15 10 2025
Gastrointestinal (Gİ) kanama, acil servislerde ve yoğun bakım ünitelerinde (YBÜ) sık karşılaşılan, morbidite ve mortalite açısından önemli bir klinik tablodur. Bu durum, sindirim sisteminin herhangi bir yerinden kaynaklanan kan kaybını ifade eder ve yaşamı tehdit edebilir. Bu yazıda, gastrointestinal kanamaların yoğun bakımda yönetimine yönelik güncel kılavuzlar ve tedavi stratejileri detaylı bir şekilde incelenecektir. Amacımız, yoğun bakım hekimlerine ve diğer sağlık profesyonellerine bu karmaşık durumun tanı ve tedavisinde rehberlik etmektir.
Gİ kanamalar, üst Gİ kanamalar (özofagus, mide, duodenum) ve alt Gİ kanamalar (jejunum, ileum, kolon, rektum, anüs) olarak sınıflandırılır. Üst Gİ kanamalar genellikle alt Gİ kanamalara göre daha sık görülür ve daha ciddi sonuçlara yol açabilir. Kanamanın şiddeti, hastanın komorbiditeleri ve tedaviye yanıtı, prognozu etkileyen önemli faktörlerdir. YBÜ'de Gİ kanama yönetimi, hızlı tanı, hemodinamik stabilizasyon, kanama kaynağının belirlenmesi ve durdurulması, komplikasyonların önlenmesi ve altta yatan nedenin tedavisi gibi çok yönlü bir yaklaşımı gerektirir.
Gİ kanama insidansı yaş, cinsiyet, coğrafi bölge ve risk faktörlerine göre değişiklik gösterir. Üst Gİ kanamalar için yıllık insidans 100.000 kişide 50-150 vaka arasında değişirken, alt Gİ kanamalar için bu oran 100.000 kişide 20-30 vaka civarındadır. Yaşlı popülasyonda, nonsteroidal antiinflamatuar ilaçların (NSAID'ler) kullanımı ve varisler gibi nedenlerle Gİ kanama riski artmaktadır. Diğer önemli risk faktörleri arasında alkol kullanımı, sigara içimi, Helicobacter pylori enfeksiyonu, portal hipertansiyon, koagülopatiler, kronik böbrek yetmezliği ve kardiyovasküler hastalıklar yer alır.
Son yıllarda, aspirin ve diğer antitrombotik ilaçların yaygın kullanımı nedeniyle Gİ kanama insidansında artış gözlenmektedir. Bu ilaçlar, mukozal bariyeri bozarak ve trombosit fonksiyonlarını inhibe ederek kanama riskini artırırlar. Özellikle yaşlı ve komorbiditesi olan hastalarda bu risk daha da yüksektir.
Gİ kanamanın patofizyolojisi, kanamanın kaynağına ve nedenine bağlı olarak değişiklik gösterir. Üst Gİ kanamaların en sık nedenleri arasında peptik ülser hastalığı, özofagus varisleri, Mallory-Weiss sendromu ve eroziv özofajit bulunur. Peptik ülserlerde, mide asidi ve pepsinin mukozal bariyeri aşındırması sonucu ülserasyon ve kanama meydana gelir. Özofagus varisleri, portal hipertansiyon nedeniyle özofagus venlerindeki basıncın artması sonucu oluşur ve rüptüre olarak ciddi kanamalara yol açabilir. Mallory-Weiss sendromu, şiddetli kusma veya öksürük sonucu özofagus mukozasında oluşan yırtıklar nedeniyle meydana gelir. Eroziv özofajit ise, mide asidinin özofagusa geri kaçması sonucu mukozada inflamasyon ve erozyonlara neden olur.
Alt Gİ kanamaların en sık nedenleri arasında divertikülozis, anjiodisplazi, inflamatuar bağırsak hastalıkları (İBH), kolorektal polipler ve tümörler bulunur. Divertikülozis, kolon mukozasının kas tabakasından dışarı doğru fıtıklaşması sonucu oluşan divertiküllerin iltihaplanması veya kanaması ile karakterizedir. Anjiodisplazi, bağırsak duvarındaki anormal kan damarlarının oluşumu ile karakterizedir ve genellikle yaşlı hastalarda görülür. İBH (Crohn hastalığı ve ülseratif kolit), bağırsak mukozasında inflamasyon ve ülserasyonlara neden olarak kanamaya yol açabilir. Kolorektal polipler ve tümörler, bağırsak lümenine doğru büyüyerek kanamaya neden olabilirler.
Gİ kanamalı bir hastanın yoğun bakımda değerlendirilmesi, hızlı ve sistematik bir yaklaşım gerektirir. İlk adım, hastanın genel durumunun ve hemodinamik stabilitesinin değerlendirilmesidir. Bu amaçla, vital bulgular (kan basıncı, nabız, solunum sayısı, oksijen saturasyonu) dikkatlice izlenmeli ve gerekirse resüsitasyon önlemleri (sıvı replasmanı, oksijen tedavisi, kan transfüzyonu) başlanmalıdır.
Detaylı bir anamnez, kanamanın olası nedenlerini belirlemede ve risk faktörlerini değerlendirmede önemlidir. Hastanın kullandığı ilaçlar (NSAID'ler, antitrombotikler, antikoagülanlar), alkol ve sigara kullanımı, daha önceki Gİ kanama öyküsü, karaciğer hastalığı, İBH veya ailede Gİ kanseri öyküsü sorgulanmalıdır. Fizik muayene, kanamanın kaynağına yönelik ipuçları verebilir. Örneğin, karaciğer hastalığı olan bir hastada asit veya spider anjioma bulunması, varis kanamasını düşündürebilir. Rektal tuşe, dışkıda kan veya melena varlığını belirlemede ve rektal tümörleri veya hemoroidleri değerlendirmede önemlidir.
Gİ kanamalı hastalarda aşağıdaki laboratuvar incelemeleri yapılmalıdır:
Görüntüleme yöntemleri, kanamanın kaynağını belirlemede ve diğer olası nedenleri dışlamada yardımcı olabilir:
Gİ kanamalı bir hastanın yoğun bakımda yönetimi, multidisipliner bir yaklaşım gerektirir ve aşağıdaki temel prensipleri içerir:
Hemodinamik instabilite, Gİ kanamalı hastalarda morbidite ve mortalitenin en önemli nedenlerinden biridir. Bu nedenle, hemodinamik stabilizasyon öncelikli hedeftir. Sıvı replasmanı, kan transfüzyonu ve vazopressörler, hemodinamik stabilizasyonu sağlamak için kullanılan temel yöntemlerdir.
Kanama kontrolü, Gİ kanamalı hastalarda mortaliteyi azaltmanın en önemli adımlarından biridir. Kanama kontrolü, endoskopik tedavi, anjiyografik embolizasyon ve cerrahi yöntemlerle sağlanabilir.
Gİ kanamalı hastalarda farmakolojik tedavi, kanamanın nedenine ve şiddetine göre değişiklik gösterir. En sık kullanılan ilaçlar arasında proton pompa inhibitörleri (PPİ), oktreotid, traneksamik asit ve vazopressin bulunur.
Gİ kanamalı hastalarda çeşitli komplikasyonlar gelişebilir. Bu komplikasyonların erken tanınması ve tedavi edilmesi, morbidite ve mortaliteyi azaltmada önemlidir. En sık görülen komplikasyonlar arasında aspirasyon pnömonisi, enfeksiyonlar, akut böbrek yetmezliği, hepatik ensefalopati ve çoklu organ yetmezliği bulunur.
Gİ kanamalı hastalarda beslenme, iyileşmeyi hızlandırmak ve komplikasyonları önlemek için önemlidir. Kanama durduktan sonra, oral beslenmeye yavaş yavaş başlanabilir. Oral beslenmeye tolerans gösteremeyen veya yetersiz beslenen hastalarda enteral veya parenteral beslenme düşünülebilir.
Yoğun bakımda yatan hastalarda stres ülseri riski yüksektir. Stres ülserini önlemek için PPİ'ler veya H2 reseptör antagonistleri kullanılabilir.
Yoğun bakımda yatan hastalarda DVT riski yüksektir. DVT'yi önlemek için mekanik profilaksi (kompresyon çorapları) veya farmakolojik profilaksi (düşük molekül ağırlıklı heparin) kullanılabilir.
Gİ kanamalı hastalarda prognoz, kanamanın nedenine, şiddetine, hastanın komorbiditelerine ve tedaviye yanıtına bağlıdır. Yüksek riskli hastaların belirlenmesi ve agresif tedavi yaklaşımlarının uygulanması, mortaliteyi azaltmada önemlidir. Rockall skoru ve Blatchford skoru gibi risk skorlama sistemleri, hastaların riskini belirlemede ve tedavi kararlarını yönlendirmede yardımcı olabilir.
Gİ kanaması durdurulduktan sonra, hastaların takibi önemlidir. Takip sırasında, altta yatan nedenin tedavisi (örneğin, Helicobacter pylori eradikasyonu, NSAID kullanımının kesilmesi) ve kanama tekrarını önleyici stratejiler (örneğin, uzun süreli PPİ tedavisi, varislerin bant ligasyonu) uygulanmalıdır.
Varis kanaması, portal hipertansiyonun bir komplikasyonudur ve siroz, alkolik karaciğer hastalığı, hepatit ve diğer karaciğer hastalıkları olan hastalarda sık görülür. Varis kanaması, yaşamı tehdit edebilen masif bir kanamaya yol açabilir. Varis kanaması yönetiminde, hemodinamik stabilizasyon, farmakolojik tedavi (oktreotid, vazopressin), endoskopik tedavi (bant ligasyonu, skleroterapi) ve transjuguler intrahepatik portosistemik şant (TIPS) gibi yöntemler kullanılır. TIPS, portal basıncı azaltarak kanama riskini azaltır.
Non-varis üst Gİ kanamasının en sık nedenleri arasında peptik ülser hastalığı, eroziv özofajit ve Mallory-Weiss sendromu bulunur. Non-varis üst Gİ kanaması yönetiminde, hemodinamik stabilizasyon, PPİ tedavisi, endoskopik tedavi (klips uygulaması, termal koagülasyon) ve Helicobacter pylori eradikasyonu gibi yöntemler kullanılır.
Alt Gİ kanamasının en sık nedenleri arasında divertikülozis, anjiodisplazi, inflamatuar bağırsak hastalıkları ve kolorektal polipler bulunur. Alt Gİ kanaması yönetiminde, hemodinamik stabilizasyon, kolonoskopi, anjiyografik embolizasyon ve cerrahi tedavi gibi yöntemler kullanılır.
Gastrointestinal kanamalar, yoğun bakım ünitelerinde sık karşılaşılan ve mortalite açısından önemli bir klinik tablodur. Bu yazıda, Gİ kanamaların yoğun bakımda yönetimine yönelik güncel kılavuzlar ve tedavi stratejileri detaylı bir şekilde incelenmiştir. Erken tanı, hemodinamik stabilizasyon, kanama kaynağının belirlenmesi ve durdurulması, komplikasyonların önlenmesi ve altta yatan nedenin tedavisi gibi çok yönlü bir yaklaşım, Gİ kanamalı hastaların prognozunu iyileştirmede önemlidir. Yoğun bakım hekimlerinin ve diğer sağlık profesyonellerinin bu bilgileri klinik uygulamalarına entegre etmesi, hasta sonuçlarını olumlu yönde etkileyecektir.
Üroloji Yoğun Bakım Hastalarında Sık Karşılaşılan Komplikasyonlar ve Yönetimi
06 11 2025 Devamını oku »
Hematoloji Yoğun Bakımda Yaşam Mücadelesi: Kan Hastalıkları ve Kritik Bakım
06 11 2025 Devamını oku »
Romatoid Artrit ve Beslenme: Ağrıyı Azaltmak İçin Ne Yemeli, Nelerden Kaçınmalı?
06 11 2025 Devamını oku »
Çocuklarda Kalp Üfürümleri: Nedenleri, Belirtileri ve Tedavi Yaklaşımları
06 11 2025 Devamını oku »
Ani Solunum Yetmezliği: Nedenleri, Belirtileri ve Yoğun Bakım Yönetimi
06 11 2025 Devamını oku »
İnsan Kalbinin Anatomisi ve Kardiyovasküler Hastalıklarla İlişkisi
06 11 2025 Devamını oku »
İntensive Care Unit (ICU): Inside the Critical Care Environment
06 11 2025 Devamını oku »
Uyku Kalitenizi Artırmanın Bilimsel Yolları: Fizyolojik Temeller ve Pratik İpuçları
06 11 2025 Devamını oku »
Klinik Nörofizyoloji ile Tanısı Konulan Sık Görülen Hastalıklar
06 11 2025 Devamını oku »