17 10 2025
Pemfigus, cilt ve mukozalarda su toplamasıyla karakterize nadir görülen, otoimmün bir hastalıktır. Bu makalede, pemfigusun nedenlerini, risk faktörlerini ve hastalığın gelişiminde rol oynayan mekanizmaları ayrıntılı olarak inceleyeceğiz.
Pemfigus, vücudun bağışıklık sisteminin, sağlıklı cilt ve mukoza zarlarına saldırması sonucu ortaya çıkar. Bu saldırı, cilt hücreleri arasındaki bağlantıları sağlayan desmozom adı verilen yapıları hedef alır. Desmozomların hasar görmesi, cilt hücrelerinin birbirinden ayrılmasına (akantoliz) ve içi sıvı dolu kabarcıkların (bül) oluşmasına neden olur.
Pemfigusun farklı tipleri bulunmaktadır ve her tipin kendine özgü özellikleri vardır. En sık görülen tipler şunlardır:
Pemfigusun kesin nedeni tam olarak bilinmemektedir. Ancak, genetik yatkınlık ve çevresel faktörlerin kombinasyonunun hastalığın gelişiminde rol oynadığı düşünülmektedir.
Pemfigusun temel nedeni, otoimmün bir reaksiyondur. Bağışıklık sistemi, normalde vücudu enfeksiyonlardan koruyan antikorları üretir. Ancak, pemfiguslu bireylerde bağışıklık sistemi, desmozomlardaki proteinlere (özellikle desmoglein 3 ve desmoglein 1) karşı otoantikorlar üretir. Bu otoantikorlar, desmozomlara bağlanarak onların işlevini bozar ve cilt hücreleri arasındaki bağlantıların kopmasına neden olur.
Desmoglein 3'e karşı antikorlar genellikle mukozalarda (ağız, burun, boğaz) kabarcıklara neden olurken, hem desmoglein 3 hem de desmoglein 1'e karşı antikorlar hem mukozalarda hem de ciltte kabarcıklara neden olur. Pemfigus foliaceus'ta ise genellikle sadece desmoglein 1'e karşı antikorlar bulunur, bu nedenle cilt tutulumu daha yüzeyeldir ve mukozal tutulum nadirdir.
Pemfigusun gelişiminde genetik faktörlerin rol oynadığına dair kanıtlar bulunmaktadır. Hastalığın bazı etnik gruplarda daha sık görülmesi (örneğin, Aşkenazi Yahudileri ve Akdeniz kökenliler), genetik yatkınlığın önemini göstermektedir. HLA (Human Leukocyte Antigen) genleri ile pemfigus arasında bir ilişki olduğu bulunmuştur. HLA genleri, bağışıklık sisteminin hücreleri tanımasına yardımcı olan proteinleri kodlar. Bazı HLA allellerine sahip bireylerin pemfigus geliştirme riski daha yüksektir.
Örneğin, HLA-DR4 ve HLA-DR6 allellerinin pemfigus vulgaris ile ilişkili olduğu gösterilmiştir. Ancak, genetik yatkınlık tek başına hastalığın gelişimi için yeterli değildir. Çevresel faktörlerin de tetikleyici rolü önemlidir.
Çevresel faktörlerin pemfigusu tetikleyebileceğine dair kanıtlar giderek artmaktadır. Bu faktörler şunları içerebilir:
Paraneoplastik pemfigus (PNP), nadir görülen ve genellikle bir kanser türüyle ilişkili olan bir pemfigus türüdür. PNP'li hastaların yaklaşık %90'ında bir kanser bulunur. En sık görülen kanser türleri arasında lenfoma, kronik lenfositik lösemi (KLL) ve Castleman hastalığı bulunur. PNP'de, kanser hücreleri tarafından üretilen antijenler, bağışıklık sistemini uyararak hem kanser hücrelerine hem de desmozomlara karşı antikor üretimine yol açar. Bu antikorlar, cilt ve mukozalarda ciddi kabarcıklara ve yaralara neden olur. PNP'nin tedavisi, kanserin tedavi edilmesini ve bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaçların kullanılmasını içerir.
Pemfigusun patogenezi oldukça karmaşıktır ve birçok moleküler mekanizmayı içerir. Otoantikorların desmozomlara bağlanması, bir dizi olayı tetikleyerek cilt hücreleri arasındaki bağlantıların kopmasına ve kabarcık oluşumuna neden olur.
Desmozomlar, cilt hücreleri (keratinositler) arasındaki güçlü bağlantıları sağlayan hücreler arası yapışma kompleksleridir. Desmozomlar, cadherin ailesine ait transmembran glikoproteinler olan desmogleinler (Dsg) ve desmokollinler (Dsc) içerir. Bu proteinler, hücreler arası boşlukta birbirleriyle etkileşime girerek hücreler arasındaki yapışmayı sağlar. Desmozomların sitoplazmik tarafında ise plak proteinleri (plakoglobin, plakodesmözin ve desmoplakin) bulunur. Bu proteinler, desmozomları hücre içi iskelete (intermediate filamentler) bağlar ve yapısal bütünlüğü sağlar.
Pemfigusta üretilen otoantikorlar, desmozomlardaki desmogleinlere bağlanır. Bu bağlanma, bir dizi olayı tetikleyerek desmozomların işlevini bozar ve akantolize (cilt hücrelerinin birbirinden ayrılması) neden olur.
Kompleman sistemi, bağışıklık sisteminin bir parçasıdır ve mikropları ve hasarlı hücreleri yok etmeye yardımcı olur. Pemfigusta, otoantikorlar kompleman sistemini aktive edebilir. Aktive olan kompleman sistemi, iltihaplanmaya ve hücre hasarına yol açan çeşitli medyatörlerin salınmasına neden olur. Kompleman sistemi ayrıca, desmozomların yıkımını hızlandırabilir ve akantolize katkıda bulunabilir.
Pemfigusta, iltihaplanma sürecinde çeşitli sitokinler ve iltihap medyatörleri rol oynar. Bu medyatörler, bağışıklık hücrelerini bölgeye çeker, iltihaplanmayı artırır ve hücre hasarını şiddetlendirir. Örneğin, tümör nekroz faktörü alfa (TNF-α), interlökin-1 (IL-1) ve interlökin-6 (IL-6) gibi sitokinlerin pemfigus patogenezinde rol oynadığı gösterilmiştir.
Pemfigus tanısı, klinik bulgular, cilt biyopsisi ve immünfloresan inceleme gibi çeşitli yöntemlerle konulur.
Pemfigusun tedavisi, hastalığın şiddetine ve tipine bağlı olarak değişir. Tedavinin temel amacı, kabarcıkların oluşumunu engellemek, yaraları iyileştirmek ve hastalığın ilerlemesini durdurmaktır.
Pemfigus, kronik bir hastalıktır ve uzun süreli tedavi gerektirebilir. Pemfiguslu hastaların yaşam kalitesini artırmak için dikkat etmeleri gereken bazı noktalar şunlardır:
Pemfigus, nadir görülen ve otoimmün bir hastalıktır. Hastalığın nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, genetik yatkınlık ve çevresel faktörlerin kombinasyonunun rol oynadığı düşünülmektedir. Pemfigusun tedavisi, hastalığın şiddetine ve tipine bağlı olarak değişir. Tedavinin temel amacı, kabarcıkların oluşumunu engellemek, yaraları iyileştirmek ve hastalığın ilerlemesini durdurmaktır. Pemfiguslu hastaların yaşam kalitesini artırmak için ilaçları düzenli kullanmak, yara bakımına özen göstermek, güneşten korunmak, stresi yönetmek, beslenmeye dikkat etmek ve psikolojik destek almak önemlidir.
Bu makalede, pemfigusun nedenleri, risk faktörleri ve patogenezi hakkında kapsamlı bilgiler sunulmuştur. Ancak, pemfigus tanısı ve tedavisi için bir doktora danışmak önemlidir.
Endoskopi Riskli Bir İşlem midir?
06 11 2025 Devamını oku »
İlik kanserinin son evresinde neler olur?
06 11 2025 Devamını oku »
İlik kanseri kaç yaşında olur?
06 11 2025 Devamını oku »
Endoskopi Çeşitleri Nelerdir?
06 11 2025 Devamını oku »
Kemik İliği Kanseri Kanda Çıkar Mı?
06 11 2025 Devamını oku »
Kemik İliği Kanseri Nasıl Belli Olur?
06 11 2025 Devamını oku »
Pulmoner hipertansiyon hastaları seyahat edebilir mi?
06 11 2025 Devamını oku »
Kemik iliği kanserleri ne kadar yaşar?
06 11 2025 Devamını oku »
Tourette sendromu zekayı etkiler mi?
06 11 2025 Devamını oku »