stres Ülseri: Mide veya duodenumda oluşan ülserler.
  • Deliryum: Bilinç bozukluğu ve zihinsel karmaşa.

Komplikasyonları önlemek için aşağıdaki önlemler alınabilir:

  • Enfeksiyon Kontrolü: El hijyeni, steril teknikler ve uygun antibiyotik kullanımı.
  • Bası Yarası Önleme: Sık pozisyon değiştirme, basıncı azaltan yataklar ve cilt bakımı.
  • DVT Profilaksisi: Antikoagülan ilaçlar ve mekanik yöntemler (kompresyon çorapları).
  • Stres Ülseri Profilaksisi: Proton pompa inhibitörleri veya H2 reseptör antagonistleri.
  • Deliryum Yönetimi: Çevresel düzenlemeler, ilaçların gözden geçirilmesi ve gerektiğinde ilaç tedavisi.

Prognoz ve Sonuç

Ani solunum yetmezliğinin prognozu, nedenine, şiddetine, hastanın genel sağlık durumuna ve uygulanan tedaviye bağlıdır. ARDS gibi bazı durumlarda mortalite (ölüm) oranı yüksek olabilir. Erken tanı, hızlı müdahale ve uygun tedavi, prognozu iyileştirmede önemlidir. Yoğun bakım ünitesindeki tedaviye rağmen, bazı hastalar iyileşemeyebilir ve kaybedilebilir.

Sonuç

Ani solunum yetmezliği, hayatı tehdit eden bir durumdur ve hızlı bir şekilde müdahale gerektirir. Nedenlerinin, belirtilerinin ve yoğun bakım yönetiminin iyi anlaşılması, hastaların prognozunu iyileştirmede önemlidir. Bu yazıda, ani solunum yetmezliğinin çeşitli yönlerini ayrıntılı olarak ele aldık. Umarım bu bilgiler, sağlık profesyonelleri ve genel okuyucular için faydalı olur.

#SolunumYetmezliği#ventilasyon#yoğunbakım#arfs#akciğer

Diğer Blog Yazıları

Çocuklarda Kalp Üfürümleri: Nedenleri, Belirtileri ve Tedavi Yaklaşımları

Çocuklarda Kalp Üfürümleri: Nedenleri, Belirtileri ve Tedavi Yaklaşımları

06 11 2025 Devamını oku »
Ani Solunum Yetmezliği: Nedenleri, Belirtileri ve Yoğun Bakım Yönetimi

Ani Solunum Yetmezliği: Nedenleri, Belirtileri ve Yoğun Bakım Yönetimi

06 11 2025 Devamını oku »
İnsan Kalbinin Anatomisi ve Kardiyovasküler Hastalıklarla İlişkisi

İnsan Kalbinin Anatomisi ve Kardiyovasküler Hastalıklarla İlişkisi

06 11 2025 Devamını oku »
İntensive Care Unit (ICU): Inside the Critical Care Environment

İntensive Care Unit (ICU): Inside the Critical Care Environment

06 11 2025 Devamını oku »
Uyku Kalitenizi Artırmanın Bilimsel Yolları: Fizyolojik Temeller ve Pratik İpuçları

Uyku Kalitenizi Artırmanın Bilimsel Yolları: Fizyolojik Temeller ve Pratik İpuçları

06 11 2025 Devamını oku »
Klinik Nörofizyoloji ile Tanısı Konulan Sık Görülen Hastalıklar

Klinik Nörofizyoloji ile Tanısı Konulan Sık Görülen Hastalıklar

06 11 2025 Devamını oku »
Doğum Sonrası Yoğun Bakım: Annenin Sağlığı İçin Kritik Önlemler

Doğum Sonrası Yoğun Bakım: Annenin Sağlığı İçin Kritik Önlemler

06 11 2025 Devamını oku »
Akciğer Kanserinde Yeni Nesil Tedaviler: Hedefe Yönelik Terapiler ve İmmünoterapi

Akciğer Kanserinde Yeni Nesil Tedaviler: Hedefe Yönelik Terapiler ve İmmünoterapi

06 11 2025 Devamını oku »
Güneşin Zararlı Etkilerinden Korunma Yolları: Cildinizi Yaz Aylarında Nasıl Güvende Tutarsınız?

Güneşin Zararlı Etkilerinden Korunma Yolları: Cildinizi Yaz Aylarında Nasıl Güvende Tutarsınız?

06 11 2025 Devamını oku »