04 11 2025
Paratiroid bezleri, boyunda, tiroid bezinin arkasında yer alan küçük, bezelye büyüklüğünde dört bezdir. Temel işlevleri, vücuttaki kalsiyum seviyesini düzenlemektir. Bu, paratiroid hormonu (PTH) adı verilen bir hormon salgılayarak gerçekleştirilir. PTH, kemiklerden kalsiyum salınımını uyarır, böbreklerde kalsiyum geri emilimini artırır ve bağırsaklardan kalsiyum emilimini teşvik eder (dolaylı olarak D vitamini aktivasyonunu sağlayarak). Paratiroid bezlerinin hasar görmesi veya yaralanması, kalsiyum dengesinde ciddi sorunlara yol açabilir ve bu da çeşitli sağlık sorunlarına neden olabilir. Bu yazıda, paratiroid bezlerinde hasar ve yaralanmanın nedenlerini, belirtilerini, teşhisini ve tedavi seçeneklerini ayrıntılı olarak inceleyeceğiz.
İnsanlarda tipik olarak dört paratiroid bezi bulunur. Bunlar, tiroid bezinin arka yüzeyine yakın bir şekilde yerleşmiştir. Üst (superior) paratiroid bezleri genellikle tiroid bezinin üst kutuplarının arkasında, daha sabit bir konumda bulunurken, alt (inferior) paratiroid bezleri tiroid bezinin alt kutuplarının yakınında, daha değişken bir konumda yer alabilir. Her bir paratiroid bezi yaklaşık 3-8 mm uzunluğunda, 2-5 mm genişliğinde ve 0.5-2 mm kalınlığındadır. Ağırlıkları genellikle 25-40 mg civarındadır.
Mikroskobik olarak, paratiroid bezleri esas olarak iki tip hücreden oluşur: baş hücreleri (chief cells) ve oksifil hücreleri (oxyphil cells). Baş hücreleri, PTH'yi sentezleyen ve salgılayan hücrelerdir ve bezin ana fonksiyonel birimini oluşturur. Oksifil hücrelerinin işlevi tam olarak anlaşılamamıştır, ancak yaşla birlikte sayıları artar ve hormonal aktiviteye sahip olmadıkları düşünülmektedir.
Paratiroid hormonu (PTH), paratiroid bezleri tarafından salgılanan ve vücuttaki kalsiyum seviyesini düzenleyen temel hormondur. PTH, aşağıdaki yollarla kalsiyum seviyesini artırır:
PTH ayrıca, böbreklerde fosfat atılımını artırarak kan fosfat seviyelerini düşürür. Kalsiyum ve fosfat metabolizması arasındaki bu denge, kemik sağlığı ve genel vücut fonksiyonları için kritiktir.
Paratiroid bezlerinde hasar veya yaralanma, çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilir. En sık görülen nedenler şunlardır:
Paratiroid bezlerine en sık zarar veren neden cerrahi işlemlerdir. Özellikle tiroid ameliyatları (tiroidektomi) ve boyun diseksiyonları sırasında paratiroid bezleri farkında olmadan zarar görebilir veya çıkarılabilir. Bu durum, postoperatif hipoparatiroidizm olarak bilinir.
Cerrahi sonrası hipoparatiroidizm riski, cerrahın deneyimine, ameliyatın kapsamına ve hastanın anatomik varyasyonlarına bağlıdır. Deneyimli bir cerrahın dikkatli bir şekilde çalışması ve paratiroid bezlerini korumaya yönelik teknikler kullanması riski azaltabilir.
Boyun bölgesine uygulanan radyasyon tedavisi (örneğin, tiroid kanseri, lenfoma veya diğer baş-boyun kanserleri için), paratiroid bezlerine zarar verebilir ve hipoparatiroidizme yol açabilir. Radyasyon, bezlerin hücrelerine zarar vererek hormon üretimini azaltır.
Radyasyonun etkileri genellikle zamanla ortaya çıkar. Hipoparatiroidizm, radyasyon tedavisinden aylar veya yıllar sonra gelişebilir. Radyasyon dozu ve tedavi edilen alanın büyüklüğü, risk faktörleridir.
Otoimmün hastalıklar, vücudun kendi dokularına saldırmasıyla karakterizedir. Bazı otoimmün hastalıklar, paratiroid bezlerini hedef alarak iltihaplanmaya ve hasara neden olabilir. Bu durum, otoimmün hipoparatiroidizm olarak bilinir.
Otoimmün hipoparatiroidizm genellikle diğer otoimmün hastalıklarla birlikte görülür ve teşhisi zordur. Tanı, klinik belirtiler, laboratuvar testleri (PTH ve kalsiyum seviyeleri) ve otoantikorların varlığına dayanır.
Bazı genetik mutasyonlar, paratiroid bezlerinin gelişimini veya fonksiyonunu etkileyerek hipoparatiroidizme neden olabilir. Bu durum, konjenital hipoparatiroidizm olarak bilinir.
Genetik hipoparatiroidizm genellikle çocukluk çağında teşhis edilir ve ömür boyu tedavi gerektirir.
Paratiroid bezleri nadiren enfeksiyonlardan etkilenebilir. Özellikle bakteriyel veya fungal enfeksiyonlar, bezlerde iltihaplanmaya ve hasara yol açabilir.
Hemokromatozis, vücutta aşırı demir birikimiyle karakterize bir genetik hastalıktır. Demir, çeşitli organlarda birikebilir ve hasara neden olabilir. Nadiren paratiroid bezleri de etkilenebilir.
Wilson hastalığı, vücutta aşırı bakır birikimiyle karakterize bir genetik hastalıktır. Bakır, karaciğer, beyin ve diğer organlarda birikebilir ve hasara neden olabilir. Nadiren paratiroid bezleri de etkilenebilir.
Ciddi magnezyum eksikliği, PTH salgısını baskılayabilir ve hipokalsemiye neden olabilir. Magnezyum, PTH'nin sentezi ve salınımı için gereklidir.
Bazı ilaçlar, paratiroid bezlerinin fonksiyonunu etkileyebilir ve hipoparatiroidizme yol açabilir.
Paratiroid bezlerinde hasar veya yaralanma sonucu ortaya çıkan hipoparatiroidizmin belirtileri, kalsiyum seviyesindeki düşüşe (hipokalsemi) bağlı olarak gelişir. Belirtiler, hipokalseminin şiddetine ve hızına bağlı olarak değişebilir.
Akut hipokalsemi, kalsiyum seviyesinin hızla düştüğü durumlarda ortaya çıkar ve daha belirgin belirtilere neden olur.
Kronik hipokalsemi, kalsiyum seviyesinin yavaş yavaş düştüğü durumlarda ortaya çıkar ve belirtiler daha sinsi olabilir.
Paratiroid bezlerinde hasar veya yaralanma şüphesi olan hastalarda, aşağıdaki teşhis yöntemleri kullanılabilir:
Kan testleri, kalsiyum, PTH, fosfor, magnezyum ve D vitamini seviyelerini ölçmek için kullanılır.
İdrar testleri, kalsiyum ve kreatinin seviyelerini ölçmek için kullanılır. Bu testler, böbreklerin kalsiyumu nasıl işlediğini değerlendirmeye yardımcı olur.
Görüntüleme yöntemleri, paratiroid bezlerinin yapısını ve yerini değerlendirmek için kullanılır. Özellikle cerrahi planlama ve ektopik (normal yerinde olmayan) paratiroid bezlerinin tespitinde faydalıdır.
Genetik testler, konjenital hipoparatiroidizm şüphesi olan hastalarda genetik mutasyonları tespit etmek için kullanılır.
Paratiroid bezlerinde hasar veya yaralanma sonucu ortaya çıkan hipoparatiroidizmin tedavisi, kalsiyum seviyesini нормальном aralıkta tutmayı ve belirtileri kontrol altına almayı amaçlar.
Kalsiyum ve D vitamini takviyesi, hipoparatiroidizmin temel tedavisidir. Bu takviyeler, kalsiyum seviyesini yükseltir ve belirtileri hafifletir.
Kalsiyum ve D vitamini takviyesi alırken, doktorun önerdiği dozu aşmamak önemlidir. Aşırı kalsiyum alımı, böbrek taşlarına ve diğer sağlık sorunlarına yol açabilir.
Tiazid diüretikleri, böbreklerde kalsiyum geri emilimini artırarak idrarla kalsiyum atılımını azaltır ve kan kalsiyum seviyesini yükseltir. Bu ilaçlar, kalsiyum ve D vitamini takviyesiyle birlikte kullanılabilir.
Rekombinant insan paratiroid hormonu (rhPTH), paratiroid hormonu eksikliğini gidermek için kullanılan bir ilaçtır. Bu ilaç, PTH'nin etkilerini taklit ederek kemiklerden kalsiyum salınımını uyarır, böbreklerde kalsiyum geri emilimini artırır ve bağırsaklardan kalsiyum emilimini teşvik eder.
rhPTH, geleneksel tedaviye yanıt vermeyen veya yüksek dozda kalsiyum ve D vitamini takviyesi gerektiren hastalarda kullanılabilir. Bu ilaç, cilt altına enjekte edilerek uygulanır.
Magnezyum eksikliği olan hastalarda magnezyum takviyesi verilmesi, PTH salgısını düzeltebilir ve kalsiyum seviyesini yükseltebilir.
Akut hipokalsemi, acil tıbbi müdahale gerektiren bir durumdur. Tedavi, intravenöz (damar yoluyla) kalsiyum glukonat verilerek yapılır.
İntravenöz kalsiyum tedavisi sırasında, kalp ritmi yakından izlenmelidir. Kalp ritim bozuklukları gelişirse, tedavi durdurulmalıdır.
Hipoparatiroidizmin uzun vadeli komplikasyonlarını önlemek ve yönetmek önemlidir.
Hipoparatiroidizmli hastaların yaşam tarzı değişiklikleri ve beslenme düzenlemeleriyle tedaviye destek olmaları önemlidir.
Paratiroid bezlerinde hasar ve yaralanma, hipoparatiroidizme yol açarak vücuttaki kalsiyum dengesini bozabilir. Bu durum, çeşitli belirtilere neden olabilir ve yaşam kalitesini etkileyebilir. Erken teşhis ve uygun tedavi, belirtileri kontrol altına almaya ve komplikasyonları önlemeye yardımcı olabilir. Kalsiyum ve D vitamini takviyesi, tiazid diüretikleri ve rekombinant insan paratiroid hormonu (rhPTH) gibi tedavi seçenekleri mevcuttur. Hipoparatiroidizmli hastaların doktorlarıyla işbirliği yaparak tedavi planlarını takip etmeleri ve yaşam tarzı değişiklikleriyle tedaviye destek olmaları önemlidir.
İlik kanseri kaç yaşında olur?
06 11 2025 Devamını oku »
Endoskopi Çeşitleri Nelerdir?
06 11 2025 Devamını oku »
Kemik İliği Kanseri Kanda Çıkar Mı?
06 11 2025 Devamını oku »
Kemik İliği Kanseri Nasıl Belli Olur?
06 11 2025 Devamını oku »
Pulmoner hipertansiyon hastaları seyahat edebilir mi?
06 11 2025 Devamını oku »
Kemik iliği kanserleri ne kadar yaşar?
06 11 2025 Devamını oku »
Tourette sendromu zekayı etkiler mi?
06 11 2025 Devamını oku »
Kemik iliği kanserlerinde tedavi sonrası klinik sonuçlar nelerdir?
06 11 2025 Devamını oku »
Pulmoner rehabilitasyon nedir?
06 11 2025 Devamını oku »