Okul Çağı Çocuklarında Sık Görülen Kaygı Bozuklukları ve Başa Çıkma Yolları

17 10 2025

Okul Çağı Çocuklarında Sık Görülen Kaygı Bozuklukları ve Başa Çıkma Yolları
PsikolojiÇocuk ve Ergen Ruh SağlığıPedagoji

Okul Çağı Çocuklarında Sık Görülen Kaygı Bozuklukları ve Başa Çıkma Yolları

Okul Çağı Çocuklarında Sık Görülen Kaygı Bozuklukları ve Başa Çıkma Yolları

Kaygı, hepimizin zaman zaman deneyimlediği doğal bir duygudur. Özellikle okul çağındaki çocuklar, gelişimsel süreçleri, akademik beklentiler, sosyal ilişkiler ve ailevi faktörler nedeniyle kaygıyı daha yoğun yaşayabilirler. Ancak, bu kaygı düzeyi çocuğun günlük yaşamını, okul başarısını ve sosyal ilişkilerini olumsuz etkilemeye başladığında, bir kaygı bozukluğundan şüphelenmek gerekir. Bu yazıda, okul çağındaki çocuklarda sık görülen kaygı bozukluklarını, belirtilerini, nedenlerini ve başa çıkma yollarını detaylı bir şekilde ele alacağız.

Kaygı Nedir? Neden Önemlidir?

Kaygı, tehlike veya tehdit algısı karşısında ortaya çıkan, fizyolojik, duygusal ve davranışsal tepkileri içeren karmaşık bir duygusal durumdur. Temelde, kaygı bizi tehlikelere karşı uyararak hayatta kalmamızı sağlar. Örneğin, sınav öncesi hissedilen hafif bir kaygı, öğrenciyi ders çalışmaya motive edebilir. Ancak, kaygı düzeyi aşırıya kaçtığında, öğrencinin odaklanmasını zorlaştırabilir ve performansını düşürebilir.

Çocuklarda kaygı, yetişkinlerde olduğu gibi aynı belirtilerle ortaya çıkmayabilir. Çocuklar, kaygılarını ifade etmekte zorlanabilirler ve bu nedenle kaygı, çeşitli davranışsal ve fiziksel belirtilerle kendini gösterebilir. Bu belirtileri tanımak ve kaygıyı erken dönemde ele almak, çocukların sağlıklı gelişimleri için kritik öneme sahiptir.

Okul Çağı Çocuklarında Kaygı Bozukluklarının Yaygınlığı

Kaygı bozuklukları, çocukluk ve ergenlik döneminde en sık görülen psikiyatrik rahatsızlıklardan biridir. Araştırmalar, okul çağındaki çocukların yaklaşık %10-20'sinin bir kaygı bozukluğu yaşadığını göstermektedir. Bu oranlar, kaygı bozukluklarının çocukların yaşam kalitesi üzerindeki potansiyel etkilerini vurgulamaktadır.

Kaygı bozuklukları tedavi edilebilir rahatsızlıklardır. Erken tanı ve uygun tedavi yöntemleriyle, çocukların kaygılarını yönetmeleri ve sağlıklı bir şekilde gelişmelerini desteklemek mümkündür. Ancak, kaygı bozuklukları sıklıkla tanı konulmayan ve tedavi edilmeyen rahatsızlıklar arasında yer almaktadır. Bu durum, çocukların uzun vadeli psikolojik ve sosyal sorunlar yaşamasına neden olabilir.

Okul Çağı Çocuklarında Sık Görülen Kaygı Bozuklukları

Okul çağındaki çocuklarda görülen çeşitli kaygı bozuklukları vardır. Bu bozukluklar, belirtileri, nedenleri ve tedavi yaklaşımları açısından farklılık gösterir. İşte en sık görülen kaygı bozuklukları:

Yaygın Anksiyete Bozukluğu (YAB)

Yaygın anksiyete bozukluğu, sürekli ve aşırı endişe hali ile karakterizedir. Çocuklar, okul, aile, arkadaşlar, sağlık veya gelecek gibi çeşitli konularda endişelenebilirler. Bu endişeler, günlük yaşamlarını olumsuz etkileyebilir ve aşağıdaki belirtilere yol açabilir:

  • Sürekli endişe ve kaygı: Çoğu zaman belirli bir nedeni olmayan, aşırı ve kontrol edilemeyen endişe hali.
  • Huzursuzluk ve gerginlik: Sürekli bir gerginlik, sinirlilik veya huzursuzluk hissi.
  • Uyku sorunları: Uykuya dalmakta zorlanma, uykusuzluk veya dinlenemeden uyanma.
  • Yorgunluk: Sürekli yorgunluk ve enerji eksikliği.
  • Konsantrasyon güçlüğü: Dikkatini toplamada zorlanma, unutkanlık ve dalgınlık.
  • Kas gerginliği: Sürekli kas gerginliği, baş ağrısı veya karın ağrısı.
  • Sinirlilik: Kolayca sinirlenme, tahammülsüzlük ve öfke patlamaları.

YAB tanısı için, bu belirtilerin en az altı ay boyunca devam etmesi ve çocuğun günlük yaşamını önemli ölçüde etkilemesi gerekmektedir.

Sosyal Anksiyete Bozukluğu (SAB)

Sosyal anksiyete bozukluğu, sosyal ortamlarda yargılanma, eleştirilme veya küçük düşme korkusu ile karakterizedir. Çocuklar, sosyal etkileşimlerden kaçınabilirler veya bu etkileşimlerde aşırı kaygı yaşayabilirler. SAB belirtileri şunları içerebilir:

  • Sosyal durumlardan kaçınma: Okulda sunum yapmaktan, partilere katılmaktan veya yeni insanlarla tanışmaktan kaçınma.
  • Sosyal ortamlarda aşırı kaygı: Sosyal ortamlarda terleme, titreme, kızarma veya mide bulantısı gibi fiziksel belirtiler yaşama.
  • Yargılanma korkusu: Başkalarının kendisi hakkında ne düşündüğüne dair aşırı endişe duyma.
  • Küçük düşme korkusu: Sosyal ortamlarda hata yapmaktan veya aptalca görünmekten korkma.
  • Kendine güvensizlik: Sosyal becerilerine dair düşük özgüven.
  • Yalnızlık: Sosyal ortamlardan kaçınma nedeniyle yalnızlık ve izolasyon hissetme.

SAB, çocukların okul başarısını, sosyal ilişkilerini ve özgüvenlerini olumsuz etkileyebilir.

Ayrılık Anksiyetesi Bozukluğu (AAB)

Ayrılık anksiyetesi bozukluğu, ebeveynlerden veya diğer önemli bağlandığı kişilerden ayrılma konusunda aşırı kaygı duyma ile karakterizedir. Bu kaygı, çocuğun yaşına ve gelişim düzeyine uygun olmayan bir şiddette olmalıdır. AAB belirtileri şunları içerebilir:

  • Evden veya ebeveynden ayrılmak istememe: Okula gitmekten, uyumaktan veya ebeveynlerden ayrı kalmaktan kaçınma.
  • Ayrılma durumlarında aşırı kaygı: Ebeveynlerden ayrılırken ağlama, öfke nöbetleri geçirme veya panik atak yaşama.
  • Ayrılma ile ilgili kabuslar: Ayrılma temalı kabuslar görme.
  • Ebeveynlerin başına kötü bir şey geleceğine dair endişe: Ebeveynlerin hastalanacağı, kaza geçireceği veya öleceği gibi endişeler taşıma.
  • Kendisine kötü bir şey geleceğine dair endişe: Kaybolacağı, kaçırılacağı veya zarar göreceği gibi endişeler taşıma.
  • Fiziksel belirtiler: Ebeveynlerden ayrılma beklentisiyle karın ağrısı, baş ağrısı veya mide bulantısı gibi fiziksel belirtiler yaşama.

AAB, çocukların okula gitmelerini, sosyal aktivitelere katılmalarını ve bağımsızlıklarını geliştirmelerini engelleyebilir.

Özgül Fobiler

Özgül fobiler, belirli bir nesne veya durum karşısında aşırı ve mantıksız korku duyma ile karakterizedir. Bu korku, kişinin günlük yaşamını önemli ölçüde etkileyebilir. Çocuklarda sık görülen özgül fobiler şunlardır:

  • Hayvan fobileri: Köpek, kedi, örümcek veya böcek gibi hayvanlardan korkma.
  • Doğal ortam fobileri: Yükseklik, fırtına, karanlık veya su gibi doğal ortamlardan korkma.
  • Kan-enjeksiyon-yaralanma fobileri: Kan görmekten, iğne olmaktan veya yaralanmaktan korkma.
  • Durumsal fobiler: Uçmaktan, asansörde kalmaktan veya kapalı alanlarda bulunmaktan korkma.

Özgül fobisi olan çocuklar, korktukları nesne veya durumla karşılaştıklarında panik atak geçirebilirler.

Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB)

Obsesif kompulsif bozukluk, obsesyonlar (tekrarlayan, istenmeyen düşünceler, dürtüler veya imgeler) ve kompulsiyonlar (obsesyonları azaltmak veya ortadan kaldırmak için yapılan tekrarlayan davranışlar veya zihinsel eylemler) ile karakterizedir. Çocuklarda sık görülen obsesyonlar şunlardır:

  • Kirlenme obsesyonları: Mikrop, bakteri veya kir bulaşmasından korkma.
  • Simetri obsesyonları: Nesnelerin düzgün ve simetrik olmaması durumunda rahatsızlık hissetme.
  • Zarar verme obsesyonları: Kendisine veya başkalarına zarar vermekten korkma.
  • Cinsel obsesyonlar: İstenmeyen cinsel düşünceler veya imgeler.
  • Dini obsesyonlar: Kutsal şeylere saygısızlık yapmaktan korkma.

Çocuklarda sık görülen kompulsiyonlar şunlardır:

  • Yıkama ve temizleme kompulsiyonları: Ellerini aşırı yıkama, duş alma veya evini temizleme.
  • Kontrol etme kompulsiyonları: Kapıları, ocakları veya prizleri tekrar tekrar kontrol etme.
  • Sıralama ve düzenleme kompulsiyonları: Nesneleri belirli bir şekilde sıralama veya düzenleme.
  • Sayma kompulsiyonları: Belirli nesneleri veya adımları sayma.
  • Tekrarlama kompulsiyonları: Belirli kelimeleri veya cümleleri tekrar tekrar söyleme.

OKB, çocukların zamanını ve enerjisini önemli ölçüde tüketebilir ve okul başarısını, sosyal ilişkilerini ve günlük yaşamlarını olumsuz etkileyebilir.

Panik Bozukluğu

Panik bozukluğu, beklenmedik panik atakları ile karakterizedir. Panik atak, yoğun bir korku veya rahatsızlık hissiyle birlikte gelen fiziksel ve duygusal belirtilerdir. Panik atak belirtileri şunları içerebilir:

  • Çarpıntı veya kalp hızında artış: Kalbin hızlı çarpması veya göğüste sıkışma hissi.
  • Terleme: Aşırı terleme veya soğuk terleme.
  • Titreme veya sarsılma: Titreme veya sarsılma hissi.
  • Nefes darlığı veya boğulma hissi: Nefes almakta zorlanma veya boğulma hissi.
  • Göğüs ağrısı veya rahatsızlık: Göğüste ağrı veya sıkışma hissi.
  • Mide bulantısı veya karın ağrısı: Mide bulantısı, karın ağrısı veya ishal.
  • Baş dönmesi, sersemlik veya bayılma hissi: Baş dönmesi, sersemlik veya bayılma hissi.
  • Gerçek dışılık hissi (derealizasyon) veya kendinden uzaklaşma hissi (depersonalizasyon): Dünyanın gerçek olmadığı veya kendisinin bedeninden ayrıymış gibi hissetme.
  • Kontrolü kaybetme veya delirme korkusu: Kontrolünü kaybedeceğine veya delirceğine dair korku.
  • Ölüm korkusu: Öleceğine dair yoğun bir korku.

Panik bozukluğu olan çocuklar, panik atak geçirme korkusuyla sürekli endişe duyabilirler ve panik atakları tetikleyebilecek durumlardan kaçınabilirler.

Kaygı Bozukluklarının Nedenleri

Kaygı bozukluklarının nedenleri karmaşıktır ve genetik, biyolojik, çevresel ve psikolojik faktörlerin bir kombinasyonunu içerir. İşte kaygı bozukluklarının olası nedenlerinden bazıları:

  • Genetik yatkınlık: Ailede kaygı bozukluğu öyküsü olan çocukların kaygı bozukluğu geliştirme olasılığı daha yüksektir.
  • Beyin kimyası: Beyindeki serotonin, norepinefrin ve GABA gibi nörotransmitterlerin dengesizliği kaygıya yol açabilir.
  • Mizaç: Çekingen, utangaç veya hassas mizaçlı çocuklar kaygı bozukluğu geliştirmeye daha yatkın olabilirler.
  • Travmatik yaşam olayları: İstismar, ihmal, şiddet, kaza veya doğal afet gibi travmatik yaşam olayları kaygı bozukluğuna yol açabilir.
  • Aile ortamı: Aşırı koruyucu, eleştirel veya kontrolcü bir aile ortamı kaygıya katkıda bulunabilir.
  • Öğrenme: Çocuklar, ebeveynlerinden veya diğer önemli kişilerden kaygılı davranışları öğrenebilirler.
  • Stres: Okul, aile, arkadaşlar veya toplumsal olaylar gibi stresli yaşam olayları kaygı bozukluğunu tetikleyebilir.

Kaygı bozukluklarının nedenleri her çocuk için farklı olabilir. Birçok durumda, birden fazla faktörün bir araya gelmesi kaygı bozukluğunun gelişimine katkıda bulunur.

Kaygı Bozukluklarının Belirtileri

Kaygı bozukluklarının belirtileri, bozukluğun türüne, çocuğun yaşına ve gelişim düzeyine bağlı olarak değişebilir. Ancak, genel olarak kaygı bozukluklarının belirtileri fiziksel, duygusal, davranışsal ve bilişsel alanlarda ortaya çıkabilir. İşte kaygı bozukluklarının yaygın belirtilerinden bazıları:

Fiziksel Belirtiler

  • Çarpıntı veya kalp hızında artış
  • Terleme
  • Titreme veya sarsılma
  • Nefes darlığı veya boğulma hissi
  • Göğüs ağrısı veya rahatsızlık
  • Mide bulantısı veya karın ağrısı
  • Baş dönmesi, sersemlik veya bayılma hissi
  • Kas gerginliği
  • Baş ağrısı
  • Yorgunluk
  • Uyku sorunları

Duygusal Belirtiler

  • Sürekli endişe ve kaygı
  • Korku
  • Sinirlilik
  • Huzursuzluk
  • Gerginlik
  • Üzüntü
  • Çaresizlik
  • Suçluluk
  • Utanç

Davranışsal Belirtiler

  • Sosyal durumlardan kaçınma
  • Okuldan kaçınma
  • Aşırı yapışkanlık
  • Öfke nöbetleri
  • Tırnak yeme
  • Saç yolma
  • Parmak emme
  • Uyku sorunları
  • Yeme sorunları
  • Tekrarlayan davranışlar (kompulsiyonlar)

Bilişsel Belirtiler

  • Konsantrasyon güçlüğü
  • Unutkanlık
  • Dalgınlık
  • Olumsuz düşünceler
  • Felaketleştirme
  • Mükemmeliyetçilik
  • Kendine güvensizlik
  • Yargılanma korkusu
  • Küçük düşme korkusu

Kaygı bozukluklarının belirtileri çocuktan çocuğa değişebilir. Bazı çocuklar daha çok fiziksel belirtiler gösterirken, bazıları daha çok duygusal veya davranışsal belirtiler gösterebilir. Eğer çocuğunuzda yukarıdaki belirtilerden bir veya birkaçını fark ediyorsanız, bir uzmana danışmanız önemlidir.

Kaygı Bozukluklarıyla Başa Çıkma Yolları

Kaygı bozuklukları tedavi edilebilir rahatsızlıklardır. Uygun tedavi yöntemleriyle, çocukların kaygılarını yönetmeleri ve sağlıklı bir şekilde gelişmelerini desteklemek mümkündür. İşte kaygı bozukluklarıyla başa çıkma yollarından bazıları:

Profesyonel Yardım

  • Psikoterapi: Bilişsel davranışçı terapi (BDT), kaygı bozukluklarının tedavisinde en etkili psikoterapi yöntemlerinden biridir. BDT, çocuklara kaygılarını tetikleyen düşünceleri ve davranışları tanımlamalarına ve değiştirmelerine yardımcı olur. Diğer psikoterapi yöntemleri arasında oyun terapisi, aile terapisi ve destekleyici terapi de yer alabilir.
  • İlaç tedavisi: Şiddetli kaygı bozukluklarında, psikoterapiye ek olarak ilaç tedavisi de gerekebilir. Antidepresanlar ve anksiyolitikler, kaygı belirtilerini azaltmaya yardımcı olabilir. İlaç tedavisi, bir çocuk psikiyatristi tarafından dikkatli bir şekilde değerlendirilmelidir.

Ebeveynlerin Rolü

  • Destekleyici ve anlayışlı olun: Çocuğunuzun kaygılarını ciddiye alın ve ona destek olduğunuzu hissettirin. Onu yargılamadan dinleyin ve duygularını anlamaya çalışın.
  • Kaygıyı normalleştirin: Kaygının normal bir duygu olduğunu ve herkesin zaman zaman kaygı duyabileceğini açıklayın. Çocuğunuza, kaygı hissettiğinde yalnız olmadığını ve ona yardım etmek için orada olduğunuzu söyleyin.
  • Kaygıya karşı aşırı koruyucu olmayın: Çocuğunuzu kaygıdan korumaya çalışmak yerine, onu kaygısıyla başa çıkmaya teşvik edin. Ona, kaygı veren durumlardan kaçınmak yerine, onlarla yüzleşmenin yollarını öğretin.
  • Model olun: Kendi kaygılarınızı yönetme şekliniz, çocuğunuz için bir model olabilir. Kendi kaygılarınızı sağlıklı bir şekilde yöneterek, çocuğunuza kaygı ile başa çıkmanın yollarını gösterebilirsiniz.
  • Evde sakin bir ortam yaratın: Evde düzenli bir rutin oluşturun ve stresli durumlardan kaçınmaya çalışın. Çocuğunuz için rahatlatıcı ve dinlendirici bir ortam yaratın.
  • Sağlıklı yaşam alışkanlıkları geliştirin: Çocuğunuzun sağlıklı beslenmesine, düzenli uyumasına ve egzersiz yapmasına özen gösterin. Sağlıklı yaşam alışkanlıkları, kaygı belirtilerini azaltmaya yardımcı olabilir.
  • Profesyonel yardım alın: Çocuğunuzun kaygı bozukluğu olduğunu düşünüyorsanız, bir uzmana danışmaktan çekinmeyin. Erken tanı ve tedavi, çocuğunuzun uzun vadeli psikolojik sağlığı için önemlidir.

Çocuğa Yönelik Stratejiler

  • Nefes egzersizleri: Derin nefes alma egzersizleri, kaygıyı azaltmaya ve rahatlamaya yardımcı olabilir. Çocuğunuza, kaygı hissettiğinde yavaş ve derin nefesler almasını öğretin.
  • Gevşeme teknikleri: Kas gevşeme teknikleri, vücuttaki gerginliği azaltmaya yardımcı olabilir. Çocuğunuza, kaslarını sırayla gerip gevşetmeyi öğretin.
  • Duygusal farkındalık: Çocuğunuza duygularını tanımasını ve ifade etmesini öğretin. Ona, duygularını adlandırmasına ve duygularının nedenlerini anlamasına yardımcı olun.
  • Olumlu düşünme: Çocuğunuza olumsuz düşünceleri tanımlamasını ve olumlu düşüncelerle değiştirmesini öğretin. Ona, kendisi hakkında olumlu şeyler düşünmesini ve yeteneklerine odaklanmasını teşvik edin.
  • Problem çözme becerileri: Çocuğunuza sorunları tanımlamasını, çözüm yolları bulmasını ve karar vermesini öğretin. Ona, sorunlarla başa çıkma konusunda kendine güvenmesini sağlayın.
  • Sosyal beceriler: Çocuğunuza sosyal etkileşimlerde bulunma, iletişim kurma ve arkadaş edinme becerilerini öğretin. Ona, sosyal ortamlarda rahat hissetmesine ve kendine güvenmesine yardımcı olun.
  • Hobiler ve ilgi alanları: Çocuğunuzun hobileri ve ilgi alanları ile uğraşmasını teşvik edin. Hobiler ve ilgi alanları, çocuğun stresini azaltmasına ve keyif almasına yardımcı olabilir.
  • Mindfulness: Mindfulness, şimdiki zamana odaklanma ve yargılamadan farkında olma pratiğidir. Mindfulness egzersizleri, çocuğun kaygılarını azaltmasına ve sakinleşmesine yardımcı olabilir.

Okulun Rolü

  • Kaygı belirtilerini tanıma: Öğretmenler ve okul personeli, çocuklarda kaygı belirtilerini tanımak için eğitilmelidir.
  • Destekleyici bir ortam yaratma: Okulda destekleyici ve güvenli bir ortam yaratılmalıdır. Öğrenciler, kendilerini güvende ve kabul görmüş hissetmelidirler.
  • Kaygılı öğrencilere yardım etme: Kaygılı öğrencilere özel destek sağlanmalıdır. Öğretmenler, öğrencilerin kaygılarını anlamaya çalışmalı ve onlara yardım etmeye istekli olmalıdırlar.
  • Ailelerle işbirliği yapma: Okul, kaygılı öğrencilerin aileleriyle işbirliği yapmalıdır. Aileler ve okul, öğrencinin kaygılarını yönetmek için birlikte çalışmalıdırlar.
  • Kaygı yönetimi programları: Okulda kaygı yönetimi programları düzenlenebilir. Bu programlar, öğrencilere kaygı ile başa çıkma becerileri öğretmeye yardımcı olabilir.

Özet

Okul çağındaki çocuklarda kaygı bozuklukları sık görülen ve tedavi edilebilir rahatsızlıklardır. Kaygı bozuklukları, çocukların yaşam kalitesini, okul başarısını ve sosyal ilişkilerini olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle, kaygı bozukluklarının erken tanınması ve uygun tedavi yöntemleriyle ele alınması önemlidir.

Ebeveynler, öğretmenler ve okul personeli, çocuklarda kaygı belirtilerini tanımak ve onlara destek olmak için birlikte çalışmalıdırlar. Çocuklara kaygı ile başa çıkma becerileri öğretmek, onların sağlıklı ve mutlu bir şekilde gelişmelerine yardımcı olabilir.

Unutmayın, kaygı bozukluğu olan çocuklar yalnız değillerdir ve yardım istemek bir güç işaretidir.

#çocuk kaygısı#kaygı yönetimi#okul fobisi#sosyal kaygı#ayrılık kaygısı

Diğer Blog Yazıları

Hematoloji Yoğun Bakımda Yaşam Mücadelesi: Kan Hastalıkları ve Kritik Bakım

Hematoloji Yoğun Bakımda Yaşam Mücadelesi: Kan Hastalıkları ve Kritik Bakım

06 11 2025 Devamını oku »
Romatoid Artrit ve Beslenme: Ağrıyı Azaltmak İçin Ne Yemeli, Nelerden Kaçınmalı?

Romatoid Artrit ve Beslenme: Ağrıyı Azaltmak İçin Ne Yemeli, Nelerden Kaçınmalı?

06 11 2025 Devamını oku »
Çocuklarda Kalp Üfürümleri: Nedenleri, Belirtileri ve Tedavi Yaklaşımları

Çocuklarda Kalp Üfürümleri: Nedenleri, Belirtileri ve Tedavi Yaklaşımları

06 11 2025 Devamını oku »
Ani Solunum Yetmezliği: Nedenleri, Belirtileri ve Yoğun Bakım Yönetimi

Ani Solunum Yetmezliği: Nedenleri, Belirtileri ve Yoğun Bakım Yönetimi

06 11 2025 Devamını oku »
İnsan Kalbinin Anatomisi ve Kardiyovasküler Hastalıklarla İlişkisi

İnsan Kalbinin Anatomisi ve Kardiyovasküler Hastalıklarla İlişkisi

06 11 2025 Devamını oku »
İntensive Care Unit (ICU): Inside the Critical Care Environment

İntensive Care Unit (ICU): Inside the Critical Care Environment

06 11 2025 Devamını oku »
Uyku Kalitenizi Artırmanın Bilimsel Yolları: Fizyolojik Temeller ve Pratik İpuçları

Uyku Kalitenizi Artırmanın Bilimsel Yolları: Fizyolojik Temeller ve Pratik İpuçları

06 11 2025 Devamını oku »
Klinik Nörofizyoloji ile Tanısı Konulan Sık Görülen Hastalıklar

Klinik Nörofizyoloji ile Tanısı Konulan Sık Görülen Hastalıklar

06 11 2025 Devamını oku »
Doğum Sonrası Yoğun Bakım: Annenin Sağlığı İçin Kritik Önlemler

Doğum Sonrası Yoğun Bakım: Annenin Sağlığı İçin Kritik Önlemler

06 11 2025 Devamını oku »