Osteoporoz (Kemik Erimesi) daha çok nerelerde görülür?

10 10 2025

Osteoporoz (Kemik Erimesi) daha çok nerelerde görülür?
Ortopedi ve TravmatolojiGeriatriEndokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıFiziksel Tıp ve Rehabilitasyon

Osteoporoz (Kemik Erimesi) Daha Çok Nerelerde Görülür?

Osteoporoz (Kemik Erimesi) Daha Çok Nerelerde Görülür?

Osteoporoz, kemik yoğunluğunun azalması ve kemik yapısının bozulması sonucu kemiklerin kırılgan hale gelmesiyle karakterize bir hastalıktır. Halk arasında kemik erimesi olarak da bilinir. Bu durum, kemiklerin daha kolay kırılmasına ve hatta bazen kendiliğinden veya hafif bir travma sonucu kırılmalara yol açabilir. Osteoporoz, dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen önemli bir sağlık sorunudur ve özellikle yaşlı popülasyonda daha sık görülür. Bu yazıda, osteoporozun daha çok nerelerde görüldüğünü, risk faktörlerini, belirtilerini, tanı yöntemlerini, tedavi seçeneklerini ve önleme stratejilerini ayrıntılı olarak ele alacağız.

Osteoporozun Görülme Sıklığı ve Coğrafi Dağılımı

Osteoporoz, dünya genelinde yaygın bir sağlık sorunudur, ancak görülme sıklığı coğrafi bölgelere, etnik kökenlere, yaşam tarzı alışkanlıklarına ve genetik faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), osteoporozun dünya genelinde en sık görülen metabolik kemik hastalıklarından biri olduğunu belirtmektedir. Özellikle menopoz sonrası kadınlar ve yaşlı erkekler risk altındadır.

Genel Görülme Sıklığı

Osteoporozun genel görülme sıklığı yaşla birlikte artar. 50 yaş ve üzeri kadınların yaklaşık %30'unda ve erkeklerin %10'unda osteoporoz görülmektedir. Menopoz sonrası kadınlarda, östrojen hormonunun azalmasıyla birlikte kemik kaybı hızlanır, bu da osteoporoz riskini önemli ölçüde artırır. Dünya genelinde yapılan araştırmalar, osteoporozun Avrupa, Kuzey Amerika, Avustralya ve Japonya gibi gelişmiş ülkelerde daha yaygın olduğunu göstermektedir. Bununla birlikte, yaşam süresinin uzaması ve yaşlı nüfusun artmasıyla birlikte, gelişmekte olan ülkelerde de osteoporoz vakaları artmaktadır.

Coğrafi Farklılıklar

Osteoporozun coğrafi dağılımında belirgin farklılıklar bulunmaktadır. Bu farklılıklar, genetik faktörler, beslenme alışkanlıkları, yaşam tarzı ve çevresel faktörlerle ilişkilidir. Örneğin:

  • Avrupa ve Kuzey Amerika: Bu bölgelerde osteoporoz görülme sıklığı oldukça yüksektir. Bunun nedenleri arasında, batı tipi beslenme alışkanlıkları (işlenmiş gıdalar, şekerli içecekler), yetersiz D vitamini alımı, hareketsiz yaşam tarzı ve sigara kullanımı sayılabilir.
  • Asya: Asya ülkelerinde osteoporoz görülme sıklığı, Avrupa ve Kuzey Amerika'ya göre daha düşüktür, ancak bu durum değişmektedir. Özellikle şehirleşme ve batı tipi yaşam tarzının benimsenmesiyle birlikte, osteoporoz vakaları artmaktadır. Asya ülkelerinde, kalsiyum ve D vitamini eksikliği önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.
  • Afrika: Afrika ülkelerinde osteoporoz görülme sıklığı, diğer bölgelere göre daha düşüktür. Bunun nedenleri arasında, genetik faktörler, daha aktif yaşam tarzı ve güneş ışığına daha fazla maruz kalma sayılabilir. Ancak, Afrika'da da yaşam süresinin uzaması ve beslenme alışkanlıklarının değişmesiyle birlikte, osteoporoz vakaları artmaktadır.

Etnik Kökenin Rolü

Osteoporoz riskini etkileyen önemli faktörlerden biri de etnik kökendir. Yapılan araştırmalar, beyaz ırka mensup bireylerde osteoporoz riskinin, diğer etnik gruplara göre daha yüksek olduğunu göstermektedir. Afrikalı Amerikalılarda ise kemik yoğunluğu genellikle daha yüksektir, bu da osteoporoz riskini azaltır. Asyalı kadınlarda da osteoporoz riski beyaz kadınlara göre daha düşüktür, ancak bu durum menopoz sonrası dönemde değişebilir.

Osteoporoz İçin Risk Faktörleri

Osteoporoz gelişimini etkileyen birçok risk faktörü bulunmaktadır. Bu faktörler arasında değiştirilebilir ve değiştirilemez risk faktörleri yer alır. Değiştirilemez risk faktörleri, yaş, cinsiyet, etnik köken ve aile öyküsü gibi faktörlerdir. Değiştirilebilir risk faktörleri ise, beslenme alışkanlıkları, yaşam tarzı, sigara ve alkol tüketimi, bazı ilaçların kullanımı ve altta yatan sağlık sorunlarıdır. Risk faktörlerini bilmek ve bunları yönetmek, osteoporozu önlemek veya geciktirmek için önemlidir.

Değiştirilemeyen Risk Faktörleri

  • Yaş: Yaşlanma, osteoporoz için en önemli risk faktörlerinden biridir. Yaşla birlikte kemik yoğunluğu azalır ve kemik yapısı bozulur. Özellikle 50 yaşından sonra osteoporoz riski önemli ölçüde artar.
  • Cinsiyet: Kadınlar, osteoporoz açısından erkeklere göre daha yüksek risk altındadır. Bunun nedeni, kadınların kemik yoğunluğunun erkeklere göre daha düşük olması ve menopoz sonrası östrojen hormonunun azalmasıyla birlikte kemik kaybının hızlanmasıdır.
  • Etnik Köken: Beyaz ve Asyalı kadınlar, Afrikalı Amerikalı ve Hispanik kadınlara göre daha yüksek osteoporoz riskine sahiptir.
  • Aile Öyküsü: Ailede osteoporoz veya kırık öyküsü olan bireylerde osteoporoz riski daha yüksektir. Genetik faktörler, kemik yoğunluğunu ve kemik yapısını etkileyerek osteoporoz gelişimine katkıda bulunabilir.
  • Vücut Yapısı: İnce ve küçük yapılı bireylerde kemik yoğunluğu genellikle daha düşüktür, bu da osteoporoz riskini artırır.

Değiştirilebilen Risk Faktörleri

  • Beslenme: Yetersiz kalsiyum ve D vitamini alımı, osteoporoz riskini artırır. Kalsiyum, kemiklerin temel yapı taşıdır ve D vitamini, kalsiyumun bağırsaklardan emilimini sağlar. Ayrıca, aşırı tuz ve kafein tüketimi de kemik kaybına yol açabilir.
  • Fiziksel Aktivite: Hareketsiz yaşam tarzı, kemik yoğunluğunu azaltır ve osteoporoz riskini artırır. Düzenli egzersiz, özellikle ağırlık taşıyan egzersizler (yürüyüş, koşu, merdiven çıkma), kemik yoğunluğunu artırır ve kemikleri güçlendirir.
  • Sigara Kullanımı: Sigara içmek, kemik yoğunluğunu azaltır ve kemik kırığı riskini artırır. Sigara, kemik hücrelerinin aktivitesini olumsuz etkileyerek kemik yapısının bozulmasına yol açar.
  • Alkol Tüketimi: Aşırı alkol tüketimi, kemik yoğunluğunu azaltır ve düşme riskini artırarak kemik kırığına yol açabilir.
  • Bazı İlaçlar: Kortikosteroidler (prednizon, kortizon), tiroid hormonları, antikonvülsanlar (fenitoin, karbamazepin) ve bazı kemoterapi ilaçları gibi bazı ilaçlar, uzun süreli kullanımlarında kemik kaybına yol açabilir ve osteoporoz riskini artırabilir.
  • Altta Yatan Sağlık Sorunları: Bazı sağlık sorunları, osteoporoz riskini artırabilir. Bu sorunlar arasında hipertiroidi, hiperparatiroidi, çölyak hastalığı, inflamatuar bağırsak hastalığı, kronik böbrek hastalığı, romatoid artrit ve multipl skleroz sayılabilir.

Osteoporozun Belirtileri

Osteoporoz, genellikle erken evrelerde belirgin belirtiler vermez. Bu nedenle, sıklıkla "sessiz hastalık" olarak adlandırılır. Kemik yoğunluğu önemli ölçüde azalana ve kırıklar meydana gelene kadar osteoporoz fark edilmeyebilir. Ancak, bazı belirtiler osteoporozun varlığına işaret edebilir ve bu belirtilerin farkında olmak erken tanı ve tedavi için önemlidir.

Erken Dönem Belirtileri

Osteoporozun erken dönemlerinde görülebilecek belirtiler şunlardır:

  • Boy Kısaltması: Omurga kırıkları, omurların çökmesine ve boy kısalmasına neden olabilir. Yaşla birlikte boy kısalması normal olsa da, ani ve belirgin boy kısalması osteoporozun bir işareti olabilir.
  • Sırt Ağrısı: Omurga kırıkları, şiddetli sırt ağrısına neden olabilir. Ağrı, genellikle hareketle artar ve dinlenmeyle azalır.
  • Duruş Bozukluğu: Omurga kırıkları, kamburluğa (kifoz) veya öne eğik bir duruşa neden olabilir.
  • Diş Kaybı ve Diş Eti Problemleri: Kemik yoğunluğunun azalması çene kemiğini etkileyebilir, bu da diş kaybı ve diş eti problemlerine yol açabilir.

İleri Dönem Belirtileri

Osteoporoz ilerledikçe, kemikler daha kırılgan hale gelir ve kırık riski artar. Osteoporozla ilişkili en sık görülen kırıklar şunlardır:

  • Omurga Kırıkları: Omurga kırıkları, osteoporozun en sık görülen komplikasyonlarından biridir. Bu kırıklar, genellikle düşme veya ağır kaldırma gibi hafif bir travma sonucu meydana gelir. Omurga kırıkları, şiddetli sırt ağrısına, boy kısalmasına ve duruş bozukluğuna neden olabilir.
  • Kalça Kırıkları: Kalça kırıkları, osteoporozla ilişkili en ciddi kırıklardan biridir. Kalça kırıkları, genellikle düşme sonucu meydana gelir ve cerrahi tedavi gerektirir. Kalça kırıkları, yaşam kalitesini önemli ölçüde azaltır ve ölüm riskini artırabilir.
  • Bilek Kırıkları: Bilek kırıkları, özellikle düşme sırasında ele dayanma sonucu meydana gelir. Bilek kırıkları, genellikle alçı veya cerrahi tedavi gerektirir.
  • Diğer Kırıklar: Osteoporoz, diğer kemiklerde de kırık riskini artırabilir. Bu kırıklar arasında kaburga kırıkları, köprücük kemiği kırıkları ve bacak kemiği kırıkları sayılabilir.

Osteoporoz Tanı Yöntemleri

Osteoporoz tanısı, kemik yoğunluğunun ölçülmesi ve kırık riskinin değerlendirilmesiyle konulur. Tanı yöntemleri arasında kemik yoğunluğu ölçümü (DXA), radyografi (röntgen) ve bazı laboratuvar testleri yer alır.

Kemik Yoğunluğu Ölçümü (DXA)

Dual-enerji X-ışını absorbsiyometri (DXA), osteoporoz tanısında kullanılan en yaygın ve güvenilir yöntemdir. DXA taraması, düşük doz X-ışınları kullanarak kemik yoğunluğunu ölçer. Genellikle kalça, omurga ve bazen de bilek kemik yoğunluğu ölçülür. DXA sonuçları, T-skoru ve Z-skoru olarak ifade edilir. T-skoru, hastanın kemik yoğunluğunu genç, sağlıklı bir yetişkinin kemik yoğunluğuyla karşılaştırır. Z-skoru ise, hastanın kemik yoğunluğunu aynı yaş ve cinsiyetteki diğer kişilerle karşılaştırır. T-skoru -2.5 veya daha düşük olan kişilerde osteoporoz tanısı konulur.

Radyografi (Röntgen)

Röntgen, kemik kırıklarını tespit etmek için kullanılabilir. Ancak, röntgen kemik yoğunluğunu ölçmek için yeterli değildir. Röntgen, kemik yoğunluğu önemli ölçüde azaldığında kemiklerdeki değişiklikleri gösterebilir. Omurga kırıkları veya diğer kırıkların varlığı, osteoporoz tanısını destekleyebilir.

Laboratuvar Testleri

Osteoporoz tanısında, altta yatan diğer sağlık sorunlarını ve kemik metabolizmasını değerlendirmek için bazı laboratuvar testleri yapılabilir. Bu testler arasında şunlar yer alır:

  • Kalsiyum ve Fosfor Düzeyleri: Kalsiyum ve fosfor, kemiklerin temel yapı taşlarıdır. Kan ve idrar kalsiyum düzeylerinin ölçülmesi, kalsiyum metabolizması hakkında bilgi verir.
  • D Vitamini Düzeyi: D vitamini, kalsiyumun bağırsaklardan emilimini sağlar. D vitamini eksikliği, osteoporoz riskini artırır.
  • Paratiroid Hormon (PTH) Düzeyi: PTH, kalsiyum düzeyini düzenleyen bir hormondur. Hiperparatiroidi, kemik kaybına yol açabilir.
  • Kemik Yıkım ve Yapım Belirteçleri: Bu testler, kemik metabolizmasının hızını gösterir. Kemik yıkım belirteçleri, kemik yıkımının hızını, kemik yapım belirteçleri ise kemik yapımının hızını ölçer.

Osteoporoz Tedavi Seçenekleri

Osteoporoz tedavisi, kemik yoğunluğunu artırmayı, kemik kırığı riskini azaltmayı ve ağrıyı hafifletmeyi amaçlar. Tedavi seçenekleri arasında ilaç tedavisi, yaşam tarzı değişiklikleri ve fizik tedavi yer alır.

İlaç Tedavisi

Osteoporoz tedavisinde kullanılan ilaçlar, kemik yıkımını azaltan veya kemik yapımını artıran ilaçlardır. En sık kullanılan ilaçlar şunlardır:

  • Bifosfonatlar: Bifosfonatlar, kemik yıkımını azaltarak kemik yoğunluğunu artırır ve kırık riskini azaltır. Alendronat, risedronat, ibandronat ve zoledronik asit gibi farklı bifosfonatlar bulunmaktadır. Bifosfonatlar, genellikle oral olarak alınır, ancak bazıları intravenöz olarak da uygulanabilir.
  • Seçici Östrojen Reseptör Modülatörleri (SERM'ler): Raloksifen, SERM'lerin bir örneğidir. SERM'ler, östrojenin kemikler üzerindeki olumlu etkilerini taklit ederek kemik yoğunluğunu artırır ve kırık riskini azaltır.
  • Kalsitonin: Kalsitonin, kemik yıkımını azaltan bir hormondur. Kalsitonin, genellikle burun spreyi veya enjeksiyon yoluyla uygulanır.
  • Paratiroid Hormon Analogları: Teriparatid, paratiroid hormonunun bir analogudur. Teriparatid, kemik yapımını uyararak kemik yoğunluğunu artırır ve kırık riskini azaltır.
  • Denosumab: Denosumab, kemik yıkımını azaltan bir monoklonal antikordur. Denosumab, deri altına enjeksiyon yoluyla uygulanır.
  • Romosozumab: Romosozumab, kemik yapımını artıran ve kemik yıkımını azaltan bir monoklonal antikordur. Romosozumab, deri altına enjeksiyon yoluyla uygulanır.

Yaşam Tarzı Değişiklikleri

İlaç tedavisinin yanı sıra, yaşam tarzı değişiklikleri de osteoporoz tedavisinin önemli bir parçasıdır. Yaşam tarzı değişiklikleri arasında şunlar yer alır:

  • Kalsiyum ve D Vitamini Takviyesi: Yeterli kalsiyum ve D vitamini alımı, kemik sağlığı için önemlidir. Doktorunuzun önerdiği dozlarda kalsiyum ve D vitamini takviyesi alabilirsiniz.
  • Düzenli Egzersiz: Düzenli egzersiz, kemik yoğunluğunu artırır ve kas gücünü geliştirir. Ağırlık taşıyan egzersizler (yürüyüş, koşu, merdiven çıkma) ve kas güçlendirici egzersizler (ağırlık kaldırma) kemikler için faydalıdır.
  • Sağlıklı Beslenme: Sağlıklı ve dengeli beslenme, kemik sağlığı için önemlidir. Kalsiyum, D vitamini, protein ve diğer önemli besin maddelerini içeren bir diyet benimseyin.
  • Sigara ve Alkol Tüketiminden Kaçınma: Sigara ve aşırı alkol tüketimi, kemik yoğunluğunu azaltır ve kırık riskini artırır. Sigara ve alkol tüketiminden kaçının veya sınırlandırın.
  • Düşme Önleme: Düşmeler, kemik kırığı riskini artırır. Evde düşme riskini azaltmak için önlemler alın. Kaygan zeminleri temizleyin, iyi aydınlatma sağlayın ve uygun ayakkabılar giyin.

Fizik Tedavi

Fizik tedavi, osteoporozlu bireylerin kas gücünü, dengesini ve duruşunu geliştirmelerine yardımcı olabilir. Fizik tedavi programları, genellikle egzersizler, duruş eğitimi ve ağrı yönetimi tekniklerini içerir. Fizik tedavi, kırık riskini azaltmaya ve yaşam kalitesini artırmaya yardımcı olabilir.

Osteoporozdan Korunma Yolları

Osteoporoz, önlenebilir bir hastalıktır. Kemik sağlığını korumak ve osteoporoz riskini azaltmak için yaşamın her döneminde alınabilecek önlemler vardır.

Çocukluk ve Ergenlik Dönemi

Kemiklerin en hızlı geliştiği dönem olan çocukluk ve ergenlik döneminde yeterli kalsiyum ve D vitamini alımı, kemiklerin güçlenmesi ve kemik yoğunluğunun artması için önemlidir. Bu dönemde düzenli egzersiz yapmak da kemik sağlığını olumlu etkiler. Çocuklara ve gençlere süt, yoğurt, peynir gibi kalsiyum açısından zengin gıdalar tüketmeleri ve güneş ışığından yeterince yararlanmaları konusunda teşvik etmek önemlidir.

Yetişkinlik Dönemi

Yetişkinlik döneminde kemik yoğunluğunu korumak için sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz ve sağlıklı yaşam tarzı alışkanlıkları önemlidir. Kalsiyum ve D vitamini alımına dikkat etmek, sigara ve alkol tüketiminden kaçınmak ve düzenli olarak ağırlık taşıyan egzersizler yapmak kemik sağlığını korumaya yardımcı olur. Özellikle menopoz öncesi kadınlar, kemik yoğunluğunu korumak için düzenli olarak doktor kontrolünden geçmeli ve gerekli önlemleri almalıdır.

Yaşlılık Dönemi

Yaşlılık döneminde kemik yoğunluğu azalmaya devam eder. Bu nedenle, bu dönemde osteoporoz riskini azaltmak için özellikle dikkatli olmak gerekir. Yeterli kalsiyum ve D vitamini alımı, düzenli egzersiz, düşme önleme önlemleri ve doktorun önerdiği ilaç tedavisi kemik sağlığını korumaya yardımcı olur. Yaşlı bireylerin düzenli olarak kemik yoğunluğu ölçümü yaptırması ve gerekli tedavilere başlaması önemlidir.

Beslenme Önerileri

Osteoporozdan korunmak için beslenme alışkanlıklarına dikkat etmek önemlidir. İşte kemik sağlığını destekleyen beslenme önerileri:

  • Kalsiyum: Kalsiyum, kemiklerin temel yapı taşıdır. Süt, yoğurt, peynir, brokoli, lahana, ıspanak, badem ve susam gibi kalsiyum açısından zengin gıdalar tüketin. Günlük kalsiyum ihtiyacı yaşa ve cinsiyete göre değişir, ancak yetişkinler için genellikle 1000-1200 mg kalsiyum önerilir.
  • D Vitamini: D vitamini, kalsiyumun bağırsaklardan emilimini sağlar. Güneş ışığı, D vitamini üretimi için önemlidir. Somon, ton balığı, sardalya, yumurta sarısı ve D vitamini ile zenginleştirilmiş gıdalar tüketin. Günlük D vitamini ihtiyacı yaşa ve cinsiyete göre değişir, ancak yetişkinler için genellikle 600-800 IU D vitamini önerilir.
  • Protein: Protein, kemiklerin yapımında ve onarımında rol oynar. Et, balık, tavuk, yumurta, süt ürünleri, baklagiller ve kuruyemişler gibi protein açısından zengin gıdalar tüketin.
  • Magnezyum: Magnezyum, kemik mineralizasyonunda rol oynar. Yeşil yapraklı sebzeler, kuruyemişler, tohumlar ve tam tahıllar gibi magnezyum açısından zengin gıdalar tüketin.
  • K Vitamini: K vitamini, kemiklerin güçlenmesine yardımcı olur. Yeşil yapraklı sebzeler, brokoli ve lahana gibi K vitamini açısından zengin gıdalar tüketin.
  • Çinko: Çinko, kemik yapımında rol oynar. Et, deniz ürünleri, kabak çekirdeği ve tam tahıllar gibi çinko açısından zengin gıdalar tüketin.
  • Aşırı Tuz ve Kafein Tüketiminden Kaçının: Aşırı tuz ve kafein tüketimi, kemik kaybına yol açabilir. Tuz ve kafein tüketimini sınırlandırın.
  • Alkol Tüketimini Sınırlandırın: Aşırı alkol tüketimi, kemik yoğunluğunu azaltır ve düşme riskini artırır. Alkol tüketimini sınırlandırın veya tamamen bırakın.

Egzersiz Önerileri

Düzenli egzersiz, kemik yoğunluğunu artırır, kas gücünü geliştirir ve düşme riskini azaltır. İşte osteoporozdan korunmak için egzersiz önerileri:

  • Ağırlık Taşıyan Egzersizler: Yürüyüş, koşu, merdiven çıkma, dans etme ve tenis gibi ağırlık taşıyan egzersizler, kemik yoğunluğunu artırmaya yardımcı olur.
  • Kas Güçlendirici Egzersizler: Ağırlık kaldırma, direnç bantlarıyla egzersiz yapma ve vücut ağırlığıyla yapılan egzersizler (şınav, plank) kas gücünü artırır ve kemikleri güçlendirir.
  • Denge Egzersizleri: Denge egzersizleri, düşme riskini azaltmaya yardımcı olur. Tek ayak üzerinde durma, yoga ve tai chi gibi denge egzersizleri yapabilirsiniz.
  • Esneklik Egzersizleri: Esneklik egzersizleri, kasları ve eklemleri esnetir ve hareketliliği artırır. Germe egzersizleri ve yoga gibi esneklik egzersizleri yapabilirsiniz.

Egzersiz programına başlamadan önce doktorunuza danışın ve size uygun egzersizleri öğrenin. Egzersizleri düzenli olarak yapın ve yavaş yavaş yoğunluğunu artırın.

Sonuç

Osteoporoz, dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen önemli bir sağlık sorunudur. Osteoporozun daha çok nerelerde görüldüğünü, risk faktörlerini, belirtilerini, tanı yöntemlerini, tedavi seçeneklerini ve önleme stratejilerini bilmek, bu hastalıktan korunmak veya etkilerini azaltmak için önemlidir. Yaşamın her döneminde sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz ve sağlıklı yaşam tarzı alışkanlıkları benimseyerek osteoporoz riskini azaltabilir ve kemik sağlığınızı koruyabilirsiniz. Erken tanı ve tedavi, osteoporozun ilerlemesini yavaşlatır ve kırık riskini azaltır. Bu nedenle, risk altında olduğunuzu düşünüyorsanız, doktorunuza danışarak gerekli kontrolleri yaptırın ve uygun tedavilere başlayın.

#risk faktörleri#osteoporoz#Kemik Erimesi#yaygınlık#bölgesel farklılıklar

Diğer Sağlık Blog Yazıları

Endoskopi İşlemi İçin Hangi Doktora Gidilmelidir?

Endoskopi İşlemi İçin Hangi Doktora Gidilmelidir?

06 11 2025 Devamını oku »
Endoskopi Riskli Bir İşlem midir?

Endoskopi Riskli Bir İşlem midir?

06 11 2025 Devamını oku »
İlik kanserinin son evresinde neler olur?

İlik kanserinin son evresinde neler olur?

06 11 2025 Devamını oku »
İlik kanseri kaç yaşında olur?

İlik kanseri kaç yaşında olur?

06 11 2025 Devamını oku »
Endoskopi Çeşitleri Nelerdir?

Endoskopi Çeşitleri Nelerdir?

06 11 2025 Devamını oku »
Kemik İliği Kanseri Kanda Çıkar Mı?

Kemik İliği Kanseri Kanda Çıkar Mı?

06 11 2025 Devamını oku »
Osteoporoz (Kemik Erimesi) daha çok nerelerde görülür?

Kemik İliği Kanseri Nasıl Belli Olur?

06 11 2025 Devamını oku »
Pulmoner hipertansiyon hastaları seyahat edebilir mi?

Pulmoner hipertansiyon hastaları seyahat edebilir mi?

06 11 2025 Devamını oku »
Kemik iliği kanserleri ne kadar yaşar?

Kemik iliği kanserleri ne kadar yaşar?

06 11 2025 Devamını oku »