Göğüs Cerrahisi Yoğun Bakım Ünitesinde Hastaların Takibi ve Tedavi Yaklaşımları

03 10 2025

Göğüs Cerrahisi Yoğun Bakım Ünitesinde Hastaların Takibi ve Tedavi Yaklaşımları
Yoğun BakımGöğüs CerrahisiAnestezi ve Reanimasyon

Göğüs Cerrahisi Yoğun Bakım Ünitesinde Hastaların Takibi ve Tedavi Yaklaşımları

Göğüs Cerrahisi Yoğun Bakım Ünitesinde Hastaların Takibi ve Tedavi Yaklaşımları

Göğüs cerrahisi, akciğerler, yemek borusu, mediasten ve göğüs duvarı gibi göğüs kafesi içindeki organların hastalıklarının cerrahi tedavisini kapsayan geniş bir alandır. Bu tür operasyonlar genellikle karmaşık ve invazivdir, bu nedenle hastaların ameliyat sonrası yoğun bakım ünitesinde (YBÜ) yakından takip edilmesi ve yönetilmesi kritik öneme sahiptir. Göğüs cerrahisi YBÜ'sü, bu hastalara özel bakım sağlamak üzere tasarlanmış, deneyimli sağlık profesyonellerinden oluşan bir ekip ve gelişmiş teknolojik ekipmanlarla donatılmış özel bir birimdir.

Giriş

Bu blog yazısında, göğüs cerrahisi YBÜ'sünde hastaların takibi ve tedavi yaklaşımlarına odaklanacağız. Ameliyat sonrası dönemde karşılaşılabilecek potansiyel komplikasyonları, bu komplikasyonların önlenmesi ve yönetilmesi stratejilerini, solunum desteği yöntemlerini, ağrı yönetimini ve beslenme desteğini ayrıntılı olarak inceleyeceğiz. Ayrıca, hasta ve aileleriyle iletişimin önemi ve taburculuk planlaması konularına da değineceğiz.

Göğüs Cerrahisi Sonrası Yoğun Bakım Neden Gereklidir?

Göğüs cerrahisi operasyonları, hastalar için önemli bir fizyolojik stres kaynağıdır. Anestezi, cerrahi travma ve postoperatif ağrı, solunum fonksiyonlarını, kardiyovasküler sistemi ve diğer önemli organ sistemlerini etkileyebilir. Özellikle akciğer rezeksiyonu (akciğerin bir kısmının çıkarılması), özofagektomi (yemek borusunun çıkarılması) ve mediasten tümörlerinin çıkarılması gibi büyük operasyonlar sonrasında, hastaların solunum yetmezliği, kardiyak aritmiler, enfeksiyon ve diğer komplikasyonlar açısından yüksek risk altında olduğu bilinmektedir. Bu nedenle, bu hastaların YBÜ'de sürekli olarak izlenmesi ve gerektiğinde hızlı müdahale edilmesi hayati önem taşır.

Göğüs Cerrahisi YBÜ'sünde Hasta Takibi

Fizyolojik Parametrelerin Sürekli İzlenmesi

Göğüs cerrahisi YBÜ'sünde hastaların takibi, sürekli fizyolojik parametrelerin izlenmesini içerir. Bu parametreler şunları içerir:

  • Kalp Hızı ve Ritim: Elektrokardiyografi (EKG) ile sürekli olarak izlenir. Aritmiler, iskemi belirtileri ve diğer kardiyak anormallikler tespit edilerek gerekli müdahaleler yapılır.
  • Kan Basıncı: İnvaziv arteriyel kateter veya non-invaziv manşet ile sürekli olarak izlenir. Hipotansiyon (düşük kan basıncı) veya hipertansiyon (yüksek kan basıncı) durumlarında, sıvı replasmanı, vazopresörler veya antihipertansif ilaçlar gibi uygun tedavi yöntemleri uygulanır.
  • Solunum Hızı ve Oksijen Satürasyonu: Pulse oksimetre ile sürekli olarak izlenir. Solunum sıkıntısı veya hipoksi (düşük oksijen seviyesi) durumlarında, oksijen tedavisi, non-invaziv ventilasyon (NIV) veya mekanik ventilasyon gibi solunum desteği yöntemleri uygulanır.
  • Vücut Sıcaklığı: Sürekli olarak izlenir. Ateş veya hipotermi durumlarında, uygun tedavi yöntemleri uygulanır.
  • İdrar Çıkışı: Üriner kateter ile sürekli olarak izlenir. İdrar çıkışında azalma, böbrek fonksiyonlarında bozulma veya sıvı dengesizliği belirtisi olabilir.
  • Santral Venöz Basıncı (SVB): Santral venöz kateter ile ölçülür. Sıvı dengesi ve kardiyak fonksiyon hakkında bilgi verir.

Kan Gazı Analizi

Kan gazı analizi, arteriyel kan örneği alınarak yapılır ve kandaki oksijen, karbondioksit ve pH seviyelerini ölçer. Bu analiz, solunum fonksiyonlarını değerlendirmek ve asit-baz dengesizliklerini tespit etmek için önemlidir. Kan gazı sonuçlarına göre, ventilatör ayarları ayarlanabilir veya diğer tedavi yöntemleri uygulanabilir.

Röntgen ve Diğer Görüntüleme Yöntemleri

Göğüs röntgeni, akciğerlerin ve mediastenin değerlendirilmesinde kullanılan temel bir görüntüleme yöntemidir. Pnömotoraks (akciğer sönmesi), plevral efüzyon (akciğer zarlarında sıvı birikmesi), atelektazi (akciğerin bir kısmının çökmesi) ve pnömoni gibi komplikasyonları tespit etmek için kullanılır. Bilgisayarlı tomografi (BT) ve manyetik rezonans görüntüleme (MRG) gibi daha ileri görüntüleme yöntemleri, daha detaylı bilgi sağlamak için kullanılabilir.

Laboratuvar Testleri

Kan sayımı, elektrolitler, böbrek fonksiyon testleri, karaciğer fonksiyon testleri ve koagülasyon testleri gibi rutin laboratuvar testleri, hastanın genel sağlık durumunu değerlendirmek ve olası komplikasyonları tespit etmek için yapılır. Enfeksiyon şüphesi varsa, kan kültürü ve diğer mikrobiyolojik testler de yapılabilir.

Göğüs Cerrahisi YBÜ'sünde Karşılaşılabilecek Komplikasyonlar ve Yönetimi

Göğüs cerrahisi sonrası YBÜ'de hastalar, bir dizi potansiyel komplikasyon açısından risk altındadır. Bu komplikasyonların erken teşhisi ve yönetimi, hastaların sonuçlarını önemli ölçüde iyileştirebilir.

Solunum Yetmezliği

Solunum yetmezliği, göğüs cerrahisi sonrası en sık karşılaşılan komplikasyonlardan biridir. Anestezi, cerrahi travma, postoperatif ağrı ve akciğer fonksiyonlarındaki azalma gibi faktörler, solunum yetmezliğine katkıda bulunabilir. Solunum yetmezliğinin belirtileri arasında solunum sıkıntısı, hızlı ve yüzeysel solunum, hipoksi ve hiperkapni (kanda yüksek karbondioksit seviyesi) bulunur.

Yönetim:

  • Oksijen Tedavisi: Nazal kanül, maske veya non-invaziv ventilasyon (NIV) ile oksijen sağlanır.
  • Mekanik Ventilasyon: Şiddetli solunum yetmezliği durumlarında, endotrakeal entübasyon ve mekanik ventilasyon gerekebilir.
  • Bronkoskopi: Balgam tıkaçlarını temizlemek ve havayollarını açık tutmak için bronkoskopi yapılabilir.
  • Fizyoterapi: Solunum egzersizleri ve öksürme teknikleri ile akciğerlerin temizlenmesi ve havalanması sağlanır.
  • Plevral Drenaj: Pnömotoraks veya plevral efüzyon durumlarında, plevral drenaj tüpleri yerleştirilerek hava veya sıvı boşaltılır.

Kardiyak Aritmiler

Kardiyak aritmiler, göğüs cerrahisi sonrası sık görülen bir diğer komplikasyondur. Cerrahi stres, elektrolit dengesizlikleri, hipoksi ve ilaçların yan etkileri, aritmilere neden olabilir. En sık görülen aritmiler arasında atriyal fibrilasyon, atriyal flutter ve ventriküler taşikardi bulunur.

Yönetim:

  • EKG Takibi: Sürekli EKG takibi ile aritmiler tespit edilir.
  • Elektrolit Düzeltilmesi: Elektrolit dengesizlikleri (özellikle potasyum ve magnezyum) düzeltilir.
  • İlaç Tedavisi: Anti-aritmik ilaçlar (örneğin amiodaron, beta blokerler) aritmileri kontrol altına almak için kullanılır.
  • Kardiyoversiyon: Hayatı tehdit eden aritmilerde kardiyoversiyon (elektrik şoku) uygulanabilir.
  • Pacemaker: Bradikardi (yavaş kalp hızı) durumlarında geçici veya kalıcı pacemaker yerleştirilebilir.

Enfeksiyon

Göğüs cerrahisi sonrası enfeksiyon riski yüksektir. Cerrahi kesi enfeksiyonu, pnömoni, mediastinit (mediastenin enfeksiyonu) ve sepsis (kan zehirlenmesi) gibi enfeksiyonlar görülebilir. Enfeksiyon riskini artıran faktörler arasında uzun süren operasyonlar, immünosupresyon (bağışıklık sisteminin baskılanması) ve kateter kullanımı bulunur.

Yönetim:

  • Antibiyotik Tedavisi: Geniş spektrumlu antibiyotikler enfeksiyonu tedavi etmek için kullanılır. Kültür sonuçlarına göre antibiyotik tedavisi ayarlanır.
  • Cerrahi Drenaj: Apse veya enfekte sıvı birikimi varsa, cerrahi drenaj yapılır.
  • Yara Bakımı: Cerrahi kesi enfeksiyonu durumunda, yara düzenli olarak temizlenir ve pansuman yapılır.
  • Kateter Bakımı: Kateter kaynaklı enfeksiyonları önlemek için kateterler düzenli olarak kontrol edilir ve değiştirilir.

Kanama

Göğüs cerrahisi sonrası kanama, ciddi bir komplikasyondur. Cerrahi alandan veya kan damarlarından kanama olabilir. Kanama belirtileri arasında kan basıncında düşme, kalp hızında artış, solunum sıkıntısı ve hemoglobin seviyesinde azalma bulunur.

Yönetim:

  • Sıvı Replasmanı: Kan kaybını telafi etmek için intravenöz sıvılar verilir.
  • Kan Transfüzyonu: Şiddetli kanama durumlarında kan transfüzyonu yapılır.
  • Cerrahi Müdahale: Kanama kontrol altına alınamazsa, cerrahi müdahale gerekebilir.
  • Koagülasyon Faktörleri: Kanama bozukluğu varsa, koagülasyon faktörleri verilir.

Akciğer Ödemi

Akciğer ödemi, akciğerlerde sıvı birikmesidir. Kardiyak yetmezlik, aşırı sıvı yüklemesi veya akut akciğer hasarı (ARDS) gibi nedenlerle oluşabilir. Akciğer ödeminin belirtileri arasında solunum sıkıntısı, öksürük, köpüklü balgam ve hipoksi bulunur.

Yönetim:

  • Oksijen Tedavisi: Oksijen satürasyonunu artırmak için oksijen verilir.
  • Diüretikler: Vücuttaki fazla sıvıyı atmak için diüretik ilaçlar kullanılır.
  • Pozitif Basınçlı Ventilasyon: Non-invaziv ventilasyon (NIV) veya mekanik ventilasyon ile akciğerlere pozitif basınç uygulanır.
  • Sıvı Kısıtlaması: Sıvı alımı kısıtlanır.
  • Kardiyak Destek: Kardiyak yetmezlik varsa, kardiyak destekleyici ilaçlar kullanılır.

Diğer Komplikasyonlar

Yukarıda bahsedilen komplikasyonların yanı sıra, göğüs cerrahisi sonrası YBÜ'de aşağıdaki komplikasyonlar da görülebilir:

  • Derin Ven Trombozu (DVT) ve Pulmoner Emboli (PE): Kan pıhtılarının oluşmasını önlemek için profilaktik antikoagülan tedavi uygulanır.
  • Yara Açılması: Yara bakımı ve enfeksiyon kontrolü ile tedavi edilir.
  • Ağrı: Ağrı yönetimi stratejileri uygulanır (aşağıda ayrıntılı olarak açıklanmıştır).
  • Deliryum: Deliryum, bilinç bulanıklığı ve kafa karışıklığıdır. Çevresel faktörleri optimize ederek ve ilaçları dikkatli kullanarak yönetilir.

Göğüs Cerrahisi YBÜ'sünde Tedavi Yaklaşımları

Solunum Desteği

Göğüs cerrahisi hastalarının çoğunda ameliyat sonrası dönemde solunum desteğine ihtiyaç duyulur. Solunum desteği, oksijen tedavisi, non-invaziv ventilasyon (NIV) ve mekanik ventilasyon gibi çeşitli yöntemleri içerir.

Oksijen Tedavisi

Oksijen tedavisi, hipoksi (düşük oksijen seviyesi) olan hastalara oksijen sağlamak için kullanılır. Nazal kanül, maske veya yüksek akışlı nazal kanül (HFNC) gibi farklı oksijen verme yöntemleri mevcuttur.

Non-İnvaziv Ventilasyon (NIV)

NIV, endotrakeal entübasyon olmadan solunum desteği sağlamak için kullanılır. CPAP (sürekli pozitif havayolu basıncı) ve BiPAP (iki seviyeli pozitif havayolu basıncı) gibi farklı NIV modları mevcuttur. NIV, solunum kaslarının yükünü azaltır, akciğerlerin havalanmasını iyileştirir ve gaz değişimini kolaylaştırır.

Mekanik Ventilasyon

Mekanik ventilasyon, endotrakeal entübasyon veya trakeostomi yoluyla solunum desteği sağlamak için kullanılır. Mekanik ventilasyon, solunum kaslarının işini üstlenir ve akciğerlerin havalanmasını ve gaz değişimini kontrol eder. Basınç kontrollü ventilasyon (PCV) ve hacim kontrollü ventilasyon (VCV) gibi farklı mekanik ventilasyon modları mevcuttur. Ventilatör ayarları, hastanın ihtiyaçlarına göre ayarlanır.

Ventilatörden Ayırma (Weaning): Hastanın solunum fonksiyonları iyileştikçe, mekanik ventilasyondan ayırma (weaning) süreci başlatılır. Weaning, ventilatör desteğini kademeli olarak azaltmayı ve hastanın kendi kendine solunumunu desteklemeyi içerir. Başarılı bir weaning için hastanın solunum kaslarının gücü, gaz değişimi ve genel sağlık durumu değerlendirilir.

Ağrı Yönetimi

Göğüs cerrahisi sonrası ağrı, hastaların iyileşmesini olumsuz etkileyebilir. Ağrı, solunumu kısıtlayabilir, öksürmeyi zorlaştırabilir ve atelektazi ve pnömoni riskini artırabilir. Bu nedenle, etkili bir ağrı yönetimi stratejisi uygulamak önemlidir.

Ağrı Değerlendirmesi

Ağrı, düzenli olarak değerlendirilmelidir. Hastaların ağrı düzeyini ölçmek için sayısal ağrı skalası (0-10) veya görsel analog skala (VAS) gibi ağrı ölçekleri kullanılır.

Farmakolojik Ağrı Yönetimi

  • Opioidler: Morfin, fentanil ve oksikodon gibi opioidler, şiddetli ağrıyı kontrol altına almak için kullanılır. Opioidlerin yan etkileri arasında solunum depresyonu, kabızlık ve bulantı bulunur.
  • Non-Opioid Analjezikler: Parasetamol ve non-steroidal anti-inflamatuar ilaçlar (NSAID'ler) hafif ve orta şiddetli ağrıyı kontrol altına almak için kullanılır.
  • Lokal Anestezikler: Epidural anestezi veya interkostal sinir blokları, bölgesel ağrı kontrolü sağlamak için kullanılabilir.

Non-Farmakolojik Ağrı Yönetimi

  • Pozisyon Verme: Hastanın rahat bir pozisyonda yatması ağrıyı azaltabilir.
  • Soğuk Uygulama: Cerrahi bölgeye soğuk uygulama ağrıyı azaltabilir ve şişliği önleyebilir.
  • Gevşeme Teknikleri: Derin nefes egzersizleri, meditasyon ve müzik terapisi gibi gevşeme teknikleri ağrıyı azaltabilir.

Beslenme Desteği

Göğüs cerrahisi hastalarının çoğu ameliyat sonrası dönemde yeterli beslenemez. Cerrahi stres, iştahsızlık, bulantı ve kusma gibi faktörler, beslenme yetersizliğine katkıda bulunabilir. Beslenme yetersizliği, yara iyileşmesini geciktirebilir, enfeksiyon riskini artırabilir ve iyileşme sürecini uzatabilir.

Beslenme Değerlendirmesi

Hastanın beslenme durumu, düzenli olarak değerlendirilmelidir. Albumin, prealbumin ve transferrin gibi protein seviyeleri, beslenme durumunu gösteren önemli belirteçlerdir.

Enteral Beslenme

Enteral beslenme, gastrointestinal sistem yoluyla besinlerin verilmesidir. Nazogastrik tüp, nazojejunal tüp veya gastrostomi tüpü aracılığıyla enteral beslenme uygulanabilir. Enteral beslenme, mümkün olduğunca tercih edilmelidir çünkü gastrointestinal sistemin fonksiyonlarını korur ve enfeksiyon riskini azaltır.

Parenteral Beslenme

Parenteral beslenme, intravenöz yolla besinlerin verilmesidir. Enteral beslenme mümkün olmadığında veya yeterli olmadığında parenteral beslenme uygulanır. Parenteral beslenme, santral venöz kateter aracılığıyla verilir.

Beslenme Takibi

Hastanın beslenme durumu, düzenli olarak takip edilmelidir. Kilo, albumin seviyeleri ve azot dengesi gibi parametreler, beslenme takibinde kullanılır. Beslenme planı, hastanın ihtiyaçlarına göre ayarlanır.

Sıvı ve Elektrolit Dengesinin Yönetimi

Göğüs cerrahisi hastalarında sıvı ve elektrolit dengesizlikleri sık görülür. Cerrahi stres, kan kaybı, diüretik kullanımı ve böbrek fonksiyonlarındaki değişiklikler, sıvı ve elektrolit dengesizliklerine neden olabilir. Sıvı ve elektrolit dengesizlikleri, kardiyak aritmiler, solunum yetmezliği ve nörolojik sorunlar gibi ciddi komplikasyonlara yol açabilir.

Sıvı Dengesinin Takibi

Hastanın sıvı dengesi, düzenli olarak takip edilmelidir. İdrar çıkışı, santral venöz basıncı (SVB) ve pulmoner arter wedge basıncı (PAWP) gibi parametreler, sıvı dengesi hakkında bilgi verir.

Elektrolit Dengesinin Takibi

Sodyum, potasyum, klorür, kalsiyum ve magnezyum gibi elektrolit seviyeleri, düzenli olarak ölçülmelidir. Elektrolit dengesizlikleri, uygun tedavi yöntemleriyle düzeltilmelidir.

Sıvı ve Elektrolit Tedavisi

  • Sıvı Replasmanı: Hipovolemi (düşük sıvı hacmi) durumunda intravenöz sıvılar verilir.
  • Elektrolit Replasmanı: Elektrolit eksiklikleri intravenöz elektrolit solüsyonları ile düzeltilir.
  • Diüretikler: Hipervolemi (yüksek sıvı hacmi) durumunda diüretik ilaçlar kullanılır.

Hasta ve Aileleriyle İletişim

Göğüs cerrahisi YBÜ'sünde hasta ve aileleriyle etkili iletişim, hasta memnuniyetini artırır, anksiyeteyi azaltır ve tedaviye uyumu teşvik eder. Sağlık profesyonelleri, hasta ve ailelerine ameliyat sonrası süreç, olası komplikasyonlar ve tedavi planı hakkında düzenli olarak bilgi vermelidir. Hastaların ve ailelerinin sorularını yanıtlamak, endişelerini gidermek ve duygusal destek sağlamak önemlidir. Ayrıca, hasta ve aileleriyle kültürel farklılıklara duyarlı bir şekilde iletişim kurmak, daha iyi bir hasta-sağlık profesyoneli ilişkisi oluşturabilir.

Taburculuk Planlaması

Göğüs cerrahisi YBÜ'sünden taburculuk, hastanın iyileşme sürecinde önemli bir adımdır. Taburculuk planlaması, hastanın evde güvenli ve etkili bir şekilde bakımını sağlamak için multidisipliner bir yaklaşım gerektirir. Taburculuk planlaması, hastanın tıbbi durumu, fonksiyonel kapasitesi, sosyal desteği ve ev ortamı dikkate alınarak yapılmalıdır.

Taburculuk Kriterleri

Hastanın taburcu edilebilmesi için belirli kriterleri karşılaması gerekir. Bu kriterler şunları içerebilir:

  • Stabil vital bulgular
  • Yeterli solunum fonksiyonu
  • Yeterli ağrı kontrolü
  • Yeterli beslenme
  • Yara iyileşmesi
  • Hasta ve ailesinin taburculuk sonrası bakım konusunda bilgilendirilmesi

Taburculuk Sonrası Bakım

Taburculuk sonrası bakım planı, hastanın evde ihtiyaç duyacağı tıbbi bakım, ilaç yönetimi, yara bakımı, beslenme desteği ve fizik tedavi gibi konuları içermelidir. Hastaya ve ailesine, taburculuk sonrası bakım konusunda yazılı ve sözlü talimatlar verilmelidir. Ayrıca, hastanın evde herhangi bir sorunla karşılaşması durumunda iletişime geçebileceği bir iletişim ağı oluşturulmalıdır.

Sonuç

Göğüs cerrahisi YBÜ'sünde hastaların takibi ve tedavisi, multidisipliner bir yaklaşım gerektiren karmaşık bir süreçtir. Erken teşhis, hızlı müdahale, etkili ağrı yönetimi, uygun beslenme desteği ve hasta-aile iletişimi, hastaların sonuçlarını iyileştirmek için kritik öneme sahiptir. Bu blog yazısında, göğüs cerrahisi YBÜ'sünde hastaların takibi ve tedavi yaklaşımları hakkında kapsamlı bir genel bakış sunulmuştur. Bu bilgilerin, sağlık profesyonellerine ve hastalara faydalı olmasını umuyoruz.

#goguscerrahisiyogunbakim#yogumbakim#akcigerameliyati#postoperatifbakim#solunumdestegi

Diğer Blog Yazıları

Çocuklarda Kalp Üfürümleri: Nedenleri, Belirtileri ve Tedavi Yaklaşımları

Çocuklarda Kalp Üfürümleri: Nedenleri, Belirtileri ve Tedavi Yaklaşımları

06 11 2025 Devamını oku »
Ani Solunum Yetmezliği: Nedenleri, Belirtileri ve Yoğun Bakım Yönetimi

Ani Solunum Yetmezliği: Nedenleri, Belirtileri ve Yoğun Bakım Yönetimi

06 11 2025 Devamını oku »
İnsan Kalbinin Anatomisi ve Kardiyovasküler Hastalıklarla İlişkisi

İnsan Kalbinin Anatomisi ve Kardiyovasküler Hastalıklarla İlişkisi

06 11 2025 Devamını oku »
İntensive Care Unit (ICU): Inside the Critical Care Environment

İntensive Care Unit (ICU): Inside the Critical Care Environment

06 11 2025 Devamını oku »
Uyku Kalitenizi Artırmanın Bilimsel Yolları: Fizyolojik Temeller ve Pratik İpuçları

Uyku Kalitenizi Artırmanın Bilimsel Yolları: Fizyolojik Temeller ve Pratik İpuçları

06 11 2025 Devamını oku »
Klinik Nörofizyoloji ile Tanısı Konulan Sık Görülen Hastalıklar

Klinik Nörofizyoloji ile Tanısı Konulan Sık Görülen Hastalıklar

06 11 2025 Devamını oku »
Doğum Sonrası Yoğun Bakım: Annenin Sağlığı İçin Kritik Önlemler

Doğum Sonrası Yoğun Bakım: Annenin Sağlığı İçin Kritik Önlemler

06 11 2025 Devamını oku »
Akciğer Kanserinde Yeni Nesil Tedaviler: Hedefe Yönelik Terapiler ve İmmünoterapi

Akciğer Kanserinde Yeni Nesil Tedaviler: Hedefe Yönelik Terapiler ve İmmünoterapi

06 11 2025 Devamını oku »
Güneşin Zararlı Etkilerinden Korunma Yolları: Cildinizi Yaz Aylarında Nasıl Güvende Tutarsınız?

Güneşin Zararlı Etkilerinden Korunma Yolları: Cildinizi Yaz Aylarında Nasıl Güvende Tutarsınız?

06 11 2025 Devamını oku »